TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje...

84

Transcript of TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje...

Page 1: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

www.emlakkonut.com.tr

RK

İYE'

NİN

EN

ÇEV

REC

İ ŞE

HİR

DER

GİS

İÇ

EVR

E V

E ŞE

HİR

CİL

İK |

SAY

I 4

Page 2: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 3: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 4: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

YAPI KULLANMA İZİN SÜRECİNDE EVRAK AZALIYOR, ZAMAN KISALIYOR ..................................... 4

YAPI DENETİMİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİ DEĞİŞTİ .................................................................................................................. 5

TÜRKİYE'NİN İLK YEŞİL bÜYÜME STRATEjİSİ ...................................................................................................................................... 8

200 bİN MÜTEAhhİT TÜRKİYE İçİN fAZLA .................................................................................................................................... 10

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE ÖNCELİKLİ bÖLGE İZMİR .................................................................................................................... 14

İZMİR'İ hAK ETTİĞİ YERE GETİRECEĞİZ .................................................................................................................................................. 16

VERİ MERKEZLERİ ARTIK DAhA çEVRE DOSTU ..................................................................................................................... 42

SÜRDÜRÜLEbİLİR KALKINMA İçİN RIO+20 .............................................................................50

çEVRECİ YAŞAM TARZI TESTİ ..................................................................................................54

38

28

34

24

72

56

68 64

İçİNDEKİLER

GÜVENLİ YAPILAR GÜVENLİ MALZEMELERAfetlerde sık karşılaşılan bir sorun olan yapı malzemeleri sektörüne AB standartları hâkim hale geldi.

hEDEf DAhA ETKİN bİR YAPI DENETİMİYapı Denetim Sistemi; yapıların envanter bilgilerini tek bir veri tabanında toplayarak takip etmeyi, sisteme dâhil olan tarafların sürecin her aşamasında bilgi sahibi olabilmesini amaçlıyor.

YEŞİL ENERjİDE YATIRIM REKORLARI2011’de 260 milyar dolar seviyesine ulaşan yeşil enerji yatırımları, 2010’a kıyasla yüzde 5 arttı, 2004 yılını beşe katladı.

ŞEhİR VE MEDENİYETMedeniyet üç ana sacayağı üzerinde yükselir: Mimari, musiki ve yemek kültürü.

Ahİ EVRAN-I VELİHelal kazanmanın yolu kişinin kendi emeği ile geçinebileceği bir mesleğe sahip olmasıdır.

RÜYA ŞEhİR bURSAYeşilin tonlarında manevi bir yolculuk ve Uludağ’ın zirvelerinde esen yel.

SIĞLA AĞACISığla ağacından elde edilen yağ, parfümeri, temizlik ve sağlık sektöründe kullanılıyor.

DÂRÜLACEZEDilencilikle mücadele yolunda atılmış önemli bir adım olan Dârülaceze Sultan II. Abdülhamit tarafından kurduruldu.

2 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK

Page 5: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

YAPI DENETİMİNDE YENİ DÖNEMÇevre ve Şehircilik Dergisi’nin dördüncü sayısıyla karşınızdayız. Yine

hepinizi yakından ilgilendiren haber, dosya ve yazılarla zengin ve dopdolu bir sayı hazırladık.

Nisan ayının kapak konusu “Yapı Denetimi” ve bu alanda ortaya çıkan yeni düzenlemeler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Yapı Denetimi Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan kapak dosyamızda, yapı denetim sürecinin ülke genelinde yaygınlaşması ele alınıyor.

Ayrıca yapıların envanter bilgilerinin tek bir veri tabanında toplanarak takip edilmesi, denetim sürecinin hızlanması ve sisteme dahil olan tarafların her aşamada bilgi sahibi olması dosyada anlatılan başlıklar arasında.

Coğrafi Bilgi Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan çalışmada, farklı kaynaklardan elde edilen bilgilerin birleştirilmesiyle elde edilen coğrafi referanslı verilerin internet üzerinden hizmete sunulması ele alınıyor.

Çevre dostu yeşil enerji yatırımlarının rekor kırdığını anlatan çalışmayı Deniz Aydın hazırladı. “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Rio+20” başlıklı çalışma ise, bu alandaki önemli gelişmeleri okuyucuya aktarıyor. “Bedensel Engelliler ve Kentsel Yaşam” başlıklı çalışmayı ise Muhammet Maden sizler için kaleme aldı.

Değerli araştırmacı Sezgin Demircioğlu, “İçimizdeki Işık, Darülaceze” başlıklı çalışmasıyla farklı bir dünyanın kapılarını açıyor bu sayıda.

Bu sayıda Kadim Şehirler köşemizin konuğu Bursa.”Zamanın Sarkacında Bir Rüya Şehir Bursa” yazısını Hasan Hüseyin Öz kaleme aldı, eminiz keyifle okuyacaksınız.

“Şehir Yüzlü İnsanlar” köşemizin bu ayki konuğu Ahi Evran-ı Veli ve elbette onunla bütünleşen Kırşehir. Ümit Kaçar’ın kaleminden sizlere sunuyoruz.

Çevre ve Şehircilik Dergisi, kendi ilgi alanında sizleri bilgilendirirken, bir yandan da tarihe, doğal güzelliklerimize kapılar aralamayı sürdürecek. Yeni haberler, dosyalar ve çalışmalarla, elbette sizlerin değerli katkılarıyla, bir sonraki sayımızda tekrar karşınızda olmayı umut ediyoruz.

Saygılarımızla...

DB Yapım Ajans adına Sahibi ve

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüŞenol Selçuk Turan

Yayın KoordinatörüNecati Eren

Yayın KuruluÜmit Kaçar

Ali İhsan KıraçYakup Türkmen

Sezgin Demircioğlu Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar

Haber MerkeziCansu Kurukahvecioğlu

Fatma Yıldırım Muhammed Şahin

TasarımDB Yapım

FotoğraflarSelahattin Aydınlı

Sıtkı İlanbey

Yönetim YeriAşağı Öveçler Mahallesi 1333 Sokak No: 17/12

Çankaya, AnkaraTel : 0 312 472 47 45

Faks : 0 312 472 47 46

TürüYaygın Süreli

BaskıFersa Ofset Baskı Tesisleri, Ankara

Tel : 0 312 386 17 00

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 3

Page 6: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, yaklaşan dev kentsel dönüşüm öncesi yatırımların daha hızlı ve yapı ta-kibinin daha kolay takip edilmesini sağ-lamak ve idarenin keyfi uygulamalarının önüne geçebilmek amacıyla “Planlı Alan-lar Tip İmar Yönetmeliğinde” değişikli-ğe gitti. Değiştirilen yeni yönetmelik ile

birlikte “yapı kullanma izin süreçlerinde evrak bakımından sadeleşme ve zaman-dan tasarruf sağlanacak” diyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, yeni projeler ve değişiklikler hakkında bilgi verdi.

SÜRELER KISALIYOR, İŞLER HIZLANIYORYeni Yönetmelik ile imar durum bel-

gesi (çap) ve onaylı jeolojik ve jeoteknik etüt raporunun bir örneğinin en geç iki iş günü; yol kotu tutanağı ve kanal kotu tutanağının en geç beş iş günü içinde verilecek. Kanal kotu tutanağının idare dışında düzenlenmesi halinde, sürenin üç iş günü ile sınırlanması için ilave hüküm getirilerek yatırımların ruhsat aşamasında hızlandırılması sağlanacak.

Yapı aplikasyon projesi istenerek kom-şu parsele tecavüz, bahçe mesafesinde taşma gibi sorunlara geliştirilen proje ile birlikte son verilecek. Ayrıca geliştirilen bir başka proje ile birlikte yapının özelli-ğine göre arıtma, otomatik kontrol tesisa-tı, yangın algılama, tahliye ve söndürme gibi projelerle çevre ve yangın konularına karşı çözüm üretilecek.

HER PROJE İÇİN YENİ SİCİL, DENETİMİ KOLAYLAŞTIRACAKFenni mesuller ve şantiye şefleri her

proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay sağlanmış olacak.

Yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgeleri birer örneği bir önceki ayda ya-pılan işlemlere ilişkin bilgiler her ayın ilk haftası ilgili meslek odalarına liste halinde topluca bildirilecek.

EVRAK AZALACAK ZAMAN TASARRUF EDİLECEKPlanlı Alanlar Tip İmar Yönetme-

liği’ndeki değişikliğin en dikkat çeken noktasını ise; yapı kullanma izin başvu-rularında fenni mesul veya yapı denetim kuruluşu raporları dışında herhangi bir belge istenmeyecek olması. Böylece evrak kullanımı azalacak zamandan tasarruf sağlanacak ve idarenin keyfi uygulama-larının önüne geçilecek.

TESİSAT PROJELERİ RUHSATTAN SONRA VERİLECEKYönetmelik değişikliğine göre, elekt-

rik, telefon ve doğalgaz tesisat projelerinin yapı ruhsatı verilmesi aşamasında idareye sunulmasının zorunlu olmayacak; ruhsat alındıktan sonra ilgili fenni mesul veya yapı denetim kuruluşunca 30 gün içinde onaylanarak ruhsat vermeye yetkili ida-reye sunacak. Ruhsat sonrası verilmesi sağlanarak yapının inşasına bir an önce başlanmasına olanak tanınacak.

Planlı alanlar TiP imar YöneTmeliği’nde değişikliğe gidildi

YAPI KULLANMA İZİN SÜRECİNDEEVRAK AZALIYOR, ZAMAN KISALIYORÇEvrE vE ŞEhİrcİlİk BAkANI ErDoğAN BAYrAkTAr, PlANlI AlANlAr TİP İMAr

YÖNETMElİğİ’NDE DEğİŞİklİğE gİDİlDİğİNİ BElİrTErEk, “İDArElErİN kEYfİ uYgulAMAlArININ ÖNüNE gEÇErEk YATIrIMlArIN ruhsAT AŞAMAsINDA

hIzlANDIrIlMAsINI sAğlAYAcAğIz” DEDİ.

Getirilen yeni uygulama ile proje müellifleri, fenni

mesuller ve şantiye şeflerinden her proje için

sicil durum taahhütnamesi alınacağını kaydeden Bakan Bayraktar, “Yapı aplikasyon projesi geliştirilerek komşu

parsele tecavüz, bahçe mesafesinde taşma gibi

sorunların önüne geçilecek” dedi.

4 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

HABER

Page 7: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Yapı Denetimi Uygulama Yönet-meliği'nde yaptığı değişiklik Resmi Gazete yayımlandı.

Buna göre, yapı ruhsatının vizeler bölümüne yapı denetim kuruluşunun denetçilerinin imzaları alındıktan sonra ilgili bölüm idarece incelenecek. İnce-leme neticesinde eksik vize işlemi var ise bunlar yapı denetim kuruluşuna ta-mamlattırılacak. Bunun dışında, hiçbir şekilde vize veya vize anlamına gelecek bir uygulamada bulunulamayacak.

İnşaatın tamamlanmasını müteaki-ben tanzim edilen iş bitirme tutanağı ilgili idarece incelenerek, 15 iş günü içinde onaylanacak veya var ise ek-sikliklerinin neler olduğu belirtilerek, giderilmesinin gerektiği yazılı olarak bildirilecek. Eksikliklerin giderilmesin-den sonra verilen iş bitirme tutanağı 2 iş günü içinde onaylanacak.

MESLEK ODASINA ÜYELİK DURUMU ÖNEMLİYapı denetim kuruluşu, proje ve uygu-

lama denetçisi mimar ve mühendisler ara-cılığıyla, proje müelliflerince hazırlanan uygulama projelerinin ve hesaplarının, mühendislik ve mimarlık proje düzenleme esasları, imar planı, ilgili idarenin imar yönetmelikleri ile yürürlükte bulunan diğer yönetmelik, genelge, şartname ve standartlara uygunluğunu kontrol edecek. Proje müelliflerinin kayıtlı olduğu odaya üyeliklerinin devam edip etmediğini ve mesleki kısıtlılıklarının olmadığına dair beyanlarının olup olmadığını kontrol edecek ve üyeliği devam etmeyen mü-ellifin durumunu ilgili meslek odasına bildirilecek.

ONAYLAR SUNULAMAZSA İNŞAAT DURDURULACAKYapı ruhsatı vermeye yetkili ida-

relerin dışındaki kurumlar tarafından onaylanması gereken elektrik, telefon ve doğalgaz tesisat projelerini ilgili mev-zuata göre inceleyecek, zamanında ve

usulüne uygun olarak onaylanmasını temin edecek.

Elektrik, telefon ve doğalgaz tesisat projelerinin inşaat ruhsatının alındığı tarihi izleyen 30 gün içinde ilgili idare tarafından onaylanmasını temin edecek ve onaya ilişkin belgeyi inşaat ruhsatı vermeye yetkili idareye sunacak. Bu süre içinde söz konusu projelere ilişkin onaylar

idareye sunulamadığı takdirde inşaat idarece durdurulacak.

Yapı denetim kuruluşu, yapıyla il-gili olarak ısı ihtiyacı kimlik belgesinin, kanal bağlantısının yapıldığına ilişkin tutanağın, binanın yapı aplikasyon projesine uygun şekilde aplike edildi-ğini gösteren vaziyet planı ve bağımsız bölüm planını içeren belgenin, elekt-rik, telefon ve doğalgaz tesisatlarının, yangın algılama, tahliye ve söndürme sisteminin projelerine uygun şekilde yapılmasını denetleyerek bunlara iliş-kin uygunluk belgelerini ve asansörün ilgili idarece tescilini temin edecek. Bu işlemlerin usulüne uygun yapıldığına dair raporu ve yapının cephe fotoğraf-larını iş bitirme tutanağına ekleyecek.

EKSİKLERİN GİDERİLMESİ SAĞLANACAKProje ve uygulama denetçisi mimar ve

mühendisler tarafından, proje müellifle-rince hazırlanan projelerin ihtisas alan-larındaki mevzuata uygunluğu, detay ve hesapların doğruluğu, belirlenmiş asgari kriterlere uygunluğu ve proje müellifleri-nin mesleki kısıtlılığı olmadıklarına dair beyanı kontrol edilecek. Var ise eksik-lik ve hataların giderilmesi sağlanacak. Eksikliği ve hatası bulunmayan projeler, ilgili denetçi mimar ve denetçi mühendis tarafından onaylanacak.

MESLEK ODASI KAYDI ÖNŞARTProje müellifi, yapı ruhsatına esas olan

uygulama projelerini ve zemin etüdü ra-porları da dahil olmak üzere her türlü etüde dayalı çalışmaları mevzuatına uy-gun olarak yapmak ya da yaptırmak ve incelenmek üzere ilgili meslek odasına kayıt belgesi ve mesleki kısıtlılığı olmadı-ğına dair beyanı ile birlikte yapı denetim kuruluşuna vermek ile görevli olacak.

İlgili meslek odasına üye olmayan veya mesleki kısıtlılığı olmadığına dair beyanı bulunmayan proje müellifinin projesi, yapı denetim kuruluşunca ince-lenmeyecek.

YaPı deneTimi UYgUlama YöneTmeliği değişTi

Yapılan değişikliğe göre; yapı ruhsatının vizeler

bölümüne yapı denetim kuruluşunun denetçilerinin

imzaları alındıktan sonra ilgili bölüm idarece incelenecek. İnceleme neticesinde eksik vize işlemi var ise bunlar yapı denetim kuruluşuna tamamlattırılacak. Bunun

dışında, hiçbir şekilde vize veya vize anlamına gelecek bir uygulamada

bulunulamayacak.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 5

Page 8: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

MAHRUKİ: AFET DÖNÜŞÜMÜNÜ DÖRT GÖZLE BEKLİYORUZ

Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı Ali Nasuh Mahruki ile bir araya gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Afet dönü-şüm yasası, can kurtaran bir yasadır. Bilimsel bir heyet kurulacak, bu heyetin sakat dediği binalar yıkılacak” dedi.

Afet dönü-şümünde AKUT gibi sivil top-lum kuruluşla-rının aklına ve desteğine ihti-yaç duydukla-rını kaydeden Bayraktar, “1.5 milyonu İstan-bul’da olmak üzere ülke ça-pında 7 milyon

konut yapılacak. Bu sayede muazzam bir istih-dam oluşacak” diye konuştu.

Afete dayanıklı bir Türkiye için çabaladıkla-rını, alt ve üst yapısı sağlam inşa edilmiş kent-ler kurulması gerektiğini belirten Mahruki de, “Afet dönüşümünü dört gözle bekliyoruz. Afet dönüşümünün kamuoyunda karşılığı var. Yeni yeni mahalleler kurulmalı, afete dayanıklı yeni binalar yapılmalı, herkes yeni kentler, yeni ma-halleler kurma konusunda birbiriyle çalışmalı” ifadelerini kullandı.

Mahruki, görüşmede “Kendi Everest’inize Tırmanın” adlı kitabını Bakan Bayraktar’a he-diye etti.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Er-doğan Bayraktar, Ulaştırma, Haber-leşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte EXPO 2020 İzmir Yönlendirme Kurulu’nun düzenlediği etkinlikle İzmir’deki başkonsoloslar, konsoloslar ve fahri konsoloslar ile bir araya geldi.

Etkinlikte yaptığı konuşmada, İzmir’in Türkiye’nin göz bebeği oldu-ğunu dile getiren Bakan Bayraktar,

hükümet olarak EXPO 2020 organi-zasyonunun İzmir’e kazandırılması-na büyük önem verdiklerini söyledi.

Bu noktada konsolosluklara önemli görevler düştüğünü belirten Bayraktar, “Ürettiklerimizi pazarla-yabilmek için sosyal ilişkiler kurmak lazım. Bizim fahri konsoloslarımız da bu ikili ilişkinin temel odaklarıdır. İnşallah EXPO 2020’yi İnciraltı’nda yapacağız” dedi.

Türkiye Deprem Vakfı tarafından Ulusal Deprem Haftası kapsamında “İs-tanbul Depreme Hazırlanıyor! Mu?” ana temasıyla düzenlenen “Deprem Zirvesi 2012” programına katılan Çevre ve Şehir-cilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Kentsel dönüşüm ifadesinin içerisine rant kelime-sini yakıştırmak, bize yapılacak en büyük haksızlıktır” dedi. Vatandaşların dönü-şüm sırasında “Gecekondumu verirsem buradan nasıl bir iki daire fazla, yüzde 30 fazla alırım” hesabından vazgeçmesi

gerektiğini belirten Bayraktar, başlatılan dönüşüm seferberliği sayesinde müşa-virlik sisteminin, inşaat sektörünün ve yerli malzemelerin gelişeceğini söyledi.

Millet, vatan, üretim eksenli düşünen duyarlı insanların sesinin çıkması gerek-tiğini kaydeden Bakan Bayraktar, “Bakı-yorsunuz muhalefet olan yüzde 5-10 var onların sesi çıkıyor, onlar gelip vitrini kapatıyor. Yapılacak hayırlı iş için bü-yük çoğunluk sizi destekliyor ama sesi çıkmıyor” diye konuştu.

"inşallah expo 2020'yi inciraltı'nda yapacağız"

KENTsEL DÖNÜŞÜME RANT KELİMEsİNİ YAKıŞTıRMAK HAKsıZLıKTıR

6 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

HABER

Page 9: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

21x29,5.pdf 1 20.02.2012 19:12

Page 10: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bay-raktar başkanlığında toplandı. Toplantı-ya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gıda, Ta-rım ve Hayvancılık Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ha-zine Müsteşarlığı, TÜSİAD ve TOBB’dan üst düzey temsilciler katıldı.

KÜRESEL MÜCADELEYE DESTEKToplantının açılış konuşmasını yapan

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bay-raktar, “Türkiye’nin 2009 yılında taraf olduğu Kyoto Protokolü kapsamında her-hangi bir sayısal sera gazı azaltım veya sınırlama yükümlülüğü yoktur. Ülkemiz, Protokole taraf olduktan sonra sürdürü-lebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, bir yandan ekonomik kalkınmasını sürdürür-ken, diğer yandan iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılmasına yöne-lik yürütülen küresel mücadelede yerini almayı amaçlamaktadır” diye konuştu.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANIUlusal İklim Değişikliği Stratejisi he-

defleri doğrultusunda "İklim Değişikliği Eylem Planı"nın (İDEP) hazırlandığına değinen Bayraktar konuşmasına şu şe-kilde devam etti:

“İlgili tüm kamu kurum ve kuruluş-larımızın katılımıyla hazırlanan İDEP, ülkemiz açısından gerçekçi ve ulaşıla-bilir hedefler içermektedir. Diğer taraf-tan rahatlıkla söyleyebilirim ki, İDEP; ekonomi, enerji ve ekoloji üçlüsünü bir arada ele alan ve bütüncül bir bakış açı-sıyla yönetim politikası belirleyen Tür-kiye’nin ilk yeşil büyüme stratejisidir. Bütün kurumlarımızın katılımıyla hazır-lanan ve iklim değişikliği ile mücadele çabalarımızın göstergesi niteliğinde olan

İDEP’in, uygulanabilir, izlenebilir etkili bir eylem planı olması için bütün kamu kurum, kuruluşlarımıza görev düşmekte-dir. İDEP’teki gelişmelerin belirlenmesi, kayıt altına alınması, analiz edilmesi ve raporlanması için İklim Değişikliği Ko-ordinasyon Kurulu altında bir Çalışma Grubu ve Yönlendirme Komitesi kurul-ması gerektiği düşünülmektedir.”

UYUM İÇİN YOL HARİTASI HAZIRÇevre ve Şehircilik Bakanlığı koordi-

nasyonunda yürütülen II. Ulusal Bildirim Projesi’nin tamamlanma aşamasına geldi-ğini belirten Bayraktar, “İklim Değişikli-

ğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı”nın iklim değişikliğine uyum alanında bir yol haritası niteliğinde olduğunu vurguladı. Bakan Bayraktar şunları söyledi: “Tarım-sal üretimde sulama tekniklerinin iyileş-tirilmesi, gıda güvenliği, suyun yeniden kullanımıyla ilgili sistemlerin geliştirilerek başarılı bir su yönetiminin sağlanması, kuraklık eylem planlarının hazırlanması, biyolojik çeşitliliğin korunması ve insan sağlığı gibi hayatımızın birçok alanında önemli yer tutan konularda da en verimli

altyapının oluşturulabilmesi için gereken hedefler Uyum Stratejimizde detaylı bir şekilde zikredilmektedir.”

KARADENİZ’DE SELE KARŞI ERKEN UYARIKaradeniz bölgesinde yaşanan sel taş-

kını ve doğal afetlere karşı erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi ve afet acil yar-dım planlarının hazırlanması çalışmaları-nın hızlandırılacağına değinen Çevre ve Şehircilik Bakanı, bu sayede selleri önce-den tespit edip kamuyunu bilgilendirecek sayısal taşkın modellerini de içeren erken uyarı sisteminin kurulacağını ifade etti.

Tüm çalışmalarda yerel yönetimlerle işbirliği yapacaklarını kaydeden Bayrak-tar, “Belediyecilik anlayışımızı, sadece toplumun sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını göz önüne alarak değil, şehirlerimizin şekillenmesine esas teşkil edecek enerji ve doğal kaynak tasarruflu, çevre dostu teknolojilerle imar edilen, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını önem-seyen, yeni nesil projelerle bir inşa sanatı olarak ortaya koymak durumundayız” şeklinde konuştu.

Türkiye'nin ilk yeşil büyüme stratejisiÇEvrE vE ŞEhİrcİlİk BAkANI BAYrAkTAr, EkoNoMİ, ENErjİ vE Ekolojİ üÇlüsüNü

Bİr ArADA ElE AlAN İklİM DEğİŞİklİğİ EYlEM PlANI’NIN, TürkİYE’NİN İlk YEŞİl BüYüME sTrATEjİsİ olDuğuNu sÖYlEDİ.

8 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

HABER

Page 11: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 12: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Romanya Temsilciler Mecli-si Dışişleri Komisyonu heyetini ka-bul eden Çevre ve Şehircilik Baka-nı Erdoğan Bayraktar, Türkiye ile Romanya’nın derin bir tarihi geçmişe ve dostluğa sahip olduğunu söyledi.

Romanya’nın, Türklerin Balkan-larda huzur içinde yaşadığı önemli merkezlerinden biri olduğunu belir-ten Bayraktar, “Ülkemiz, Romanya’nın Balkanlar ve Ortadoğu’daki en büyük ticari ortağı konumundadır. İki ülke arasındaki ticari ilişkiler gün geçtikçe artmaktadır” dedi.

Türkiye’nin AB üyeliği konusun-da Romanya’nın verdiği desteğe te-şekkür eden Bayraktar, “Türkiye ile Romanya’nın toplam ticaret hacmi 2010 yılı itibariyle 6 milyar dolar se-viyesine yaklaşmıştır. Romanya, Türk yatırımcılar için önemli ticaret merkez-lerinden birisi konumundadır. Türk yatırımcılarının Romanya’daki toplam

yatırım tutarının 1,5 milyar euro oldu-ğu tahmin edilmektedir” diye konuştu.

Karadeniz’de kirliliğe karşı yürü-tülen ortak çalışmaları, Bükreş Sözleş-mesi çerçevesinde daha da geliştirmek istediklerini söyleyen Bakan Bayraktar, “İki ülke arasındaki mevcut işbirliği-ni stratejik, operasyonel işbirliği sevi-yesine yükseltmek her iki ülkenin de menfaatlerine olacaktır” dedi.

Aralık 2011’de iki ülke arasında ortaklık anlaşması imzalandığını ha-tırlatan Romanya Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Atilla Korodı da, “Bu ortaklık stratejisi son 20 yılın bir ürünüdür ve bizim için çok önemlidir. Balkanlar da bölge için çok önemli, biz bu stratejik or-taklığa çok önem veriyoruz” şeklinde konuştu.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleş-me Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte İzmir Müteahhitler Federasyonu Genel

Kurulu’na katılan Erdoğan Bayraktar, 200 bin müteahhit rakamının Türkiye için faz-la olduğunu söyledi. TOKİ’de 150 çok

iyi müteahhit yetiştirdiklerini kaydeden Bayraktar, “Bunları okyanusun ortasına atın, dünyanın her yerinde iş yapar” dedi. Türkiye’de son 9 yılda devletin ve özel sektörün yaptığı inşaatların daha sağlam olduğunu vurgulayan Bayraktar, kalitenin daha da artacağını söyledi.

Ruhsat konusuna da değinen Bay-raktar, “Ruhsat işini belediyeler verecek, anayasa böyle diyor. Fakat alabildiğince bu işi pratikleştireceğiz. Belediye 2 ay içinde ruhsatı vermediği zaman, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verecek. Gayrimeşru işlere girmeden, ruhsatları alacaksınız” diye konuştu.

Arsa bulma, ruhsat verme gibi konu-larda pratikleşmek için çalıştıklarına işaret eden Bakan Bayraktar, “İnşaat durdur-mak yok ama denetim işini alabildiğine sıkılaştıracağız” dedi.

200 bin müteahhit Türkiye için fazla

Bakan erdoğan Bayraktar romanya heyetini kabul etti

10 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

HABER

Page 13: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Epp_TUCEV.fh11 3/16/12 4:48 PM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 14: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB)’nde faaliyet gösteren sanayici-lerle bir araya gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, sanayi böl-geleri içerisinde teknoparklar kurmaları ve burada gençleri uygulamaya dayalı yetiştirmeleri gerektiğini söyledi.

Artık bir sanayi ülkesi haline gelen Türkiye’nin ihracatının yüzde 90’ının sa-nayi ürünü olduğunu belirten Bayraktar, bu noktada Türkiye’nin teknolojiyi iyi oku-yan elemanlara ihtiyacı olduğunu söyledi. Bu eksiklik nedeniyle yurtdışı müteahhit-lik işlerinde karlılığının düşük kaldığına işaret eden Bakan Bayraktar, bu neden-le İAOSB’nin teknik lise, meslek yüksek okulu ve üniversite kurma programının “müthiş bir hedef” olduğunu kaydetti.

Bu projelere bakanlık olarak destek vereceklerini ifade eden Çevre ve Şehir-

cilik Bakanı, üniversitelerde kurulan tek-noparkların yeterli olmayacağını, sanayi bölgelerinin de birer teknopark haline gelmesi gerektiğini belirtti.

ELİ NASIRLI OLAN DAHA İYİ YAŞAMALITürkiye’deki sanayi bölgelerinde

teknoparklar kurulması ve gençlerin buralarda tatbikata dayalı yetiştirmesi gerektiğinin altını çizen Bayraktar, şöyle devam etti: “Bugün Amerika’daki bazı kolejlere sadece meslek okullarından, atölyelerden gelenler gidebiliyor. Bura-dan mezun olanlar 5-6 bin dolar maaş alıyorsa, teorik okuldan mezun olanlar 2 bin dolar alıyor. Tekniğin önemini bi-raz daha kavratmamız lazım. Kimin eli nasırlı ise, kim üretiyorsa onun daha iyi yaşaması lazım.”

AR-GE’YE AĞIRLIK VERİLMELİSanayicilerin de Ar-Ge’ye daha fazla

ağırlık vermeleri gerektiğinin altını çizen Erdoğan Bayraktar, şunları söyledi: “Ben, sizin emrinizdeyim. Teknik tarafa, elleri nasırlı olan tarafa pozitif ayrımcılık yap-mak durumundayım. Siz savaşacaksınız, siz üreteceksiniz, ondan sonra kaymağını başkası yesin. Bu olmaz arkadaşlar. Ço-cuklarınızı yakınlarınızı çok iyi yetiştirin ki, bu güzide kuruluşları biraz daha ileri taşısınlar.”

SANAYİCİLERE TAVSİYELERİzmir’in gelişim için coğrafi ve be-

şeri her tür potansiyele sahip olduğuna dikkati çeken Bayraktar, sanayicilere şu tavsiyelerde bulundu:

“Çalışmayı ve savaşmayı bırakmayın. Babamı küçük yaşta kaybetmem nedeniyle hayata -45 dereceden başladım. Sıcaklığı sıfıra getirene kadar 40 yaşına geldim. Bir baktım yanımda 25 yaşında delikan-lılar var. Onlarla beraber çalıştık. Şimdi geldik baktık Kabine'ye, en yeni giren bakanım ama en yaşlılarından birisiyim. Onun için sakın ha koşuyu bırakmayın. Öyle pazara kadar değil, mezara kadar bu işi devam ettireceğiz.”

