İbnü'l-Mutahhar el-Hilli'ye Göre...

18
AÜiFD XLVI (2005), sayı I, s. 85-102 İbnü'l-Mutahhar el-Hilli'ye Göre İmamet AHMET iSHAK DEMİR YRD. DOÇ. DR., KTÜ RizE iLAHİYATFAKÜLTESi e-mail: [email protected] abstract Imamat According to ıbn al-Mutahhar al-Hllli. His article explores ıbn al-Mutahhar al- Hilli's approaches to al-iıııamat. According to al-Hilli imamat must be believed in order to gain the paradise. For this importance, imamat can not be left to human elections so the imam must be chosen by God. al-Hilli emphasizes to infallible ('ismah) and virtue (afdaliyyah) as imam's qualities. al-Hilli strives to prove that Ali b. Abu Talib had appointed as imam after the last Prophet Muhammad by Him. For arguing this subject, al-Him uses a lot of verses and hadiths. A1though imam's importance for proteetion and practice of religion, al.Him did not mention, except saying: "only God has the knowledge", why the imams did not perform this duty in history and why the last imam is absent since centuries. key words Shi'ite, Twelver Shi'ism, Imamat, Allamah al-Him Giriş İslam toplumunda ilk dönemlerden itibaren başlayan fırkalaşma sonucun- da ortaya çıkan irili ufaklı çok sayıda mezhepten varlığını günümüzde de devam ettirenlerinin en geniş kitleye sahip olanı Şi'a'dır. Başlangıcından itibaren Şi'a'ya ana rengini veren temel konu olan imarnet anlayışı Şi'iliğin anlaşılmasında önemli bir unsur oluşturmaktadır! . Bu çalışmamızda Şi'a'_ nın büyük çoğunluğunu oluşturan İmamiyye'nin önemli müelliflerinden olan İbnu'l-Mutahhar Allame el-Hilli'nin imarnet anlayışını ele almaya çalı- şacağız_ J Hasan Onat, "Şi'j imarnet Nazariyesi", Ankara Üniversitesi İldhiyat Fakültesi Dergisi, c. 32 (Ankara ı 992), s. 90 vd.

Transcript of İbnü'l-Mutahhar el-Hilli'ye Göre...

  • AÜiFD XLVI (2005), sayı I, s. 85-102

    İbnü'l-Mutahhar el-Hilli'yeGöre İmamet

    AHMET iSHAK DEMİRYRD. DOÇ. DR., KTÜ RizE iLAHİYATFAKÜLTESie-mail: [email protected]

    abstractImamat According to ıbn al-Mutahhar al-Hllli. His article explores ıbn al-Mutahhar al-Hilli's approaches to al-iıııamat. According to al-Hilli imamat must be believed in order to gain theparadise. For this importance, imamat can not be left to human elections so the imam must bechosen by God. al-Hilli emphasizes to infallible ('ismah) and virtue (afdaliyyah) as imam's qualities.al-Hilli strives to prove that Ali b. Abu Talib had appointed as imam after the last ProphetMuhammad by Him. For arguing this subject, al-Him uses a lot of verses and hadiths. A1thoughimam's importance for proteetion and practice of religion, al.Him did not mention, except saying:"only God has the knowledge", why the imams did not perform this duty in history and why the lastimam is absent since centuries.

    key wordsShi'ite, Twelver Shi'ism, Imamat, Allamah al-Him

    Girişİslam toplumunda ilk dönemlerden itibaren başlayan fırkalaşma sonucun-da ortaya çıkan irili ufaklı çok sayıda mezhepten varlığını günümüzde dedevam ettirenlerinin en geniş kitleye sahip olanı Şi'a'dır. Başlangıcındanitibaren Şi'a'ya ana rengini veren temel konu olan imarnet anlayışı Şi'iliğinanlaşılmasında önemli bir unsur oluşturmaktadır! . Bu çalışmamızda Şi'a'_nın büyük çoğunluğunu oluşturan İmamiyye'nin önemli müelliflerindenolan İbnu'l-Mutahhar Allame el-Hilli'nin imarnet anlayışını ele almaya çalı-şacağız_

    J Hasan Onat, "Şi'j imarnet Nazariyesi", Ankara Üniversitesi İldhiyat Fakültesi Dergisi, c. 32(Ankara ı992), s. 90 vd.

    mailto:[email protected]

  • 86 AÜiFDX1.VI (2005), sayı i

    Allôme el-Hilliİmamiyye Şi'asının ust1li ekolünün önde gelen müelliflerinden olan Cema-lüddin el-Hasen (el-Hüseyn) b. Yusuf b. Ali b. Mutahhar el-Hilli, İslamiilimlerdeki geniş bilgiki dolayısıyla Şi'a'da "~lame" lakabıyla anılır. 648/1250 yılında HiBe'de ~oğdu. Öğrenimine babası Sedidüddin Yusufun ya-nında başlayarak Şi'a!nın temel hadis kaynakları Kütüb-i Erba'a yanındaMalik'in Muvatta'ı, Buhari'nin el-Cami'u's-sahfh'i, Ahmed b. Hanbel'in Müs-ned'i ve Ebu Davud'uA es-Sünen'i gibi Sünni kaynakları da ondan okudu.Daha sonraki hocalarıl arasında yer alan Nasıruddin et-Tusi (ö. 672/1274)onun düşünce yapısı ;üzerinde izler bıraktı. Hayatının büyük bir kısmınıBağdat'ta geçirdi ise de Sultan Olcaytu2 ile tanıştıktan sonra 705/1305'te. ,Ilhanlıların merkezi Sultaniye'ye geçerek bu Moğol hükümdarının Şil ol-masını sağladı. OlcaYiu'nun ölümüne kadar (716/1316) burada kalan el-Hilli, ömrünün geri kdlan kısmını Hille'de geçirdi ve 726/1325 yılında aynıyerde vefat ettiyse delNecefte defnedildP .

    Çok sayıda öğrenci yetiştirmiş olan el-HiIli velut bir müellif olarakİslami ilimIerin çeşitli dallarında eserler vermişse de usuli ekole mensupbir kelamcı ve fakihtit İmamet konusu dışındaki itikadi meselelerde Mu'-tezile'nin etkisinde bJlunmakla beraber Sünni literatüre aşinalığın izlerinide taşır. Bu yönüyle khbarileri eleştirerek akla daha fazla yer vermesiyleŞili düşünceye canlılık kazandırmıştır" .

    Kaynaklarda ismi geçen yüzü aşkın eseri arasında Kelam İlmi'yle ilgiliolanlar çoğunluktadı~S . Bunlardan belli başlılarını şöylece sıralayabiılriz:

    ı. Mendhicu'l-yakfn fi usCı.li'd-dfn6 •2. Keşfu'l-murdd filşerhi Tecrfdi'l-i'tikdd li't- TCLsfl.

    2 İthanlı Devleti'nin sekiZiLi hükümdarı olup 703/1304-716/1316 arasmda saltanat sürmüş;36 yaşında ölmüştür. Hıristiyanlık ve Budizm'den sonra İslamiyet'i seçmiştir. Müslüman olduk-tan sonra da üç mezhep değiştirmiş; hanefi, şafi ve sonunda da şi'i olmuştur. Şiiliği benimseyi-şinden sonraki icraatlarından sünnilerin rahatsız olduğu kaydedilir. Geniş bilgi için bk. TH.,"Olcaytu", İsldm Ansiklopedisi, İstanbul 1988, IX, 387-389; İsmail Aka, "x. Yüzyıldan XX.Yüzyıla Kadar Şiilik". Milletlerarası Tarihte ve Günümüzde Şiilik Sempozyumu, İstanbul 1993.s. 80 vd. i

    3 Muhsin el-Emin, Aydnü'ş-Şi'a, (nşr. Hasan el-Emin), Beyrut 1403/1983, V,396-402; Hayred-din ez-Zirikli, el-'A'IQnıkamıisu teracim, Beyrut 1992, Il, 227-28; Seyyid Rıza es-Sadı; "Haya-tu'l-nıiiellif", el.Hilli. Nehcu'l-hak ve keifii's-sıdk, (nşr. Aynullah el.Hüseyni el-'Urmevi), Kum1407. s W-lı. i

    4 Mustafa Öz, "Him, İbnü'I.Mutahhar", DİA, XVIIL, 37-39; Mazlum Uyaı; İmdmiyye Şiası'ndaDüşünce Ekolleri: Ahbôrilik, İstanbul 2000, s. 127-129.

    s Konulara göre tasnifli 10'8 eser ismi için bk. el.Emin, a.g.e. V,403-407; es.Sadr, a.g.e., s. 15-28.Otuz eserinin tanıtımı için bk. Öz, a.g.md., s. 37 vd.