Sanayicimizin yanındayızİstanbul Sanayi Forumu Mes-

lek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Sanayicimizin yanındayız. Bizim sanayicimiz çevre-yi koruyor. Biz çevremizi koruyarak kalkınıyoruz” dedi.

Bugün dünyayı tehdit eden iklim değişikliğinin sorumlusunun Avrupa olduğunu belirten Bayraktar, “18. yüz-yıldan itibaren sanayileşen ve çevreyi kirleten Avrupa’nın bugün Amerika’ya sözü geçmiyor, Çin’e hiç geçmiyor. Hindistan zaten ‘işinize bakın’ diyor” diye konuştu.

ÇED raporu için önceden 120 bel-ge istendiğini, bunu 19’a düşürdük-lerini ve daha da basitleştireceklerini kaydeden Bakan Bayraktar, afet riskli binaların yıkılarak yenilenmesinin ül-keye ciddi anlamda ekonomik canlılık getireceğini vurguladı. Bu süreçte 7 milyon konut daha yapılacağını be-lirten Bayraktar, burada kullanılacak malzemenin yüzde 95’inin yerli mal-zeme olacağını söyledi.

Muhtemel bir depremde İstan-bul’da en az 100 milyar dolar, bir değişik hesapla da 300 milyar dolar kaybedileceğine dikkati çeken Bakan Bayraktar, “Böyle bir durumda 50 yıl geriye düşeriz. Bu dönüşümü yapma-mız lazım” diye konuştu.

Sanayi bölgelerine teknoparkİzMİr ATATürk osB’NİN TEkNİk lİsE, MEslEk YüksEk okulu vE üNİvErsİTE kurMA ProgrAMININ MüThİŞ Bİr hEDEf olDuğuNu BElİrTEN BAkAN BAYrAkTAr, sANAYİ

BÖlgElErİNE TEkNoPArk kurulMAsI gErEkTİğİNİ sÖYlEDİ.

“Kimin eli nasırlı ise, kim üretiyorsa onun daha iyi yaşaması lazım” diyen Bayraktar, sanayicilerin Ar-Ge’ye daha fazla ağırlık vermeleri gerektiğini söyledi. Bayraktar, “Ben, sizin emrinizdeyim. Teknik tarafa, elleri nasırlı olan tarafa pozitif ayrımcılık yapmak durumundayım” dedi.

12 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

HABER

Page 15: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 16: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, he-likopterle İzmir’de kentsel dönüşüm ya-pılacak bölgeleri inceledi. Bayraktar ve Yıldırım’ın Çiğli’den havalanan helikop-terle İzmir’de kentsel dönüşüm yapılması planlanan bölgeleri inceleme gezisine, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş da eşlik etti.

Kentte konut yapı stoku açısından riskli bulunan bölgeleri havadan incele-yen bakanlar, Büyükşehir Belediye Baş-kanı Kocaoğlu’ndan bilgi aldı. Bakanla-rın inceleme gezisi, İnciraltı’ndaki Kent Ormanı’nda sona erdi.

İZMİR EN ÖNCELİKLİ BÖLGEBakan Erdoğan Bayraktar, yaptığı

açıklamada, afet riski taşıyan binaların bertaraf edilmesini hedeflediklerini ifade ederek, “Türkiye’de kentsel dönüşüm açı-sından afet riski taşıyan binalar konusun-da en öncelikli bölgemiz İzmir’dir” dedi.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile yaptıkları he-likopter turunda, İzmir’deki 25 bölgeyi incelediklerini kaydeden Bayraktar, şun-ları söyledi:

“En önemli bakanlıklarımızdan Ulaş-tırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bu işin altına elini koydu, biz de başı-mızı koyduk. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile dönüşüme süratle başlıyo-ruz. Bu noktada İzmir halkından kentsel dönüşüm konusunda destek bekliyoruz. İzmir’i hak ettiği dünya kenti, liman kenti, turizm kenti yapmak ve İzmir’in hakkını vermek üzere çalışacağız.”

DEPREME KARŞI EMNİYETİ GÖZETEN ÇALIŞMAUlaştırma, Denizcilik ve Haberleş-

me Bakanı Binali Yıldırım da İzmir için çok sayıda projelerinin bulunduğunu,

bu projelerin en önemlilerinden birinin kent yenileme projesi olduğunu belirtti.

İzmir’de 25-30 bölgenin kentsel dö-nüşüme ihtiyacı olduğuna işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti:

“Depreme karşı daha emniyetli, yeşil alan-bina dengesini gözeten bir çalışma yapılacak. Bakanlıklar, belediye sürekli bir çalışma içine gireceğiz. Tabii bütün işleri tek başına bakanlık da belediye de yapmayacak.

Şehir yenileme planları, imar ko-nusunda kriterler, kurallar koyulacak. Ağırlıklı olarak özel sektöre, girişimcilere yaptıracağız. Bunun özellikle belirtilme-sinde yarar görüyorum.

Bu bir dönüşüm projesidir. İzmirlilerin kanaat önderlerinin bu projede yanımızda olması önemlidir. Amacımız yeşil alan-larıyla ortak yaşam alanlarıyla güzel bir mekân oluşturmaktır.”

İZMİR’İN KENTsEL DÖNÜŞÜM VE ULAŞıM VİZYONUUlaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte İzmir Ticaret Odası’nca düzenlenen “İzmir’in Kentsel Dönüşüm ve Ulaşım Vizyonu” konulu toplantıya katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Devlet olarak, hükümet olarak irademizi koyduk. Samimiyiz. Buna, İzmir’in ticaret erbabı, kanaat önderleri, ileri gelenleri, İzmirlilik sorumluluğu taşıyanlar destek vermeli” dedi.

“Hizmet yaparken siyaset olmaz. İşi yaparken vatan, millet, üretim eksenli yaparsanız, ibadet duygusu içinde işe sarılırsanız başarılı olursunuz” diyen Bayraktar, şunları söyledi: “Biz de Güney Kore’nin başardığını başarmak durumundayız. Avrupa bize yalvaracak. Biz genciz, dinamiğiz, altyapımız daha iyi, aile yapımız, moral değerlerimiz, her bakımdan daha iyiyiz. İnşallah bunu başaracağız. İzmir’de bu potansiyel var” dedi.

kentsel dönüşümde öncelikli bölge izmirulAŞTIrMA, DENİzcİlİk vE hABErlEŞME BAkANI BİNAlİ YIlDIrIM İlE BİrlİkTE İzMİr’DE kENTsEl DÖNüŞüM YAPIlAcAk BÖlgElErİ hElİkoPTErlE İNcElEYEN ÇEvrE vE ŞEhİrcİlİk BAkANI ErDoğAN BAYrAkTAr, AfET rİskİ TAŞIYAN BİNAlArIN BErTArAf EDİlMEsİNDE EN ÖNcElİklİ BÖlgEMİz İzMİr’Dİr” DEDİ.

14 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

HABER

Page 17: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 18: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca temin edilen 170 adet çöp toplama aracı, İzmir İnciraltı’nda Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayrak-tar ile Ulaştırma, Denizcilik ve Ha-berleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla düzenlenen törenle hak sahibi belediyelere teslim edildi.

Bakan Bayraktar, törende yaptı-ğı konuşmada, gelişen, çağdaşlaşan, modernleşen dünyada, Türkiye’nin Avrupa’dan, Amerika’dan, Uzak Doğu’daki gelişmiş ülkelerden çok daha hızlı, çevreci bir duyarlılıkla gelişmesini sürdürdüğünü belirtti.

ÇEVREYE DUYARLI KALKINMABu noktada çevre ile sanayi dengesini

kurarak hareket edildiğini ifade eden Bay-raktar, “Biz çevreye duyarlı biçimde kalkı-nacağız. Fakat sanayicimizi, ihracatçımızı ihmal edemeyiz. Çevreci mamul üretmek için adımlar atacağız, sanayimizi, sanayi-cimizi koruyup kollayacağız” dedi.

Bakan Bayraktar, 23 bin belediyenin yüzde 90’ında katı atık bertaraf tesislerinin

bitirilmeye çalışıldığını, atık su tesislerini bitirme noktasında ciddi mesafe aldıklarını kaydederek, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımızla konuştuk, inşallah burada da bitireceğiz. İnşallah İnciraltı’nda deni-ze girecek hale geleceğiz” diye konuştu.

Türkiye’nin, çevre korunmasında dün-yadaki uluslararası anlaşmalara en iyi şekil-de uyduğunu, çevre hassasiyetinin yüksek olduğunu dile getiren Erdoğan Bayraktar, bugün belediyelere 170 araç verdiklerini,

ileriki aylarda 300 civarında aracı daha hizmete alacaklarını kaydetti.

İZMİR’DE KENTSEL DÖNÜŞÜM

Bakan Bayraktar, İzmir için en önemli projelerinin, insan odaklı olarak yürütecekleri kentsel dö-nüşüm çalışması olacağını ifade ederek, şunları söyledi:

“İzmir’de insan odaklı, özel sektör ağırlıklı bir kentsel dönü-şüm başlatacağız. Bakanımız, Be-lediye Başkanımız, Ticaret Odası Başkanımızla birlikte İzmir'de 25 tane gecekondu bölgesinin, afe-

te depreme dayanıksız bölgenin analizini yaptık. Belediyenin ve Çevre İl Müdürlü-ğümüzün elinde çok güzel çalışmalar var. İzmir'de gecekondu dönüşüm seferberliği başlatacağız; halkımızla birlikte, üniver-siteler, sanayici, belediyelerle, odalarla birlikte. Sakın bu işi provoke etmek is-teyenlere, açıkgözlere kanmayın. Devlet, hükümet vatandaşa hizmet için var. Bizler vatandaşın hizmetkârı bir hükümetiz.”

izmir'de gecekondu dönüşüm seferberliğiİzmir’de gecekondu dönüşüm seferberliği başlatacaklarını kaydeden Bakan Bayraktar, "Sakın bu işi provoke etmek isteyenlere, açıkgözlere kanmayın. Devlet, hükümet vatandaşa hizmet için var" dedi.

"izmir'i hak ettiği yere getireceğiz"Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan

Bayraktar, Ulaştırma, Denizcilik ve Ha-berleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Ege Karadeniz Dernekleri Federasyonu’nun düzenlediği etkinliğe katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, Kara-denizlilerin Türkiye’nin çimentosu ol-duğunu, her çakıl taşında, toprağında emeği bulunduğunu kaydeden Bakan Bayraktar,“İzmir’e gelen Karadenizliler de canla başla çalışmışlar. Nereye gi-derse oranın aidiyet duygusunu benim-semiş. Burada da İzmirli olmuşlardır” diye konuştu.Dünyada marka şehir olma potansiyeline sahip bulunan İzmir’in hak ettiği yere bir türlü getirilemediğini kaydeden Bayraktar, şunları söyledi:

“Kanunun çıkmasıy-la birlikte İzmir’de vali-likle, yerel yöneticilerle biz kentsel dönüşümü dalga dalga başlataca-ğız. Bu yasanın hedefi insandır. Devlet şefka-tiyle, karşılıklı diyalogla bu işi çözeceğiz. İnsan-ların kentsel dönüşümü kendi yapması için ge-reken desteği verece-ğiz. Vatandaş kendisi yapmazsa, Belediye ve Valilik de yapmazsa Bakanlık olarak yapmak zorundayız. İzmir’i hak ettiği yere getireceğiz. İzmir sanayi, tarım,

turizm şehridir, dünyada marka şehir olması için çalışacağız. İzmirlilerin des-teğiyle İzmir’i geliştireceğiz.”

16 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

HABER

Page 19: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 20: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Aydın'ın Çine İlçesi'ndeki Çine Çayı'na kızıl suyun boşaltıldığı ve balık ölümle-rinin olduğu yönündeki iddialar üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı harekete geçti.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın talimatı üzerine başlatılan in-celeme sonucunda kirliliğin önlenmesi ve balık ölümlerinin durdurulması amacıyla baraj kapakları açılarak oksijen oranın arttırılması sağlandı.

Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlü-ğü, uzun vadede çözüm üreterek mevcut zeytinyağı işletmelerinin kirliliğe sebep olmaması amacıyla Güney Ege Kalkınma Ajansı'nca onaylanan bir proje hazırladı.

Başlatılan inceleme üzerine, Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü mevcut zeytinyağı tesislerinin çevresel etkileri-nin analizi ve yeni kurulacak tesislerin

ekolojik ve sosyoekonomik olarak plan-lanmasına yönelik araştırma niteliğinde bir proje hazırladı.

Zeytinyağı tesislerinden kaynaklana-bilecek olumsuzlukları önlemek amacıyla Güney Ege Kalkınma Ajansı'nca onaylanan proje, çok yakında pilot bölgelerin oluştu-rulmasıyla hayata geçirilecek. Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan, işletmelere çevre mevzuatı kapsamında gerekli idari yaptırımların uygulanacağı-nı belirtti.

DSİ 21. Bölge Müdürlüğü'nce baraj kapakları açılarak çayın debisinde artış sağlandığını bildiren Varan, 25 ve 26 Mart tarihlerinde aralıksız 5 teknik ekip ta-rafından arazide kirlilik tespiti ve gide-rilmesi çalışmaları yapılarak, Çine Çayı havzasındaki tüm zeytinyağı fabrikala-rının denetim altına alındığını kaydetti.

TÜRK DÜNYAsı BELEDİYELER BİRLİĞİ DEsTEKLENMELİDİRZeytinburnu Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen, Türk Dünyası Belediyeler Birliği 3. Olağan Genel Kurulu’na katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, burada yaptığı konuşmada, dünya nüfusunun yüzde 50’den fazlasının, Türkiye nüfusunun da yüzde 80’e yakınının artık şehirlerde yaşadığına işaret ederek, dünya ülkeleri geliştikçe şehirleşmenin de artacağını kaydetti.

Coğrafi bilgi sistemlerini kurduklarını, bilgiye hızlı ulaşma, bilgi kirliliğini önleme, e-devlet modeli noktasında çok ciddi adımlar attıklarını kaydeden Bakan Bayraktar, Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin önemli bir noktada durduğunu söyledi.

Türkiye’nin 75 milyon, Türk cumhuriyetlerininse yaklaşık 250 milyon nüfusa sahip olduğunu hatırlatan Bayraktar, bu gücün doğru kullanılması durumunda, 21. asrın ‘Türk asrı” olacağını söyledi.

Küçük meselelere takılmadan, fotoğrafın bütününü görmek gerektiğini kaydeden Bakan Bayraktar, "Türk dünyasının daha çok kaynaşması için elimizden geleni yapmamız lazım. Türk Dünyası Belediyeler Birliği genç bir oluşum, ekonomik bakımdan desteklenmesi lazım. Biz de hükümet olarak, bakanlık olarak elimizden geleni yapmaya amadeyiz" dedi.

Çevre sektöründe aylık olarak Türkçe-İngilizce yayınlanan Recycling IN-

DUSTRY Dergisi’nin, üniversite gençle-rinin dikkatini çevre konusuna çekmek ve bu yolla kamuoyunun tüm kesimle-rini bilgilendirmek amacıyla düzenle-diği “Ulusal Yeşil Kamera Üniversiteler Arası Kısa Film Yarışması”nın 3’üncüsü için start verildi.

SU, ÇEVRE VE HAYATÇevre ve Şehircilik Bakanlığı ile

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın deste-ğiyle gerçekleştirilecek olan 3. Ulusal Yeşil Kamera Üniversiteler Arası Kısa Film Yarışması’nın bu yılki teması, “Su, Çevre ve Hayat” olarak belirlendi. Ye-şil Kamera 2012’nin duyuru afişleri, Türkiye ve KKTC’deki tüm üniversi-telere gönderildi.

ÖDÜL TÖRENİ 3 HAZİRAN’DA“Türkiye’nin Çevre Oscarı” olarak

nitelenen “Büyük Ödül”ü kazanan

ekibe 30 bin TL, kategori birincilerine ise 5’er bin TL ödül verilecek.

Yeşil Kamera 2012’nin ödül tö-reni, 3 Haziran 2012 Pazar günü İs-tanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçek-leştirilecek.

YARIŞMA KATEGORİLERİAna teması “Su, Çevre ve Hayat”

olan yarışmanın film kategorileri şöyle: 1) Su, Atık Su ve Deniz, 2) Toprak, Orman, Tabiat, 3) İklim Değişikliği, 4) Yenilebilir Enerji, 5) Ambalaj Atıkları, 6) Elektrikli ve Elektronik Atıklar, 7) Atık Yağlar, 8) Tehlikeli Atıklar, 9) Ömrünü Tamamlamış Araçlar (ÖTA), 10) Ömrünü Tamamlamış Lastikler, 11-) Atık Piller ve Aküler, 12) Tıbbi Atıklar.

Çine Çayı'ndaki kirliliğe Bakanlık takibi

Türkiye'nin Çevre Oscar'ı sahibini arıyor

18 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

HABER

Page 21: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 22: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Ayazma Kentsel Dönüşüm uy-gulaması kapsamında yapımı tamamlanan 300 konutun kura çekim törenine katıldı. Gecekondu dönüşümünün, kentsel dönü-şümün dünyanın en zor işlerinden biri olduğunu kaydeden Bakan Bayraktar, bu bölgede bugüne kadar yaklaşık bin 700 hak sahibine konut verdiklerini hatırlattı.

“Kiracılara ev vermeye çalışıyoruz. Hak sahibi olanlara ev vermeye çalışıyo-ruz. Hak sahibi olmayıp gecekondu böl-gesinde yaşayanlara da konut vermeye çalışıyoruz” diyen Bakan Bayraktar, “Tür-kiye büyüyor. Türkiye büyüyecek, Tür-kiye kalkınacak, Türkiye dünyada sözü dinlenen bir aktör olacak" diye konuştu.

Türkiye’nin zor bir coğrafyada bulun-duğunu, 75 milyona dayanan nüfusun yüzde 77’sinin şehirlerde yaşadığını dile getiren Bayraktar, İstanbul’un nüfusunun 14 milyona ulaştığına dikkat çekerek, “Ço-luğumuza çocuğumuza daha iyi imkânlar sağlamak için, daha iyi eğitim vermek için, sağlık, eğitim bakımından daha iyi imkânlar sağlamak için şehirlere göçtük, göçüyoruz. Bu bir tabii olgudur” dedi.

7 milyara yaklaşan dünya nüfusunun yarısından fazlasının şehirlerde yaşadı-ğını, bu oranın giderek artacağını dile getiren Erdoğan Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bizim görevimiz bu şartlar altında insanlarımızı sağlıklı, modern hayatın

gerektirdiği sosyal donatılarla bezenmiş yerleşim birimlerinde ikamet ettirmektir. Bizim görevimiz, ülkemizin coğrafyasının yüzde 92’si üzerinde bulunan, birinci ve ikinci derece deprem fayı üzerinde bulu-nan depreme dayanıksız yapıları söküp atmaktır. Bu çok zor bir iştir. Biz son 8 senede çok büyük bir gayretle, TOKİ’de-ki kardeşlerimizle birlikte, belediyelerle birlikte İstanbul’da bir gayret içindeyiz. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü Yasası Meclis tarafından kabul edildiği takdirde, kentsel dönüşümü afet riskine odaklı, afete dayanıksız yapıları dönüştür-meye odaklı yeni bir seferberlik yapmak istiyoruz.”

En büyük güvencelerinin halk oldu-ğunu kaydeden Bakan Bayraktar, “Ufak, tefek yüzde 5, yüzde 10 gibi provokatör-lere, açıkgözlere, bu işi engellemeye ça-lışanlara sadece bizim karşı durmamızla, sadece bizim gayretimizle olmaz. Hepi-miz, bu vatanın, ülkenin ekseninde olan, vatanını milletini seven tüm katmanlar, halkımız, üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, merkezi idarelerimiz, ma-halli idareler, büyük bir gayretle buna sarılmamız lazım. Bunun bereketini art-tırmamız lazım” diye konuştu.

Daha sonra Bakan Bayraktar ve İstan-bul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından noter huzurunda yapılan kura çekimi so-nucunda hak sahiplerine evlerinin anah-tarları teslim edildi.

DENİZ KİRLİLİĞİNE ANıNDA MÜDAHALE EDİLEcEKÇevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre

Yönetimi Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, 8 bin 333 kilometre sahil şeridine sahip Türkiye denizleri ulaşım, balıkçılık, yüzme suyu alanları, turizm ak-tiviteleri gibi pek çok amaca hizmet ediyor.

Sadece İstanbul Boğazı'ndan yılda 60 bin, Çanakkale Boğazı'ndan ise 55 bin gemi geçiş yapıyor. Bakanlık, bu risklere karşı alt yapının oluşturulması ve kurumlar arası işbirliği için eylem planı hazırladı. Meydana gelen petrol ve diğer zararlı maddelerle kirlenme

olaylarında etkin müdahalenin sağla-nabilmesi için acil müdahale sistemini oluşturan 1 Ulusal ve 6 Bölgesel Acil Müdahale Planı Bakanlıkça onaylanarak yürürlüğe girdi.

Bölgesel seviyede müdahalenin ye-terli olacağı 2. Seviye bir olayın meyda-na gelmesi durumunda, Bölgesel Acil Müdahale Planları Valiliklerce, bölgesel seviyede müdahalenin yetersiz kaldığı 3. Seviye bir olayın meydana gelmesi durumunda ise Ulusal Acil Müdahale Planı Bakanlıkça aktive edilecek.

Planların uygulaması ile şunlar amaçlanıyor: "Olayın boyutuna ve has-sasiyetine göre gerekli imkân ve kabi-liyetlerin zamanında sevk ve idaresi. Müdahale sistemi unsurları arasında koordinasyon ve işbirliğinin sağlan-ması yoluyla kamu ve özel müdahale imkânlarının etkin kullanılması.

Kirliliğe en uygun yöntem ve tek-nikler ile müdahale edilmesi. Bu saye-de kazadan kaynaklanabilecek çevresel zararların önlenebilmesi veya en aza indirilmesi."

ayazma'da 300 konut hak sahiplerine teslim edildi

20 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

HABER

Page 23: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 24: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdo-ğan Bayraktar, Okan Üniversitesi Tuz-la Kampüsü’nde düzenlenen “Kentsel Dönüşüm Alternatif Model Arayışları Sempozyumu’nda” yaptığı konuşmada, küresel ekonomik kriz ve içinde bulundu-ğu zorlu coğrafyaya rağmen Türkiye’nin dünyaya verdiği fotoğrafın “parmak ısır-tan” cinsten olduğunu söyledi.

Gençlerin iyi bir gelecek kazanması için çalışan Türkiye’nin önünü kesmeye kimsenin hakkı olmadığını vurgulayan Bakan Bayraktar, Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğunu, demokrasiye inanma-yanların “cazgırlık” yapabileceğini, bu ül-kenin onları “elimine” edeceğini kaydetti.

9 YIL 5 MİLYON KONUT YAPILDIBakan Bayraktar, bugün dünya nüfu-

sunun yüzde 50’den fazlasının şehirlerde yaşadığını, bu oranın Türkiye’de yüzde 78’lere vardığını ifade ederek, 1950’lerde başlayan şehirlere göçü, hiçbir iktidarın kontrol edemediğini, bu süreçte şehirlerin tarihi dokusunun, tabiat alanlarının, sit alanlarının ve orman alanlarının tahrip olduğunu anlattı.

Türkiye’de şehir olarak sayılabilecek yerleşim alanlarında 20 milyona yaklaşan konut stoku bulunduğunu, bunun yarısına yakınının gerekli mühendislik hizmetleri

Binaları yenilemek 13-14 milyardolarlık tasarruf sağlayacak

TürkİYE’DEkİ BİNAlArIN YüzDE 80’İNİN ENErjİYİ sAvurAN BİNAlArDAN oluŞTuğuNA DİkkAT ÇEkEN BAkAN BAYrAkTAr, “BİNAlArIMIzI YENİlErsEk,

ENErjİDE 13-14 MİlYAr DolArlIk TAsArruf sAğlAYAcAğIz” DEDİ.

Türkiye’nin 240 milyar dolarlık ithalatının 55 milyar dolarının enerjiye harcandığını belirten Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, bunun yarısının binalarda kullanıldığını hatırlattı.

Devletin çalışmaları sonucunda konut fiyatlarının ve kiraların düştüğüne işaret eden Bakan Bayraktar, devletin temel ihtiyaç olgularında regülatör rolü oynaması gerektiğini söyledi.

HABER

22 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

Page 25: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

almadığını dile getiren Bakan Bayraktar, “İstanbul’da şu anda 3.5 milyonu aşan konut stoku var. Son 9 yılda Türkiye’de 5 milyon konut yapıldı. 500 bini devlet, 4.5 milyonu özel sektör tarafından yapıl-dı. Bunlar gerçekten sağlam konutlardır. Geriye kalan 15 milyon konutun yarısının mutlaka yenilenmesi lazım” diye konuştu.

DEVLET REGÜLATÖR GÖREVİ YAPMALIDevletin çalışmaları sonucunda ko-

nut fiyatlarının ve kiraların düştüğüne işaret eden Bakan Bayraktar, devletin temel ihtiyaç olgularında regülatör rolü oynaması gerektiğini söyledi.

Bakan Bayraktar, “Yanlış yapanlar var-sa, cezasını kanunlar vermek durumunda. Kanunlar vermezse, ben öyle inanıyorum, Allah belasını verir. Ben öyle inanıyorum. Yapıp da bulmayanı ben görmedim” diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin önemli bir kıs-mını oluşturan İstanbul ve çevresinin ye-nilenmesinin önemine vurgu yapan Bakan Bayraktar, bir deprem durumunda bazı he-saplara göre 100 milyar dolar, bazı hesapla-ra göre de 500 milyar dolar kayıp olacağını, yıllarca bu yaraların sarılamayacağını, ciddi can kayıpları olacağını dile getirdi.

GECEKONDU DÖNÜŞÜMÜ ŞARTBakan Erdoğan Bayraktar, bu işte bü-

tün aktörlerin rol alması ve siyasi dü-şüncelerin üzerinde bir anlayışla bu işe sarılınması gerektiğini ifade ederek, “Yok-sa bu işi tek başına hükümet yapamaz, belediyeler de yapamaz. Bu işi topyekun halkla beraber yapacağız. Hele hele Van depreminden sonra çok ciddi bir bilinç oluştu. Türkiye gecekondu dönüşümünü sağlamak zorunda” şeklinde konuştu.

Kişi başına gelirin artmasının yeterli olmadığını vurgulayan Bakan Bayraktar, mutlaka şehirlerin ulaşımları, meydanla-rı, parkları, bahçeleri, sağlık, eğitim ve ulaşımla bütünlük içinde bir konuma ge-tirilmesi gerektiğini kaydetti.

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KÜRESEL OYUN KURUCU OLABİLİRİZBakan Bayraktar, dönüşümle birlikte

insanların aidiyet duygusunun da artaca-ğını, ciddi bir iş potansiyeli oluşacağını ve ekonominin canlanacağını anlatarak, Türkiye’nin mühendislik-müşavirlik sis-

teminin gelişmesiyle uluslararası alanda inşaat sektöründe oyun kurucu olma po-tansiyeli kazanacağını dile getirdi.

Bakan Bayraktar, “Ülkemizde kent-sel dönüşümü dalga dalga tüm katman-lar olarak geliştirmek zorundayız. ‘Sen benden değilsin, sen beni en ileri yere götürsen de seninle gelmiyorum’ anla-yışı olmaz” diyerek, konuya ilişkin yasa tasarısını hazırlarken tüm kesimlerden bilgi aldıklarını söyledi.

CAN HAKKI MÜLKİYETTEN DAHA ÖNEMLİİstanbul’un yanı sıra Bursa, İzmit,

Bolu, Eskişehir, İzmir, Gaziantep, Van, Erzincan, Elazığ, Batman’da da kentsel dönüşüm ihtiyacı bulunduğunu dile ge-tiren Bakan Bayraktar, 1966’dan bu yana gecekondu, kaçak yapılaşma sorununa çare bulmak için 10’dan fazla kanun çı-karıldığını, ancak hiçbirinin derde deva olmadığını belirtti.

Afet riski taşıyan binaların dönüşü-müne yönelik yasa tasarısına ilişkin bilgi veren Bakan Bayraktar, “Derdimiz riskli binaların yıkılmasıdır. Burada anlaşma eksenli yapıyla gidiyoruz. Mülkiyet hakkı anayasal bir haktır ama can hakkı, ha-yat hakkı daha önemli bir haktır. Burada kanunu biraz definitif hale getiriyoruz. Riskli bina hakkında verdiğimiz karar için yürütmeyi durdurma kararı alınmama-sını öneriyoruz kanunda” diye konuştu.

Bakan Bayraktar, Türkiye’nin 240 mil-yar dolarlık ithalatının 55 milyar dolarının enerjiye harcandığını, bunun yarısının binalarda kullanıldığını ve binaların yüz-de 80’inin enerjiyi “savuran” binalardan oluştuğunu aktararak, “Binalarımızı yeni-lersek, enerjide de 13-14 milyar dolarlık tasarruf sağlayacağız” dedi.

Son 9 yılda Türkiye’de 5 milyon konut yapıldığını kaydeden Bakan Bayraktar, “Bunlar gerçekten sağlam konutlardır. Geriye kalan 15 milyon konutun yarısının mutlaka yenilenmesi lazım” dedi.

BELEDİYELERE 'BİsİKLET YOLU'

DEsTEĞİ

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, motorlu taşıt kaynaklı hava kirliliği ve iklim değişikliğine neden olan kirleticilerin azaltılması amacıyla, bisiklet yollarının yaygınlaştırılması-na yönelik hazırlanan projeleri des-tekleyeceğini açıkladı.

Türkiye'nin üç büyük şehri başta olmak üzere, trafik sorunu yaşayan bir çok kentte, Avrupa ve Uzakdoğu'nun bir çok şehrinde ol-duğu gibi bisiklet yollarına önem verilecek. Çevre ve Şehircilik Bakan-lığı, yollarda bisiklet yolu yapacak belediyelere destek verecek. Başvu-rular, çevre ve şehircilik il müdür-lükleri vasıtasıyla alınacak.

Belediyeler, bisiklet yolları için talep ettikleri yardım miktarlarını belirterek, başvuruda bulunacak-lar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın proje hedefleri arasında, “trafikten kaynaklanan hava kirliliğinin azaltıl-ması, gürültü kirliliğinin azaltılma-sı, çevrenin korunması, ekonomiye katkı yapılması” düşünülüyor.

Çevrenin korunmasıyla ilgili ya-pılan projelerden, kent imar planın-da yer alan bisiklet yolları öncelikli olmak üzere; yolların mevcut alt-yapısının bisiklet yolu yapılmasına uygun olanlar, onay belgesi olanlar, müracaat etmeleri durumunda, Çev-re ve Şehircilik Bakanlığı'nın bütçe imkanları dahilinde destek verile-ceği açıklandı.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 23

Page 26: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Arapça kökenli Medine kelimesinin şehir anla-mına geldiğini düşünürsek, medeniyetin de şehir kelimesinden doğduğu kolaylıkla tahmin edilebilir. Böylece medenî kelimesinin de şehirli, uygar an-lamına geldiğini ayrıca açıklamaya gerek kalmaz. Bu itibarla medeniyetin doğuş yatağının şehir olduğu kendiliğinden anlaşılır. Bunun diğer bir anlamı ise medeniyetin kırsalda oluşmayacağıdır.

Osmanlı döneminde yazılı ve sözlü kültü-ründe şehir, metropol yani anakent karşılığında algılanmaktadır. Daha küçük yerleşmelere ise kasaba denilmiştir. Arkaik Türkçeye Soğdca’dan giren kent kelimesi de, aslında kasaba ve köy gibi daha küçük yerleşmeleri ifade ediyor. Taşkent, Semerkant, Yarkent adları ile bilinen en eski Türk şehirleri, bu anlamda kullanılmış, daha sonra şehir adları olarak yerleşmiştir. Kent günümüzde ise yanlışlıkla şehir karşılığında kullanılmakta-dır. Osmanlı aydınları da İstanbul, Bursa, Şam, Bağdat ve Edirne gibi büyük yerleşmeleri şehir diye tanımlarken, Tokat, Kastamonu, Safranbolu gibi yerleşmeler kasaba olarak adlandırılmıştır.

Evliya Çelebi de ünlü Seyahatnamesinde Şehr-i İslambol, Şehr-i Bursa, Şehr-i Edirne, Şehr-i Konya, Şehr-i Bağdat, Şehr-i Şam gibi başlıkları kullanır-ken, küçük yerleşmeleri Kasaba-i Tokad, Kasaba-i İznik, Kasaba-i Filibe olarak zikretmiştir.

ŞEHİR TARİHİ Mİ, MEDENİYET TARİHİ Mİ?Medeniyetler, şehirde inkişaf eder. Şehir me-

deniyetinde ve kültüründe gözlenen gelişmeler, aslında hayat kalitesinin yüksekliğini belirler. Yaşama standardının yükselmesi, toplumun re-fah ve mutluluğunu artırır. Medeniyet üç ana sacayağı üzerinde yükselir: Mimarî, musiki ve yemek kültürü.

Gelişmiş ve ileri düzeyde biçimlenmiş şehir hayatında herkes, çok gelişmiş bir mimari mekân ve doku içinde yaşamayı arzular. Mimarî mekân, tezyinat, süsleme, mobilya ve dekor şehrin be-lirlenmesine ve simgeleşmesine yol açar. Şehrin simgesel anıtları, şehrin kimliğini ve derinliğini belgeler. Notre Dam Paris’tir, Sen Pietro Roma, Süleymaniye de İstanbul’dur.

Musiki ve buna bağlı edebî sanatlar, şehir kültür ve sanatının ürünü olarak doğar. Dünya-nın en büyükşehir merkezleri, büyük kültür ve sanat eserlerini ortaya çıkarır. William Shakspe-are (1564-1616) İngiliz edebiyatını, Ludwig van Beethoven (1770-1827) Alman sanatını simge-ler. Buhurîzade Mustafa Itrî (1640-1712), İsmail Dede Efendi (1778-1846), Türk musiki sanatının zirveleri sayılır.

Rönesans sanatının ressamı, heykeltıraş, mimar ve şairi olan Michelangelo Buonarroti

medeniYeT üÇ ana SacaYağı üzerinde YükSelir: mimari, mUSiki ve Yemek külTürü

şeHir ve medeniYeTDüNYADAkİ BüYük MEDENİYETlErİN vArDIklArI uÇ NokTAlAr İYİ Bİr MİMArî, kAlİTElİ YEMEk vE hAYATIN ArTI koNforu olAN MusİkİDİr.

Suphi Saatçi (*)

MAKALE

24 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

Page 27: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

(1475-1564), İtalyan sanatının evren-sel bir simgesidir. Osmanlı mimarisinin klasik çağının büyük sanatçısı Mimar Si-nan (1500-1588) da Türk kültür ve sanat tarihinin ölümsüz temsilcisidir. Bütün bu büyük isimler, medeniyet ve kültür ortamının geliştiği şehirlerde doğmuştur.

Medeniyetin sağladığı konforlu haya-tın içinde, gelişmiş bir yemek kültürü de vardır. Dünyadaki büyük medeniyetlerin vardıkları uç noktalar iyi bir mimarî, ka-liteli yemek ve hayatın artı konforu olan musikidir.

TÜRK ŞEHRİ ÜZERİNE GÖZLEMLERTürk şehrinin fiziksel görünüşünün

3 önemli öğesi vardır. Kale, minare ve şehrin fonunu oluşturan geleneksel evler, şehir siluetini tanımlar. Türk toplumu şehir içindeki hayatı iç ve dış kalelerin dışına taşırmıştır. Türk toplumu tarih bo-yunca kale inşaatına önem vermemiştir, esasen kale içine tıkılmayı hiçbir zaman benimsememiştir.

Türkler, Anadolu’ya geldikten sonra da, yerleştikleri şehirlerde kaleler önemini kaybetmiştir. Böylece Anadolu şehirlerinin sur dışındaki gelişimi Türklerle başlamış-tır. Selçukluların Anadolu’da sağladığı güven ortamı, hem şehirlerin gelişimini hızlandırmış, hem de ticareti, zenginliği ve refahı artırmıştır. Anadolu’nun ticaret yolları üzerinde 100’ü aşkın kervansarayın inşası, bu ticaret ağının ne kadar önem kazandığını gösterir.

Türk şehir dokusu, özgün varlığı ve ileri bir medeniyetin tanıkları kabul edil-mektedir. Bugün hâlâ varlığını sürdüren ve üstün nitelikli yanları ile Türk şehrini süsleyen geleneksel evler, rasyonel bir mimarî tasarımının ürünü olarak büyük

değer taşırlar. Akılcı, faydacı ve rantabl yanı ile Türk evi, estetik yanı ile de ken-dine has bir görünüşe sahiptir. Bölge-den bölgeye iklim ve mahallî malzeme değişikliğine göre de biçimlenen Türk evi, zengin varyasyonlar oluşturur. Bu yanı ile Türk konut mimarisi yeterince keşfedilmiş sayılamaz. Zengin bir mede-niyetin varlığını sergileyen Türk evinin heyecan verici estetik yanı, henüz bilimsel bir analiz konusu olmamıştır.

Eski Ankara evleri, Safranbolu ve Bey-pazarı gibi Orta Anadolu’da yer alan orta ölçekli yerleşmelerde özellikli gelenek-sel evlerin varlığı biliniyor. Erzurum’da,

Diyarbakır’da, Şanlıurfa ve Mardin’de karşılaşılan taş mimarî ile oluşan doku, geleneksel Türk evinin ulaştığı estetik çizgiyi belirler. Ayrıca Kastamonu, Amas-ya ve Tokat gibi kentlerde, konut mi-marisinin oluşturduğu geleneksel şehir dokularını hâlâ yaşatan yerleşmeler var. Diğer yandan Anadolu’nun kuzey şeridin-de yer alan Karadeniz kuşağı, bölgenin iklim koşullarına ve yerel malzemesine göre biçimlenmiş evleri barındırır. Ahşap mimarinin estetiğini de yansıtan Karade-niz evleri, geleneksel konut mimarimizin zengin çeşitlerini dile getirir.

Türk şehir dokusunun kendine has özellikleri vardır. Türk şehrinin geleneksel ölçeği, yürünerek algılanmaya elverişli-dir. Motorlu araçlarla 100-120 km. hızla geçilen bu şehri algılamak mümkün de-

ğildir. Türk şehrinin geleneksel dokuları birçok yerde, ne yazık ki zaman zaman otomotiv sanayinin kurbanı olmuştur. Oysa geleneksel şehir yapıları motorlu araçlara göre biçimlenmemiştir. Dolayı-sıyla bu dokuları, içlerine araç sokmadan yaşatmak ve yaşatacak tasarım yaklaşım-ları gerekir.

Kent dokuları yüzyıllar boyunca olu-şur ve bunlar insan ömrünü aşan zaman dilimleri içinde giderek zenginleşir. Bu bakımdan uzun yıllar içinde oluşan gele-neksel şehir dokularını yaşatmak, geçmiş dönem medeniyetinin ürünü olan varlık-ları korumak anlamına gelir.

Şehrin simgesel anıtları, şehrin kimliğini ve derinliğini belgeler. Notre Dam Paris’tir, Sen Pietro Roma, Süleymaniye de İstanbul’dur.

Büyük eserler, büyük olaylar, büyük insanlar üzerine yazılmış olanlardır. Sinan, Batıda olsaydı onun hakkında kim bilir ne senfoniler, ne oratoryolar, ne müzikaller ve ne biçim operalar bestelenirdi.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 25

Page 28: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

İSTANBUL ŞEHRİNİN TARİHİ ÇEKİRDEĞİLondra, Paris, Roma, Viyana ve Ber-

lin gibi dünyanın belli başlı şehirlerinin tarihi merkezleri, en soylu, en pahalı yerler oldukları için, son derece kon-forlu iskân alanlarıdır. Buralarda elekt-rik, doğalgaz, su gibi günlük ihtiyaçlar için verilen hizmetlerin bedeli yüksek ve pahalı, vergi oranları da iki mislidir. Bu yöntemle tarihî merkezlerdeki nü-fus yoğunluğu kontrol altına alınmış, böylece varlıklı ve nüfuzlu kimselerin barınmasına izin verilmiştir.

Buna karşılık eski dünyanın merkezi olan ve kentin gerçek kimliğini yansı-tan İstanbul’un tarihî yarımadası, şehrin simgesi olarak gerçek kimliğini yansıtır. İstanbul’da Fatih ve Eminönü’nden olu-şan bugünkü tarihî yarımada, binlerce yıllık geçmişe sahiptir. Bir zamanlar Os-manlı aristokratının, ileri gelen devlet adamlarının gözde semti olan Süley-maniye semti, yaşama standardı düşük insanların yerleşmesi sonucu düzeysiz hale gelmiştir. Buradaki en gözde ko-naklar bekâr odalarına dönüşmüş, sey-yar satıcıların ve hamalların barınağı, kimsesiz çocukların ve yurtsuz insanla-rın sığınağı olmuştur. Burada yaşayan kimselerde koruma bilinci, dokusal de-ğerlilik bakışı olmadığı için de giderek kalite düşmüştür.

Bunun gibi Sultanahmet, Kadırga, Kocamustafapaşa ve Samatya semtleri de dar gelirli vatandaşların yaşadığı yer-ler olmuştur. Bunun gibi binlerce yıllık tarih birikiminin ürünleri doğal olarak büyük değer taşıyan Sultanahmet, Be-yazıt, Topkapı ve Aksaray gibi semtler de, büyük değer kaybetmişlerdir. Tarihî yarımadada zengin ve yüksek gelirli in-sanların yaşadığı prestij semtler niteliksiz hale gelmişlerdir.

İstanbul’da yayalaşma arterleri çoğal-dıkça canlanma da artmakta ve güzelleşen mekânların değerleri de yükselmektedir. Beyoğlu, Pera, İstiklal Caddesi, yayalar için yürüme arterleri haline düşünce, şe-hir mekânları algılanır hale gelmektedir. Böylece hem esnaf hem de yayalar daha rahat bir ortama kavuşmuşlardır. İzmir’de, Ankara’da araç trafiğine kapatılarak yaya-laştırılan sokaklar ve yollar insanlar için daha bir cazibe merkezi olmuştur. Yürü-yen insan alış veriş yapmakta, etrafında yürüyenleri gördükçe yürümeye devam etmektedir. Motorlu araçlarla dolaşanla-rın yaşadıkları şehirdeki mekânların ta-dını çıkarmaları mümkün olmamaktadır.

SİNAN VE İSTANBULHer toplumun, tarihini inşa ederken

değerlendirdiği adlar ve olaylar vardır. Toplumsal varoluşun ve bir ortaklık bi-lincinin simgeleri olan bu kahramanlar

üstlendikleri rolle şehirlerin hafızasına yerleşir ve onu temsil ederler. Türk kültür ve sanat tarihinin simge kişiliklerinden biri de Sinan’dır. Mezar taşına “Geçdi bu demde cihandan pir-i mimaran Sinan” olarak yazılan bu değerin günümüze ka-dar uzanması şaşırtıcı değildir.

Osmanlı İmparatorluğunun en güç-lü döneminin mimarı olarak Sinan çok sayıda, büyük ve anıtsal yapı tasarlayıp inşa etti. Hâlâ kentlerimizi biçimlendi-ren, hayatımıza yön veren bu yapıların mimari kaliteleri bilimsel çalışmaların başlıca konuları arasında yer almaktadır.

Sinan, günümüz mimarına mimarî mirasa bakışı ve değerlendirme kriter-leri açısından önemli mesajlar ileten bir usta ve bir öğretici. Onun tarihi mimari mirasa bakışı, öğrenme ve mimari bellek dağarı oluşturma becerisi, bütün meslek adamlarına verilen işaretlerle dolu görü-

Sinan için sıradan bir eser olan Drina köprüsü

Yugoslav yazar İvo Andriç için esin kaynağı olurken, Süleymaniyeler

ve Selimiyeler, şehir monografisi veya şehir

kültürü üzerine denemeler, hikâyeler veya roman

yazanlar için esin kaynağı olmakta yetersiz(!)

kalmışlardır.

Dünyanın en büyük şehir merkezleri, büyük kültür ve sanat eserlerini ortaya çıkarır. Bütün büyük isimler, medeniyet ve kültür ortamının geliştiği şehirlerde doğmuştur.

MAKALE

26 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

Page 29: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

nüyor. Onun tarihi anıtlardan, dolaştığı Osmanlı coğrafyasındaki bütün çevre biçimleniş modellerinden, örgütlenme tiplerinden kendine dersler çıkarttığını kaydetmek gerek.

Sinan, tarihî örnekleri yinelemek de-ğil yenilemek için gözleyen bir meslekî bakışı örnekler. Gördüğü mimari çevreyi tasarımını tetikleyen uyaranlar olarak algıladığını sezdirir. Eserleri bir arama ve denemeler külliyatı gibidir. Mimarlık tarihinde bu gözlemci ve yorumlayıcı ira-de ile öne geçer ve yol gösterir.

Sinan, biçimleri sürdürerek veya kop-yalayarak değil, onları deneme ve arama-larını tetikleyen olgular olarak kavrayışı temelinde örnek almak gerekir. Sinan’ın, geçmişi, hayal gücünü harekete geçiren, kendini aramayı ve tasarımcılığı özendi-ren bir kavram ve olgu olarak kavrayışı, mimarlığımızın geçmişe özenti yanılgı-sından uzak durmasını ve geleceğe açıl-masını işaret ediyor.

Bu bakımdan şehir tarihi yazanlar Sinan’a ve İstanbul’a daha çok şey borçlu-durlar. Böyle bir simge Batının dağarında

olsaydı, onun için kütüphaneler dolusu kitaplar yığılmış olurdu. Edebiyatçılar ve sanatçılar iki muhteşem simge kar-şısında yarış içinde olurlardı. Sinan ve İstanbul gibi iki ana tema, şehir tarihi yazanlar için çok büyük cazibe merkezle-ridir. Bilindiği gibi büyük eserler, büyük olaylar, büyük insanlar üzerine yazılmış olanlardır.

Sinan, Batıda olsaydı onun hakkında kim bilir ne senfoniler, ne oratoryolar,

ne müzikaller ve ne biçim operalar bestelenirdi. Ne muhteşem film-ler, TV dizileri, ne unutulmaz tiyatro eserleri yazılırdı. Ede-biyat ve sanat dünyası nice hikâyeler ve nice romanlarla bere-ketlenirdi.

Sinan Sokullu Meh-med Paşa için Drine nehri üzerinde olan Vişegrad’da 11 gözlü bir köprü inşa etmiştir. Sinan için sıradan bir eser olan bu köprü Yugoslav yazar İvo Andriç (1892-1975) tarafından ro-man konusu olmuştur. Drina Köprüsü, şüphe yok ki, geçtiğimiz yüzyılın en bü-yük romanlarından biri sayılır. 1961’de İvo Andriç’e layık görülen Nobel Ödülü, edebiyat dünyasında, özel olarak bu ki-taba verilmiş gibi kabul edildi.

Sinan’ın bu basit yapısı edebiyatçı ve sanatçı duyarlılığına esin kaynağı olur-

ken, Süleymaniyeler ve Selimiyeler, şehir monografisi veya şehir kültürü üzerine denemeler, hikâyeler veya roman yazan-lar için esin kaynağı olmakta yetersiz(!) kalmışlardır.

BATILI GEZGİNLER VE İSTANBULOsmanlı döneminde İstanbul’a ge-

len Batılı gezginlerin gözlemleri ve bir dünya şehri olan Osmanlı İstanbul’u hakkında yazdıkları, insanı gerçekten

heyecanlandırıyor. Bu şehri bizim ya-zarlarımız, sanatçılarımız ve edebiyat-çılarımız neden görüp yazmıyorlar. Her semti ayrı bir dile sahip olan bu nadide kent, neden edebiyatımıza şaheserler kazandıramıyor.

Dünyanın en pitoresk peyzajına sa-hip Boğaziçi’nin sürprizli perspektifleri yüreklerimiz hoplatırken, bu artistik gü-zellikler edebiyatımız bir türlü yansımı-yor. İstanbul’a 1874 yılında gelen İtal-yan Edmondo De Amicis, gemileri kenti yaklaşırken, sabahın erken saatlerinde kaptan tarafından güverteye çıkartılan yolcular arasında bulunuyor. İstanbul’u ilk kez gören Amicis, hayatının bu anını şöyle anlatıyor:

“Krallar, prensler, Krezüs, dünyanın kudretli ve zengin insanları, o anda he-pinize acıdım; gemide bulunduğum yer sizin bütün hazinelerinize bedeldi ve İstanbul’a bir bakışımı bile bir impara-torluğa değişmezdim.

Bir dakika… Bir dakika daha… Sarayburnu’nu geçiyoruz… Son derece büyük, ışık içinde bir saha, sonsuz şeyler ve renkler görür gibiyim… Burunu geç-tik… İşte İstanbul! Muazzam İstanbul, ulu İstanbul! Yaradan’a hamdolsun, yara-tılmışa şan! Böyle bir güzelliği rüyamda bile görmemiştim!”

İstanbul gibi bir şehir, Sinan gibi büyük bir simge varken, şehir kültürü tarihçileri ve edebiyatçılar bunu yazmaz da, neyle uğraşırlar acaba, bilmem ki…

(*) Prof. Dr., Mimar Sinan Üniversitesi.(**) Bu yazı, Türkiye Yazarlar Birliği’nce düzenlenen Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi kitabından alınmıştır.

Şehir tarihi yazanlar Sinan’a

ve İstanbul’a çok şey borçludurlar. Böyle bir simge Batının

dağarında olsaydı, onun için

kütüphaneler dolusu kitaplar yığılmış olurdu.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 27

Page 30: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

HEDEF DAHA ETKİN BİR YAPI DENETİMİ

çevre ve Şehircilik Bakanlığı MeSleki hizMetler Genel Müdürlüğü

Yapı denetiMi daireSi BaŞkanlığı

2001’DE 19 İlDE YürürlüğE gİrEN 2011’DE ülkE gENElİNDE YAYgINlAŞAN YAPI DENETİM sİsTEMİ; YAPIlArIN ENvANTEr BİlgİlErİNİ TEk Bİr vErİ

TABANINDA ToPlAYArAk TAkİP ETMEYİ, YAPI DENETİM kuruluŞlArININ İŞlEMlErİNİ DAhA hIzlI YAPMAsINI vE sİsTEME Dâhİl olAN TArAflArIN

sürEcİN hEr AŞAMAsINDA Bİlgİ sAhİBİ olABİlMEsİNİ AMAÇlIYor.

1999 Marmara Depremi’nde 18 bin kişinin hayatını kaybetmesi, 40 bin kişinin yaralanması,

55 bin konutun yıkılması veya ağır hasar görmesi, doğrudan ekonomik kayıpların 13-14 milyar dolara

ulaşması üzerine deprem zararlarının azaltılması konusunda ciddi adımlar atılmaya başlandı.

1. Derece Deprem Bölgeleri

2. Derece Deprem Bölgeleri

3. Derece Deprem Bölgeleri

4. Derece Deprem Bölgeleri

5. Derece Deprem Bölgeleri

28 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

KAPAK

Page 31: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

1999 Marmara depreminde; 18 binin üzerinde kişinin hayatını kaybet-mesi, 40 bin kişinin yaralanması ve 55 bin konutun yıkılması veya ağır hasar görmesi ve bu depremlerin yol

açtığı doğrudan ekonomik kayıpların 13-14 milyar ABD dolarına ulaşması üzerine deprem zararlarının azaltılması konusunda ciddi ve somut adımlar atılması gereği duyulmuştur.

Bu doğrultuda, mevcut yapı stokunun önemli bir kısmının risk altında oldu-

ğu, nitelikli eleman ve donanım konu-sunda idarelerde yaşanan sıkıntıların yapı denetiminde aksamalara neden

olduğu, teknik uygulama sorumluları tarafından yürütülen denetimlerin yeterli

etkinliği göstermediği tespit edilmiştir. Bunun üzerine, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 28’inci maddesi ile düzenlenen “fenni mesuliyet” uygu-lamalarının gözden geçirilerek, yeniden revize edilmesi ihtiyacı sonucuna varılmıştır.

Bu amaçla, fenni mesuliyete kurumsal bir kimlik kazandırmak ve denetime ilişkin usul ve esasları belirlemek üzere 10 Temmuz 2000 tarihinde, 27 pilot ilde uygulanmak üzere, 595 sayılı “Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmün-de Kararname” yürürlüğe konulmuştur. Ancak, Anayasa Mahkemesi yürürlük süresi bir yılı geç-meden bu düzenlemeyi iptal etmiştir.

KANUN 2001’DE YÜRÜRLÜĞE GİRDİ 2011’DE YAYGINLAŞTIGelişen bu süreç sonrasında, mülga Bayın-

dırlık ve İskân Bakanlığı'nca yeni bir çalışma

yapılarak, halen yürürlükte olan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun hazırlanmış ve 13 Temmuz 2001 tarihli Resmi Gazete’de yayım-lanarak yürürlüğe konulmuştur.

19 pilot ilde (Adana, Ankara, Antalya, Ay-dın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova) uygulanan yapı denetimi, pilot uygulama süre-cini tamamlayarak 1 Ocak 2011 itibariyle ülke geneline yaygınlaştırılmıştır.

KANUNUN AMACI VE KAPSAMIKanunun amacı; “can ve mal güvenliğini te-

minen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kural-larına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek” olarak belirlenmiş ve kapsamı “3194 sayılı İmar Kanunu'nun 26. maddesinde belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler” ile “aynı Kanunun 27. mad-desinde belirtilen ruhsata tâbi olmayan yapılar”, “tek parselde, bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam ikiyüz metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar” hariç, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapıla-cak yapılar olarak tanımlanmıştır.

KAPSAM DIŞI YAPI SAYISI ARTIRILDI2011 yılı içinde de kapsam dışında yer alan

yapılara “Entegre tesis niteliğinde olmayan tarım ve hayvancılık amaçlı yapı ve tesisler” ile “Köy yerleşik alanlarında, belediye ve mücavir alan sınırları içinde olmayan iskân dışı alanlarda ve

BAKAN BAYRAKTAR YAPı DENETİMsEKTÖRÜ TEMsİLcİLERİYLE BULUŞTUYapı denetimine yönelik yasal çalışmalara büyük önem veren ve süreci yakından takip eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, yapı denetim sektörünün önde gelen temsilcileriyle bir araya gelerek sektörün sorunlarını masaya yatırdı. Sektör temsilcilerinin önerilerini de alan Bakan Bayraktar, Türkiye’deki mevcut yapı stokunun önemli bir kısmının risk altında olduğu, nitelikli eleman ve donanım sıkıntısı nedeniyle yapı denetiminin aksadığı uyarısında bulunarak, bu tablonun en kısa sürede tersine çevrileceğini söyledi.

Bakan Bayraktar, büyük önem verdiği Yapı Denetim Sistemi’nin tam olarak kurulmasıyla; 4708 Sayılı Kanun’un uygulandığı illerde üretilen yapıların envanter bilgilerinin tek bir veri tabanında toplanarak takip edilebilmesi, denetimde etkinliğin tam olarak sağlanmasını, yapı denetim kuruluşlarının işlemlerini daha hızlı yapması ve sisteme dâhil olan tarafların sürecin her aşamasında bilgi sahibi olabilmesinin sağlanmasını istiyor.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 29

Page 32: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

nüfusu 5 binin altında olan belediyelerin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bodrum katı ve çatı arası dışında en çok iki katlı ve yalnızca bir bodrum katın in-şaat alanı hesaba katılmaksızın toplam inşaat alanı 500 metrekareyi geçmeyen konut yapıları ile bunların kömürlük, oto-park, depo gibi müştemilatı” eklenmiştir.

KANUNİ DÜZENLEME ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında

Kanun'da değişiklik yapan 2 adet Kanun Hükmünde Kararname ile uygulamaya yön vermek amacıyla hazırlanan 2 adet Yönetmelik, 1 adet Yönetmelik madde değişikliği, 2 adet Tebliğ ile çok sayıda

Genelge ve Duyurular ile tespit edilen sorunlara çözüm oluşturmaya çalışılmış ve halen bu çalışmalar devam etmektedir.

Yapı Denetim mevzuatının diğer bir özelliği de, ilk dönemlerde sadece fenni mesuliyetin düzenlenmesi planlanmasına rağmen, daha sonradan özel yapılarda can ve mal güvenliğinin sağlanması ama-cıyla hazır beton kullanımının zorunlu-luğu, taşıyıcı elemanları oluşturan yapı malzemelerinden numune alınması ve şantiye şefliği uygulamalarının mevzuat ile yürürlüğe konulmasıdır.

YAPI DENETİM FAALİYETİ NASIL YÜRÜYOR?Yapı denetim kuruluşunun görevi,

İmar Kanunu’nda “fenni mesuller” için belirlenen yapıların proje ve eklerine uygunluğunu denetleme görevine ilave olarak, projelerin de uygunluğunu kontrol etme ile görevlendirilmiştir.

Bu süreç şu şekilde işlemektedir: Yapı sahibi öncelikle, yaptıracağı yapısı için proje müelliflerine uygulama projeleri-ni ve zemin etüt raporunu hazırlatır. Bu uygulama projeleri ve zemin etüt raporu, yapı sahibinin yapısını yaptırmak üze-re bir hizmet sözleşmesi düzenlenerek anlaştığı bir yapı denetim kuruluşunca incelenir. Eğer uygun ise yapı denetim kuruluşunca uygunluk görüşü verilen projeler ile birlikte yapı sahibi ilgili ida-reye ruhsat başvurusu yapar. İlgili idare

yapılan ruhsat başvurusu sonucunda uy-gulama projeleri ile zemin etüt raporu ve başvuru evraklarını inceler ve uygun ise yapı ruhsatını düzenler. Daha sonra iş yeri teslim tutanağı, yapı sahibi ve yapı denetim kuruluşu ile yapı müteahhidi veya adına şantiye şefi tarafından düzen-lenerek ilgili idarece onaylanır.

İNŞA FAALİYETİ AŞAMALARIİşyeri tesliminin ardından inşaî faali-

yetler başlar. Yapı denetim kuruluşu sürek-li olarak inşaî faaliyet aşamasında yapının denetimindedir. İnşaatta kullanılan tüm malzemelerin şartname ve standartlara

Kanunda belirlenen esaslara göre denetim sorumluluğunu yerine getirmedikleri tespit edilen yapı denetim kuruluşlarının ve sorumlu denetçilerinin denetim faaliyetleri geçici olarak durduruluyor. Faaliyeti üç defa durdurulan yapı denetim kuruluşlarının izin belgesi Bakanlıkça iptal ediliyor.

Türkiye’de halen bin 248 yapı denetim kuruluşu faaliyet gösteriyor. Bu kuruluşlarda görev yapan 20 bin 526 denetçi, 23 bin 121 kontrol elemanı ve bin 273 yardımcı kontrol elemanı, 268 milyon 791 bin 384 m’lik toplam inşaat alanının denetimini gerçekleştiriyor.

30 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

KAPAK

Page 33: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

uygunluğuna dikkat edilir. Yapının pro-jelerine tamamen uygun olarak yapılması için ne gerekiyor ise tüm kontroller yapı denetim kuruluşunca gerçekleştirilir. Yapı denetim kuruluşlarının görevi mevzuata uygun olarak hazırlanmış ve kuruluşça da denetlenmiş projeleri uygulatmaktır. Tüm inşaî faaliyeti biten inşaat için yapı denetim kuruluşunun görevi, ilgili idare-ye başvurarak yapının tamamlandığına dair iş bitirme tutanağının onaylanması ile sona erer. Biten yapı için yapı sahibi ilgili idareye yapı kullanma izin belgesi için başvurur. İlgili idarece yapının ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılıp yapılmadığı kontrol edilerek uygun ise yapı kullanma izin belgesi düzenlenir.

YAPI DENETİM KURULUŞLARI VE GÖREVLERİ4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında

Kanun’daki esasları doğrultusunda kurulan Yapı Denetim Kuruluşları, kanun kapsa-mındaki yapıların denetiminden sorumlu olan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.

Yapı Denetim Kuruluşlarının ortakları-nın mimar veya mühendislerden oluşması zorunludur. Denetim faaliyetleri yapı de-netçileri ile bunların sevk ve idaresinde görev alan kontrol elemanları ve yardımcı kontrol elemanları tarafından yürütülür. Yapı denetçileri, proje ve uygulama denet-çileri ile uygulama denetçilerinden oluşur.