    " nşr. Ya'kub el-Ca'fer, Kum 1415; M. Rıza el-Ensari, Kum 1416.7 Hocası Nasıruddin et-Tusi'ye ait eserin şerhidir. Beyrut 1988.

  • ibnü"-Mutahhar el-Hilli'ye Göre imarnet ---------------- 87

    3. Minhdcu'l-kerdme fi ma'rifeti'l-imdmeB •4. Neheü'l-hak ve keşfu's-sıdk9 •5. Keifu'l-yakfnfifeddili emfri'l-mü'minfnlo•6. er-Risdletu's-Sa'diyye fi usı1li'd-dfn i i .7. el-Elfeynfi imdmeti emfri'l-mü'minfn Alf b. Ebf Tdlibl2•8. el-Bdbu'l-hddf 'aşeri 3 •9. İzdhu'l-mekdsıdI4 •10. Neheü'l-müsterşidfnfi usı1li'd-dfn1S •

    A-Kavramsa/ Açıdan imômet

    7 -imômet KavramıSözlükte; kastetmek, öne geçmek anlamındaki "emme" fiilinden mastarolan imamet; insanların önüne geçmek anlamına gelirl6• Kendisine uyulankişiye imam, idare ettiği topluluğa da ümmet denilir. Cemaate namaz kıldı-ran kimseye imam, yaptığı göreve de imarnet denildiği için toplum reisliğiveya devlet başkanlığı ile karışmaması amacıyla devlet başkanlığı için "bü-yük imamlık" anlamında el-imametu'l-uzma veya el-imametu'l-kübra ifa-desi kullanılmıştır. Bu haliyle siyasi ve hukuki bir terim olarak imamet; Hz.Peygamber'den sonra İslam toplumunun idaresini en üst seviyede üstle-nen kişinin görev ve makamını ifade eder. Bu makamı ifade için kullanılan"hilafet" ile eş anlamlı kullanılmış olsa da; hilafet daha çok fiili otoriteyi,imarnet ise nazari manada devlet başkanlığını belirtir! 7 •

    el-Hilll"nin tanımıyla ise imamet: her hangi bir kişinin din ve dünya işle-rinde Hz. Peygamber'in yerine genel önderliğidirI B •

    B Moğol Sultanı Olcaytu'ya ithafen yazılaıı esere (bk. el-Kerame, s. 77 vd.) İbn Teymiyye, Minha-cü's-süııııeti'n-nebeviyye fi nakdi keIami'ş-Şi'ati'l-kaderiyye ismiyle oldukça hacimli bir reddiyekaleme almıştır. Muhammed Reşad Salim, ilmi neşrini yaptığı (Kahire 1410/ı989, iX cilt)eserin ilk baskısına (Kahire 1382/1962) Minhacu'l-kerame'yi de ilave etmiştir (s. I. 75-202).

    9 nşr. Ayııullah el-Haseni Urmevi, Kum 1407.LO nşr. Hüseyin ed-Oergah, Tahran 1412; Ali AI-i Kevser, Kum 1413.11 nşr. Muhammed Abdülhüseyin el-Bakkal, Kum 1410/1989.12 Tahran 1296, Beyrut 1402/1982.13 Mikdad b. Abdullah es.Süyuri'nin (ö. 826/1423) en-Nô.fi'u yevmi'l-haşr ve Ebü'l-Feth b. Mahd-

    um el-Hüseyni'nin (ö. 976/1569) Miftahu'l-Mb isimli şerhleriyle birlikte Mehdi Muhakkıktarafından neşredilmiştir. Tahran 1986. Meşhed 1370/1991.

    14 nşr. A. Münzevi, Tahran 137811959.15 nşr. S. Alımed el-Hüseyni; Hadi el-Yusufi, Kum 1976.16 İbn Manzuı; Lisanu'I-'Arab, Beyrut 141011990, XII, 24-26; Firfızabadi, Ebü't-Tahir, Kamusu'l-

    Muhit: el-Okyanusu'l-basit fi tercemeti'I-Kamıısi'I-Mu/ıit, tre. Asım Efendi, İstanbul 1304-1305,ıV,179

    17 Mustafa Öz, Avni İlhan, "İmamet", DİA, XXII, 201.IR el-Hilli. el-Elfeynfi imameti emiri'l-mü 'minin Ali b. Ebi Talib, Beyrut 140211982, s. 12; a.m1f. el-

    Babu'l-hadi 'aşer, (iki şerhle birlikte nşr. Mehdi Muhakkik), Meşhed 1370/1991, s. 39.

  • 88 AÜiFDXJ..VI (2005), sayı'

    2- el-Hi/lf'ye göre imômefin Dindeki Yeriel-Hilll'ye göre imarnet dinin en temel unsurlarından biri olup kabulü ima-nın şartlarındandır. Diğer ifadeyle, imarnın tanınması şarttır ve cehennem-den kurtulup cenneti Ikazanmak buna bağlıdır i 9 • Bunun nakli delili Pey-gamberimizin "Zamanının imamını tanımadan ölen kişi cahiliyye üzereölmüştür"20 hadisidir! Aklen de şöyle bir yaklaşımda bulunur: Nübüvvetözel (sınırlı), imarnet lise genel bir lütuftur. Dolayısıyla genel bir lütfu in-kar, özelolan nübüvveti inkardan daha kötüdür2) .

    Ali b. Ebii Talib'le ~avaşanların kafir, imametini kabul etmeyenlerin isefasık olduğunu belirtJn el-Him, bu kimselerin cehennemde ebedi olup 01-mayacağına da değiniL Ona göre bu kimseler, sevabı hak etmek için gerekliolan imandan yoksunlolduklarından, cezalarından sonra cehennemden çı-karlar fakat cennete giremezler22 .

    el-Him'ye göre herıdönemde bir imarnın bulunması mecburidir23 ve buimam mutlaka atanmış 0lmalıdır24 . Bu gereklilik, onun varlığının yokluğu-na göre daha faydalı ~luşundan kaynaklanır. Bu haliyle imarnın bulunmasıbir lütuftur ve asl

  • ibnü'I-Mutahhar el-Hilli'ye Göre imarnet --------------- 89

    belirtince kullar için hiç bir tercih hakkı kalmayacağına29 göre Allah'ın ke-sin olarak belirlediği bu konuda da seçim zaten olamaz. Öte yandan imam,görevi gereği toplumun huzurunu sağlaması gerekirken, seçimde bununaksine ihtilaf çıkar30 • Kullarına karşı merhametli olan Allah, onları seçimleresnasında ortaya çıkan karışıklık ve toplumsal bölünmeler gibi problemle-re duçar olmaktan kurtarır3 i . Dolayısıyla imarnın Allah tarafından naslabelirlenmesi şarttırJ2 .el-Him'ye göre, masumiyetin sadece Allah Teala tarafından bilinebile-

    cek bir özellik oluşu dolayısıyla, imarnın fert olarak belirlenmesi de ancakşu iki yolla gerçekleşir:1. Allah, Peygamber veya imameti nasla belirlenmiş bir imarnın bildir-

    mesi.2. İmamlık iddia edenin elinde, doğruluğunun delili olarak, mucize or-

    taya çıkması33 •

    3-imamm Özellikleri

    a-MasumiyetBizim burada imarnda bulunması gereken nitelikler başlığında ele aldığı-mız masumiyet konusunu el-Him, imarnet bahsinin ilk maddesi olarak iş-lemekte ve hemen bütün imarnet konularını buna bağlamaktadır. el-Him'-ye göre imamlar da peygamberler gibi masumdurlar. Bu benzerlik gerekmasumiyetin gerekliliği gerekse niteliği açısından geçerlidir. Çocuklukların-dan ölümlerine kadar bilerek veya hataen küçük veya büyük bir günah işle-mekten beridirler34 . Aksi takdirde bilerek veya bilmeyerek yanlış şekildefetva verip asi olmaları caiz olur. Bu durumda kendilerine uyulacaksa; yan-lışlık yapılmış olur. Uyulmayacaksa; imametten bir fayda ortaya çıkmaya-cağı gibpS , insanları yanlışa sevk etme ve saptırına anlamına gelen bu du-

    '}9 "Allah ve Resulü bir konuda hükmedince hiç bir mümin erkek ve kadın için muhayyerlik olma:ı".el-Ahzilb 33/36.