PROJE VE UYGULAMA DENETÇİSİ BELGESİYapı Denetim kuruluşunda görev

alacak olan denetçilerden, proje incele-yecek ve inşaat denetimi yapacak olan mimarlar, inşaat mühendisleri, makine mühendisleri ve elektrik mühendisleri “proje ve uygulama denetçisi”, inşaat de-netimi yapacak olan inşaat mühendisleri “uygulama denetçisi” belgesi almak zo-rundadır. Bu belgelerin alınabilmesi için gerekli şartlar Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’nde belirtilmektedir. Bu bel-geye sahip yukarıdaki meslek mensup-larından birer kişinin her yapıda görev almaları zorunludur.

MİMAR VE MÜHENDİSLER MÜTESELSİLEN SORUMLUYapı Denetim Kuruluşunda görev alan

kontrol elemanlarının, mimar, inşaat, makine ve elektrik mühendisi veya yapı denetimi bölümü mezunu olma zorunlu-luğu olup, sorumluluğu altında bulunan işlerden dolayı denetçi mimar ve mühen-disler ile birlikte müteselsilen sorumludur. Yardımcı Kontrol Elemanları ise inşaat, makine ve elektrik teknisyeni veya tekni-kerlerinden istihdam edilir. Toplam inşaat alanı yapı sınıfı 3b ve altında olan ve 15 bin m2 yi geçmeyen yapılarda denetçi mimar ve mühendislerin sevk ve idare-sinde görev yapar.

Pilot uygulama sürecinin tamamlanmasının ardından 1 Ocak 2011 itibariyle ülke geneline yaygınlaştırılan Yapı Denetimi Kanunu’nun amacı, “can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek” şeklinde belirlendi.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 31

Page 34: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

DENETÇİLERİN GÖREV VE YETKİ SINIRLARIYapı Denetim Kuruluşunda görev alacak olan

denetçi personelin unvanlarına göre farklı denetim yetkisi sınırları ve görevleri vardır. Proje ve uygu-lama denetçisi mimar, mimari projenin ilgili mev-zuata uygunluğunun ve yapının her safhasında bu projelere uygun yapılıp yapılmadığının denetimini yapmakla yükümlüdür. Proje ve uygulama denetçisi inşaat mühendisi, zemin etüdü raporuyla birlikte yapı statiği, betonarme-çelik-ahşap-yığma yapı he-sabı, projelerin ve yapının denetimi ile görevlidir. Uygulama denetçisi inşaat mühendisi, yalnızca ya-pım aşamasında denetim yapar. Proje ve uygulama denetçisi makine mühendisi ve elektrik mühendisi, proje ve yapı denetimini yapar. Yapı denetim kuru-luşunda görev alan yukarıda yetki sınırları verilmiş proje ve uygulama denetçisi inşaat mühendisi, söz konusu denetim yetkisini kullanırken, denetimi üstlenilen yapıda aynı zamanda uygulama denet-çisi olarak görevlendirilebilir. Kontrol Elemanları ve yardımcı kontrol elemanları ise görevlendiril-dikleri yapılarda denetçi mimar ve mühendislerin vereceği görevleri yerine getirir.

Denetçilerden, proje inceleyecek ve inşaat denetimi yapacak olan mimarlar, inşaat mühendisleri, makine mühendisleri ve elektrik mühendisleri “proje ve uygulama denetçisi”, inşaat denetimi yapacak olan inşaat mühendisleri “uygulama denetçisi” belgesi almak zorundalar.

32 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

KAPAK

Page 35: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEYENE CEZAYapı Denetim Kuruluşları, 4708 sayılı

Yapı Denetimi Hakkında Kanun'daki hü-kümler doğrultusunda yapıları denetle-mekle yükümlüdür. Kanunda belirlenen esaslara göre denetim sorumluluğunu ye-rine getirmedikleri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerince tespit edilen yapı dene-tim kuruluşlarının ve sorumlu denetçile-rinin denetim faaliyetleri İl Yapı Denetim Komisyonlarınca değerlendirilerek komis-yon kararı alınmak suretiyle geçici faaliyet durdurma işlemi uygulanması için Yapı Denetimi Dairesi Başkanlığı'na gönderi-lir. İl Yapı Denetimi Komisyonu Kararları Bakanlık makamına sunulur. Bakanlık makamınca bir yıla kadar geçici olarak durdurulan yapı denetim kuruluşlarının denetim belgesi geçici olarak geri alınır.

ÜÇ KEZ CEZA ALAN KURULUŞUN BELGESİ İPTAL EDİLİRDenetim faaliyetlerinin durdurulması-

na neden olan sorumlu denetçiler, bu süre içerisinde başka ad altında dahi olsa hiçbir denetim faaliyetinde bulunmasına izin ve-rilmez. Faaliyeti üç defa durdurulan yapı denetim kuruluşunun denetim faaliyetine son verilerek izin belgesi Bakanlıkça iptal edilir. Bakanlık Makamı'nca takdir edilen geçici faaliyet durdurma işlemleri ve bel-ge iptali işlemleri, Bakanlığımız Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Yapı Dene-timi Dairesi Başkanlığı'nca, Yapı Denetim Sistemi (YDS) üzerine kaydedilerek yapı denetim kuruluşu ve sorumlu denetçile-rinin kayıtlarına işlenir.

YAPI DENETİM SİSTEMİ YAZILIMIYukarıda da bahsedilen iş sürecinin

izlenmesi, kuruluş ve personeline ilişkin tüm kayıtların tutulması için 2008 yılında uygulamaya alınan “Yapı Denetim Siste-mi” olarak bilinen bir yazılım mevcuttur. İlgili idareler (belediyeler, il özel idareleri, bakanlığımız il müdürlükleri, organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler), yapı denetim ve laboratuvar kuruluşları, de-netçiler, hazır beton firmaları da dâhil geniş bir kullanıcı rolüne sahiptir.

DENETİM BİLGİLERİ İNTERNETE KONULACAKYapı Denetim Sistemi’nde özellikle

pilot uygulamanın yapıldığı 19 ile ait 11 yıllık veri envanteri ile çok değerli yapı bilgisi kayıtları bulunmaktadır. Yakın bir zamanda da güncel yapı bilgilerinin vatandaşların kullanımına açılması ve özellikle yapı sahiplerinin, internet ortamı üzerinden inşa halindeki yapılarına ait denetim bilgilerine ulaşabilme imkânı sağlanacaktır.

RAKAMLARLA YAPI DENETİMİÜlkemizde bin 248 tane yapı dene-

tim kuruluşu faaliyet göstermektedir. Bu kuruluşlarda 20 bin 526 denetçi, 23 bin 121 kontrol elemanı ve bin 273 yardımcı kontrol elemanı görev yapmakta olup 268 milyon 791 bin 384 m2’lik toplam inşaat alanının denetimi yapılmaktadır. Bu kadar geniş bir çalışma sahasına sahip, gerek can gerekse mal güvenliğinin birinci planda olduğu bir sektörde çeşitli sorunlarla karşı-laşılması doğaldır. Yapı denetimi öncesin-de ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi konusunda önemli çalışmalar yapılmıştır.

YAPI DENETİM SİSTEMİNİN HEDEFLERİHalen kanun çalışması başta olmak

üzere, denetim sistemine yön verme ça-lışmaları hızlı bir şekilde devam etmekte olan Yapı Denetim Sistemi’nin hedefle-ri şunlardır: 1) 4708 Sayılı Kanun’un uygulandığı illerde üretilen yapıların envanter bilgilerinin tek bir veri taba-nında toplanarak takip edilebilmesi. 2) Denetimde etkinliğin sağlanması. 3) Yapı denetim kuruluşlarının işlemlerini daha hızlı yapması ve sisteme dâhil olan taraf-ların sürecin her aşamasında bilgi sahibi olabilmesinin sağlanması.

Yapı Denetim Kuruluşunda görev alan kontrol elemanlarının, mimar, inşaat, makine ve elektrik mühendisi veya yapı denetimi bölümü mezunu olma zorunluluğu bulunuyor. Yardımcı Kontrol Elemanları ise inşaat, makine ve elektrik teknisyeni veya teknikerlerinden istihdam ediliyor.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 33

Page 36: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

ÇEVRE DOSTU YEŞİL ENERJİYATIRIMLARI REKOR KIRDI

2011’DE 260 MİlYAr DolAr sEvİYEsİNE ulAŞAN YEŞİl ENErjİ YATIrIMlArI, 2010’A kIYAslA YüzDE 5 ArTTI, 2004 YIlINDA

YAPIlAN 53,6 MİlYAr DolArlIk YATIrIMI BEŞE kATlADI.

deniz aYdın

Bloomberg New Energy Fi-nance kuruluşu tarafından ha-zırlanan “2011 Yılı Çevre Dostu Enerji Yatırımları” bilgi notuna göre, ekonomik kriz, durakla-ma ve üreticilere uygulanan kısıtlamalara rağmen geçtiği-miz yıl yeşil enerji alanında gerçekleştirilen yatırımlar 260 milyar dolar seviyesine ulaştı. Yatırımlar 2010 yılına kıyasla yüzde 5 oranında arttı ve nere-deyse 2004 yılında yapılan 53,6 milyar dolar değerinin beş katı seviyesine yükseldi.

YATIRIMLARIN ARTMASI DİKKAT ÇEKİCİ2011 yılındaki yatırım de-

ğerlerinde en çok dikkat çeken ise bu rekor seviyeye dünya ekonomisi ve çevre sektörü açı-sından çalkantılı bir dönemde ulaşılması oldu. Sektörlerin kâr marjı açısından şiddetli baskı altında olduğu, hisse senedi fi-yatlarının sert düşüş yaşadığı, önemli firmaların iflas ettiği, Av-rupa Birliği’ne bağlı hükümet-lerin teşvikleri kestiği ve kredi azlığının bulunduğu dönemde

yatırımların bu oranda artması kesinlikle beklenmeyen bir ge-lişmeydi.

GÜNEŞE YATIRIM RÜZGARI İKİYE KATLADITemiz enerji alanında en çok

yatırım güneş enerjisine yapıldı. Güneş enerjisine yatırımlar bir önceki yıla kıyasla yüzde 36 arta-rak 136,6 milyar dolar seviyesi-ne yükseldi. Böylece bu sektöre yapılan yatırım bir zamanların gözdesi olan ancak son yıllar-da oldukça sermaye kaybeden

ENERJİ

Temiz enerji alanında en çok yatırım 136,6 milyar dolar ile güneş enerjisine yapıldı. Rüzgâr enerjisine yapılan yatırım 74,9 milyar dolar’da kaldı.

34 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

Page 37: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

BİNA ÇATısıNA 73.8 MİLYAR DOLARİkinci en büyük yatırım programı ise dağıtımlı yenilenebilir enerji teknolojilerinde görüldü. Özellikle bina çatılarındaki güneş enerji sistemlerine yapılan yatırımlar 60,4 milyar dolardan 73,8 milyar dolara yükselerek zirvedeki yerini aldı. İtalya ve Almanya’da uygulanan tarife garantisi sistemi, söz konusu artışta en büyük rolü oynadı.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 35

Page 38: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

rüzgâr enerjisine yapılan 74,9 milyar do-lar yatırımın neredeyse iki katına ulaştı. Daha önceki yılların verilerine baktığımız-da güneş, sadece 2004 ve 2010 yıllarında rüzgarı aşmıştı ancak böylesine büyük bir farkın yaşandığı ilk kez görüldü.

FİYATLAR DÜŞTÜ SATIŞ HACMİ GENİŞLEDİGüneş enerjisi konusunda dikkat

çeken kısım ise sürekli azalmakta olan güneş pili modülü fiyatlarına rağmen bu sektörün değerinin artması. Bu teknolo-jinin fiyatı 2011 ortalarında, geçmiş yıla kıyasla yüzde 50 oranında azalmıştı. Şu andaki piyasa fiyatları incelendiğinde de 2008 ortalarındaki değerinin yüzde 75 altında. Bunun anlamı şu: düşen fiyat-lara rağmen satış hacminde o kadar çok genişleme olmuş ki, sektörün değeri de bir o kadar artmış.

ENERJİ

ENERJİ DOSTU TEKNOLOJİLERE 19 MİLYAR DOLARGüneş ve rüzgârdan sonra 2011’de

en çok yatırım, enerji dostu teknolojiler, güç depolama, enerji verimliliği ve temiz ulaşım sektörlerine yapıldı. Bu alanda yapılan yatırımlar yaklaşık 19,2 milyar dolar değerinde oldu.

Biyoyakıtlara yapılan yatırım da 8,6 milyar dolardan 9 milyar dolara yükseldi. Jeotermal sektörüne yapılan yatırımlar 3,2 milyar rolardan 2,8 milyar dolara ge-rilirken atıktan enerji üreten sektörlerde ise yüzde 18’lik bir gerileme gözlemlendi.

ABD TERCİHİNİ ÇEVRECİ ENERJİDEN KULLANDIYenilenebilir enerjiye en çok yatırım

yapan ülke ise 56 milyar dolar ile Amerika

Birleşik Devletleri oldu ve 2010 yılının rekortmeni Çin’in tahtına oturdu. Çin, 47,4 milyar dolar ile ikinci sırada yerini aldı. 2008 yılında yeşil enerjiye en çok yatırım yapan ülke açık ara farkla ABD iken, bu denge 2009 yılında Çin’in piyasa-ya girmesiyle değişmişti. Çin 2010 yılında değerini daha da arttırırken, ABD, 2011 yılında oranını yüzde 33 arttırdı. Çin ise sadece yüzde 1’lik bir yatırım yapabildi.

ABD’nin liderliğe ulaşmasındaki en büyük etken ülkenin geçtiğimiz yıl uyguladığı yenilenebilir enerjiler için kredi garanti mekanizması ve 2012 yılında geçerliliğini kaybeden Maliye Bakanlığı’nın hibe programı. Ayrıca baş-ka bir yardım mekanizması olan Üretim Vergi Kredisi’nin de 2012 yılında sona ermesi bekleniyor.

Yenilenebilir enerjiye en çok yatırım yapan ülke ise 56 milyar dolar ile ABD oldu ve 2010 yılının rekortmeni Çin’in tahtına oturdu. Çin, 47,4 milyar dolar ile ikinci sırada yerini aldı.

56 Milyar Dolar

47,4 Milyar Dolar

Güneş ve rüzgârdan sonra 2011’de en çok yatırım, 19,2

milyar dolar ile enerji dostu teknolojiler,

güç depolama, enerji verimliliği ve temiz

ulaşım sektörlerinde gerçekleşti.

36 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

Page 39: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

YEŞİL ENERJİ

İÇİN 2012 YıLı

ÖNGÖRÜLERİ

2011 yılı, çevre dostu enerji sektörünün altın

çağı olarak anıldı. En verimli dönem ise tek

başına 47,8 milyar dolar artışın görüldüğü

üçüncü çeyrek olarak kayda geçti. Bunda

Eylül ayında sona eren ABD’deki kredi

garanti mekanizmasının etkisi çok yüksek,

çünkü son çeyreğe baktığımızda yatırımlar

yüzde 28 gerileyerek 34,3 milyar dolar

seviyesine düştü.

Bu yüzden 2012 yılı için net bir şey

söylemek mümkün değil. Esneklik

mekanizmalarının sona ermesi sektörde

bir duraklamaya yol açabilir. Ayrıca AB’de

devam eden krizin de etkisiyle bankaların

yenilenebilir enerji projelerine kredilerini

azaltması da sektörün önünde bir tehlike

olacak gibi duruyor.

2012 yılı zor bir olacak gibi gözüküyor.

Ancak göz korkutacak boyutlarda değil.

Her ne kadar devlet destekli araştırma-

geliştirme faaliyetlerinin azalması, yeni

teknolojilerin ortaya çıkmasını engelleyecek

gibi dursa da, 2011’deki destekler

sayesinde büyüyen enerji ve mühendislik

firmaları pazarda kalıcı olmak için çevre

dostu enerjileri üzerine yeni teknolojiler

geliştireceklerdir. Çünkü fosil yakıtların

tüketilmesi ile üretilen enerji miktarına

bakıldığında, yeşil enerji her zaman daha

kârlı duruyor ve firmalara uzun vadede

daha çok kazandırıyor.

AVRUPA’DAN ÇEVREYE 100 MİLYAR DOLARABD’nin 2013 yılı için açıkladığı

bir yardım programının olmaması, bu mekanizmalara dahil olan projelerin 2012 yılı sonuna kadar tamamlan-masına neden olabilir. Bu da 2013 yılında çevreci enerji kaynaklarına yatırımları durdurabilir. Benzer bir durumun bu sene Çin için gerçekle-şeceği de söylenebilir.

Avrupa da ise yatırımlar yüzde 3 oranında artarak 100,2 milyar dolar seviyesine yükseldi. Hızla gelişmek-te olan Hindistan’da ve Brezilya’da ise sırasıyla yüzde 52 artış ile 10,3 milyar dolar, yüzde 15 artış ile 8,2 milyar dolar seviyelerine yükselme görüldü. Dünya genelinde olduğu gibi bu yatırımların çoğu güneş enerjisi sektöründe görüldü. Rüzgar enerjisi yatırımları ise sadece Kuzey Denizi bölgesinde gerçekleşti.

EN YÜKSEK YATIRIM PROGRAMLARIEn büyük tek tip yatırım progra-

mı, birim ölçekli çevre dostu enerji projelerinin finansmanında kulla-nıldı. Bu yatırımlar 2010 yılında-ki 138,3 milyar dolar seviyesinden 145,6 milyar dolar seviyesine yük-seldi. Finansmanı sağlanan en büyük proje 1,3 milyar dolar değerindeki Almanya’nın Kuzey Denizi kıyısında bulunan 288 MW kapasitesindeki rüzgâr enerjisi santralleri oldu.

Sırasıyla diğer yüksek yatırım-lar ise 756 milyon dolara mal olan Kanada’daki 272 MW kapasitedeki rüzgâr santrallerine ve Çin’de bulu-nan, bütçesi 354 milyon dolar olan 92,5 MW kapasiteli güneş santral-lerine yapıldı.

Avrupa yeşil enerjiye 100,2 milyar dolar yatırırken, Hindistan’daki yatırımlar yüzde 52 artış ile 10,3 milyar dolar, Brezilya’daki yatırımlar ise yüzde 15 artış ile 8,2 milyar dolar seviyesine ulaştı.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 37

Page 40: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Yapı sektörünün hem üretici sektör-ler, hem de endüstri açısından en önemli konularından birisi güvenli yapı malze-meleridir. Olası afetlerde sık sık karşımı-za çıkan bir sorun olan yapı malzemeleri konusunda on yıllarca süren ihmallerin

ardından önemli hamleler yapıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Yapı Malzemeleri Yönetmeliği kapsamında, yapı malze-melerinin piyasa gözetimi ve denetimi, onaylanmış kuruluşların atanması gibi yeni görevler üstlendi.

Sektörde AB standartları hâkim hale geldi. Türkiye’de artık hem yapı mal-zemesi üretici ve ithalatçıları, hem de müteahhitlik sektörü, üretilecek ve kul-lanılacak malzemeyi büyük bir titizlikle seçiyor.

GÜVENLİ YAPILARIN TEMELİ GÜVENLİ YAPI MALZEMELERİAfETlErDE sIk kArŞIlAŞIlAN Bİr soruN olAN YAPI MAlzEMElErİ

koNusuNDA ÇEvrE vE ŞEhİrcİlİk BAkANlIğI’NcA ÖNEMlİ ADIMlAr ATIlDI; sEkTÖrDE AB sTANDArTlArI hâkİM hAlE gElDİ.

Yapı MalzeMeleri daireSi BaŞkanlığı

38 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

ŞEHİRCİLİK

Page 41: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

AB’YE UYUMLAŞTIRMA SÜRECİ BAŞLADITürkiye’de AB Mevzuatları uyumlaş-

tırma çalışmaları başlamadan önce yapı malzemelerinin denetiminden sorumlu bakanlık Sanayi ve Ticaret Bakanlığı idi. Ancak AB mevzuatları uyumlaştırma çalış-malarının başlaması ile birlikte 97/9/196 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Avrupa Birliği (AB) Teknik Mevzuatı çerçevesin-de AB’nin 89/106/EEC sayılı Yapı Mal-zemeleri Direktifi'nin uyumlaştırılması çalışmalarını yürütmek üzere Bakanlık koordinatör kurum olarak belirlendi.

Bu sayede yapı ve yapıyı oluşturan malzemenin güvenliği tek bir Bakanlığın (mülga Bayındırlık ve İskân Bakanlığı) görev kapsamı içerisinde birleştirildi. Bu tarihten itibaren Yapı Malzemeleri Direktifi'nin uyumlaştırılması ve uygu-lamasına dair işlemler Yapı Malzemeleri Daire Başkanlığı tarafından yürütülüyor.

(CE) VE (G) İŞARETLERİ GÜVENLİYapı Malzemeleri Yönetmeliği Resmi

Gazete’nin ilgili sayısında 8 Eylül 2002 tarihinden 21 ay sonra yürürlüğe girmek üzere yayımlandı. Ancak, Avrupa Birliği ile yerleşik onaylanmış kuruluşlar konu-sunda yaşanan sıkıntılardan dolayı geçiş süresi uzatılırken onaylanmış kuruluşların

PGD FAALİYETLERİ VE AVRUPA BİRLİĞİResen (planlı) ve şikâyet mekanizması çerçevesinde AB mevzuatları doğrultusunda yapılan ve yapılacak olan Piyasa Gözetimi ve Denetimi (PGD) faaliyetleri ve sonuçları Avrupa’da yılda iki defa Avrupa Birliği üyesi ülkelerinin yapı malzemeleri alanında piyasa gözetimi ve denetimi otoritelerinin buluştuğu ADCO toplantılarında tartışılıyor.Bu toplantılarda, üye ülkelerle yapı malzemelerinin piyasa gözetimi ve denetimi alanında işbirliğinin şematiği ortaya konuluyor, ortak karar ve eylem ile ilgili projeler gerçekleştiriliyor ve ortak yol haritaları belirleniyor.Ülke olarak çizilen bu disiplin üzerinde PGD faaliyetleri yürütülüyor ve AB üyesi ülkeler nezdinde karşılıklı bilgilendirmeler yapılıyor.

görevlendirilebilmesiyle ilgili sorunların giderilmesi sonucu Yönetmelik 1 Ocak 2007 tarihi itibari ile zorunlu olarak uy-gulamaya konuldu.

Yapı Malzemeleri Yönetmeliği kapsa-mındaki ürünlerden hakkında bir uyum-laştırılmış (harmonize) standart bulunan Yapı Malzemeleri piyasaya güvenli ol-duklarının beyanı olan CE işaretlemesi ile satışa çıkıyor. Haklarında henüz bir uyumlaştırılmış standart bulunmayan Yapı Malzemeleri ise ulusal standartlar çerçevesinde G işaretlemesi ile güvenli olarak piyasaya sunuluyor.

YENİ MEVZUAT OLUŞTURULUYORYapı Malzemeleri Yönetmeliği kapsa-

mında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapı malzemelerinin piyasa gözetimi ve dene-timi, onaylanmış kuruluşların atanması gibi yeni görevler üstlendi. Bakanlık bu konuda daha önce ülkemizde herhangi bir yapılanma bulunmadığından, yapı malzemelerine ilişkin mevzuatın oluş-turulması, denetim politikası ve strateji-sini belirlemek üzere çalışmalar başlattı.

PERSONELE EĞİTİM VERİLDİÖncelikle tüm Türkiye çapında etkin

bir denetimin yapılandırılması amaçlanı-yor. Bu çerçevede merkez elemanlarınca İl Müdürlüklerinde denetim görevini yerine

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 39

Page 42: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

getirebilecek personel belirlendi ve bu personele yönelik 12 ilde yapı malzeme-leri yönetmeliği ve uygulamaları kapsa-mında eğitimler verildi. Eğitime katılan personelden yapılan yazılı ve sözlü sınav-larda başarı gösterenler Piyasa Gözetimi ve Denetimi elamanı olarak atandılar.

DENETİM GRUPLARI OLUŞTURULDUİlk aşamada, 81 ilde yaklaşık 373 ki-

şiden oluşan “Yapı Malzemeleri Denetim Grubu” oluşturulurken aynı zamanda, Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’nin uy-gulanabilirliğini sağlayacak gerekli teb-liğler yayımlandı. Bununla birlikte yapı malzemeleri ile ilgili stratejinin detay-landırılması ve uygulanması yönündeki çalışmalar eşleştirme (twinning) projesi ile desteklendi.

TÜRKİYE İNGİLTERE İLE EŞLEŞTİRİLDİYapı Malzemeleri Yönetmeliği’nin

uyumlaştırma çalışmalarının tamamlan-dığının Avrupa Birliği tarafından kabul edilmesini müteakip Bakanlık twinning (eşleştirme) projesi almayı hak ederken, 27 Kasım 2006 tarihinden itibaren eşle-niği İngiltere Hükümeti ile ortaklaşa ola-rak proje aktivitelerini yürütüyor. Mülga Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Eşleştirme

ortağı olarak İngiltere Belediyeler ve Yerel Yönetim Bakanlığı’nı seçti.

Yapı Malzemeleri Daire Başkan-lığı’nın yürüttüğü eşleştirme projesinin genel amacı, “özellikle fonksiyonel bir piyasa gözetimi ve denetimi sisteminin oluşturulması üzerinde odaklanarak iç pazar alanında AB müktesebatının uygu-lanmasına katkıda bulunmak” şeklinde belirlendi.

İL TEŞKİLATLARINA ARAÇ DESTEĞİİl Müdürlüklerinde yapılan çalışma-

lar esnasında il teşkilatlarındaki araç ve donanım eksikliğinin özellikle Piyasa Gö-zetimi ve Denetimi faaliyetlerinin etkin-leştirilmesinde büyük bir engel olduğu görüldü. Bunun üzerine "Yapı Malzemele-rinin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Hizmet-lerinin Arttırılması Projesi" hazırlanarak yürürlüğe konuldu. Bu kapsamda 81 il teşkilatına çift kabinli arazi tipi araç alındı ve PGD faaliyetlerinde kullanılmak üzere İl Müdürlüklerine gönderildi.

ONAYLANMIŞ KURULUŞLARÜrün piyasaya arz edilmeden önce

üretim safhasında denetim mekanizma-sında rol alan ve uygunluk değerlendir-mesi faaliyetlerinde bulunan “Onaylan-mış Kuruluşlar”ın görevlendirilmesi ve

Denetimlerin etkin bir şekilde yapılabilmesi için personele 12 ilde yapı malzemeleri yönetmeliği ve uygulamaları kapsamında eğitimler verildi. 81 ilde yaklaşık 373 kişiden oluşan “Yapı Malzemeleri Denetim Grubu” oluşturuldu.

DENETİM GRUPLARıNA EĞİTİM81 İlde oluşturulan Yapı Malzemeleri Denetim Grupları, 12 il merkezinde, hem Yapı Malzemeleri Daire Başkanlığı personeli, hem de yabancı uzmanlar tarafından eğitildiler.Ülkemizdeki laboratuvar alt yapısını güçlendirmek amacıyla laboratuvar personeli, Avrupa Birliği fonlarından yararlanarak, hem İngiltere’de, hem de Türkiye’de eğitim gördüler. İllerde bulunan yapı malzemeleri üreticileri de verilen seminerler ile yönetmelik ve uygulamaları konusunda bilgilendirildiler.

40 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

ŞEHİRCİLİK

Page 43: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

uygunluk değerlendirme kuruluşları ile ilgili faaliyetler “Onaylanmış Kuruluş Şube Müdürlüğü” tarafından yürütülüyor.

Yönetmeliğin kapsamındaki ürünler için uygunluk değerlendirmesi faaliyetleri bulunan kuruluşların Onaylanmış Kuruluş olmak üzere Bakanlığa başvuru yapan kuruluşlar, “Yapı Malzemeleri için Onay-lanmış Kuruluşların Görevlendirilmesinde Esas Alınan Temel Kriterlere Dair Tebliğ” kapsamında değerlendiriliyor.

Onaylanmış Kuruluşlar Yeni Yakla-şım Direktiflerinden sorumlu yetkili ku-ruluşlar tarafından görevlendirilmekte ise de, bu kuruluşlar, ülke sınırlarının da dışında faaliyet gösterebilen Avrupa ku-ruluşları haline geliyor. Halihazırda Yapı Malzemeleri Yönetmeliği kapsamında 11 adet onaylanmış kuruluş görevlendiril-miş durumda.

PİYASA GÖZETİMİ VE DENETİMİ (PGD)Piyasa Gözetimi ve Denetiminin, gü-

venli yapıların güvenli yapı malzemele-rinden yapılabileceği ilkesi çerçevesinde yapı malzemesi imalatçılarının piyasaya güvenli ürün sürmelerinin sağlanması için etkin işletimi önem kazanıyor.

Piyasa gözetim ve denetim faaliyetleri 81 il merkezinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri tarafından yürütülüyor. Bu

amaçla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükle-ri bünyesinde Yapı Malzemeleri ve Yapı Denetimi Şubeleri oluşturuldu.

EĞİTİMLERE DEVAM EDİLİYOR4703 sayılı “Ürünlere ilişkin Teknik

Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanma-sına Dair Kanun” kapsamında ve bu ka-nuna istinaden yayımlanan yönetmelikler çerçevesinde denetimler yapılıyor.

PGD faaliyetleri yıllık olarak planlanı-yor. İl teşkilatları bu plana uygun olarak denetim faaliyetlerini gerçekleştiriyor. Denetim elemanlarına, eğitim seminer-leri veriliyor, yapı malzemeleri sektör temsilcileri de bu seminerlerde görev alıyor. Halen il teşkilatları bünyesinde 400 kadar PGD elemanı görev yapıyor. Bugüne kadar 23 farklı yapı malzemesi grubunda toplam 6 bin 18 denetim faa-liyeti gerçekleştirildi.

Mevzuat ve Yapı Standartları Şube Müdürlüğü Yapı Malzemeleri Yönetme-liği'ne ilişkin gerekli güncellemeleri ve uygulamaya dönük tebliğleri yayımlıyor. Ayrıca bu yönetmelik kapsamındaki temel gerekle ilişkin mevzuatın oluşturulma-sında da görev alıyor.

Yapı malzemelerinin güvenliğinin bü-yük önem taşıdığı günümüzde Bakanlığın yapı malzemeleri hususunda etkin bir çalışma içinde olduğu görülüyor.

Onaylanmış Kuruluşlar Yeni Yaklaşım Direktiflerinden sorumlu yetkili kuruluşlar tarafından görevlendirilmekte ise de, bu kuruluşlar, ülke sınırlarının da dışında faaliyet gösterebilen Avrupa kuruluşları haline geliyor.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 41

Page 44: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

SMART 2020 araştırma raporuna göre dünyadaki karbon emisyonlarının yüzde 2’si bilgi ve iletişim teknolojileri sektörün-den salgılanıyor. Bu oranın yüzde 14’ü ise sadece veri merkezlerine ait.

ABD Çevre Koruma Ajansı’nın ve-rilerine göre ise ülkedeki veri merkez-leri, toplam elektrik tüketiminin yüzde 1,5’inden sorumlu. Bu da toplam sera gazı emisyonlarının yüzde 5’ine tekabül ediyor. Eğer elektrik tüketimi böyle de-vam ederse, 2020 yılına kadar veri mer-kezlerinin dünya genelinde kullandığı enerji oranının, hava ulaşımına ayrılan

enerji oranından daha fazla olacağı ön-görülüyor.

Bunun farkına varan teknoloji firma-ları sistemlerini değiştirerek artık daha çevre dostu veri merkezleri kullanmayı tercih ediyorlar ve bu kapsamda yeni tek-nolojilere yatırım yapıyorlar. Bu kökten değişimin sebebi ise teknolojinin yaygın-laşmasının sonucu artan talep nedeniyle tüketilen enerji miktarını azaltmak. Çün-kü daha yeşil bir veri merkezi, yalnızca enerji verimliliği değil aynı zamanda yer

ve soğutma kaynaklarından da tasarruf sağlıyor.

GÜÇ KULLANIMI ETKİNLİĞİ ENDEKSİTeknoloji firmalarının çoğu enerji

verimliliklerini ölçmek için Green Grid (Yeşil Şebeke) yöntemi olarak bilinen Güç Kullanımı Etkinliği (GKE) endeksi-ni kullanıyorlar. Sistemlerini bu endeks

çerçevesinde ayarlayan firmalar, ortak payda içinde standart-

lara ve teknolojiye daha kolay adapte olabili-yorlar.

GKE, bir veri mer-kezinin ne kadar ve-rimli çalıştığını be-lirlemede kullanılan,

tesisin toplam enerjisi-nin bilgi teknolojilerinde

kullanılan enerjiye oran-lanması ile bulunan bir endeks.

Bu oran ne kadar 1’e yakın bulunursa, tesisin güç kullanımı da o kadar ideal kabul ediliyor.

ÇEVRE DOSTU VERİ MERKEZLERİVeri merkezlerindeki sunucuların ve

iş uygulamalarının sayısı giderek artıyor. Bu durumda firmaların atıl kapasiteleri çok daha verimli bir şekilde kullanmaları gerekiyor. Kaynak yönetimi, veri merkez-lerinin daha az enerji tüketmesi, daha az ısı yayması, dolayısıyla daha az soğut-maya ihtiyaç duyması gibi konular önem kazanıyor. Bu doğrultuda “Çevre Dostu Veri Merkezleri” kavramı her geçen gün daha da öne çıkıyor.

Veri Merkezleri Artık DAhA ÇeVre Dostu

ElEkTrİk TükETİMİ BÖYlE DEvAM EDErsE, 2020 YIlINA kADAr vErİ MErkEzlErİNİN DüNYA gENElİNDE kullANDIğI ENErjİ orANININ, hAvA

ulAŞIMINA AYrIlAN ENErjİ orANINDAN DAhA fAzlA olAcAğI ÖNgÖrülüYor.

deniz aYdın

Kaynak yönetimi, veri

merkezlerinin daha az enerji tüketmesi, daha

az ısı yayması, dolayısıyla daha az soğutmaya ihtiyaç

duyması gibi konular önem kazanıyor.

TEKNOLOJİ

42 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

Page 45: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

VERİ MERKEZLERİ İÇİN ÇÖZÜMLERÇevre dostu veri merkezleri sadece

tüketilen enerji miktarını azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda artan enerji ve soğutma ihtiyaçlarını karşılamak için gereken pahalı altyapı yatırımlarını da azaltıyor. Bu yüzden bazı firmalar işi ile-ri götürüp bazı faktörlerin dışında artık veri merkezlerinin tümünü çevresel bir anlayış ile ele alıyorlar.

Veri merkezlerinin “yeşilleşmesini” sağlayan bazı yöntemler ise şöyle sıra-lanıyor:

SUNUCULARI BİRLEŞTİRMEKAkla ilk gelen ve uygulaması en kolay

yöntemlerden biri veri merkezinde mev-cut olan tüm sunucuların birleştirilmesi. Çoğu veri merkezindeki sunucuların yak-laşık yüzde 10’u (hatta bazı firmalarda bu oran yüzde 30’a bile çıkabiliyor) ya faaliyette değildir ya da kapatılması üre-timi etkilemez.

Sunucuların birleştirilmesi, tek sunucu başına yıllık yaklaşık 2 bin 100 TL kadar enerji tasarrufu sağlayabilir. Bu miktarın yarısı direkt olarak enerji tüketiminden, diğer yarısı da soğutmaya harcanan ener-jiden kazanılıyor.

İşe yaramayan sunucu kaldırıldıktan sonra veri merkezi yöneticileri birden fazla uygulama içeren sunucuları tek bir sanal makinede birleştirerek sunucu sayısını azaltıyor ve bir sunucudan sağ-lanan faydanın oranını artırıyor.

Mevcut sistemde bir sunucu ortalama yüzde 10-15 oranında bir fayda ile çalışıyor. Ömrünü tamamlamakta olan bir sunucu normalde faaliyet göstermiyorken bile en fazla faaliyet gösterdiği zamanın yaklaşık yüzde 30’u kadar enerji tüketeceğinden, işe yaramayan sunucuların kaldırılması her halükarda fayda sağlıyor. Aynı zamanda sunucuların birleştirilmesi ile yüksek ısı yoğunluğu da engellenmiş oluyor.

SUNUCULARI SANALLAŞTIRMAKGünümüzde ortaya çıkan son tekno-

lojik yöntemlerden biri de sunucuların iş yüklerinin paylaştırılarak tek bir kaynak havuzunda toplamak. Böylece sunucular sanallaştırılarak daha az makine kulla-nılıyor ve hacimden yer kazanılıyor. Bu

yöntemin başka bir özelliği de iş yükü değiştikçe, sistemin ayarlamaları kendi içinde otomatik olarak yapması.

Örneğin iş yükünün yoğun olduğu zamanlarda (ki bu veri merkezleri için gündüz vakitleri olarak kabul ediliyor), sistemin performansı otomatik olarak

arttırılıyor ve düşük olduğu zaman-larda ise azaltılıyor. Böylece enerji

tasarrufu kontrol atlına alınmış olunuyor. Sunucuların sanal-laştırılması ek ısı sorunlarını da engellemiş oluyor.

GÜÇ YÖNETİMİNİ ETKİNLEŞTİRMEK

Her ne kadar güç yönetimi araçları mevcut olsa da, yöneticilerin

çoğu mevcut sistemlerinde bu yöntemi kullanmıyorlar. Tipik bir veri merkezin-de elektrik kullanımı genelde standarttır ancak bilgi teknolojileri yükü farklılık gösterir. Güç yönetimini etkinleştirerek kullanılmayan sunucular kapatılabilir ve bu da veri merkezinin enerji ihtiyacını yaklaşık yüzde 20 oranında azaltır.

Mevcut sistemde güç yönetimi kul-lanılmamasının sebebi yöneticilerin ge-nellikle performans ve çalışma zamanına odaklı olmaları. Ancak veri merkezlerinin gündemi daha enerji dostu ve sürdürüle-bilir yöntemlere kaydıkça bu yöntemin de sık kullanılanlar arasında yerini alacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Güç yönetimini etkinleştirmek veri merkezinin dayanaklığını artırırken, tüke-tilen enerji miktarını azaltıyor. Özellikle sağlanan enerji tasarrufu yeni geliştirilen işlemciler ile daha da artıyor. Sistem doğ-ru ayarlandığında ana işlemciden yüz-de 50 seviyesinde fayda temin edilirken, yüzde 65 enerji tasarrufu sağlanabiliyor.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ YÜKSEK SUNUCULAR KULLANMAKÇok çekirdekli işlemcilerin tasarımı

toplam enerji tüketimini azaltan gelişme-lerden biri oldu. Bu işlemciler ile üreti-len sunucular, yüzde 40’a varan enerji tasarrufu sağlayabiliyor. Bu da doğrudan veri merkezinin verimliliğini arttırıyor.

Ancak bu sunucuların geleceği ile ilgili bir şey söylemek için henüz çok erken. Araştırmalar gösteriyor ki, yakın bir za-manda enerji verimliliğini arttıran sunu-cuların geliştirilmesi pek mümkün değil.

Daha yeşil bir veri merkezi, yalnızca enerji verimliliği değil aynı zamanda yer ve soğutma kaynaklarından da

tasarruf sağlıyor.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 43

Page 46: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Şu an piyasadaki işlemciler 89 W ile 120 W arasında değişiyor. İşlemcileri üreten firmalara göre bir yükseltme olsa dahi değişimlerin şimdilik düşük seviyede olacağı tahmin ediliyor.

VERİMLİLİĞİ YÜKSEK GÜÇ KAYNAKLARI KULLANMAKGüç kaynakları, veri merkezlerinin

genelde gözden kaçan ve verimliliği doğ-rudan etkileyen bölümlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Özellikle işe yaramayan sunucular ile beraber kullanıldığında boş tüketilen enerjinin miktarı artıyor.

Bu sistemlerin gelişimi biraz yavaş ilerliyor. Güç kaynakları tasarruf edile-bilen enerji sadece yüzde 1,5 civarında. Bu oran enerji verimliliği yüksek sistem-lerin kullanılması ile artabiliyor; ancak bu sistemlerin maliyeti diğerlerine göre çok daha yüksek olduğu için firmalar ta-rafından pek tercih edilmiyor.

Veri merkezlerinin genelinde bulunan güç kaynaklarına bakıldığında, verimlilik yüzde 100 fayda getirdiğinde yüzde 70-75 seviyesinde seyrederek en uç nokta-ya ulaşıyor. Ancak bu oran yüzde 20’lik faydada yüzde 65 seviyelerine düşüyor. Yani bir sunucunun ortalama yükünün

yüzde 10-15 se-viyesinde fayda sağladığı öngö-rülürse, verimsiz bir güç kaynağı, ona verilen enerjinin yarısı-nı, enerji daha bilgi teknolojisi donanımına ulaşmadan tüketiyor. Ayrıca güç kaynağına verilen her watt enerji için bir o kadar da ortaya çıkan atık ısıyı soğutmak için enerji gerekiyor.

Mevcut enerji verimliliği yüksek güç kaynaklarına bakıldığında, yüzde 20’lik fayda sağlanırken yaklaşık yüzde 80 veya daha fazla bir oranda verim alınabiliyor. Ancak bu ürünlerin de fiyatları diğerlerine kıyasla çok yüksek durumda. Yine de bu sistemlerin kullanılmasının uzun vadede işletme ve yatırım maliyetini azaltacağı öngörülüyor. Örneğin, 20 TL harcanarak alınan enerji verimliliği yüksek güç kay-nağından toplamda soğutma ve altyapı sistemleri için 100 TL’lik yatırım maliyeti uzun vadede tasarruf edilecektir.

STANDARTLARI UYGULAMAKEnerji verimliliği ve sürdürülebilir

üretim konusunda farkındalığın artması, bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe

birçok standardın doğma-sına sebep oldu. Örneğin

enerji verimliliğini ölçme-de güç kaynakları için 80+

programı ve sunucular için de Energy Star sertifikasyon progra-

mı kullanılabiliyor. Aynı zamanda hü-kümetler de bu konularda teşvikler ve standartlar sunuyor.

Veri merkezlerindeki enerji tüketimini maliyetleri artırmadan ve iş süreçlerini olumsuz etkilemeden azaltmanın yolları ile ilgili veri merkezi operatörlerini ve yöneticilerini bilgilendirmek ve teşvik etmek için oluşturulan Avrupa Birliği Veri Merkezleri yönetimi yasası kapsamın-da, veri merkezlerinde enerji tüketimini azaltmak için en iyi uygulamaları kulla-nan veri merkezlerini belirleyen Avrupa Komisyonu, kriterleri değerlendirerek firmalara ödüller veriyor. Aynı şekilde ABD Çevre Koruma Ajansı da enerji ve-rimliliği yüksek sunucular üretmek için yeni standartlar geliştirmeye uğraşıyor.

Şu an mevcut olan standartların biri de, sunucuların performans başına harcadıkları watt’ı ölçerek farklı yük se-viyelerinde ne kadar enerji verimliliği sağlayabileceğini hesaplıyor.

Enerji verimliliği ve

sürdürülebilir üretim konusunda farkındalığın artması, bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe

birçok standardın doğmasına sebep oldu.

44 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

TEKNOLOJİ

Page 47: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 48: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Teknolojideki gelişmelerle birlikte, dijital dünya günlük hayatımızda daha popüler olmaya ve daha fazla kullanıl-maya başlanmıştır. Günlük hayatımızda karşı karşıya geldiğimiz bilginin çoğu, örneğin banka hesapları, e-postalar, chat ve hatta gazeteler bile artık dijital for-matta yer almaktadır.

Çevresel bilgi de bu yeni yaklaşımda yerini almış durumda ve günümüzde artık çevresel bilginin büyük bir kısmı dijital formatta toplanmaktadır. Bu dijital yak-laşım bilginin yönetimini daha efektif, verimli, ulaşılabilir ve kullanıma hazır hale getirmekle birlikte arama, yayınlama, güvenlik gibi yeni zorlukları da yanında getirmektedir.

ÇBS, ÇEVRESEL VERİYE ERİŞİMİ KOLAYLAŞTIRDIAvrupa Birliği mevzuatı kapsamında

bulunan “Halkın Çevresel Bilgiye Erişimi Direktifi” ile ilgili yürütülen uyumlaştırma çalışmaları kapsamında Bakanlık 1990’lı yılların sonundan itibaren çevresel bil-giye erişimin kolaylaştırılması için bilgi sistemlerinin kullanımına yönelik proje-ler yürütmüştür. 90’lı yıllardan bu yana yapılan çalışmaların ilk sonuçları “Çevre Bilgi Sistemi”nin kurulmasıyla birlikte alınmaya başlanmıştır.

Çevresel bilginin sayısal olarak oluştu-rulmaya başlanması, veritabanında kayıt

altına alınması ve bunların Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak gösterilmesi, ana-lizinin yapılması ve raporlanması çevre konusunda çalışan uzmanlar, halk ve ka-rar vericilerin çevresel veriye erişimini kolaylaştırmıştır.

UYGUN YER SEÇİMİNDE CBS ÖNEM TAŞIYORÇevreye kirletici etkisi olan projelerin

çevresel etkilerinin değerlendirilmesinde,

bu projeler için en uygun yer seçiminin ya-pılmasında ve en iyi teknoloji alternatifinin belirlenmesinde Coğrafi Bilgi Sistemleri-nin kullanımı büyük önem taşımaktadır.

Bakanlığımız yetki ve sorumlulukları arasında bulunan planlama çalışmaları-nın yapılmasından başlayarak tesislere çevre izinlerinin verilmesine kadar olan tüm aşamalarda Coğrafi Bilgi Sistemleri araçlarının kullanımı karar vericiler için zaman ve kaynak tasarrufu sağlamaktadır.

COĞRAFİ REFERANSLI ÇEVRE VERİLERİKONUMSAL VERİ HALİNE GETİRİLİYOR

fArklI kAYNAklArDAN gElEN PArÇA BİlgİlErİN BİrlEŞTİrİlMEsİYlE ElDE EDİlEN coğrAfî rEfErANslI BüTüNlEŞİk koNuMsAl vErİlEr, İNTErNET

üzErİNDEN kullANIcIlArIN hİzMETİNE suNulAcAk.

çevre ve Şehircilik Bakanlığı coğrafi BilGi SiSteMleri Genel Müdürlüğü

coğrafi BilGi daireSi BaŞkanlığı

TEKNOLOJİ

46 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

Page 49: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

SAYISAL HARİTALARIN KULLANIMIPlanlama yapılacak alanın değerlen-

dirilmesinde yerinde inceleme yapılma-dan önce bölgenin özelliklerinin sayısal ortamda değerlendirmesi, kısa zamanda en doğru kararların verilmesini sağlamak-tadır. Makro ölçekte planlama için sayısal haritaların kullanımı son derece önemli olmakla birlikte yine mikro ölçekte yatı-rımların planlanması ve yer seçimlerinin yapılması da son derece önemlidir.

COĞRAFİ REFERANSLI ÇEVRE VERİLERİÇevre ile ilgili karar verilirken bir-

den çok kriterin olması ve bu kriterlerin zaman zaman birbiriyle çelişmesi, karar vericilerin ve uzmanların işini zorlaştır-maktadır. Bu aşamada, doğru, güncel ve güvenilir bilgiye erişim, verilecek karar-ların da daha sağlıklı olmasını ve bilimsel bir temele dayanmasını sağlamaktadır.

Ayrıca, çevre ile ilgili toplanan veriler coğrafi referanslı olmadığı zaman sadece istatistikî veri olarak kalmakta ve yalnızca raporlamada kullanılmaktadır. Çevre ve-rileri coğrafi referanslı olarak toplandığı zaman anlam kazanmakta ve karar verme sürecinde kullanılabilmektedir.

40’A YAKIN BİLGİ SİSTEMİ PROJESİ YAPILDIÇevre ile ilgili kararların verilmesi sü-

recinde kullanılan veri katmanlarının su-nulduğu bir Bakanlık portalı oluşturulmuş ve diğer kurum ve kuruluşlar ile halkın çevresel veriye erişimi kolaylaştırılmıştır. Çevresel kararların alınmasında kullanılan konumsal verinin paylaşımı için Avrupa Birliği INSPIRE (Infrastructure for Spatial Information in the European Community/ Avrupa Birliği Konumsal Bilgi Altyapısı) Direktifi'nde de öngörüldüğü gibi Servis Tabanlı Mimari (Service Oriented Archi-tecture/SOA) kullanılmıştır. Bu sayede, verinin kullanıcısı olan tüm kurum ve ku-ruluşlar yetki ve sorumlulukları dâhilinde bu servisleri kullanarak konumsal veriye ulaşabilmektedir.

Çevre ile ilgili karar verilirken, doğru, güncel

ve güvenilir bilgiye erişim, verilecek kararların daha

sağlıklı olması ve bilimsel bir temele dayanmasında hayatî

önem taşıyor.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 47

Page 50: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Bakanlık tarafından uzun zamandır yapılan çalışmaların ilk sonuçları 2009 yılından itibaren alınmaya başlanmış-tır. İrili ufaklı 40’a yakın bilgi sistemi projelerinin yanında Çevre Bilgi Sistemi, TEIEN (Türkiye’de Çev-re Bilgi Değişim Ağı Projesi) ve E-Çevre İzinleri projeleri Bakanlı-ğımız tarafından hayata geçirilen ve ülke çapında kullanıcısı olan projelerdir.

e-ÇEVRE İZİNLERİ PROJESİBu projeler arasında “e-Çevre

İzinleri” ülkemizde çevreye kirleti-ci etkisi bulunan işletmelerin ilgili yönetmelikler kapsamında almak zorunda oldukları birbirinden farklı

22 adet izin ve lisans uygulaması yerine bütüncül yaklaşım stratejisi çerçevesinde tek bir çevre izni uygulamasının hayata geçirildiği bir uygulamadır. Proje, ama-cına uygun olarak işletmelerin kuruluş aşamasından itibaren yaşam evreleri boyunca çevre ile ilgili almak zorunda oldukları çeşitli izinlerin başvurularının tek bir noktadan çevrimiçi olarak alın-masını sağlamaktadır.

e-ÇEVRE PROJESİNE e-TÜRKİYE ÖDÜLÜE-Çevre İzinleri ile birlikte başvurunun

yapılması, değerlendirme ve onaylama aşamalarında ıslak imza ve kaşe uygu-

laması yerine teknolojik imkânlardan yararlanılarak elektronik imza uygula-masına geçilmiştir.

Çevreye kirletici etkisi olan tüm sa-nayi tesislerinin Çevre İzin ve Lisans başvurularının, bütüncül bir yaklaşım-la internet üzerinden hızlı, doğru, akıcı, şeffaf ve kolay bir şekilde yapılabilmesine imkân sağlayan bu proje, 2011 yılında Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) tarafından “e-Türkiye Ödülleri”nde “Ka-mudan iş dünyasına e-hizmetler” kate-gorisinde birincilik ödülüne layık görül-müştür.

BÜTÜNLEŞİK KONUMSAL VERİ OLUŞTURUYOR

Bakanlık olarak nihai hedefimiz ise, çevreye ilişkin konumsal veri-nin sadece bir kez toplanması, en etkin şekilde sürdürülmesi, farklı kaynaklardan gelen parçaların bir-leştirilmesiyle bütünleşik konum-sal verinin oluşturulması, amaca yönelik farklı ölçek ve seviyelerde bilginin paylaşılması prensiplerini temel alarak çevreye ilişkin konum-sal verinin kullanıcıların hizmetine sunulmasıdır.

e-Çevre izinleri, çevreye kirletici etkisi bulunan işletmelerin almak zorunda oldukları birbirinden farklı 22 adet izin ve lisans belgesi yerine, bütüncül bir yaklaşımla tek bir çevre izni uygulamasını getiriyor.

48 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

TEKNOLOJİ

Page 51: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 52: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN RIO+20

İlkİ 1992 YIlINDA BrEzİlYA'NIN rİo kENTİNDE ToPlANAN "sürDürülEBİlİr kAlkINMA koNfErANsI"NIN soNuNcusu, 20 YIl soNrA

Bİr kEz DAhA AYNI ŞEhİrDE ToPlANIYor.

50 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

GÜNDEM KONFERANS

Page 53: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Haziran 2012 tarihlerinde Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde konu ile ilgili yeni bir zirve gerçekleştiriyor. Zirvenin adı ise ilk toplantıdan bu yana geçen 20 yıla vurgu yapmak üzere “Rio +20” adı altında düzenleniyor.

ZİRVENİN KONULARIEsas amacı sürdürülebilir kalkınma

ve yeşil ekonomi konularını vurgulamak olan Rio +20 zirvesi, sürdürülebilir kal-kınmayla ilgili yenilenen politik karar-ları güvence altına almak, bu konuda güncel ve önemli zirvelerin sonuçlarının uygulanmasında kalan boşlukları belirlemek ve buna bağlı ilerlemeyi değerlendirmek ve ayrıca ortaya çıkabilecek acil zorlukları belirlemeyi hedefliyor.

KÜRESEL ZİRVELERİN ÖNEMİDünya genelinde arkası kesilmeyen

çevre felaketleri ve bunları takiben de küresel krizler yaşanıyor. Bu tip zirveler, toplantı sırasında sağlanan toplu muta-bakatın korunmasını sağlayarak ulusal ve uluslararası adımların atılmasına ön ayak oluyor.

Rio +20 zirvesi, sürdürülebilir kalkınmayla ilgili yenilenen politik kararları güvence altına almak, bu konuda güncel ve önemli zirvelerin sonuçlarının uygulanmasında kalan boşlukları belirlemek ve buna bağlı ilerlemeyi değerlendirmek ve ayrıca ortaya çıkabilecek acil zorlukları belirlemeyi hedefliyor.

BJÖRN sTİGsON: RıO+20 ZİRVEsİ TAM BİZE GÖRE

Yaklaşık 20 yıldır Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi Başkanı olan Björn Stigson'un Rio+20 hakkındaki değerlendirmeleri şöyle: "Birleşmiş Milletlerin desteğiyle Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (DSKİK) olarak biz de bu konferansa dâhil olduk. 10 yıl önce de olduğu gibi yine bu zirvede yerimizi alacağız. Diğer iş organizasyonlarıyla işbirliği yaparken oluşan deneyimlerimizle ve yaptıklarımızla Rio'da biz de bulunacağız.İş toplulukları ve genel konularla ilgili DSKİK'nın son 20 yılda başardığı şeyleri anlatacağımız bir hikâyemiz var. "Change in Course / Değişen Rota" adlı kitabımızla 20 yıldır süregelen değişiklikleri ele aldık. Hikâyemizi gerekli yerlere aktarabileceğimiz doğru bir platforma ihtiyacımız vardı; Rio+20 zirvesi tam bize göre.Medyanın bu tarz zirvelerde işbirliği açısından çok önemli rol aldığını biliyoruz ve Guardian da bize basın olarak mükemmel bir ortak. Rio 20 zirvelerinin her biri birer kilometre taşıdır ve gelecek on yıllarda da bu taşlar koyulmaya devam edecektir."

Brezilya’nın Rio şehrinde ilk defa 1992 yılında dünya ül-keleri ve Türkiye’nin de ka-tılımıyla “Save the Earth” / “Dünyayı Kurtar” sloganıyla

gerçekleştirilen Sürdürülebilir Kalkın-ma Zirvesi, o yıldan bu yana belirli ara-lıklarla toplanmaya devam etti.

İklim değişikliği, çölleşmeyle müca-dele ve biyolojik çeşitliliğe dikkat çekmek ve bu konular için ülkelerin neler yapa-bileceğini tartışmak amacıyla toplanan zirvede; 170 ülke, küresel bir amaç olarak “sürdürülebilir kalkınma” çerçevesinde ele aldıkları “Gündem 21” başlıklı bir dekla-rasyon imzaladılar.

ÇÖZÜM YOLU KÜRESEL İŞBİRİLİĞİGenel hedefleri tanımlayan deklaras-

yonda yer alan şu ifade, belgeye ruhu-nu veriyordu: “Yalnızca, bütün devletler arasında küresel bir ortaklık ve işbirliği ile dünyanın en önemli ortak çevre ve toplumsal sorunlarını çözebilir.”

1992’deki bu ilk toplantının üzerin-den 20 yıl geçti. Birleşmiş Milletler Sür-dürülebilir Kalkınma Konferansı 22-24

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 51

Page 54: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

“Türkiye’nin 2012 BM Sürdürüle-bilir Kalkınma Konferansı’na (Rio+20) Hazırlıklarının Desteklenmesi Projesi-nin ana hedefi, Johannesburg Uygula-ma Planı’nın, Türkiye’de sürdürülebilir kalkınma kavramlarının sektörlere, ka-rar alma ve kanun yapma süreçlerine, politikalara ve kapasitelere entegras-yonunu nasıl etkilediğinin incelenmesi yoluyla, Türkiye’nin BM öncülüğündeki sürdürülebilir kalkınma süreçlerine ha-zırlanmasına ve etkili bir şekilde katkı sağlamasına destek vermektir. Projede, kapasite geliştirme çabalarının yanında aynı zamanda Türkiye’de yeşil büyüme politikalarının uygulanması ile ilgili bir tartışma platformu da oluşturulacaktır.”

DÜNYA RİO+20’YE NASIL HAZIRLANIYOR?Nisan: BM Çevre Programı, BM

Eğitim Bilim İşbirliği Örgütü, BM Ta-rım ve Gıda Örgütü ve BM Kalkınma

Örneğin, Kyoto Protokolü sayesinde şu an birçok gelişmekte olan ülke karbon emisyonlarını azaltmak için çaba sarfediyor. Bu sayede yenilenebilir enerjilere yatı-rımlar yapılıyor.

Dünyada “sürdürülebilir bir çevre-nin var olabileceği” fikri de 20 yıl önce 1992’de Rio’da gerçekleşen toplantı sa-yesinde kamuoyuna duyurulmuştu.

Küresel zirveler, her ne kadar tam anlamıyla başarılı sonuçlar doğurmasalar da başarının sağlanması için ilk adımı oluşturuyorlar.

TÜRKİYE’NİN ZİRVE HAZIRLIKLARIBM Kalkınma Programı Türkiye bün-

yesinde Ekim 2011’de başlatılan “Türki-ye’nin 2012 BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’na (Rio+20) Hazırlıklarının Desteklenmesi” projesinin misyonu şu şekilde ifade ediliyor:

Küresel zirveler, başarılı işlerin ilk adımını oluşturuyorlar. Dünyada "sürdürülebilir bir çevrenin var olabileceği" fikri de 20 yıl önce 1992'de Rio'da gerçekleşen toplantı sayesinde kamuoyuna duyuruldu. Kyoto Protokolü sayesinde yenilenebilir enerjilere yatırımlar yapılmaya başlandı.

JANEZ POTOcNİK: HEDEF DAHA YEŞİL EKONOMİLERRio+20 zirvesinin bir sonuç değil bir başlangıç gibi değerlendirilmesi gerektiğini belirten AB Komisyonu Çevreden Sorumlu Üyesi Janez Potocnik, Avrupa Birliği olarak Rio+20 zirvesinin başlıca iki hedefiyle ilgilendiklerini ifade ediyor. Bunları, "Yeşil bir ekonomiye geçiş ve sürdürülebilir kalkınmanın küresel düzeyde daha iyi yönetimi" olarak belirten Potocnik, değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor: "Bu zirve sonrasında yani 2012 yılını takiben üzerinde anlaşılmaya varılan vizyon ve hedeflerin sistematik bir biçimde izlenebilecek olmasının yanı sıra, bir Yeşil Ekonomi Haritası; uluslarası, bölgesel ve ulusal hedefler belirlenmeli ve süreç için bir takip mekanizması oluşturulmalı. Böyle bir yol haritasının temelinde yatan amaç ülkelerin ekonomilerini daha ‘yeşil' hale getirmek için hedefler ve takvimlar hazırlamaya teşvik etmek. Bunun ardından yeşil ekonomiye doğru atılan adımlar dünya çapında uzlaşılan bir sistemle takip edilebilir."