    30 el-E(feyrı, s. 39-45.31 a.e. s. 36-8; krş. el-Kerame, s. ı46.32 el-Bab. s. 44; el-Hilli, Nehcu'l-hak ve keifii's-sıdk, nşr. Beyrut 1982, s. 171.:0 el-Bab. s. 43 vd.; Nehcu'l-hak, s. 168-171.34 el-Kerame. s. 82, 93; el-E(feyrı, s. 207; el-Bab, s. 41; Nehcu'l-hak, s. 164, Keşfu'l-murad, s. 340.el-Hilli'nin Peygamberlerin masumiyet ve efdaliyetlerini aynı gerekçe ile izahı konusunda bk.el-Bab, s. 38.

    :ıs el-HiIIi, er-Risaletü's-sa'diyye, (nşr. Abdülmuhsin Muhammed Ali Bakkal), Kum 1410/1989, s.82, Ke~fıı'l-murad, s. 340 vd. İmama uyulması gerektiğinden hareketle masuıniyetini isbathususunda ayrıca bk. el-Elfeyn, s. 213-243; masum olmayınca ortaya çıkacak yanlışlık vekarışıklıklardan hareketle masum olması gerektiği konusunda bk. a.e. s. 245.270.

  • 90 AÜ;FD xl.vi (2005), sayı f

    rum, Allah'a izafe edilmiş olur. Bu ise muhaldir36• İmamın masum olma-ması durumunda, ke~disini düzeltecek bir başka imama ihtiyaç duyulur kiteselsülü gerektirenbti durum da muhaldir37 • Ayrıca masum olmayan kişi

    i

    eksik demektir. Allah'm, bir şeyi nakıs olanla ikmal etmesi düşünülemez38 •el-Him imamların lmasumiyetini peygamberlerin masumiyetine kıyasla

    da ispata çalışır. Buna göre, peygamberin hayatta olduğu kısa süreyi kapsa-dığından sınırlı bir lütuf olan nübüvvette insanlara bu kısa dönemde doğrurehberlik etmesi içini nebinin günahlardan korunmuş olması gerektiğinegöre, genel lütuf olan imametteki geniş zaman dilimi göz önüne alındığın-da imamların masumlalmaları öncelikle gereklidirJ9 •

    el-Him'ye göre İm~m, sürekli olarak yeni olaylar ortaya çıkması ve nas-ların sınırlı oluşu doıkyısıyla, yeni dini hükümleri doğru olarak belirlemeksuretiyle dinin koruYucusudur. Masum olmazsa bu hükümlerde yanlışlıkve eksiklik olacağınd~n dinde eksiklik meydana gelir"° .

    İmam masum olmkzsa günah işlediğinde onu inkar gerekeceğinden kalp-lerdeki yerini kaybedJr ve tayiniyle hedeflenen fayda hasılalmaz. Eğer günahkarşısında kendini iAkar gerekmezse bu durumda da iyiliği emretme vekötülükten sakındırırtanın gerekliliği ortadan kalkmış olur ki bu da muhal-dir. Zira imam dinini koruyucusudur, onda eksiklik veya fazlalık meydanagelmemesi için masJm olması gerekir" 1 •

    İmam günah işleyecek olsa diğer insanlardan daha akıllı, aynı zamandaAllah'ı ve O'nun cezJ ve mükafatını daha iyi bilen olduğundan yönetimin-deki insanlardan da~a aşağı bir seviyeye düşmüş olur ki bu durum kesinlik-le yanlış bir şeydir4ı!

    el-Him bu şekildeRi akli çıkarırnlar yanında imamların ma'sumiyetini naklideliller ve özellikle Kur'an-ı Kerim'den ayetler kullanarak da ispata çalışır.Şöyle ki Hz. İbrahim i"soyumdan imamlar getir" diye dua edince Allah Teala"Ahdim zalimlere ulc\şmaz"43 buyurmakla, günahkarlık buradaki zulüm kap-samına dahil bulunduğundan, fasıkların imametinin caiz olmayacağını buayette ifade etmiştir44 . İmam, Allah'ın hükmüyle hükmettiği için halife adıy-

    :LO el-Elfeyll, s. 228.37 el-Kerame, s. 145-6; es'Sa'diyye. s. 81-2; el-Bab, s. 4ı; Nehcu'l-hak, s. 164, Keifıı'l-murad, s.

    340. i:ıs el-Elfeyll, s. 258.39 Ahmed Mahmud Subhi, Nazariyyetu'l-imaıne lede'ş-Şi'ati'I-İsna 'aşeriyye, Beyrut 1411/1991, s.

    116. i40 es-Sa'diyye, s. 82; Nehcu'l-hak, s. 168; el-E(feyrı, s. 16, aynca bk. s. 82, 103-115, 139-165.41 el-Bab, s. 41 vd., Keşfıı'l-murad, s. 341, es-Sa'diyye, s. 82.42 Keş!ıI'I-murad, s. 341.143 el-Bakara 2/41.44 es-Sa'diyye, s. 83; el-Bab, s. 42.

  • ibnü'I-Mutahhar el-Hilli'ye Göre imarnet --------------- 91

    la anılır4s ve dolayısıyla ona itaat, A1lah'a itaat demektir46• İmam masumolmazsa bu gerçekleşmez47 .

    eloHiIli'ye göre imamların masumiyeti günaha güç yetirmeyi ortadan kal-dırmaz. Zira böyle bir durum mükellefiyetin dışında olmak demektir vehem naklen hem icmaen batıldır. Ona göre masumiyet, itaati terk ve günahişlemeye çağrıyı bertaraf eden ilahi bir lütuftur48 .

    b-Faziletİmamın peygamberlerde vacip olduğu gibi halkından faziletli olması gere-kir. Çünkü faziletçe eksik olanın kendisinden üstün olanların önüne geçiril-mesi aklen çirkin, naklen49 de yanlıştu'so • el-Hilli'ye göre efdaliyet ilim,din, cömertlik ve cesaret başta olmak üzere gerek kişilik ve gerekse bedenyönünden bütün üstünlükleri kapsars ı .

    c-Bilgiel-Hilli'ye göre imarnın bilgisi masumiyet ve fazilete bağlı bir özellik arzetmektedir. Şöyle ki; Kur'an'da genelolarak belirtilmiş her konunun zamanve zemine göre belirlenmesinde -ki bu dini sahada bilgi için zirve noktadır-masumiyeti dolayısıyla yetki onundur. Dolayısıyla imarnın zamanının enbilgilisi olması da masumiyet ve faziletin gereğidirs2 •

    4-imamın Görevleri1) Dinin hükümlerini uygulamak ve sınırlarını korumak.2) Toplumsal problemler karşısında farklı fikirler arasında birliği sağlaya-rak sosyal barışı korumak. Zira insan yalnız yaşayamaz; bu ise başta sa-vaşlar olmak üzere çeşitli zulümleri de beraberinde getirir. Dolayısıylainsanların fikir ve eylem birlikteliği ancak bir masum etrafında gerçekle-şebilir.

    4s "Ey Davud: biz seni yer yüzünde halife kıldık. Dolayısıyla insanlar arasında hak ile hükmet".Sad 38/26.

    46 "Ey iman edenler! Allah'a, peygambere ve içinizden olan "ulu'l-emr'''e itaat edin" en-Nisa 4/59ayetine dayanılarak verilen bu hüküm için bk. e/-Elfeyn, s. 399.

    47 e/-Elfeyıı, s. 325.48 Keifu'/-murad, s. 341 vd.49 "Gerçeğe eriştiren mi, yoksa, birisi götürmezse gidemeyen mi uyulmağa daha layıktır?" Yunus

    10/3550 es-Sa'diyye, s. 83; el-Kerame, s. 147; Keifu'/-murad, s. 342. aynca bk. e/-Elfeyn, s. 39-45; e/-

    Bab, s. 44; Nehcu'/-hak, s. ı68.sı Keifu'/-murad, s. 343.52 e/-Kerame, s. 146 vd., 177-80; Nehcu'/-hak, s. 236, 238; el-Bdb, s. 45, Keifı.ı 'I-murdd, s. 343.

    Aynca bk. el-Elfeyn, s. 82, 103-115; 139-165

  • 92 miFD xl. vi (2005),sayı i

    3) Adaleti sağlamak.4) Sınırlı nass, sın1ırsızmekan ve problemler karşısında yeni hükümleri

    zanni olarak değil, rhasumiyetiyle yakini olarak doğru bir şekilde tespitetmek. Aksi takdirde~ dini hükümlerin ictihadla zanni olarak belirlenmesi

    •gibi bir sonuç doğar ki bu, dinin kesinlikten yoksun olması demektir.5) İyiliği emredip,!kötülükten sakındırmak. Bunu imam üstlenebilir. Zira

    iyilik ve kötülük nitelernesini hak eden nesne ve eylemlerin tek tek nelerolduğunu ancak maslım imam aracılığıyla bilebiliriz53 •

    5-imamın Gaybeti iel-Him, on ikinci imarnın gizlenmiş olmasının (gaybet) sırrını sadece AllahTeala'nın bildiğini b~lirmekle beraber, düşmanları ve arkadaşları tarafın-dan öldürülmekten ~orktuğundan dolayı gizlendiğini belirtir.

    Gizli imarnın ömrhnün uzun olmasının imkansız olmadığını belirten el-Hilli, geçmiş asırlardk ondan daha uzun ömür sürmüş kimselerin var oldu-ğunu söyleyerek bun'u delil olarak takdim eder. Ayrıca Allah Teala'nın dile-diğini gerçekleştirm~ye gücünün yeteceğinin herkesçe kabul edilen bir du-rum olduğunu da ekleyerek hiçbir şüpheye yer kalmayacak şekilde on ikin-ci imarnın yaşadığınılsavunur.

    Gerek Hz. Peygarlıber'den rivayet edilip imarnın gerekliliğini net biçim-de ispatladığını söyl~diği hadislere gerekse imamlardan nakille İmamiyyearasında tekrarlana ~elen haberlere göre bir imarnın mutlaka var olmasınıngerekliliği de onikinti imarnın ömrünün uzun olmasını gerekli kılmaktadırgörüşündedir. Ayrıch bütün zamanlarda atanmış bir reisin bulunmasınıngerekliliği ve bunun rıasum olmasının şart oluşu da el-Hilli'ye göre on ikin-ci imarnın hayatta olmasının bir başka gerekçesidir54 •

    .. .1 .B-On Iki Imamın Imômetinin Isbatı.'ımamların sayısı beHi 0lUp55 şu oniki kişiden oluşurlar:

    •ı. Ali b. Ebu Talib (ö. 40/661)2. Hasan b. Ali (b. 50/670)3. Hüseyin b. Alil (ö. 61/680),4. Ali Zeynelabidin b. Hüseyin (ö. 94/712)5. Muhammed B1kır b. Ali (ö. 114/732)6. Ca'fer es-Sadık b. Muhammed (ö. 148/765)

    53 el-Elfeyıı. 5.17-19,61,1103-115,139-165.54 el-Hilli, Nehcu'l-müsrerşidin fi usüli'd-din, nşr. S. Ahmed el.Hüseyni; Hadi el-Yüsufi, Kum

    1976'dan naklen JohnlCooper. '''Allama al-Hilli on the Imamate and Ijtihad", Aurharity andPalirical Culture in Shi'ism, ed. Said Amir Arjomand, New York 1988, s. 242 vd.

    55 el-Kerame, s. 93.

  • ibnü'I-Mutahhar e/-Hilli'ye Göre imarnet ------------- 93

    7. Musa el-Kazım b. Ca'fer (ö. 183/799)8. Ali er-Rıza b. Musa (ö. 203/828)9. Muhammed et-Takiyy b. Ali (ö. 220/835)ıo. Ali el-Hadi en-Nakıyy b. Muhammed (ö. 254/868)1ı. Hasan Askeri b. Ali (ö. 260/873)12) Muhammed el-Mehdi b. Hasan (d. 256/870)el-Hilll'ye göre bu imamlardan her biri döneminin en bilgili, en çok iba-

    det eden ve en faziletli kişisi idi56 .

    7-Resulüllah'dan Sonra imarnın Hz. Ali Olduğunun ispatıel-Hilli'ye göre Hz. Peygamberden sonra bir kopukluk ve boşluk olmaksı-zın imam olan kişi Ali b. Ebu Talib'dirs7 • imarnet müessesesinin ve bizzatimamların ispatı da ağırlıklı olarak bu durumun ispatına dayanır. imarndaaranması gereken nitelikler de bu arada ayrıca delillendirilmiş olur. Bu se-beple el-Hilli, bu konu üzerinde diğerlerine nazaran genişçe durur. ~i,nakli ve şahsi diye niteleyebileceğimiz farklı deliller bulmaya özen göste-rirse de Kur'an-ı Kerim'den delil getirme metoduna fazlaca başvurur.

    o-Akl'i Delillerimarnda bulunması gereken şartların kendisinden başka kimsede bulun-mayışından hareketle Ali b. EbUTalib'in imam olması gerektiğini söyleme-ye dayanır. Şöyle ki;

    1) imarnın nas ile belirlenmiş olması gerekir. Hz. Ali'den başkasının datayin edilmemiş olduğunda icma bulunduğuna göre imam Hz. Ali'dir58 .

    2) imarnın masum olması gerektiğine göre imam Hz. Ali'dir. Zira ondanönceki imamların masum olmadığı konusunda icma vardır59 •

    3) imarnın yönetimindekilerden daha faziletli olması gereklidir. Aklende faziletçe geçilmiş (mefdl1l) kimsenin kendisinden daha faziletlinin (ef-dal) önüne geçmesinin güzel bir şeyolmadığı düşünülünce, zamanının enfaziletlisi olan Hz. Ali'nin imam olması gerektiği anlaşılır60 •

    4) imarnet genel reislik olduğundan zühd, ilim, ibadet, şecaat ve imanile hak edilir. Bunların hepsini kendisinde toplayan tek kişi de Hz. Ali'dirıl .

    56 Nehcu'l-hak, s. 255-8; el-Bab, s. 50. Her bir imarnın fazileti için bk. el-Kerame, s. 96-106;ayrıca ilk imam Hz. Ali'ye has üstünlüklerden muhaliflerin naklettiklerine örnek olarak bk. a.e,s.119-132.

    57 Ke~fıl'I-1I1urad, s. 343.58 el-Bab, s. 44; Nehcu'l-hak, s. 171 vd; el-Kerame, s. 145-7. Aynca bk. Keşfu'l-murdd, s. 343 vd.59 el-Bab, s. 44; Nehcu'l-hak, s. 171; el-Kerame, S. 145-6. Keşfu'l-murad, s. 347.i>l el-Kerallle. s. 147; Nehcu'/-hak, s. 171.61 Nehcu'l-Iıak, S. 171 vd.