52 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

GÜNDEM KONFERANS

Page 55: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

YıLMAZ TUNA: RıO+20 DÜNYANıN ÖNcELİKLİ GÜNDEMİ OLAcAKÖnümüzdeki süreçte uluslararası gündemin en öncelikli konularından birisinin Rio+20 zirvesi olacağına inandığını belirten Kalkınma Bakanlığı Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürü Yılmaz Tuna, şunları söylüyor: "Yürütülecek çalışmaların sonucunda Türkiye'nin Rio+20 zirvesine sürdürülebilir kalkınma ve yeşil büyüme konusunda geleceğe dönük bir vizyon ortaya koyacaktır ve aynı zamanda gelecekte iyi ülke uygulamalarıyla diğer ülkere yol gösterici olacaktır. Türkiye, 1992'den bu yana sürdürülebilir kalkınma konusunda yaşadığı deneyimleri örnek uygulama ile ortaya koyacaktır ve bunlar uluslararası platformda ses getirecektir."

ALPER AcAR: TÜRKİYE RıO'DA GÜNDEM BELİRLEYEcEKTürkiye'nin 2012 BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı'na (Rio+20) Hazırlıklarının Desteklenmesi Projesi'nin yöneticisi Alper Acar, Türkiye'nin Rio'da gündem belirleyebilecek bir ülke olduğunu savunuyor. Acar, şu değerlendirmeleri yapıyor: "Öyle ya da böyle, gerçekleştirildikten sonraki 10 yılın kalkınma gündemini etkilediğini

düşündüğüm Rio+20 Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı'nın azalmakta olan heyecanı da biraz hareketlendirmesini bekliyorum. Türkiye'nin 2012 BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı'na Hazırlıkların Desteklenmesi Projesi'nin temel amacı yeşil büyüme konusunda entelektüel bir zemin oluşturabilmek ve bir uzlaşı yaratmaktır.

Ulusal sürecin üç temel ayağı var. Bu ayaklardan ilki şimdiye kadar yapılan çalışmaların değerlendirildiği çalıştaylar düzenlemek ve bu tamamlandı. İkinci ayak ise 'yeşil büyüme' konusunda Türkiye'de yapılabilecek çalışmaların, bunların sektörlere yansımalarının ele alındığı diyalog süreci; üçüncü ayak ise iyi uygulama örneklerinin belirlenmesi.

Programı’nın katılımlarıyla 16-21 Nisan tarihleri arasında Panama’da Hükümetlerarası Biyoçeşitlilik ve Eko-sistem Paneli’nde sürdürülebilirlik ve yeşil büyüme konuları konuşulacakMayıs: 12 Mayıs-12 Ağustos tarih-

leri arasında Expo 2012 Güney Kore’de “Yaşayan Okyanus ve Sahil” teması ile gerçekleşecek. Expo’nun ana ko-nusu çevresel zorlukların üstesinden güncel çözümler ile gelmek aynı zamanda da deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı olacak. Her sene 22 Mayıs’ta tüm dünyada kutlanan Uluslararası Biyoçeşitlilik Günü’nün bu yılki tema-

sı Deniz Biyoçeşitliliği ve Denizlerde Sürdürülebilirlik olacak.

Haziran: Çevresel Sürdürülebilirlik için Adalet, Yönetim ve Hukuk konulu Dünya Kongresi 1-3 Haziran tarihleri a ras ında Rio+20 önces i Rio’da gerçekleşeçek. Toplantının ana ko-nusu hukuk yardımı ile sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin desteklenme-si. 5 Haziran Dünya Çevre Gününde Rio’da Rio+20 öncesi “Yeşil Ekonomi-Sizi kapsıyor mu?” temalı bir toplantı gerçekleşecek. Rio+20’nin son Hazırlık Komitesi toplantısı 13-15 Haziran ta-rihlerinde Rio’da yapılacak.

1992 yılında ilki gerçekleştirilen zirvenin sonuç deklarasyonunda yer alan şu ifade, küresel işbirliğine vurgu yapıyor: “Yalnızca, bütün devletler arasında küresel bir ortaklık ve işbirliği ile dünyanın en önemli ortak çevre ve toplumsal sorunlarını çözebilir.”

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 53

Page 56: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

ÇEVRECİ YAŞAM TARZI

01 Evlerimizde en çok enerjiyi aşağıdakilerden hangisi harcar?A) Buzdolabı B) Saç kurutma makinesiC) Ütü D) Elbise kurutma makinesi

CEVAP: Buzdolabı. Diğer en çok enerji harcayan ev aletleri ise sırasıyla elbise kurutma

makinesi, ütü ve saç kurutma makinesi. Her ne kadar son on yılda enerji verimliliği yüksek buzdolapları üretilse de hem

harcadığı enerji hem de kullanıldığı zaman olarak buzdolapları hâlâ

evlerimizde en çok enerji harcayan ev aletlerinin başındadır.

04 Bilgisayarını kapatmak mı yoksa uyku modunda bırakmak mı daha çok enerji harcar?A) KapatmakB) Uyku modunda bırakmak

CEVAP: Bilgisayarınızı uyku modunda bıraktığınızda, açık olduğun-dan yüzde 70 daha az enerji harcar ancak kapattığınızda ise hiç enerji harcamaz. Bilgisayarınızı yeniden başlattığınızda ise harcanan enerji açık olduğu zamanki ile eşittir.

05 10 litre benzin atmosfere ne kadar karbondioksit salar?A) 5,98 kg B) 23,4 kgC) 46,8 kg D) 117 kg

CEVAP: 10 litrelik benzin tüketimi atmosfere yaklaşık 23,4 kg karbondioksit salar. 1 kilovat saat elektrik tüketimi de 0,7 kg karbondioksit salınımına sebep olur. Her 1 metre küp doğalgaz ise atmosferden 2 kg karbondioksit emer.

02 Evlerimizde en az enerjiyi aşağıdakilerden hangisi harcar?A) Mini fırın B) MikrodalgaC) Ocak D) Bulaşık makinesi

CEVAP: Mikrodalga fırınlar bir ocaktan veya mini fırından yaklaşık yüzde 85 oranında daha az enerji harcar.

03 Aşağıdaki ülkelerden hangisi alışverişte naylon torba kullanımını kısıtlayan veya yasaklayan bir yasa çıkarmıştır?A) Bangladeş B) Kongo CumhuriyetiC) İtalya D) Yukarıdakilerin hepsi

CEVAP: Avustralya, Bangladeş, Belçika, Etiyopya, Kongo, Ruan-da, İrlanda, İtalya, Güney Afrika ve Tayvan ile Hindistan’ın Bom-bay şehri ve ABD’nin San Francisco, Washington ile Connecticut eyaletinde alışveriş sonrasında naylon torba kullanımını kısıtlayan ve yasaklayan yasalar çıkartılmıştır. 100 milyar naylon torbanın üretimi için yaklaşık 12 milyon varil petrol kullanılır. Dünya üzerin-deki naylon torbalarının yaklaşık yüzde 1’i geri dönüştürülebilirdir.

54 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

BİLİNÇ TEST

Page 57: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

09 Bulaşıkları elde yıkamak mı yoksa bulaşık makinesinde yıkamak mı daha az su harcar?A) Elde yıkamakB) Bulaşık makinesinde yıkamak

CEVAP: Bulaşıklar elde yıkandı-ğında, bulaşık makinesinde yı-kandığından yaklaşık yüzde 50 oranında daha fazla su harcanır. Tabii ki bu yıkanan bulaşığın mik-tarına, seçilen programa ve bu-laşık makinesinin üretim tarihi-ne bağlı olarak değişebilir. 1994 yılından önce piyasaya sürülen makinelerde daha fazla enerji ve su harcanır.

07 Evlerde aylık elektrik faturalarının ne kadarı aydınlatma amaçlı kullanıma aittir?A) % 10 B) % 20C) % 30 D) % 40

CEVAP: Evlerde aylık elektrik faturalarının yaklaşık yüzde 20'si aydınlatma amaçlı kullanıma aittir. Aydınlatmada enerji tasarrufu, aydınlatmanın kalitesini düşürmeden iyi bir aydınlatmanın gerek-lerini yerine getirerek yapılmalıdır.75 Vat'lık akkor lamba yerine, 15 Vat’lık bir flüoresan lamba kullanarak, aynı aydınlatma yüzde 80 daha az enerji tüketerek elde edilir.

08 Yemek atıklarının kompostlaştırılması, katı atık sahalarına giden toplam atığı azaltır. Acaba dünya üzerindeki bir katı atık sahasının ortalama yüzde kaçı yemek atıklarından oluşur?A) % 5 B) % 11C) % 18 D) % 25

CEVAP: Dünya üzerinde çıkan atıklara baktığımızda, bir katı atık sahasının yaklaşık yüzde 25’i yemek atıklarından oluşur. Bu oran dünya üzerinde ülkeler bazında ülkenin refah seviyesine göre de-ğişiklik gösterebilir. Kompostlaştırılan yemek atıkları organik gübre olarak kullanılabilir ve kimyasal gübre yerine tercih edilmelidir.

06 Eski bir bilgisayarı geri dönüştürürken hangisini yapmak 20 kat daha fazla enerji verimliliği arttırır?A) Tekrar kullanım için yenileştirmek/yükseltmekB) Bilgisayarı parçalara ayırmakC) Bir daha kullanmamak üzere kaldırmakD) Hurdacıya satmak

CEVAP: Bilgisayarı yenileştirmek, parçalarını yük-seltmek, onu atmak yerine 20 kat daha fazla enerji verimliliğini arttırır. Ancak verilere bakacak olursak bu durum bilgisayar kullanıcıları arasında sadece yüzde 2 oranında görülmektedir.

10 Alışveriş yapılırken hangi yöntem daha çevre dostudur?

A) Naylon torba kullanmak B) Kâğıt torba kullanmak C) Bez torba kullanmak

CEVAP: Her yıl ortalama 4,5 trilyon naylon torba imal ediliyor ve her dakika 1 milyon torba çöpe gidiyor. Bir naylon torba üretmek için gerekli enerji bir arabayı 120 m götürebiliyor. Ortalama bir naylon poşet 12 dakika kullanılıyor ve doğada yok olması için geçmesi gereken süre ise 100- 1000 yıl arasında. Kese kâğıdının ham maddesi ağaç. Ağacın kâğıda dönüşebilmesi için ise 3 yıl beklemek gerekiyor. Ayrıca kâğıdın üretim aşamasında kullanılan enerji miktarı naylon torba için kullanılan enerjiden yüzde 40 fazla. Bir kese kâğıdının yapımı için kullanılan su miktarı ise naylon torba için harca-nan suyun 50 katı fazla. Bu yüzden en çevre dostu yöntem alışverişlere kişinin kendisinin getirdiği bez torba-ları kullanması.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 55

Page 58: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

ZAMANIN SARKACINDABİR RÜYA ŞEHİR BURSA

KADİM ŞEHİRLER BURSA

haSan hüSeYin Öz

Sonsuzluğu ve dinginliği çağrıştı-ran bir ovanın hemen berisinde aniden yükseliveren tepeler ve sonra o tepelere azameti anlatan muhteşem manzarasıyla Uludağ... Uludağ’ın karlı zirvesine kıvrıla kıvrıla çıkılan yollardan yeşilde başlayıp

Marmara’nın maviliklerinde biten bir hül-ya... Ve bütün bu coğrafyanın ortasında "ruhaniyetli bir şehir" Bursa...

Her ne söylenirse söylensin, her ne yazılırsa yazılsın, üç noktanın hülya ve rüyalarla örülü sonsuzluk hissine muhtaç-

sınız bu şehirde... Hiçbir şeyi tam anlata-mazsınız... Ne bir kelime, ne bir tasavvur Bursa’yı kuşatabilir çünkü! Bir gönlün içine düşüvermiş de, gönlün sonsuzluğu karşısında tarif yapmak için çırpınıp duran bir aşk gibidir kelimeler artık.

56 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

Page 59: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 57

Page 60: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

“Şehir, Osmanlılar’ın eline geçtiği za-man, dağın eteğine asılmış gibi duran kale içinde sıkışıp kalmış bir kasabadan ibaretti.”

Ve şöyle devam eder:“Osmanlılar ilk iş olarak, korkudan

kabuğunun içine büzülmüşçesine dağın yamacına saklanmış Bursa şehrini, maddi ve manevi planda hürriyete kavuşturdu-lar. Sanki kulağına eğilip: ‘Çık, bu içine kapandığın hisardan!’ diye fısıldadılar. İmtiyaz ve istiklalini aklı ve iffeti ile hu-dutlayan güzel bir kadına iltifat eder gibi, gez, dolaş, seril, serpil... dediler.”

Üslup şehre baktıkça aciz ve fakat bir o kadar da umutlu... Gün ortasında hül-yadan rüyaya evrilen bir gerçeklik ile bu gerçekliğin oluşturduğu sentez, Samiha Ayverdi’nin tabiriyle “şehrin kalbi” olan Ulu Cami’de, modern dünyanın bütün gürültüsüne rağmen, hayatı yeniden, ye-niden doğuran hakikate dönüştüğünü görürsünüz çünkü...

Ulu Cami’nin hemen yanı başından geçen arabaların amansız gürültüsü ve karşısındaki modern binalar “bu kalp ne kadar dayanır daha?” sorusunu sordurur size... Fakat hemen cevabını alırsınız:

“Gönül bazen geçici dünyanın müp-telası olmuş aklın gölgesinde kalır. Fakat bu gölgede kalış yok oluş değil, bizzat aklın kendi yetersizliğini anlamasını sa-bırla bekleyiştir.”

Bu sözden sonra modernliğin me-kanikliği içinde topallayan üslup, gön-lün sonsuzluğuna doğru yol alır ve Ulu Cami’de semaya kanatlanır, varlığın akıl-dan önce olduğunu anlatmaya başlar.

“Tarih mi?” diye sorar size...

TARİHTE BÜYÜK BULUŞMAAhmet Hamdi Tanpınar 1948’de yaz-

dığı “Bursa’nın Daveti” başlıklı makalesin-de bu soruya cevap verircesine şöyle der:

“Bursa, şimdiye kadar sakladığı el değmemiş mazi rüyasıyla içimizde en geniş davettir.”

Geçmişin lirik hikâyesi... Ve doğrucu! Yine Tanpınar’ın tabiriyle “Anadolu’yu bir vatan parçası olmaktan çıkarıp, anava-tan haline getiren” bu şehir, bir toprak parçasının nasıl dönüşüp, bir vecdin va-tanı olduğunu da anlatır bize. Onun için Tanpınar “Malazgirt’i İstanbul fethi ta-mamlar. Fakat Bursa, yolun yarısından daha kuvvetli bir şeydir” der.

Bu sözden sonra Tarık Buğra’nın “Osmancık” romanından bir sahne gelir gözünüzün önüne... Osman Gazi Han, oğlu Orhan Gazi’ye Bursa’yı işaret ederek “Beni aha oraya gömün!” diye vasiyet eder. Osman Gazi Han’ın işaret ettiği bu topraklar, kendisinden sonraki ufkun ma-yalanacağı topraktır. Fakat o esnada içi-ne kapanık, kendine ve kaderine küsmüş binlerce yıllık çaresizlik gibidir.

Samiha Ayverdi onun bu çaresizliğini yine binlerce yıllık bir geleneğin mirasçısı olarak “Türk Tarihinde Osmanlı Asırları” kitabında şu muhteşem üslupla tasvir eder:

KİMLİĞİNE KAVUŞAN ŞEHİRBu güzel kadın, daha yüz yıl önce

Horasan’ın topraklarında kendi mace-rasını yaşarken, Moğol kasırgasından kurtulmak için gelen yeni sahipleriyle birlikte çok kısa sürede güzelliğini fark ederek “gezip dolaşmaya, serilip serpil-meye” başladı ve bütün güzelliğiyle yeni yeni doğmakta olan Osmanlı medeniye-tinin asırlarca sürecek yolculuğuna eşlik edecek oluşun rahmi kıvamına ulaştı.

Bu oluş ve serpiliş hikâyesini Sami-ha Ayverdi’nin kaleminden okuyalım:

“Cengaver olduğu kadar sanatkâr da olan Türkler, bu çarçabuk benimsedik-leri şehirde, Orta Asya’ (Türkistan)dan taşıyıp getirdikleri cevher ile yeni bir oluş macerasını yaratmaya koyulmuşlar-dır. Artık bu cevher, hayat felsefelerinin ve dünya görüşlerinin sarih ve sahih inşacılığı ile toprağa kök salıp yerle-şecek, mevcut edebin, fazilet, mantık ve aklıselimin meyve ve mahsullerini birer birer tarihin kolları arasına ema-net edecekti.”

Onun için bugünkü yol arayışlarımı-zın çözümünü Ahmet Hamdi Tanpınar, Bursa ve benzerlerinde bulabileceğimizi söylüyor:

“Bu aynaya ve benzerlerine baktıkça sanatımız ferdi bir hüner veya küçük bir hülya olmaktan kurtulacak, hayatın mucizesi olan devamı kendimizde bula-cağız. Mimarimiz, resmimiz, musikimiz, romanımız ve şiirimiz bizim olacak.”

KADİM ŞEHİRLER BURSA

Koza Han sükûnet üflemektedir; sesi yutan bir sessizlik, şehrin koşuşturmacasını ve gürültüsünü bir anda unutturuveren bir sükûnet. Bu yönüyle Osmanlı’nın oluş serüveninin burada devam ettiğini görürsünüz.

58 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

Page 61: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

“Tarih, geçmişin tozları arasında kay-bolup giden bir zaman değildir. Tarih bu sükûtun içinde ve daha nice mekânda seni var kılmak için öğütler veren bir gelecek şuurudur. İstersen Tophane’ye uğra ve oradan da Muradiye Külliyesi’ne git. Amma illaki, Emir Sultan’a ve Yeşil Cami’ye varıp dinle.”

TOPHANE TEPESİNDE İKİ TÜRBEKoza Han’dan çıkıp tekrar Ulu Camii

ile karşılaştıktan sonra, camiinin güney batı tarafında yer alan Tophane yokuşu-nu tırmanmaya başladığınızda, sizi ya-vaş yavaş kuşatmaya başlayan bir oluş hissedersiniz.

Biraz sonra Koza Han’ın öğüdün-de söylediği mekâna geldiğinizde, bu oluş hissini daha derinden hissedersi-niz. Küçük bir obanın reisiyken devlet kuran Osman Gazi’nin ve devletleşme sürecini Bursa’yı fethederek kökleştiren, hatta Anadolu’yu vatanlaştıran Orhan Gazi’nin türbelerinin oluşturduğu atmos-ferde, Türkistan’dan gelip Anadolu’yu merkezleştiren ve sonrası batıya ve do-ğuya bütün adaletini, bütün marifeti-ni ve estetiğini götüren ruhun sizi hiç bırakmamacasına sarıp sarmaladığını fark edersiniz.

KOZAHAN’DA ZAMAN VE SÜKÛTTarihin oluş sürecini Ulu Cami’nin

şahitliği çerçevesinde böylece yazdıktan sonra, onun kuzey doğu tarafına bulu-nan Kapalı Çarşı’nın yüz yıllardır süren ve 1958 yangınına rağmen, tekrar aya-ğa kalkan hikâyesini dinlemeye başlarsı-nız. Bir edebi öğütlercesine inşa edilmiş bu çarşı, doğunun bütün bedestenleri-ni, bütün çarşılarının bir özeti gibidir. Komşusunun hakkını riayet eden tüccar-ların, kanaatkârlığı ve sorumluluğu bu hikâyenin ana figürüdür.

Kapalı Çarşı’dan bu hislerle geçtikten sonra yolunuz Kozahan’a uğrar. Üst katta-ki dükkânlardaki ruh da Kapalı Çarşı’daki gibidir. Alt kata indiğinizde, tam ortasın-da bir mescit ve onun etrafına dağıtılmış çayhaneler (cafeler demek istemiyoruz) vardır. İlk bakışta çayhanelerden dolayı müthiş bir gürültü anaforu oluşacağını zannedersiniz. Fakat biraz sonra bu kor-kunuzun yersiz olduğunu fark edip, hay-retler içinde kalırsınız. Bir sükûnet üfle-mektedir; sesi yutan bir sessizlik, şehrin koşuşturmacasını ve gürültüsünü bir anda unutturuveren bir sükûnet... Bu yönüy-le Osmanlı’nın oluş serüveninin burada devam ettiğini görürsünüz. Ve burası da size o yukarıdaki “tarih mi?” sorusunun cevabını kendi üslubunca verir:

TÜRKİSTAN’DAN GELEN MAYANIN ESERLE BULUŞMASI: ULU CAMİİ…Bursa’nın kalbi olan Ulu Cami, Türkistan’dan gelen mimari geleneğimizin şahikalarından biri olarak gösterilir. Selçuklu mimarisinin en son temsilcilerinden biri olduğu belirtilir. Ondan sonra gelen Yıldırım Külliyesi, Yeşil Cami ise yeni bir başlangıcın ifadeleridir.Bu yönüyle Bursa, belki de hiçbir yerde olmadığı kadar daha derinlerdeki kökler ile bugünü oluşturan dünün hikâyesini bir bütün halinde bize anlatır.Ulu Cami o ihtişamlı yapısıyla milletin köklerinin derinliğine nispet edercesine tarihin içinde çok derinlere kök salarken, kendisinden sonra gelecek mimarî yapıya da bir yol gösterici, bir estetik lezzet üfleyerek bugünlere ulaşır.Bursa şehri onun etrafında oluşur. Bedestenler, hamamlar, medreseler ve daha nice yapılar hep bu merkez etrafında kendi anlamlarını genişleterek Osmanlı medeniyetinin harcını kararlar…Daha sonra “İstanbul medeniyeti” olarak ifade edilecek eserlerin hepsi, hep Bursa Ulu Camie nispetle kurulurlar… Bu yüzden Osmanlı medeniyetinin yekpareliğinin ilk nüvesi Ulu Cami’nin derinlerdeki köklerinde gizlidir.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 59

Page 62: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Tarih içinde birike birike gelip, sonra bütün setleri aşan bu ruh, kemaliyetiyle sizin varlığınızda, eğer varsa bütün yıl-gınlıkları, bedbinlikleri alıp götürür. Siz de Hacı Bayram Veli gibi “ben de yapıldım” demeye başlarsınız.

MURADİYE KÜLLİYESİ’İNDE HAYAT VE ÖLÜMBugünün insanı titrek bir ruha muhatap! Öyle bir titreklik

ki, hissedişlerin oluşturduğu özgürlük alanını kaybetmemek için biteviye bir çaba içine giriyor. Bu çabası da bir süre sonra onu esir ediyor.

Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerinden çıktığınızda bu hakikat yüzünüzü çarpıveriyor. Bugün yapılanları bir kenara bırakacak olursak, geçmişteki yapılaşmaların ahenksizliği sizin bu çaresizliğinizi katmerleştiriyor.

Fakat biraz ilerlediğinizde karşınıza çıkıveren bir cami, bir türbe sizi tekrar rahatlatıyor. Bu durum Bursa için daha bir geçerli.

Tophane’den sonra karşınıza çıkan kümbetler, türbeler, kütüphaneler sizi kuşatan ruhtan kopmanızı engelliyor.

Muradiye Külliyesi’ne geldiğinizde kesik kesik yaşadığınız duygular, bir bütün halinde yeni bir oluş, yeni bir varlık dü-şüncesi şeklinde karşınıza çıkıveriyor. Orada ölüm ve hayat iç içe geçmiş, sanki inancımızın ve irfanımızın derinlerinde gizli olan “ölüm ve hayatın iç içeliği” ilkesi bu varlık düşüncesinin sonsuzluğa açılan kapısı oluyor.

Burada bulunan türbeler, imaretler, mescitler, tekkeler, çeşmeler ve hemen iç avluda bulunan medrese, ilmin istika-metini işaret ediyor...

Sultan Murad’ın türbesi, Fatih Sultan Mehmet’in oğulları Şehzade Mustafa ve Cem Sultan, Şehzade Korkud, Ali Han, Alaüddin, Şahinşah, Alemşah, Ahmed, Orhan türbelerinin yanı başında...

İç avluda asırlarca eğitim vermiş medrese, işte yukarıda-ki medreselerle birlikte ilmin ve imanın istikametini gösterdi asırlarca.

KADİM ŞEHİRLER BURSA

Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerinin efsunlu atmosferinde, Türkistan’dan gelip Anadolu’yu merkezleştiren, sonrasında adaletini, marifetini ve estetiğini yerkürenin tüm yönlerine ulaştıran bir büyük ruhaniyetin sizi sarıp sarmaladığını fark edersiniz.

YEŞİL CAMİ VE HACI İVAZ PAŞA“İşte Yeşil... Ne ki bu nisbet ve hacimler saltanatı, bu renk ve âhenk senfonisi, bu zevk ve tefekkür infilakı (şiddetli patlama), tek dehanın mucizesine bağlanamaz. Olsa olsa buna, kütleden sızan maşeri (kolektif) bir imanın, bir dünya görüşünün, bir vahdet anlayışının tek şahısta ifadelenmesi denebilir. Acaba dünyaya kütlenin ta içinden sır gösteren bu şahıs, bu dahi mimar da kim ola? İvaz Paşa diyorlar.” (Samiya Ayverdi)Ulu Cami ve Yıldırım Külliyesi henüz esere dönüşmüştür... Tarih saatinin sarkacı 1402’de durduğunda, doğudan bir kasırga gelir Timur’la... On yıl süren bir iç kargaşa başlar; kardeş kardeşe düşer, beylikler henüz boy vermiş çınara abanırlar... Çınar gâh hüzünle, gâh acıyla esen rüzgâra muhatap bir o yana bir bu yana savrulur. Fakat çalınan mayanın tuttuğunu gösterircesine hep umutludur.1413’te yeniden doğan Osmanlı, Çelebi Mehmet’le yoluna devam eder... “İkinci kuruluş” dense de, bir yol kazasıdır yaşanan... Bunun en büyük ispatı olan Yeşil Camii; Ulu Camii ve Yıldırım Külliyesi’nin hikâyesini hiçbir şey olmamış gibi taşımaya başlamıştır çünkü.Yeşilin ve mavinin en ince, en bedii ifadelerini duvarlarına işleyen Hacı İvaz öncülüğündeki mimarlar, mayanın yeni terkibini ortaya koyarlar... Ayverdi’nin tabiriyle “bir kütlenin maşeri bir imanla” yoğurduğu mayanın görüntüsüdür bu; aslında Türkistan’dan gelen beceri Akdeniz ve Marmara tecrübelerinin eritip yeni bir terkip, yeni bir varoluş olarak bu camide kendini gösterir...Yıldırım Külliyesi ile başlayıp Yeşil Camii ile devam eden bu yeni terkip, imparatorluğa evrilecek devletin eser planındaki ilk görüntüleridir. Hacı İvaz Paşa, işte bu terkibin, bir yanıyla geçmişten tevarüs eden birikimi, bir yanıyla da coğrafyanın ona verdiği imkânları harmanlayıp esere dönüştüren bir yaratıcı muhayyilenin temsilcisi olarak tezahürüdür.Onun biyografisi sanki bu eserde düğümlenir. Eserle müessir, bir şaheserin kimliğinde meczolurken, müessirin biyografisinin tek düzelikten çıktığını, O’nun bir gayeyi yerine getirdikten sonra fanilikten sonsuzluğa kanat çırpan bir hayat yaşadığını hissedersiniz.

60 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

Page 63: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

TARİH OLUŞTURAN ŞEHİR...Muradiye Külliyesi’nden bu hislerle

çıktığınızda, müthiş bir tarih terkibi sizi beklemektedir. Bütün geçmişi ve gele-ceği kuşatan bir terkip! Ahmet Hamdi Tanpınar’ın o muhteşem üslubuyla bu terkip şöyle dile gelir:

“Selçuklu tarihi bir destan havası ile başlar ve devam der. Sert, yürümeye ve döğüşmeye hevesli, mesafeye susamış insanlar birdenbire bendini kıran sular gibi taşlar. Anadolu Selçuklularının tarihi ve şehnamenin haçlı seferlerini karşılayan kısmı, Osmanoğulları’nın görünmesi bir aşiret hadisesi ve örfüdür. Fakat Bursa’nın fethi bir din masalı olur. Birdenbire halk muhayyelesi coşar: Geyikli Baba, Ka-raca Ahmet ve bir yığın evliya adı ortaya çıkar. Bu bir kültür karışması mıdır? Muhakkak olan bir şey varsa, o devirde milliyetimiz Tanrı’sını kendi-sinde taşıyan genç milletlerin yaratıcı heyecanı içinde idi. Timur istilasının getirdiği otorite karışıklığından sonra bir nevi çiftçi ve esnaf hareketi yapan Hacı Bayram’la Ankara’nın devri açı-lır. Böylece Hacı Bektaş’tan Horasan erenlerinden sonra ikinci göbek teşek-kül eder. Fakat devlet tekrar birliğini kurunca Hacı Bayram müridlerinin en ateşli ocağı yine Bursa olur.”

Bir hareket, bir cehd ve asırlara yön veren bir muhayyele. Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i, Üftade Hazretle-rinin manevi nefesleri, İsmail Hakkı Hazretlerinin başta Ruh-ul Beyan tef-siri olmak üzere ciltlerce kitapları ve bu gönül yapıcılarının eşliğinde pişen gönüllerin vücuda getirdiği toplum ve şehir...

Ve bu şehrin Balkanlar’a gön-derdiği Murad Hüdevandigâr ve

Yıldırım Bayezid’in savaşları ile birlikte nefesinin çok uzak bölgelere kadar ulaş-ması... Balkanlar’ın biraz Bursa estetik ve haşmetinin esintilerini taşıması bu yüzdendir...

EMİR SULTAN CAMİİ VE TÜRBESİ...Bu duygularla yol alırken, birçok ca-

mii, türbe, kümbet, kütüphane ile birlikte şehrin modern çehresini de seyrederek, hemen yanı başında büyük bir mezarlık olan Emir Sultan Camii’ne ulaşırsınız.

Diğer tarihî yapıları içinde aslında çok mütevazı bir görünümü vardır Emir Sultan Camii’nin. Tasavvuf terbiyesinin

bütün inceliklerini ve tevazuunu yansıtır. Hâlbuki biz biliyoruz ki, atını zaferden za-fere koşturan ve en son Niğbolu zaferiyle halife tarafından “Sultan-ı İklim-i Rum” unvanı verilen Yıldırım Bayezid’e bazen en katı cümlelerle öğüt veren bu mana âleminin sultanının camii ve türbesinin bir azamet timsali olması gerekmez miydi?