  • 94

    b-Nakl, Deliller

    PJJiFD xl.vi (2005), so)' i

    b 1-Kur' an-, Kerim'den Deliller1) el-Hilli'ye gör~, "Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resulüdür,

    iman edenlerdir". (Maide 5/55) ayeti Ali hakkında inmiştir. Bu ayette Al-lah Teala kendisine 6lan velayete Hz. Peygamberle beraber Ali'yi de ortakkılmıştır62 • i

    2) "Ey Peygamber Rabb'inden sana indirileni tebliğ et" (Maide, 5/67)ayetinde tebliği isteAen şey Hz. Ali'nin imametidir63 •

    3) "Bugün sizin Idininizi kemale erdirdim". (Maide 5/3) ayeti Gadiri

    Hum'da Hz. Peygamber'in Hz. Ali'ye velayete çağırmasının ardından nazilolmuş ve Resulullahl"Allahu ekber ya Ali", dedikten sonra "nimetin tamam-lanması ve Allah'm rızası benim risaletim ve Ali'nin benden sonra velayetiiledir" buyurur. Sonb da "ben kimin mevHisı isem Ali de onun mevlasıdır.Ya Rab! onu seveni 'sev, sevmeyene buğzet, yardım edene yardım et, onuyardımsız bırakanı slen de yardımsız bırak" şeklinde dua eder64 •

    i

    4) Allah Resulü Hz. Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'i abasının altına al-mış ve "Ey peygambkrin ev halkı! Şüphesiz Allah sizden kusuru giderip sizitertemiz yapmak istbr" (Ahzab 33/33) ayetini okumuştur. Bu ayrıca ma'su-miyete de delalet eder65 •

    5) "De ki yakıniab meveddetten başka sizden hiç bir şey istemiyorum".(eş-Şura, 42/23). Ayeti hakkında Resulüllah'a bu yakınlarınız kimlerdir?diye sorulmuş. "Ali,IFatıma ve iki çocuğu" diye cevap vermiştir. Mevedde-tin gerekliliği aynı zamanda itaatı da gerektirir66 .

    6) "İnsanlar ara~ında, Allah'ın rızasını kazanmak için canını verenlervardır" (el-Bakara ~/207), ayeti Hicret gecesi Peygamberlmizin yatağınayatıp ölümü göze alması dolayısıyla Hz. Ali hakkında inmiştir67 •

    7) "Sana ilim geİdikten sonra, bu hususta seninle kim tartışacak olursa,de ki: " Gelin, oğuıı'arımızı oğullarınızı, kadınlarımızı kadınlarınızı, kendi-mizi ve kendinizi ça'ğıralım, sonra lanetleşelim de, Allah'ın lanetinin yalan-cılara olmasını dileyelim". (Al-i İmran, 3/61) ayetinde geçen çocuklardan

    i62 Nehcu'l-hak, s. ı72, Keifu'l-murdd, s. 344 vd.63 el-Kerdme, s. ı47-50; iNehcu'l.hak, s. ı 72.3.64 el-Kerdme, s. ıso; Neh'cu'l.hak, s. 192, Keifu'l.murdd, s. 371. (Rivayerin mevzu olduğu değer-

    lendirmesi için bk. İbn Teymiyye, Minhdcü's.sünne, vii, 53 vd., 319 vd.)65 el-Kerdme, s. 151-52; Nehcu'l-hak, s. ı73-5. (Müslim, "Fedailu's-sahabe", 611V,1883; Ahmed

    b. Hanbel, el.Müsned,IVI, 292.)66 el-Kerdme, s. 152-3; Nehcu'l-hak, s. 175. (el-Hilli'nin rivayetin Sahıhayn ve Müsned'de bulun-

    duğu iddiasımn bir iftira ve rivayetin mevzu olduğu hakkında bk. İbn Teymiyye, Minhdcü's-sünne, VII, 95-99.) ,

    67 el-Kerdme, s. 153.54; Nehcu'l-hak, s. 176.

  • ibnü'I-Mutahhar el-Hilli'ye Göre imarnet -------------- 95

    kasıt Hasan ve Hüseyin, kadınlardan kasıt Hz. Fatıma ve nefıslerden kasıtda Hz. Ali'dir. Dolayısıyla bu ayet Hz. Ali'nin efdaliyyetine delildir68 •

    8) Hz. Peygamber Hz. İbrahim'in, "Allah, İbrahim'e "seni insanlara ön-der kılacağım" demişti. O "soyumdan da" deyince, Allah "benim ahdimzalimlere erişmez" buyurdu". (el-Bakara 2/124) ayetindeki duası için: "budua bana ve Ali'ye kadar ulaşmıştır. Allah beni Peygamber, Ali'yi de vasiedinmiştir" buyurmuştur69 •

    9) "Ey inananlar! Peygamberle hususi olarak konuşacağınızda, bu ko-nuşmanızdan önce fakirlere sadaka veriniz". (el-Mücadele 58/12) Ayetin-de geçen sadaka verme işini Hz. Ali'den başka kimse yapmamıştır70 •

    10) "Gerçeği getiren ve onu doğrulayan, işte onlar, Allah'a karşı gelmek-ten sakınmış olanlardır". (ez-Zümer, 39/33) Ayetinde geçen Peygamberi-mizi tasdik eden kişi Hz. Ali'dir7! .

    11) "Seni ve inananları yardımıyla destekleyen, kalplerini uzlaştıranO'dur". (el-Enfal, 8/62) Ayetinde Allah'ın yardımıyla desteklenen kişi Ali'-dir. Ebıl Hureyre'nin rivayetine göre Arş'ın üstünde: "Ben vahid olanAllah'ım, ortağım yoktur. Muhammed kulum ve resulümdür. Onu Ali ileteyid ettim" yazılıdır72 .

    12) İbn Abbas'tan gelen bir rivayete göre "Fakat, inanıp yararlı iş işleyen-ler varya onlar yaratıkların en iyileridirler". (el-Beyyine, 9817) ayeti nazilolunca Peygamberimiz Ali'ye "Onlar sen ve seni sevenlerdir. Kıyamette mem-nun olarak geleceksiniz düşmanlarınız ise üzgün ve delilsiz olarak gelecek-ler" buyurdular73 •

    13) İbn Abbas'tan gelen bir rivayete göre Peygamberimiz de Hz. Musa'-nın "Ailemden bana bir vezir yap" (Taha, 20/29) dileği gibi dua etmiş veAli'yi kendisine vezir olarak istemiştir. İbn Abbas, "bu duanın ardından'İsteğin sana verilmiştir' diye bir ses işittim" der74 •

    14) Resulüllah ensar ile muhacirin arasında kardeşlik akdeder fakat Ali'-yi kimseyle eşleştirmez. Resulüllah üzülen Ali'ye "seni kendime ayırdım.Bana yakınlığın Harun'un Musa'ya yakınlığı gibidir. Sen kızımla birlikte cen-netteki köşkümde benimle beraber olacaksın" buyurduktan sonra "Biz on-

    68 e/-Keranıe, s. 154; Nehcu'/-hak, s. 177-9.fFI e/-Kerarne, s. 155; Nehcu'/-hak, s. 179-80. (Rivayetin mevzu olduğu hakkında bk. İbn Teymiy-

    ye, a.g.e., VII, ı33.)70 e/-Kerame, s. 157; Nehcu'/-hak, s. 182-3.71 el-Kerarne, s. 160.72 a.y.; Nehcu'/-hak, s. 185.n el-Kerame, s. 163-64; Nehcu'/-hak, s. ı89-90. (Rivayetin mevzu olduğu hakkında bk. İbn

    Teymiyye, Minhôcü's-sünne, VII, 259.)74 e/-Kerame, s. 165. (Rivayetin mevzu olduğu hakkında bk. İbn Teymiyye, a.g.e., VII, 274.)