Aslında bütün bize ait eserlerde gizli olan tevazu, bu tasavvuf ereninin kabri-nin de bulunduğu camide en naif haliyle kendini gösterir. Aslında Bursa’yı ve daha sonra Edirne ve İstanbul’u kuşatan ruh, bu tevazuda gizlidir.

Tevazuun haşmeti, dünyevî haşmetin ötesinde bir simge.

VE YEŞİLİN AŞKIBütün bu tarihin akışını yeşilin

pastoral ahengiyle birleştirdiğinizde ise bir sanat eserini seyrederek ken-dinizden geçersiniz…

Yeşilin tonlarında manevi bir yol-culuk, dünyevi bir neşve ve Uludağ’ın zirvelerinde esen yelle oluşan öteler ufku, bir bütün halinde ruhunuzu sarar da, sanki buradan sonsuzluğu seyredersiniz; sonsuzluğun rengi ye-şilde düğümlenmiştir…

Uludağ’ın saçaklarında başlayan yeşil ahengi, ilçeleriyle birlikte bü-tün Bursa’nın ziynetidir… Geyikli Baba’nın dolaştığı saçaklar, biraz uzaktaki Marmara denizindeki ma-vilikle ise bir izdivaç şiirini söyler size. Ormanın içinden süzülüp maviliğin sonsuzluk hissi kuşatır bu kez insanı…

Tarih yeşilin ahengiyle şehre işlen-mişken, mavilik ise ufku şekillendirir. Bursa’da zaman bu üç varoluşun bir tek ruhta eriyip, yeşilde başlayıp ma-vide eriyen rüyanın adı olur…

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 61

Page 64: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Türkiye inşaat sektörünün genç ve vizyoner şirketlerinden biri olan Pasifik İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Erdoğan, Ankara’nın ofis, rezidans ve alış-veriş merkezi özellikli ilk karma kulla-nımlı projesi olan Next Level’la başkentin iş, yaşam, alışveriş ve eğlence anlayışını değiştireceklerini söyledi.

Eskişehir Yolu ile Konya Yolu’nun kesiştiği noktada bulunan Ankara’nın en iddialı inşaat projesi Next Level, ofis binasının ayna efekti yaratan cephe ta-sarımı, rezidans binasının mücevher gibi işlenmiş cam cephesi ve terasları, Next

Level AVM’nin sıra dışı özellikleri ve 7 bin 500 metrekarelik özel peyzajıyla mimari farklılığını ortaya koyacak.

HEDEF SEKTÖRDE FARK YARATMAKPasifik İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı

Fatih Erdoğan, şirket olarak geliştirdikleri özel projelerle inşaat sektöründe takip edilen ve fark yaratan bir aktör olma misyonuyla çalıştıklarını söyledi. İnşaat ve gayrimenkul sektörünün geleceğine inandıkları için bu sektöre yatırım yap-tıklarının altını çizen Fatih Erdoğan, he-

deflerinin inşaat sektöründe özel bir yer edinerek, yaptıkları işlerle gayrimenkul piyasasına değer katmak olduğunu ifa-de etti.

500 MİLYON TL’LİK YATIRIMNext Level’ın toplam 19 bin 590 met-

rekarelik arsa alanı ve 190 bin metrekare-lik inşaat alanına sahip olduğunu belirten Fatih Erdoğan, projenin toplam yatırım tutarının ise 500 milyon TL olduğunu söy-ledi. Next Level’ın Ankara’nın en değerli noktasında, şehrin en hızlı gelişen aksları Eskişehir ve Konya Yolları’nın kesiştiği noktada bulunduğunun altını çizdi.

KARMA KULLANIMLI İLK PROJEPasifik İnşaat Yönetim Kurulu Baş-

kanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Next Level, bakanlıklar, üniversiteler, hastaneler, oteller, alışveriş merkezleri, iş dünyası, önemli dernek ve odaların bulunduğu lokasyonda yükseliyor. Next Level, ofis, rezidans ve alışveriş merkezi nitelikli konseptiyle, Ankara’nın ilk kar-ma kullanımlı projesidir. Bu proje ile Ankara, bir taraftan dünyada şehir ya-şamının ulaştığı son trend ile tanışırken, diğer taraftan da Türkiye’de İstanbul’dan sonra, iş, yaşam, alışveriş ve eğlencenin bir arada olduğu yaşam tarzını hizmete sunan ikinci şehir olacak.”

BUSİNESS CLUB KATINDA YOK YOKNext Level Ofis binasının 30 kat, 133

ofisten oluştuğunu ifade eden Fatih Erdo-ğan, Ankaralılara şık, konforlu ve modern bir çalışma alanı sunacaklarını belirtti. Next Level’da ofis büyüklüklerinin 165 ile 2 bin 400 metrekare arasında değiş-tiğini anlatan Fatih Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

PASİFİK İNŞAAT, NEXT LEVELİLE ANKARA’YI DEĞİŞTİRECEK

PAsİfİk İNŞAAT YÖNETİM kurulu BAŞkANI fATİh ErDoğAN:

ŞEHİR

62 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

Page 65: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

“Next Level Ofis’in en önemli özellik-lerinden biri olan ortak kullanım alanları sayesinde ofis sahipleri mutfak, tuvalet, bekleme salonu için ekstra metrekare ayır-mak zorunda kalmayacak. Her iki katta bir bulunan kat locaları ve teraslar sos-yalleşme ve dinlenme olanağı sağlayacak.

BUSİNESS CLUB KATINDA YOK YOKOfis binasını farklı kılan bir diğer

önemli özelliğin “Business Club” katı ol-duğuna dikkat çeken Erdoğan, “Burada ofislerin de kullanımına açık, kapasitesi 10 ile 100 kişi arasında değişen yedi adet toplantı salonumuzun yanı sıra resepsi-yon, cafe-bar ve fuaye alanı bulunacak. Bu özellikler ile Business Club katımız lüks otellerde sunulan konforu iş dünya-sının kullanımına sunacak” diye konuştu.

YERDEN TAVANA KADAR CAMNext Level Rezidans’da büyüklükleri

100 ile 157 metrekare arasında değişen ve istenirse mobilyalı olarak teslim edile-cek 40 adet süit ve büyüklükleri 150 ile 426 metrekare arasında değişen 65 adet rezidans dairesinin yer alacağını ifade eden Fatih Erdoğan, Next Level’ın yerden tavana kadar cam uygulaması ve 4 met-

relik tavan yüksekliği ile en iyi Ankara panoramasına sahip proje olduğunu söy-ledi. Fatih Erdoğan, rezidans sakinlerine özel planlanan sosyal katta ise, fitness, spa ve cafe-bar bulanacağını vurguladı.

160 MAĞAZADA SEÇKİN MARKALARSosyal yaşamın merkezi olacak Next

Level AVM’nin 42 bin metrekarelik ki-ralanabilir alanı, 160 adet mağaza ve seçkin marka karması ile Ankara’nın en önemli buluşma noktası olacağını ifade eden Fatih Erdoğan, AVM’yi rezidans ve ofis binalarıyla birleştiren podyum ka-

tını Next Level’in kalbi olarak niteledi. Podyum katta bulunan tabanı şeffaf süs havuzları sayesinde gün ışığının suda kırılarak AVM’nin içini aydınlattığını be-lirten Fatih Erdoğan, Next Level AVM’nin alışveriş merkezi anlayışını değiştirece-ğini söyledi.

“ANKARA’NIN EN PRESTİJLİ PROJESİ”Lokasyon, konsept ve mimari fark-

lılıklarıyla Next Level’ın Ankara’nın en prestijli projesi olduğuna dikkat çeken Fatih Erdoğan, bu prestiji hayatına yan-sıtarak yeni iş ve yaşam tarzını yaşamak isteyenlerin Ankara’daki buluşma nokta-sının Next Level olacağını söyledi.

TESLİMATLAR 2013 MART VE EYLÜL’ÜNDENext Level inşaatının hızla devam

ettiğini hatırlatan Fatih Erdoğan, şu anda ofis binasında yirminci, rezidans binasında onikinci kata ulaştıklarını be-lirtti. AVM inşaatının büyük bölümünü tamamladıklarını vurgulayan Fatih Erdo-ğan, Next Level Ofis ve AVM mağazala-rının teslimatını Mart 2013’te, rezidans ve süitlerin teslimatını ise Eylül 2013’te gerçekleştireceklerini sözlerine ekledi.

Ofis, rezidans ve alışveriş merkezi bir arada

konseptiyle, Ankara’nın ilk karma kullanımlı projesi olan Next Level, yerden tavana

4 metre yüksekliğindeki cam uygulamasıyla muhteşem bir başkent panoraması

sunuyor.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 63

Page 66: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Dilencilikle mücadele yolunda atılmış önemli bir adım olan Dârülaceze, sokak-larda dilenmekte olan kimsesiz çocukları, sakat erkek ve kadınları hem dilenmekten kurtarmak, hem de eğitim ve bakımını sağlamak üzere 13 Nisan 1890 tarihli iradeyle Sultan II. Abdülhamit tarafından kurduruldu.

Kuruluş gayesine göre Dârülaceze’ye alınacak kişilerde din ve milliyet farkı gözetilmeyecekti. Kimsesiz ve sakat ol-dukları halde Dârülaceze’ye başvurmayıp dilenmekte ısrar edenler ise hapis cezası ile cezalandıracaktı. Ülkenin diğer büyük şehirlerinde de acezehâneler (düşkünler evi) kurulacak ve Dârülaceze Nizamna-mesi oralarda da uygulanacaktı. Ayrıca Dârülaceze’nin yerini belirleyip inşaatını yapmak üzere patrikhane ve hahamhane temsilcilerinin de katılmasıyla bir komite oluşturulacaktı.

İstanbul’da mali kurumların yöneti-cilerinden, bankerlerden ve ticaret oda-sı başkanından oluşan on altı kişilik bir komisyon kurularak derhal çalışmalara başlandı. Komisyon Dârülaceze için yar-dım toplanmasına ve her türlü hediyenin kabul edilmesine karar verdi. İlk hediyeyi padişah verdi. On sekiz parça değerli eşya-dan oluşan bu hediye satılarak 7000 altın lira elde edildi. Padişah ayrıca 10.000 lira da nakit olarak verdi. Komisyon 50.000 liralık yardım makbuzu bastırarak hayır sahiplerine dağıttı. Böylece inşaat baş-lamadan 70.000 liradan fazla bir para toplanmış oldu.

1890-1892 yılları Dârülaceze’nin kurulacağı yer, planlarının yapılması ve inşaat masraflarının teminiyle geçti. İnşaat için kararlaştırılan Yenibahçe ça-yırını beğenmeyen padişah sakin ve ha-vadar bir yer bulunmasını istedi. Bunun

ECDADIN MÜŞFİK ELİDÂRÜLACEZE

Dârülaceze’ye alınanlar için kadın ve erkeklere

mahsus ayrı ayrı imalâthaneler kurulacak,

çalışma gücü olanların burada ürettikleri mallar

sergilerde ve ramazan ayında Beyazıt Camii avlusunda satılacak,

elde edilen paranın üçte biri Dârülaceze’ye gelir kaydedilecek, üçte ikisi

sanatkârlar arasında paylaştırılacaktı.

SezGin deMircioğlu

64 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

TARİH

Page 67: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

üzerine Okmeydanı sırtlarındaki bugünkü yer tesbit edilerek kamulaştırıldı.

Dârülaceze inşaatı devam ederken açılıştan sonra uygulan-mak üzere 1895’te bir nizâmnâme hazırlandı. On maddeden oluşan nizâmnâmeye göre kimsesiz sakatlarla geçimini sağ-layamayan kimseler Dârülaceze’ye kabul edilecekti. Erkek ve kadınlar ayrı ayrı koğuşlarda kalacak, bunlar mensup oldukları dine göre eğitim görecek ve bakımlarına itina edilecekti. Ayrıca biri erkeklere, diğeri kadınlara ait olmak üzere iki hastahane yaptırılacaktı.

Dârülaceze’nin idaresi fahrî olarak çalışacak yedi kişilik heyetten oluşacaktı. Şehremaneti, şeyhülislâmlık ve Evkaf Nazırlığı memurları arasından seçilecek birer kişiyle Rum, Ermeni, Katolik ve Musevî cemaatleri tarafından uygun görü-lecek kimseler bulunacaktı. Heyetin görevleri Dârülaceze’nin iç tüzüğü ile belirlenecekti. Nizâmnâmede Dârülaceze’nin gelir kaynakları da sayılıyordu. Bunlar gramajı düşük olduğu için belediyelerce el konulmuş ekmeklerin bedeli, tiyatro biletlerine eklenecek 20’şer ve 40’ar paralık pulların sağlayacağı gelir, dini mâbedlerin kapılarına konulan yardım sandıklarından elde edilecek paralar, halkın bağışları, verilen imtiyazlardan alınacak paralar ve idare heyetinin bulacağı Babıâli’ce uygun görülecek diğer kaynaklardı.

Yine 1895 yılında çıkarılan Dârülaceze’nin iç tüzüğünde ise bu kurumun teşkilâtı, çalışma şekli, kabul şartları ve uy-gulanacak cezalar belirlenmektedir. Yirmi dört maddeden oluşan iç tüzüğe göre Dârülaceze’nin bir müdürü ve müdür muavini, muhasebecisi ve yardımcısı, başkâtibi, bir kâtibi, bir imamla bir müezzini, Katolik, Ortodoks ve Gregoryen mezhebinden üç papaz, bir haham, müslim ve gayri müslim çocukları okutmak için iki ayrı öğretmen, çeşitli sanatları öğretecek yeteri kadar usta, kadın ve erkekler için iki baş hademe bulunacaktı.

Dârülaceze içindeki hastahaneler için bir başhekim, iki hekim, iki cerrah, iki eczacı, bir hastalar ağası ile koğuşlar, hastahaneler ve diğer daireler için lüzumu kadar hademe bu-lunacaktı. Dârülaceze’ye kabul şartları da tüzükte belirtilmişti. Kimsesiz ve sakat vatandaşlar sokaklardan incitilmeden zabıtaca toplanacak, bulaşıcı hastalığı olanlar ayrı koğuşlara alınacak, hasta olmayanlar yıkanıp giydirildikten sonra koğuşlara konu-lacak cüzzamlılar ve deliler ise kabul edilmeyecekti.

Dârülaceze’ye alınanlar için kadın ve erkeklere mahsus ayrı ayrı imalâthaneler kurulacak, çalışma gücü olanların burada ürettikleri mallar sergilerde ve ramazan ayında Beyazıt Camii avlusunda satılacak, elde edilen paranın üçte biri Dârülaceze’ye

BOA. İ. DH. 91967

Yıldız Saray-ı Hümayunu

Başkitabet Dairesi

Tedarik-i esbab-ı maişet için sokaklarda tese'ul etmekde olan ve kimsesiz bulunan çocuklarla alil ve sakat erkek ve kadınların züll-i sualden bittahlis vücutlarının tahammül ve müsaadesi derecesinde sa'y ve amel ile geçinebilmelerinin temini ve bunların işe güce ya-ramayanların iaşesi ve çocukların talim ve terbiyeleri zımmında bir mahal tahsisi ve bunun için Dersaadet'in ne tarafında ne resm ve vüsatte bina inşa olunmak ve tahsisat olarak nerelerden ne miktar şey tertip ve ita kılınmak lazım geleceği ve teferruatı Şûra-yı Dev-letçe heman vaz-ı mevki-i müzakere olunarak ve bu babda serian bir nizamname dahi kaleme alınarak atabe-i ulyaya arz edilmesi şerefsanib olan irade-i seniye-i cenab-ı hilafetpenahi mukteza-yı celilden olmağın ol babda emr ü ferman hazret-i veliyü'l -emrindir.

Serkatib-i Hazret-i ŞehriyariSüreyya8 Şaban 307 / 17 Mart 306 / 30 Mart 1890

Darülaceze'de kalan Ermeniler için hazırlanan kilise.

Ortodoks teba için hazırlanan kilise.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 65

Page 68: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

gelir kaydedilecek, üçte ikisi sanatkârlar arasında paylaştırılacaktı.

Üç yıldan fazla süren inşaat devresinden sonra Dârülaceze 2 Şubat 1896 günü Sad-razam Halil Rifat Paşa tarafından hizmete açıldı. İlk önce 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın sokakta bıraktıklarından artaka-lan ve Haseki Hastahanesi’nde barındırılan 150 kadar kadın buraya nakledildi.

Bu müessese bir idare binası, ikisi er-keklere, ikisi kadınlara ait olmak üzere dört aceze pavyonu, 200 yataklı bir has-tahane, bir yetimhane, çamaşırhane ile hamam gibi hizmet bi-naları ve el sanatları ile ilgili imalâthaneler, fırın ve mâbedlerden (cami, ki-lise ve havra) oluşan bir kompleksti.

Dârülaceze’de sıfır-yedi yaş grubu çocuklar için bir de süt emzirme yeri açıldı. Terkedilmiş çocuklar bu-rada büyütülüyordu. Yedi yaşına basanlar ise erkek veya kız yetimhanesine konuluyordu. Yetimha-nedeki çocukların eğitimi için Dârülaceze’de bir de okul açılmıştı. Başlangıçta otuz yedi erkek ve yirmi sekiz kız çocuğu okumak istediğini bildirdi; aynı za-manda yedi erkek çocuk da Kur’an hıfzına başlatıldı. Okumak istemeyen çocuk-lar, Dârülaceze içinde açı-lan imalâtının de katılmasıyla bir komite oluşturulacaktı.

Kendi imkânları ile ihtiyaçlarını sağ-lama prensibine göre çalışan Dârülaceze,

imalâthanelerinde ürettiği malların geli-rini arttırmak için 1895’te bir talimatna-me çıkardı. Buna göre gücü yeten herke-sin imalâthanelerde çalışması ve her bir imalâthanenin gelir ve giderlerinin he-saplanması bir esasa bağlandı. Dârülaceze imalâthanelerinin faaliyetleri hafta sonla-rında müdürlüğe rapor edilirdi. Her üç ayda bir muhasebece hesapları çıkarılır, geçmiş yıllardaki ayların hesaplarıyla karşılaştı-rılır ve bir defter halinde daimî komisyo-na bildirilirdi. Komisyon da mütalaasını Dâhiliye Nâzarlığı’na iletirdi. Dârülaceze’de

faaliyet gösteren belli baş-lı imalâthaneler halıcılık, dokumacılık, terzilik, ço-rapçılık, kunduracılık, ma-rangozluk, demircilik ve fotoğrafçılıktı.

Dârülaceze’nin idare-si ilk açılışında Dâhiliye Nezâreti’ne verildi. Daha sonra belediyeye (1908) ve oradan da Müessesât-ı Sıhhiyye Müdüriyeti’ne (1910) geçti. Bu kurumun kaldırılması üzerine tek-rar Dâhiliye Nezâreti’ne bağlandı. Cumhuriyetin ilk yıllarında Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti kurumun idaresini ele al-dıysa da tekrar belediyeye verildi. Dârülaceze 1999 yılından itibaren tekrar İçişleri Bakanlığı’na bağ-lanmıştır. Kuruluşundan

bu yana din ve milliyet farkı gözetmeksizin on binlerce kimsesiz, yaşlı, güçsüz ve sakatı himaye eden Dârülaceze günümüzde de birçok muhtaç kişiye hizmet vermektedir.

Dârülaceze, bir idare binası, ikisi erkeklere, ikisi

kadınlara ait olmak üzere dört aceze

pavyonu, 200 yataklı bir hastahane, bir yetimhane,

çamaşırhane ile hamam gibi hizmet

binaları ve el sanatları ile ilgili

imalâthaneler, fırın ve mâbedlerden (cami, kilise ve

havra) oluşan bir kompleksti.

Dârülaceze'nin inşası için ilk hediyeyi padişah II. Abdülhamid verdi. On sekiz parça değerli eşyadan oluşan bu hediye satılarak 7000 altın lira elde edildi. Padişah ayrıca 10.000 lira da nakit verdi. Komisyon 50.000 liralık yardım makbuzu bastırarak hayır sahiplerine dağıttı. Böylece inşaat başlamadan 70.000 liradan fazla bir para toplanmış oldu.

Darülaceze binalarının temellerinin 1891 tarihindeki durumu

66 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

TARİH

Page 69: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

next_CEVRE_21x29.5.pdf 1 3/1/12 3:24 PM

Page 70: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

KöYCEĞİZ’E öZGÜ BİR SAĞLIK VE GÜZELLİK KAYNAĞI

koruMA AlTINA AlINAN sIğlA AğAcINDAN ElDE EDİlEN YAğ, PArfüMErİ vE TEMİzlİk sEkTÖrlErİNİN YANI sIrA sAğlIk AlANINDA ÇEŞİTlİ

hAsTAlIklArIN TEDAvİsİNDE kullANIlMAkTADIr.

çevre ve Şehircilik Bakanlığı taBiat varlıklarını koruMa Genel Müdürlüğü

“Günlük Ağacı” olarak da adlandırılan Sığla ağacı (Liquidamber Orientalis), ül-kemizin güneybatısında, belli kesimlerde doğal olarak bulunmaktadır. Bulunduğu yörelerin kuzey sınırını Büyük Menderes nehri, doğu sınırını Aksu nehri, güney ve batı sınırını da Akdeniz oluşturmaktadır.

YÜZDE 50’Sİ KÖYCEĞİZ’DESığla ağacının Türkiye’de kapladığı

alan miktarı hızla küçülmektedir. Bu alan 1945’lerde 6300 hektar civarında iken 1980’lerde 1350 hektara inmiştir.

Sığla ormanlarının % 50’si Köyceğiz’de Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde bulun-

maktadır. Köyceğiz çevresinde günlük ormanları, taban suyuna sahip, hafif asi-dik, organik maddece zengin alanlarda güzel gelişme göstermektedir.

Bu alanlar aynı zamanda çok verimli toprakları oluşturduğundan, arklar açıla-rak suyu alınmakta ve tarla haline getiril-

68 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

ÇEVRE SIĞLA AĞACI

Page 71: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

mektedir. Suların çekilerek taban suyunun düşürülmesi ve alanların kuraklaştırılması sağlıklı günlük ormanları üzerindeki en büyük baskıyı oluşturmaktadır.

SIĞLA YAĞI SAĞLIK KAYNAĞISığla ağacının gövdesinden elde edi-

len balzam, “Sığla Yağı” olarak adlandı-rılmaktadır. Sığla yağı basta parfümeri sanayisinde fiksatör (kalıcı olma) olmak üzere, sabun yapımında, verniklerde, tü-tüne tat vermede, bazı tıbbi uygulamalar-da; haricen uyuz ve mantar hastalıkları gibi cilt hastalılarında, antiseptik olarak, parazit öldürücü olarak, dâhilen astım ve bronşit gibi üst solunum yolu hastalıkla-rının tedavisinde kullanılır.

Ayrıca sığla yağı elde edildikten sonra arta kalan buhur (Cortex Thymiamitis),

cami ve kiliselerde tütsü ve yakı olarak kullanılmaktadır.

Türkiye’de üretilen sığla yağı (Storax) miktarı 1950’de 180 tondan fazla iken günümüzde 19 tona kadar düşmüştür.

KORUMA EYLEM PLANIKöyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma

Bölgesi’ndeki Sığla Ormanları için Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıkları-nı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından 2008 yılından itibaren Sığla Ormanları Koruma Eylem Planı başlatılmıştır. Eylem planı takvimine bağlı olarak gerçekleşti-rilen bazı çalışmalar şunlardır:

Sığla ormanlarının mevcut durumu belirlenmiş ve mülkiyet analizi yapıl-mıştır.

Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koru-ma Bölgesi’ndeki Doğal Günlük Orma-nı (Liquidambar orientalis) Adacıkları birbirinden kopuk ve küçük yüz ölçüm-lü olmaları nedeniyle; zilyet baskısıyla köylüler tarafından tarım alanlarına dö-nüştürülerek hızla yok edilmekte olduğu tespit edilmiştir.

Sığla yağı elde edildikten sonra arta kalan buhur (Cortex Thymiamitis), cami ve kiliselerde tütsü ve yakı olarak kullanılmaktadır.

Sığla ağacının gövdesinden

elde edilen “Sığla Yağı(Storax)”

miktarı 1950’de 180 tondan fazla iken günümüzde

19 tona kadar düşmüştür.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 69

Page 72: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

MÜLKİYET ANALİZİ2009 yılında yapılan çalışma ile;

“Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesinde yayılış gösteren Liquidambar orientalis Miller (Sığla ağacı) ormanları-nın daha önce belirlenmiş olan mülkiyet analizi yapılarak, özel mülkiyet alanları dışındaki, hazine arazisi, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanlar ve orman alanı gibi bölgeler belirlenmiştir.

TÜRLER BELİRLENDİBuralardaki ekosistem bütünlüğünü

bozmayacak ve popülasyonlar arasındaki gen alış verişine yardımcı olacak ekolojik koridorlarının da dikkate alınacağı ihata planları hazırlanarak, maliyetleri belir-

sıĞLA YAĞı ÜRETİMİ VE sERTİFİKA PROGRAMı PROJEsİ2008 yılında yapılan proje çıktılarında; sığla (günlük) ormanlarının yağ üretimini yapanlar tarafından (Sığla ormanlarını ihale ile almış olanlar ve kaçak üretim yapanlar) yağ ve buhur almak için ağacın yaşam kanallarını keserek ağaçların zarar görmesine ve ormanların yavaş yavaş yok olmasına neden oldukları tespit edilmiştir.Sığla ormanlarını korumak ve sığla ormanlarından doğru yöntemlerle yararlanılmasını sağlamak amacıyla Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü-İşkur işbirliğiyle “Sığla Yağı Üretimi Sertifkasyon Programı” başlatılmıştır.Böylece, sığla yağı üretimi konusunda uzman kişiler tarafından yağ çıkartma yöntemleri ve bunun ağaca zarar vermeden nasıl yapılacağı, buhur elde etme tekniği ile genel olarak biyolojik çeşitliliğin korunması, özel olarak sığla ağacı konularında teknik ve uygulamalı eğitim verilmiştir. 4 ay süren sertifika programına 15 kursiyer katılmış, bunlardan 11’i sertifika almaya hak kazanmıştır.

Haricen uyuz ve mantar hastalıkları

gibi cilt hastalılarında antiseptik ve parazit

öldürücü olarak kullanılan Sığla Yağı,

astım ve bronşit hastalıklarını tedavisi

etmektedir.

70 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

ÇEVRE SIĞLA AĞACI

Page 73: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

lenmiş ve ihata sınırları 1/25000 ölçekli sayısal haritalara işlenmiştir.

Sığla ormanlarının etkileşim alanları tespit edilmiş ve mutlak koruma alanları ihata planları hazırlanmıştır. Sığla or-manlarının floristik ve fuanistik yapısında meydana gelen değişimlerin indikatör türler vasıtasıyla izlenmesi için türler belirlenmiştir.

MESİRE YERİ PROJESİTip Mesire Yeri Projesi hazırlanmıştır.

Böylece sığla ağaçlarının yüzeyde olan köklerinin zarar görmesi engellenmiş olacaktır. Hazırlanan proje ile piknik alanlarında tabana basılmayacak askıda oluşturulan kullanım mekânları ile hem

çevre bilinci gerçekleştirilecek hem or-manların sağlıklı kalması sürdürülecektir.

EĞİTİM ÇALIŞMALARISığla Ormanlarının Korunmasına Yö-

nelik Eğitim Çalışmaları Projesi: proje kapsamında sığla doğal ormanlarının ve doğal kaynakların korunması için eğitim çalışmaları başlatılmıştır. Projenin amacı; halkı ve tüm ilgili kesimleri bilgilendirmek, projeye mümkün olduğu kadar geniş bir kesimin katılımını sağlamak, sığla ağacını tanıtarak bir ekonomik marka ve turistik imaj oluşturup bölgenin kalkınmasına yeni açılımlar sağlamak, ekonomik değerinin ortaya konularak halkın daha fazla sahip çıkmasını sağlamaktır.

Kokuların kalıcılığını sağladığı

için parfümeri sanayinin önemli bir hammaddesi olan sığla yağı, sabun

yapımında, verniklerde ve tütüne tat vermede aranılan bir üründür.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 71

Page 74: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Anadolu’da yüzlerce yıl etkinliğini sür-düren Ahilik teşkilâtının kurucusu ve 32 esnaf zümresinin piri kabul edilen Ahi Evran, her gittiği şehirde halkın iktisadî faaliyetlerini ahlakî ilkeler doğrultusunda sürdürmelerini öğütler.

Esnaf ve sanatkârların da aynı ilkeler doğrultusunda teşkilatlanmasını sağla-yan Ahi Evran, sadece Kırşehir’e değil pek çok Anadolu şehrine kimlik verir. Öğrencileri de, bu yükü velinin ilkelerini ve müesseselerini yurdun dört bir yanına yayarak, bulundukları şehirlere yeni bir kimlik kazandırırlar.

Anadolu’nun en karışık dönemlerin-den birinde yaşamış olan Ahi Evran’ın ilkeleri, Moğol saldırıları sırasında direnç noktası, Selçukluların yıkılmasından sonra da Anadolu’nun birliğini sağlayacak olan Osmanlı’nın temel direklerinden biri olur.

AZERBAYCAN’IN HOY KASABASINDA DOĞDUAhi Evran'ın tam adı Şeyh Nasreddin

Mahmut el-Hoyî'dir. Hoyî nispetinden de anlaşılacağı gibi, Ahi Evran aslen Azerî Türklerinden olup, Azerbaycan'ın Hoy kasabasında 1175 yılında doğdu.

Babasının adı ve doğum yerine nispe-ten Mahmud bin Ahmed el-Hoyî (Hoylu Ahmet’in oğlu Mahmut) denmiştir. Kün-yesi Ebu’l-Hakâyık (hakikatlerin babası), lakabı Nasîrüddîn’dir (dinin yardımcısı). Ahi şecerenâmelerinde ise Nimetullah (Allah’ın nimeti) olarak anılmaktadır.

HORASAN ERENLERİNDEN DERS ALDIAhi Evran’ın çocukluğu ve ilk tahsil

devresi, memleketi olan Azerbaycan’da geçti; gençliğinde Horasan ve Maveraün-nehir’e giderek o yörede büyük üstatlar-dan ders aldı. Herat’ta zamanın en büyük âlimlerinden olan Fahruddîn-i Râzî’nin derslerine devam ederek ondan aklî (fen) ve naklî (din) ilimleri öğrendi.