  • 96 AÜifO XLVI(2005), sayı i

    ların gönüllerinde olan kini çıkarıp attık, artık onlar sedirler üzerinde karşı-lıklı oturan kardeşlel-dir". (el-Hicr, 15/47) ayetini okur75 •

    i

    15) "Adem Rabbinden bir takım kelimeler aldı ve derhal tevbe etti" (el-Bakara 2/37) ayeti~deki kelimeler "Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan veHüseyin hakkı için" ~ümlesidir. Adem bu şekilde dua etti ve kabul oldu76 •

    16) "Sen, ancak ~)iruyarıcısın, her toplumun bir yol göstericisi vardır".(Ra'd 1317) ayetindeki uyarıcı (munzir) Hz. Muhammed, yol gösterici (hadi)de Ali'dir77 • i

    b2-Sünnetten Delil/er1) "En yakın akrkbalarını uyar" (eş-Şu'ara, 26/214) ayeti nazil olunca

    Peygamberimiz akdbalarını topladı ve onları dinine davet ettikten sonraşöyle buyurdu: "Kin4davetimi kabul edip bana yardımcı olursa onu kendi-me kardeş, vasi, ve~ir, varis ve halife yapacağım". Üç kez tekrarladığı budaveti kimse kabul ~tmedi. Ali ise her seferinde "ben" diye cevap verdFB .

    2) Hz. PeygambJr Gadir Hum'da "Ben kimin mevlası isem Ali'de onunimevlasıdır" buyurmuştur79 •

    3) Peygamberimiz Ali'ye "Senin bana yakınlığın Harun'un Musa'ya olanyakınlığı gibidir. Fakat benden sonra peygamber yoktur" buyurmuştur. Ha-,run'un yeri de Musa'nın halifesi olmasıdırB° .

    4) Peygamberimiz Medine'den kısa bir müddet için ayrıldığı zamandadahi Ali'yi halife olabk yerine bırakmıştır. Ölümünden sonra halife olmayaise daha layıktırB ı . i

    5) Peygamberimiz "Ya Ali sen benim kardeşim, vasim benden sonrahalifem ve borcumJ ödeyen kişisin" buyurmuşturBl.

    o

    6) Resulüllah sofrasındaki bir kuş için "Ya Rab, sana en sevgili kulunubana gönder de beJimle beraber bu kuştan yesin" diye dua eder. Hemenardından Ali gelirB3 !

    i7s e/-Kerame, s. 165-66;krş. Nehcu'/-hak, s. 191. (Rivayetin mevzu olduğu hakkında bk. İbn

    Teymiyye, a.g.e., VII, 278 vd.) Burada özetleyerek vermeye çalıştığımız bu ayetler dışında birçok ayetin de delilolaırak kullaııılışı için bk. el.Kerdme, s. 147-166; Nehcu'/.hak, s. 172-212.

    76 Nehcu'/-hak, s. 179.77 a.e., s. 180 vd.III e/-Kerame, s. 167-68; Nehcu'/-hak, s. 213, Keifu'/-murad, s. 344. (Rivayetin mevzu olduğu

    hakkında bk. İbn Teymiyye, Minhdcü's-sünne, VII, 299-302.)79 Ke~fll'/-murad, S. 345.100 a.e., s. 371. (Buharf, "Ashabu'n-Nebi", 9; Müslim, "Fedailu's-sahabe", 30-32)BI e/.Kerame, s. 168-169,1Keifu'/-murdd. S. 346 VD..82 e/-Kerame, s. 169; Nehcu'/-hak. s. 213-4, Ke~fu'/-nıurad, s. 347. (Rivayetin mevzu olduğu

    hakkında bk. İbn Teydliyye, a.g.e., VII, 354.)&l el-Kerame, s. 171; Nehcu'/-hak, s. 220-1, Ke~fıı'/-nıurdd, s. 371. (Rivayerin mevzu olduğu

    hakkında bk. İbn Teyıhiyye, a.g.e., VII, 371.) .

  • ibnü'I-Mutahhar el-Hi/li'ye Göre imarnet 97

    7) Peygamberimiz "ben size iki önemli şey bıraktım. Onlara sımsıkı sa-rıldığınız müddetçe daHilete düşmezsiniz. Onlar Allah'ın kitabı ve soyum-dan gelen ehl-i beytimdir" buyurmuşturS4 •

    8) Peygamberimiz: "Benden sonra hilafet hususunda Ali'ye harb ilaneden kimse kafirdir. Allah'a ve resulüne harb ilan etmiştir. Hatta imametin-den şüphe eden de kafirdir." buyurmuşturSs.

    9) "Her peygamberin bir vasisi ve varisi vardır. Benim vasim ve varisimde Ali'dir"8b .

    10) "Ali bendendir. Ben de Ali'denim"87 .11) "Ben ilmin şehriyim. Ali de kapısıdır"88 .12) Hz. Peygamber Fatıma, Ali, Hasan ve Hüseyin'i abasının altına al-

    mış ve tathir ayetini (el-Ahzab 33/33) okumuşturS9•13) Hz. Peygamber "Ben ve Ali, Adem'den on bin sene önce Allah'ın

    önünde nur idik" buyurmuştur90 .14) Hz. Peygamber, kendisinden Ebfı Bekir ve Ömer istemiş olmasına

    rağmen kızı Fatıma'yı onlara değil Ali'ye nikahlamıştır91 •15) Hz. Ali Kabe'deki putları kırmak için Hz. Peygamber'in sırtına bin-

    miştir92 •

    c-Hz. Ali'nin Kendi Halinden DelillerAli b. Ebi Talib'in sahabenin en faziletlisi oluşu temel vurgu noktasını

    oluşturur. Ebfı Bekir ve Ali arasında hangisinin daha faziletli olduğuna dairrivayetleri de verdikten sonra şi'i olmayanlar da dahil olmak üzere Ali'nindaha faziletli olduğunu söyleyenlerin çoğunlukta bulunduğunu belirten el-Hilli, çeşitli yönleriyle Ali'nin efdaliyetini ispata çalışır. Savaşlardaki yarar-IIlığı, ilmi yanında hüküm vermedeki üstünlüğü, sahabilerin kendisine da-nışması, cömertliği, zühdü, ibadeti, hilmi, iman etmedeki kıdemi, fasihdili, Haşimi'liği dolayısıyla Hz. Peygambere en yakın oluşu, Medine'dekikardeşlik akdinde onun kardeşi oluşu gibi çeşitli alanlarda üstünlüklerinivurgulamaya çalışır93 .

    84 e/-Keriime. s. ı72; Nehcu'/-hak, s. 225-28. ('İtre "soy" lafzıyla Tirmizi'de (5/327-8.) geçse desahih değil değerlerdirmesi için bk. İbn Teymiyye, Minhacü's-sünne, VII, 394 vd.)

    85 el-Kerame, s. 173; Nehcu'/-hak, s. 260. (Rivayeıin mevzu olduğu hakkında bk. İbn Teymiyye,a.g.e., VII, 403.)

    a; Nehcıı'/-hak, s. 214.87 a.e., s. 218.88 a.e., s. 221.89 Nehcıı'/-hak, s. 228-9.00 a.e., s. 2ı2.91 D.e., s. 222.9"2 D.e., s. 2239'3 Ke~fzı'/-muriid, s. 358-67.

  • 98 JijiFD xl.vi (2005), sayı i

    İlk müslüman ve Hz. Peygamber'le namaz kılan ilk kişi olması yanın-da94 , Resulüllah'dan ~onra insanların en zahid, en abid9s ve en bilgilisi idi.Peygamberimiz "En iYihüküm vereniniz Ali'dir" buyurmuştur. Zira hükümvermek ilme dayanırıo. Ha~a Süresinin 12. ayetinde geçen unutmayankulak (üzünün va'iye) odur. Insanlar ilmi ondan almıştır. Nahiv, Fıkıh, Kela-m, Tefsir, Tasavvuf, Fesahat ve Belagat ilimIerinin kaynağı odur97 .

    Sahabiler problen'ılerini çözmede Hz. Ali'ye gelirlerdi9s. Bir problemiçözmesini Hz. Peygartrıber doğrulamış ve "ehl-i beytten Davud as. gibi prob-lemleri çözebilen bihni var eden Allah'a hamdolsun" demiştir. Bununlailham la karar verme~ kastetmiştir99 .

    Hz. Ali İnsanların 'en cesuru idi. Hicret gecesi Hz. Peygamberin yatağın-da yatarak bedeniyıe,'onu korumuştur. Bir çok savaşta en üstün yararlılıkla-rı o göstermiştirloo .

    Elinde çeşitli mucizeler ortaya çıkmıştırlOl.Vukuundan önce lolacakları bildirmekle gaipten haber vermiş bu bağ-

    lamda bir çok kişinin, hatta kendisinin de, öldürüleceğini bildirmiştirıoı .Yetmiş kişinin kaldıramadığı Hayber kapısını açmıştırl03 .Bir kilise bahçesitide kimsenin yerinden oynatamadığı bir taşı Hz. Ali

    kaldırınca, oradaki rkhip: "bu kilise bu taşı kaldıracak olan kişi için yapıl-,mıştı" der ve iman ederı04 .

    Güneş, battıktan1sonra iki kez Ali'nin ikindi namazını eda etmesi içingeri dönmüştürlos. i

    Hz. Ali'nin doğumunda da çeşitli faziletler bir araya gelmiştir. Recepayının on üçünde Cıı\ma günü Kabe'de doğmuştur. Orada ondan başka nedaha önce ne daha slonra doğan olmuştur i00 •

    Nesebi en şerefli blandır ki buna eşi ve çocukları da dahildirı07 .2-Diğer İmamları'n İmametinin İspatı1) Peygamberimi~ Hüseyin için "Bu imam oğlu imamdır. İmamın karde-

    şidir. Dokuz imamını babasıdır. Dokuzuncusu kaimleridir. Benim adımı vekünyemi taşır. Yeryü~ünü adaletle doldurur"los buyurmuştur. el-Hilli'ye göremütevatir olan bu h~dis diğer imamların imametinin en başta gelen delili-dirıo9.

    94 Nehcu'/-hak, 5. 235.95 e/-Kerame. 5. ı 74-77; 247-8; e/-Bab, 5.45; Nehcu'/-hak, 5. 244-7.96 e/-Bab, 5. 45; Nehcu'/-h~k, 5. 236.en e/-Kerame, 5. 177-80; Nehcu'l-hak, 5. 237 vd.!>tl Nehcu'l-hak, 5. 239-41.199 el-Kerame. 5. ı80-81. i100 a.e., 5. 182-6; Nehcu'l-hak, 5. 244, 248-52.101 Keşfu'l-murad, 5. 347.

  • ibnü"-Mutahhar el-Hilli'ye Göre imarnet 99

    2) Her devirde ma'sum bir imarnın bulunması gereklidir. Onlardan baş-ka da masum yoktur.

    3) Her biri için sabit olan faziletler imam olmalarının delilidirllo •4) Her birinin kendisinden sonrakini tayin etmesi sonrakinin imameti-

    ne delildirııı.

    3-Hz. Ali'den Öncekilerin imam Olamayacağı

    7-EbO Bekir'in imametine Getirilen Delillerin ÇürütülmesiEhl-i Sünnet'çe iddia edilen icma vuku bulmamıştır. Zira Haşimoğulların-dan bir topluluk ona bey'at etmemiştir. Ayrıca icma kendi başına bir delilolamaz. Zira hata yapmaları caiz olan bu kişileri icma hatadan korumaz.İcma etseler bile Ali'nin imametine delilolan nass vardır. Naslar karşısındaicma zaten bir hata 0lurll2 •

    Resulüllah'dan nakledilen "Benden sonra Ebu Bekir ve Ömer ikilisineuyun" hadisi sahih değildir. Olsa bile imamete delil teşkil etmez. Zira fakih-lere uymak onların imam olmasını gerektirmiyorll3•

    Hz. Peygamberin ayetteki mağara arkadaşı olduğu (et-Tevbe 9/40), in-fakıyla övüldüğü (el-Leyl 92/17- 18) ve savaşa davet edeceğinin ayette geç-tiği (el-Fetih 48/16) gibi hakkında nakledilen faziletler gerçek değildir. Pey-gamberimizin hicrette onu yanına alması sırrını ifşa etmesinden korunmakiçindir. Ayette infakıyla övülen kişi de Ebu Bekir değildir. Savaştan geri ka-lanları Peygamberimiz kendi hayatında diğer savaşlara davet etmiştir. Do-layısıyla bu kişi Ebu Bekir değildir. Bedir'de çadır arkadaşı olması da birfazilet değildir. Hz. Peygamberin yol arkadaşı bizzat Allah'tır. Savaşta fesatçıkaracağını bildiği için onu yanında tutmuşturl14 •

    wı el-Kerôme. s. ı86-88; Nehcu'l-hak, s. 24ı-44, Keş/u'l-murôd, s. 367-69.103 K~fu'l-murdd, s. 347, 373.104 el-Kerdme, s. ı88 vd.~a; a.e., s. 188-191; Nehcu'l-hak, s. 223, Keifu 'I-m urdd, s. 348.106 Nehcu'l-hak, s. 232 vd.107 a.e., s. 253 vd.100 Rivayerin mevzu olduğu hakkında bk. İbn Teymiyye, Minhc'icü's-sünne, VIII, 247 vd.109 el-Kerdme, s. 193, Keifu'l-murôd, s. 374 vd. Hasan ve Hüseyin'in Peygamberimizin nassıyla

    imanı olduklan için aynca bk. Nehcu'l-hak, s. 96.110 Nehcıı'l-hak, s. 193.111 el-Bdb, s. 50-51.ııı el-Kercirne,s. 176 vd.113 a.e., s. 197-198. (Tinniz!, 5/271; İbn Mdce, 1/37.)114 a.e., s. 198-200.

  • 100 ----------':---------- AÜiFD XLVI (2005), sayı i

    Namazda öne geçirilmesi de bir hata neticesidir. Hz. Aişe Bilal'e ezanokumasını emrettikteh sonra babasına da namazı kıldırmasını söyler. Na-mazın kılınmakta oldhğunu duyan Peygamberimiz "imam kim?" diye so-rar. "Ebu Bekir" cevabıını alınca Ali ve Abbas'ın yardımıyla mescide gider veEbu Bekir'i azledip nalmazı kendisi kıldımlls.

    i2-Diğer Ha/ife/erin Ha/ife/ik/erine Enge/ Davranış/arıel-Hillı, imarnda bululnması gereken şartlara eksiklik getirdiğini düşündü-ğü davranışları onladn imam olmadıklarının delili olarak kabul eder. Bizbunlardan bazı örnekler vereceğiz.

    Hz. peygamber'ini henüz İslam'ı tebliğe başlamadığı dönemde ilk üçhalifenin kafir oluşlarının imametlerine engelolduğunu savunan el-Hillı,bu görüşünü Kur'an-ı~Kerim'den ayetlerle desteklemeye çalışır. Buna göreimarnet ahdi zalimle:e ulaşmaz. (el-Bakara 2/12) Kafirler de zalimlerdir.(el-Bakara 2/254) i 16.1

    Masum olmayışla:ı dolayısıyla imam olamayacaklarına delilolarak da"Ey iman edenler! Aliah'tan korkun ve doğrularla beraber olun"l 17 ile "Siz-den olan ulu'l-emre de itaat edin"l 18 ayetlerini kullanırl19 •

    Bir çok konuda Ali'ye danışmış olmalarını bilgi eksikliği olarak sunan el-Hillı, bu durumun irrlametlerine engeloluşturduğunu belirtir120 .

    o-EbU Bekir iKendini Resulüllah'ın halifesi olarak isimlendirdi. Oysa Peygamberimiz

    on u halife tayin etm~miştj12 i . "Beni yanlışa sürükleyen bir şeytanım var.Doğru yaparsam ban~ yardım edin. Hata edersem beni düzeltin" dedi. Halkıdüzeltmesi gereken bir kimse böyle bir şeyi onlardan nasıl isteyebilir? 122."Beni bu işten mazJr görünüz, zira en hayırlınız ben değilim" demiştir... ,Olüm döşeğinde. de ('Keşke Resulül1ah'a bu işte ensarın bir hakkı var mıdiye sorsaydım" diyerek pişmanlığını belirtmiştir. Bu onun imametindenşüphede olduğunu gösterir. Hz. Peygamber, Usame'nin ordusunu teçhizetmiş ve Ebu Bekir ıve Ömer' i de ona asker olarak vermişti. DolayısıylaMedine'de kalıp bu işe karışmalarını istememiştİ. Fakat onlar Peygamberi

    llS a.e., s. 201-202. CRiVaJetin mevzu olduğu hakkında bk. İbn Teymiyye, Minhdcü's-sünne, VIII,556 vd.) i

    LLh e/-Kerame, S. 194; Keifu'/-murdd, s. 348 vd.ı17 et-Tevbe 9/119.118 En-Nisa 4/59.119 Keifıl'/-11l1lrdd, s. 348.120 e/-Kerdme, s. 194.m Nehcu'l-hak, s. 262.263.122 e/-Kerame, s. 194; 264'; Keifı.ı'/-nıurdd, s. 35 ı.