İlk tasavvufî terbiyesini ise Horasan’da Yesevî dervişlerinden alır. Zaten adı geçen

yerlerde Yesevîlik yaygındır. Horasan'daki tasavvufî düşünceden feyz alması ve onun Horasanlı oluşu, yetiştiği ortam dolayısıyla, düşüncesinin ortaya çıkmasına sebep olur.

BAĞDAT’TA FÜTÜVVET ŞEYHLERİYLE GÖRÜŞTÜUzun yıllar Horasan’da bulunan Ahi

Evran, Hac farizasını yerine getirmek için çıktığı yolculukta Şeyh Evhad'ud-Din Kirmanî ile tanışır ve O’nun müridi olur. Hac dönüşünde, şeyhinin de mem-leketi olan Bağdat’a uğrar ve şeyhinin kızı Fatıma Bacı ile evlenerek orada uzun yıllar kalır.

Bu süre zarfında fütüvvet teşkilâtının ileri gelen şeyhleriyle münasebette bulu-nan Ahi Evran, başta Evhadüddîn Kirmânî olmak üzere birçok üstattan yararlanır. Bağdat’ın o yıllarda İslâm dünyasının en büyük ilim, sanat ve irfan merkezi oluşu, Ahi Evran’ın çok yönlü bir ilim ve fikir ada-mı olmasında başlıca etkenlerden biridir.

KırŞehir’in manevi siması, ahiliğin Kurucusu ve Piri

AHİ EVRAN-I VELİ

üMit kaçarÇEvrE vE ŞEhİrcİlİk BAkANlIğI

EğİTİM vE YAYIN DAİrEsİ BAŞkANI

ÇAlkANTIlI Bİr DÖNEMDE YAŞAYAN Ahİ EvrAN(1175-1261), kurDuğu Ahİlİk TEŞkİlATI vE fİkİrlErİYlE, Moğol sAlDIrIlArINA kArŞI DİrENÇ NokTAsI vE osMANlI DEvlET TEŞkİlATINA EsİN kAYNAğI olMuŞTur.

İlk tasavvufî terbiyesini Horasan’da Yesevî dervişlerinden alan Ahi Evran, Bağdat’ta fütüvvet teşkilâtının ileri gelen şeyhleriyle münasebette bulunmuş, Evhadüddîn Kirmânî başta olmak üzere birçok üstattan yararlanmıştır.

72 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

ŞEHİR YÜZLÜ İNSANLAR AHİ EVRAN-I VELİ

Page 75: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

AHİ EVRAN'ıN FİKİRLERİAhi Evran'ın fikirlerinin oluşmasında etkin rol oynayan faktörler şunlardır: Yesevî Tarikatı, Fahrettin Din Razi'nin tedris halkası, Kayınpederi Evhad'ud-Din Kirmani ve Fütüvvet Anlayışı.

Pratik hayata ağırlık veren Ahi Evran’ın fikirleri, bu yaklaşımı sayesinde Anadolu'da hızla yayılmıştır. Ahi Evran'a göre Ahiliğe girenlerin bir sanata sahip olmaları gerekir. Ahi helal kazanmakla görevlidir ve helal kazanmanın yolu kişinin kendi emeği ile geçinebileceği bir mesleğe sahip olmasından geçer. Ahi aynı zamanda cihat idealine de sahip olmalıdır; çünkü cihat farz kılınmıştır. Ahilerin yaşantılarını bu fikirlerin ışığında sürdürdükleri hemen fark edilir.

ANADOLU YOLLARINDAMuhyiddîn İbn-i Arabî ve hoca -

sı Evhadüddîn Kirmânî’yle birlikte 602 (1205) yılında Anadolu’ya gelen Ahi Evran, Evhadüddîn’le birlikte çeşitli Anadolu şehir-lerini dolaşır. Vaazlarında bir yandan esnafa dünya ve ahiret işlerini düzenli hâle getirme-leri için nasihatlerde bulunurken, öte yandan yaklaşan Moğol tehlikesine karşı Anadolu hal-kının kuvvetlenip teşkilâtlanması için çalışır.

KAYSERİ’DE AHİLİK TEŞKİLATINI KURARHocası Evhadüddîn'in vefatından sonra

Kayseri'ye yerleşen Ahi Evran, burada bir debbağ (deri işleme) atölyesi kurar. Deb-bağlık yaparak (deri tabaklayarak) geçimini temin eden Ahi Evran, bilhassa sanat sahibi kimseler arasında çok sevilir.

Bu arada halkı irşâd etmeye, bilgi ile ye-tiştirmeye çok önem verir. Yetiştirdiği talebe-leri Anadolu'nun dört bir tarafına gönderir. Bu talebeler onun emriyle gittikleri yerlerde zaviye kurup irşâd halkasını genişletmeye çalışırlar.

Bugünkü manada esnaf teşkilâtı diyebileceği-

miz Ahilik müessese-sini kurarak birçok

şehir ve kasabada

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 73

Page 76: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

teşkilâtlanmasını sağlar. Ahi Evran-ı Velî, tarih boyunca debbağların pîri ve 32 çeşit esnaf ve sanatkâr zümresinin lideri olarak kabul edilmiştir.

SULTANIN DAVETİYLE KONYA’YA YERLEŞTİAhi Evran, Kayseri’deki faaliyetlerini

takdirle takip eden Selçuklu Sultan’ı I. Alâaddîn Keykubad’ın isteği ile Konya’ya yerleşir. Burada hem sanatını icra eder, hem de müderrislik yapar. Konya’da bu-lunduğu müddetçe gayet müreffeh ve iti-barlı bir hayat süren Ahi Evran, Sultan I. Alâaddîn Keykubad’dan devamlı destek ve himaye görür.

Ahilerin şeyhi, “Mürşidu'l-Kifaye” ve “Yezdân Şınaht” isimli eserlerini Konya'da sultana sunar ve onun isteği ile İbn Sîna'nın "Risale fi'n-Nefs'in Natıka" isimli eserini Farsça'ya çevirir.

İlmî faaliyetlerinin yanında ticarî ör-gütlenme faaliyetlerini de sürdüren Ahi Evran’ın öncülüğünde Anadolu’nun dört bir yanına dağılmış olan Ahiler, esnaf ve sanatkârları hızla örgütlerler.

Ahi teşkilâtına girebilmek için ilim ve sanatla meşgul olmak lazımdır. Ahiler bulundukları her şehirde Cuma geceleri aralarında toplanırlar. Kur'ân-ı Kerim, ha-dis ve fıkıh kitapları, menkıbeler okurlar ve ahlâk konularında sohbet ederlerdi.

BEŞ YIL HAPİS YATTIAnadolu Selçuklu Devleti’ne karşı

meydana gelen bir hadise bahanesiyle, nüfuzundan rahatsız olan bazı kimselerin şikâyeti üzerine tutuklanıp hapsedilen Ahi Evran, pek çok Ahi ileri geleni ile birlikte beş yıl süreyle Konya’da tutuklu kalır.

1243 yılında Anadolu’ya saldıran Moğollar’ın Kayseri şehrini kuşatmala-rına direnen Ahiler, kale muhafızlarıyla birlikte şehri on beş gün savunurlar. Mo-ğolların tam vazgeçecekleri sırada Ahiler bir ihanete maruz kalırlar ve Moğollar kente girerek Ahileri kılıçtan geçirirler. Bu sırada Konya’da tutuklu bulunan Ahi Evran bu katliamdan kurtulur.

II. Gıyaseddîn Keyhüsrev’in ölümün-den (642 / 1245) sonra saltanat naipli-ğine getirilen Celâleddîn Karatay, tutuk-lu Ahi ve Türkmenleri serbest bırakır. Denizli’ye giderek burada bir yıl kadar kalan Ahi Evran, Selçuklu tahtına geçen Sultan II. İzzeddîn Keykâvus’un çağrısı üzerine Konya’ya dönerek muhtelif med-reselerde ders vermeye başlar.

KIRŞEHİR’E GÖÇAhi Evran Konya’ya döndüğünde bu-

rada siyasi karışıklıklar hat safhadadır. Birkaç ay Konya’da ders veren Ahi Şeyhi, daha sonra Kırşehir’e göç eder.

Ahi Evran’ın Konya’ya dönüşünden bir müddet sonra Mevlana’nın hocası Şems-i Tebrizî’nin, bir suikast sonucunda öldü-

rülmesi (1247) üzerine kimi çevreler, bu olayda Mevlana’nın oğlu Alâaddîn Çelebi’nin de parmağı olduğu iddiasını yayarlar. Bu şartlar altında Konya’da kala-mayan Alâaddîn Çelebi de Kırşehir’e göçer.

YAKLAŞAN BÜYÜK TEHLİKE VE DİRENİŞSelçuklu başkentinde olaylar iyi-

ce kızışır. II. İzzeddin Keykavus ile IV. Rukneddin Kılıçaslan arasında cereyan eden saltanat kavgasında Moğolların des-teklediği Kılıçaslan tahta oturur. Bunun üzerine II. İzzeddin Keykavus'un yanında yer alan Ahi ve Türkmen ileri gelenleri tekrar katliama tâbi tutulurlar.

Bu arada Kırşehir Emirliğine Nureddin Caca tayin edilmiştir. Kırşehir'de ikamet etmekte olan Ahi Evran ve diğer büyükler, bu tayine karşı çıkarlar ve ayaklanırlar. Ankara, Aksaray, Çankırı, Kastamonu ve uçlarda isyanlar başlar. En büyük isyan ve direniş Kırşehir'de olur. Kırşehir üzerine asker sevk edilir ve isyan edenler kılıçtan geçirilir. Ahi Evran ve Mevlâna'nın oğlu Alaaddin Çelebi’nin bu isyan sırasında öldürüldükleri rivayet olunur.

1261 yılına rastlayan bu hadise hayatı sona eren Ahi Evran’ın türbesi ve camii, Kırşehir’e kimlik veren en önemli unsur-lardan biridir. Kırşehir’i ziyaret edenler; camiler, medreseler, türbeler, kümbetler, yer altı şehirleri, höyükler, kaleler, ker-vansaraylar, kiliseler ve tarihi konakların yanı sıra Ahi Evran camii ve türbesini de öncelikle ziyaret ederler.

Kaynaklar:Erken, Veysi-; Bir Sivil Örgütlenme Modeli: Ahilik, Berikan Yayınları, Ankara 2002.http://www.kirsehir.gov.tr

ŞED TÖRENİBir esnaf merasimi olan şed bağlama töreninde kuşanılan şed, eğitilip yetiştirilen çırakların ustalık icazetini aldıkları törende bellerine bağlanan pamuktan veya yünden yapılmış peştamala verilen addır.

Beşe bükülüp üçe katlanan şed, hurma yaprağından örülme tepsi içinde üçe katlanmış seccade ile birlikte törenin başı olan Ahi Baba’ya sunulur.

Çarup çekme (süpürme), hediye verme, nasihat etme, el öpme törenlerinden sonra hazırlanan şed, usta adayının beline bağlanır ve mesleğinde kullanacağı aletlerden bazılarıyla sanat sırları verilir.

Şed töreninde anlatılmak istenen; hayatımızı kuşatan ihtiyaç maddelerinin mamul hale getirilişinde, kalite ve standart da muvaffak  olunduğunu, kalite ve standart ölçülerine göre iş yapabilecek bir sanatkârın yetiştiğinin ilanıdır.

İyi huylu ve güzel ahlâklı olmak; gözü, gönlü ve

kalbi tok olmak; şefkatli, merhametli, adaletli,

faziletli, iffetli ve dürüst olmak; büyüklük ve

gururdan kaçınmak, Ahi Evran’ın öğütlediği temel

ilkelerdi.

74 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

ŞEHİR YÜZLÜ İNSANLAR AHİ EVRAN-I VELİ

Page 77: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 78: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

Denizler İçin Küresel İşbirliği Oluşu-mu, balık avının olması gerekenden fazla arttığı, kirlenen ve ısınan denizler için bir umut oldu.

Dünya Bankası öncülüğünde dev-letleri, sivil toplum kuruluşlarını, bilim adamlarını ve ticari kuruluşları kapsayan oluşum, dünyadaki tüm su parçalarını korumak için 1,5 Milyar Dolar toplama-yı hedefliyor. Oluşum, bu miktarın 300 Milyon Dolarını devletlerden ve geri ka-lan 1,2 Milyar Dolarını da kuruluşlardan toplamayı planlıyor.

Oluşumun kuruluş amacı ise hiçbir ülke ve kuruluşun tekelinde olmayan, giderek azalan, istismara uğrayan ve kontrolsüz olarak kullanılan kaynakla-rın korunması ve bu kaynaklar üzerindeki tehlikenin azaltılması.

DÜNYA OKYANUSLAR ZİRVESİDünya Bankası Başkanı Robert Zo-

ellick, Singapur’da düzenlenen Dünya Okyanuslar Zirvesi’nde yaptığı açıklama-da bu amacı şöyle anlatıyor: “Maalesef yeryüzünün % 70’ini kapsayan su par-

çaları gün geçtikçe daha vahim bir hal alıyor. Bu tehlikenin getireceği etkileri önlemek bir ülkenin veya bir kuruluşun bu konuda adım atmasından da çok öte. Artık denizler başta olmak üzere dünya üzerindeki tüm su parçalarını korumak küresel bir süreç başlatmanın zamanı geldi ve geçiyor.”

İLK HEDEF FARKINDALIK OLUŞTURMAKOluşuma ilk etapta Avustralya kıta-

sı etrafında bulunan ufak ada devletleri katıldılar. Avustralya, Monako, Yeni Ze-landa ve Norveç’in de katılmak için gün saydığı oluşumun başarıya ulaşması için denizlere kıyısı bulunan gelişmiş Avrupa ve Kuzey Amerika devletlerinin de katıl-ması ve tedbir alması bekleniyor.

Özellikle sanayisi ve nüfusu gittikçe büyüyen, bu büyüklüğü dengelemek için denizlere göz dikmiş Hindistan, Brezilya ve Çin gibi devletlerin de bu oluşuma ka-tılması önem taşıyor. Ancak bu ülkelerin çoğu kullandıkları kaynakları azaltacak kısıtlayıcı tedbirler konusunda isteksiz.

Oluşumun izleyeceği ilk yol denizle-rin değerini öne çıkartan bir farkındalık oluşturmak. Bunun için de denizlerin karbon dioksiti emme ve hava koşulla-rını düzenleme özelliklerini kullanmayı düşünüyorlar.

Artık Gazze Şeridinde yaşayan öğ-renciler biraz da olsa politik müdaha-lelerden uzak olacaklar.

Birleşmiş Milletler Refah ve Çalışma Temsilciliği beklenmedik bir hamle ile Gazze Şeridi’ne 20 adet sıfır emisyon salgılayan eko-okul inşa etme kararı aldı. Enerji ihtiyacı tamamıyla yeni-lenebilir enerjiden sağlanacak olan okullar sürdürülebilirlik ilkesinde inşa edilecekler.

Binalar, yerel kaynaklı hammadde-ler kullanılarak, kapasitesi 800 öğren-ciye eğitim verecek şekilde inşa edile-cek. Güneş enerji yardımıyla bina için gerekli elektrik üretilecek ve binaların ısıtması-soğutması yerden sağlanacak. Yağmur suyu toplanıp, arıtılacak, bina ve çevresinde bu su kullanılacak.

Okulların maliyetinin 2 milyon do-lar civarında olması bekleniyor.

Denizleri korumak için küresel işbirliği çağrısı

gazze’ye çevre dostu okullar inşa edilecek

76 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

GÜNDEM DÜNYA TURU

Page 79: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

ABD’De rüzgârın geleceği vergi indirimine bağlıAmerikan Rüzgâr Enerjisi Derneği, rüzgâr sektöründe vergi indiriminin genişletilmesi ve sektörün vergi yasa tasarısından hariç tutulması konusunda Kongre’ye baskı yapıyor. Rüzgâr enerjisi sektörünü kapsayan vergi indiriminin Kongre’den geçen vergi hukukunda yer almamasından şikâyetçi olan dernekten yapılan açıklamaya göre; eğer bu indirim gerçekleşmezse sektörde çalışan 37.000 kişi işini kaybedebilir. Bu da yeni gelişmekte olan sektörün bir anda hız kaybetmesine ve giderek küçülmesine neden olabilir.2011’de yapılan bir araştırmaya göre dünya çapında tek küçülen yenilenebilir enerji sektörünün rüzgâr enerjisi olduğu açıklanmıştı. Rüzgâra yapılan yatırımlar yüzde 17 oranında düşerek 74,9 milyar dolar seviyesine gerilemişti.

güney afrika 2013’te karbon vergisi ile tanışıyor

Dünyanın önde gelen sera gazı emisyonu salgılayan ülkelerinden Güney Afrika, önümüzdeki yıl karbon vergisini yürürlüğe geçirmeyi planlıyor.

Hazine Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre Güney Afrika, sera gazı emisyonundan sorumlu elektrik, petrol, demir, çelik ve alüminyum gibi sanayi sektörlerine emisyonlarını azaltmaları için yıllık karbon vergisi koymayı hedefliyor.Kendi fiyatlarını belirleyerek Güney Afrika’da Avrupa Birliği, Yeni Zelanda, Avustralya, Kaliforniya ve Kanada gibi ülkelerin arasına katılacak.Yılda yaklaşık 500 milyon ton sera gazı emisyonu ile kişi başına en çok emisyon salgılayan ülkeler arasında üçüncü sırada yer alıyor.

ingiltere’de emisyonlar yüzDe 3,1 oranında arttı

2008 krizi sonrası ülkede yaşanan ekonomik duraklamada, karbon dioksit emisyonlarının seviyesi yüzde 8,7 oranında düşmüştü.Dünya genelinde en çok karbon dioksit salgılayan onuncu ülke olan İngiltere’de, son 20 yılda enerji santrallerinde kömür yerine doğalgaz kullanılması bu oranı önceki yıllara göre azaltsa da, 2010 yılında gözlemlenen 18 milyon ton karbondioksit artışıyla ülkedeki sera gazı emisyonları seviyesinde artış gözlendi.Enerji ve İklim Değişikliği Dairesi’nin istatistiklerine göre; 11,8 milyon ton, sadece hane halklarının ısınmasından salındı. Bunun sebebinin, Suffolk ilindeki ülkenin en büyük termik santralinin altı aylık bakım çalışmasından sonra tekrar faaliyete geçmesi ve iyileşen ekonomiyle üretimin ve kazancın artması olarak kaydediliyor. Artışa rağmen İngiltere’deki emisyonlar 1990 seviyesinin yüzde 23 aşağısında bulunuyor.

kanada bir daha buz hokeyi oynayamayabilir

Concordia ve McGill üniversitelerinin yaptığı ortak araştırmaya göre Kanada’da kış mevsiminin kısalması ülkenin milli sporu buz hokeyini tehlikeye soktu.Buz hokeyi, kış mevsiminin uzun ve soğuk geçtiği Kanada’da adeta bir yaşam biçimi olarak al-gılanıyor. Ancak son 50 yılın en kısa kış mevsiminin yaşanması ve baharın erken gelmesi ile bu sporun oynaması için gereken buz miktarı ülkenin genelinde yeterli miktarda oluşmadı. Araştırmada göze çarpan nokta ise bu durumun 50 yıl devam etmesi sonucunda buz sporları-nın artık doğal yollar ile dışarıda oynamasının hayal olacağı yönünde. Kanada’da buz pateni ve buz hokeyi gibi sporların halka açık alanlarda oynanması için birçok buz parkı bulunuyor. Buzun yeterli kalınlıkta donması için havanın üç gün boyunca -5C civarında seyretmesi gerekiyor. Ancak ülkenin güneyinde bu-lunan 142 hava istasyonundan alınan verilere göre 1951-2005 yılları arasında dikkat çeken bir ısınma mevcut. Kanada’da nüfusun çoğunluğu bu bölgede bulunuyor. Ve son 50 yıllık ve-rilere baktığımızda kış mevsimi artık eskisinden yüzde 20-30 daha kısa bir zaman yaşanıyor. Kanada’nın genelinde ise 1950 yılından beri sıcaklıklar ortalama 2,5C yükselmiş durumda. Bu da iklim değişikliğinin beklenen sıcak artışı etkilerinin yaklaşık üç katına tekabül ediyor. Raporda, ülkenin ısınmasının nedenlerinden biri artan şehir-leşme olarak yer alıyor.

ozon tabakası kurtarıcısını kaybettiOzon tabakasının inceldiğini keşfeden Nobel ödüllü kimyager F. Sherwood Rowland, 12 Mart 2012 tarihinde Parkinson hastalığından 84 yaşında hayata gözlerini yumdu.Rowland, Nobel ödülünü, at-mosfere soğutuculardan, klima-lardan, yalıtım maddelerinden, parfümlerden, spreylerden ve deodorantlardan yayılan klorof-lorokarbon gazının ozon ile tep-kimeye girerek ozon tabakasının parçalanmasına neden olduğunu keşfetmesi ile öğrencisi Mario Molina ve atmosfer bilimcisi Paul Crutzen ile beraber 1995 yılında almıştı. Rowland bu çalış-masını Nobel Ödülü almadan 20 yıl önce atmosfer bilimcisi Paul Crutzen’in çalışmaları üzerine kurmuştu. Deodorant ve sprey firmaları ürünlerinde kullandıkları küresel ısınmanın başlıca sebeplerinden olan kloroflorokarbon gazı oranını azaltmıştı ve farklı tercihlere eğilmişlerdi.1995 yılında Rowland, Molina ve Crutzen’e ödülünü takdim eden Nobel Komitesi, dünyayı bekleyen korkunç bir felakette dikkat çeken ekibi bilime ve insanlığa adanmış bir buluş nedeniyle teşekkürlerini sunmuştu.

Bu buluşu Rowland’ı iklim değişikliğinin bilim adamları arasındaki sözcülerinden biri haline getirmişti. 1997 yılında Beyaz Saray’da iklim değişikliği yuvarlak masa toplantısında konuşan Rowland, “Bu tüm insanların sorumluluğu değil midir, eğer çevreyi kötü yoldan etkileyecek bir madde bulmuşsanız, çıkıp bunu insanlara açıklarsınız ve bu yolda zararlı etkileri durdurmak üzere çalışmalar yaparsınız” demişti. Her yıl yaklaşık 800.000 metrik ton kloroflorokarbon atmosfere salınmaya devam ediyor.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 77

Page 80: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

erGuvan çevre ve Şehircilik Ödülleri Son BaŞvuru 16 niSan 2012

Okullarda Çevre Eğitim ve Uygulama Projesi kapsamında, İstanbul’u, Türkiye’yi ve dünyayı daha yaşa-nabilir hale getirmek için sorumluluk almak isteyen, çevre bilinci-ne ve duyarlılığına sahip, sanat ve çevre değerlerini kullanarak fikirler üreten öğrencileri bir araya getir-mek ve öğrencilerde çevre ve şehircilik konularında farkındalık yaratmak amacıyla 2006 yılından itibaren Erguvan Çevre Ödülleri Yarışması düzenlenmekte…

Erguvan Çevre ve Şehircilik Ödülleri 2012 başlığı altında çevre ve şehircilik konseptinin ele alınacağı yarışmaya, İstanbul İli genelinde yer alan resmi/özel tüm ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarından öğ-renciler; resim, fotoğraf, afiş-slogan ve karar vericiye mektup kategorilerinde katılabilecekler. İstanbul Çev-re ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen yarışmanın son başvuru tarihi 16 Nisan 2012.

31. iStanBul filM feStivali31 Mart–15 nisan

İstanbul Film Festivali, bu yıl da sinemaseverlere 20’nin üzerinde bölümde 200’ün üzerinde filmden oluşan programının yanı sıra ünlü konuklar, usta sinemacıların katılacağı söyleşi ve atölye çalışmaları, sinema dersleri, ustalık sınıfları ve konserlerle dolu dolu iki hafta vaat ediyor. İtalyan ustalar Taviani Kardeşler’in Berlin’de Altın Ayı kazanan son filmleri Sezar Ölmeli, 31. İstanbul Film Festivali'nin kapanış filmi olarak izleyicilerle buluşacak.

Festival programı hakkında detaylı bilgi film.iksv.org/tr adresinden edinilebilir.

Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tara-fından 5- 28 Nisan’ da yapılan Ulusla-rarası Ankara Müzik Festivali 14 farklı ülkeden yerli yabancı yaklaşık 700 sanatçının katılımı ile gerçekleşecek.

29’uncusu yapılan festivalde çağ-daş müzikten popüler klasiğe, senfo-nik müzikten caz’a, Arap müziğinden akapella’ya, vurmalıdan resitallere kadar zengin bir program olacak.

inSan YapıSı çevre ve doğa fotoğraf YarıŞMaSı2 Son Başvuru tarihi: 29 nisan

“İnsan Yapısı Çevre ve Doğa” teması çerçevesinde fo-toğraf eserlerinin elde edilmesi ve bu eserlerin estetik nitelik-lerine göre değerlendirilerek ödüllendirilmesini amaçlayan yarışmaya, fotoğraf çeken, çekmeyi seven tüm amatör fotoğrafçılar, kendi eserleriy-le katılabilecekler. Mimarlar Derneği tarafından düzenle-nen yarışma hakkında ayrın-tılı bilgi, www.md1927.org.tr adresinden edinilebilir.

15. uluSlararaSı BaYındır çiçek feStivali

İlki 2010 yılında gerçek-leştirilen "15.Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali" bu yıl da 27-29 Nisan tarihinde çiçek severleri buluşturacak. Festival, yüzlerce çeşit çiçek ve renk cümbüşü içinde ziya-retçilerine görsel bir ziyafet sunmayı ve bir kez daha tabiat güzelliklerine dikkat çekmeyi amaçlıyor.

29. ankara Müzik feStivali05-28 nisan

78 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n NİSAN 2012

ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK KÜLTÜR-SANAT

Page 81: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

koMik Bir cinaYet ve Şahane Bir koMediCennet Kültür Merkezi 17 Nisan 2005 yılında Tiyatro Eleştirmeni, Psikolog Yaşam Kaya ve Tiyatro Oyuncusu Öykü Başar tarafından hayata geçirilen ‘Zihinsel Engelli Çocuklara Profesyonel Tiyatro Eği-timi’ meyvelerini vermeye başladı. Calltek Şirketi’ nin ve İstanbul Dev-let Tiyatroları’ nın sosyal sorumlu-luk projesinin içinde yer almasıyla Down sendromlu çocuklar 3. göste-rimleriyle seyircileri ile buluşuyor.

Metropolitan'da ilk türk SanatçıDoğançay Müzesi' nden yapılan açıklamaya göre, Burhan Doğançay, "Ribbon Mania " isimli eserinin New York'taki Metropolitan Mu-seum of Art tarafından daimi koleksiyonlarına alınmasıyla bir ilke imza attı. Böylece, Burhan Doğançay, Metropo-litan Museum of Art'ın daimi koleksiyonunda yer alan ilk Türk sanatçı oldu. Burhan Doğançay'ın eserleri, Boston'daki Museum of Fine Arts, Londra' daki Victoria & Albert Museum, Paris'teki Pompidou Center, Londra'daki The British Museum, Münih'teki The Pinakothek der Moderne, Stokholm'deki Moderna Museet, New York'taki Guggenheim Museum gibi 70 müzede bulunuyor.

Mozart'ın BilinMeYen eSeri ilk kez SeSlendirildi

Wolfgang Amade-us Mozart'ın (1756- 1791) hiç bilinmeyen bir ese-ri ilk kez seslendirildi. Müzikolog Hildegard Herrmann-Schneider

basın toplantısında yaptığı açıklamada, piyano için 84 ölçülük bir tür sonat olan birkaç dakikalık "Allegro molto" parçanın Mozart tarafından, 11 yaşın-dayken 1767-68'e doğru bestelendiğini ve 1780 tarihini taşıyan bir defterde bulunduğunu belirtti.

ShakeSpeare londra'da türkçe oYnanacak 26- 27 Mayıs

Dünyaca ünlü İngiliz oyun yazarı ve şair William Shakespeare' in oyun-ları, İngiltere'nin başkenti Londra'da aralarında Türkçe' ninde bulunduğu 37 farklı dilde sahneye konu-lacak. Olimpiyat oyun-larına bu yaz ev sahipliği yapa-cak Londra'da, çeşitli kültür ve sanat et-kinlikleri de düzenlenecek. Bu çerçevede, oyunlar Londra'daki "Shakespeare Globe "da 21 Nisan'da sahneye konulmaya başlanacak. Türkçe olarak ise, 26- 27 Mayıs tarihlerinde Shakespeare' in "An-tonius ile Kleopatra" oyunu sahne-lenecek. Üç gösterimin yapılacağı oyunda, Antonuius'u Haluk Bilgi-ner, Kleopatra'yı Zerrin Tekindor, Pompeius'u Emre Karayel, Cesar'ı ise Mert Fırat oynayacak.

18. iStanBul tiYatro feStivali10 Mayıs-5 haziran

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfınca (İKSV) bu yıl 18'incisi düzenlene-cek İstanbul Tiyatro Festivali, 10 Mayıs- 5 Haziran tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak. Festival bu yıl ''Özgürlükler-Sorgulamalar'' temasıyla insan haklarından göçe, savaştan şiddete, insan yaşamını sarmalayan tüm durum, konu ve gerçekleri irdeleyecek. Festival kapsamında yurt dışından 5, Türkiye'den 40'a yakın tiyatro ve dans topluluğunun 100'ü aşkın gös-teri İstanbullu seyircilerle buluşacak.

Geri/Ye/de/kalanMaçka G-art Sanat

Uluslararası Genç Klasikçiler Festivali’ nin fikir mimarı olan fotoğrafçı Şafak Taner'in ilk kişisel sergisi GERİ/YE/DE/KALAN Maçka G-Art Sanat Galerisi'nde 10 Nisan'da açılıyor.

NİSAN 2012 n ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK n 79

Page 82: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 83: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay
Page 84: TÜRKİYE'NİN EN ÇEVRECİ ŞEHİR DERGİSİ · Fenni mesuller ve şantiye şefleri her proje için sicil durum taahhütnamesi ge-tirecek. Böylece yapı denetim ve takibi daha kolay

www.emlakkonut.com.tr

RK

İYE'

NİN

EN

ÇEV

REC

İ ŞE

HİR

DER

GİS

İÇ

EVR

E V

E ŞE

HİR

CİL

İK |

SAY

I 4