  • ibnü'I-Mutahhar el-Hilli'ye Göre imarnet 107

    dinlemediler. Peygamberimiz Ebu Bekir'e hiç bir görevvermemiştirl23. EbuBekir kendisine bey'at etmediği için Hz Ali'nin evini yakmak istemiştir124 .Kendi rivayet ettiği bir haberel2S dayanarak Fatıma'yı mirastan mahrumetmek suretiyle Kur'an-ı Kerim'e aykırı davranmıştır. Zira "Süleyman Da-vud'a varis 01du"12lı ayeti bu durumun açık delilidirl27 .

    b-Ömer"EbU Bekir'e bey'at bir hata idi. Allah müslümanları onun şerrinden ko-

    rusun. Aynı işi yapan biri daha olursa onu öldürün" dedi12B. Peygamberi-mizin ölümü üzerine "O ölmemiştir" demesi onun aklının azlığını göste-rirl29 . Teravih bid'atını icat etti 130. Peygamberimize hastalığı esnasında "saç-malıyor" dedi. Halkı Ebu Bekir'e bey'ate zorladı ve kabul etmeyen Ali'ninevini yakmak istedi. Mehirde sınırlandırmaya gitti. Gizli günahları araştır-dı. Devlet malından hakkı olmayanlara verdi. Mut'ayı yasakladı. Kendin-den sonra halife seçimini şuraya devrettil3l .

    c-Osmanİşlenmesi caiz olmayan bir sürü iş yaptıl32. Kur'an-ı Kerim'de (Secde

    32/18) fasık olarak nitelendirildi. Büyük günah işlemelerine rağmen bazıkimseleri valilik görevinden almadı. Peygamberin kovduğu kişiyi (Hakemb. Ebü'l-'As) Medine'ye döndürdü. Akrabalarına mal verdi. Zekatı yanlışyerlere harcadı. İbn Amr'a had uygulamadı. Ashab dahi ondan teberri ettide cesedi üç gün sonra gömülebildjl33 .

    d-MuaviyeMuaviye, Sıffin'de Ammar b. Yasir'i öldüren bağİ topluluğun başı oldu.

    Kendi babasının zanİ olduğunu söyledi. Resulüllah kendisine beddua etti.Ali'ye sövdü. Hasan'ı zehirledil34.

    123 el-Kercime. s. 195-96; Nehcıı'/-hak, s. 263-65; Keifu'l-murdd, s. 350-52.124 Nehcıı'/-hak, s. 265-271.125 İşaret edilen "Bize mirasçı olunmaz, bıraktıklarımız sadakadır" mealindeki hadis için bk.

    Bl/harf, Fardu'l-hums. 1; Miislim, el-Cihad ve's-siyer, 51.126 En-Nemi 27/16.127 Keşfu'/-T1lıırdd, s. 349.128 el-Kerdnıe, s. 194; Keifu 'I-murdd, s. 351.129 el-Kerdnıe, s. 196; Nehcu'l-hak, s. 276; Keifıı'I-T1lurcid, s. 354.~3) el-Kercinıe, s. 196; Nehcu'/-hak, s. 289.131 Nehcıı'l-hak, s. 273-288; Keifıı 'I-murcid, s. 354-56.nı el-Kercinıe, s. 197; Nehcıı'/-hak, s. 290; Keifıı'I-T1lurcid, s. 356.ı:ı:ı Nehcıı'l-hak, s. 290-305; Keşfu'I-T1lurcid, s. 357 vd.ı:l4 Nehcıı'l-hak, s. 306-311.

  • 102 AÜiFD XI..vi (2005), sayı i

    Sonuçel-Hilli'de görebildiğimiz kadarıyla daha çok teoriye dayanan bir imarnetanlayışı mevcuttur. Ke'ndisine göre olması gerekenleri söylemektedir, oysarealite farklı cereyan ~tmiştir. Şöyle ki; aslah prensibi gereği Allah'ın herdönem bir imam tayir'ı edeceğini iddia eder fakat bunların malum on ikişahıs la sınırlı olduğun6 belirtir. Buna rağmen tarih yine de böyle gelişme-diği gibi hicri üçüncü ~sırdan sonra ise on ikinci imarnın gaybetiyle birlikteortada imam dahi kaır'namıştır. Geniş müellefatının içinde oldukça hacimli,yer tutan imarnet bahislerinde gaybet dönemine çok az yer vermesi belkide bu çelişkiyle yüzl~şme tehlikesinden kaynaklanmıştır. Zira bu durumberaberinde başka prbblemler de getirmiştir. İslam'ın yeni şartlara uydu-rulmasının ancak ma~um imarnın yapabileceği bir görevolduğunu iddiaeder. Fakat imarnın ohada bulunmayışının bu fikirle uyuşmayışına değin-

    me~z. Ali'nin tayin ldildiği, masum ve en faziletli olduğu fikri objektifdoğrulanabilirlikten Jzak iddiadan öteye geçememektedir. Ayetlerin yoru-munda da dayanaktari yoksun kişisel yorumlar mevcuttur. Mesela bilhassaayetlerdeki çoğul ifadelerden kastın sadece Ali b. Ebu Talib olduğunu söy-lemeye imkan yoktu~. Kullandığı rivayetlerin büyük bir kısmının zayıf vemevzu olduğu görüın'ıektedir, naklettiği sahih hadislerin de konuya delale-ti kesinlikten uzaktır~ Fazilete ilişkin rivayetlerde doğru olanların olmasıda imamete işaret ol~maz. Ayrıca müellifin iddia ettiği gibi, Hz. Ali Pey-gamberimizin açık b~yanıyla halife olarak tayin edilmiş olsaydı, yine kendiifadesine göre bir kaç istisna hariç ashabın Hz. Peygambere toptan muha-lefeti düşünülemeyeceği gibi, bu durumun iddia ettikleri aslah prensibiylebir araya getirilmesi de mümkün değildir.

    Ebu Bekir'in imariıetini ispat için Ehl-i Sünnet'çe ileri sürülen delillerinzaten Şi'a'ya bir tepki olarak kullanıldığı dikkate alınınca fazla bir değeriolmadığı anlaşılmakta ise de, hicrette yol arkadaşlığını sırrını ifşa korkusu-na bağlamak tarihi g~rçekliklerle bağdaşmamaktadır.

    Teoriyle pratik ar~sında daima bir mesafenin bulunması, ataletten ka-çındırması ve gayrete getirmesi açısından tabiidir. Fakat olup bitmiş vedeğişmeyecek olayıdrı dahi dikkate almadan, tamamen hayali bir anlayışsergilemek, bu mesafeyi aşmak olsa gerektir. Kanaatimizce el-Hilli'nin, tari-hi gerçekliği göz ardi eden imarnet anlayışı, bir çok yönüyle böyle bir nite-lemeyle yüzleşrnek durumundadır.