2009 19 Nisan

66

Transcript of 2009 19 Nisan

Page 1: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 1/65

Page 2: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 2/65

19 NSAN 2009 • Aydınlık • 1

İÇİNDEKİLER

Ayd›nl›k Yerel Haftal›k Haber Yorum Dergisi 19 NİSAN 2009 Say›: 1135

Sahibi: GÜNEY REKLAMCILIK YAYINCILIK MATBAACILIKORGANZASYON SANAY ve TCARET LMTED RKET

Sorumlu Müdür: Z. Ruhsar enoluGenel Yayn Yönetmeni: Deniz YldrmYazileri Müdürü: Özlem Konur UstaHaber Aratrma: Hikmet ÇiçekAnkara Temsilcisi: Fikret Akfratçi-Sendika: Esin Ergenç Turhan Ekonomi: Z. Ruhsar enoluD Haberler: Zeynep Er Yurt Haberler: Emine DölekAriv : Ercan Dolapç Fotoraf : Alpay TuluDatm-Abone Ergin OnaySayfa Tasarm: Melih Yldrm - Mahmut enTeknik Sorumlu: Mutlu Selçuk

BÜROLARstanbul: Gizem Erturul Koç, Sibel Koç, Ufuk Akkaya, Serkan Koç,Meral Ergene, Veli Sivasl, Sare Bakolu, Merve Aksuna, Emrah Tatan,Teoman Alili, Önder Öztürk, Hakan Eröz, Naci EriAnkara: Levent Ak, Murat Arsoy, Umut Albayrak, Can Özçelik, BülentAkbua, Sabri Kara, Murat Karabulut, Didem Özderzmir: Teoman Alver, Hayati Özcan, Ali Karlayan, Belma Yücel Adana:Erkan imek Antalya: Devrim Akn Karasoy Burdur: Fatih ÖzcanÇanakkale: Zuhat Yoku Hatay: Hüseyin Güler, Mansur ErkIsparta: Bora Tüfekli Kayseri: Ekrem DemirKahramanmara: Cafer Sincer Mersin: Yusuf Çelik

Mu: Cevat Dani Ordu: Namk Canik Rize: Gençaa KarafazlSamsun: Srr Turan Siirt: Haydar Evin Sivas: smail DursunTokat: Ali Yönel Zonguldak: Nazm Ayarolu Avrupa: Ali Mercan

ADRES VE TELEFONLAR

Yönetim Yeri: Alemdar Mah. Divanyolu Caddesi,Erçevik han No: 54/311Sultanahmet Eminönü-STANBUL Tel: (0212) 520 04 94E-posta:[email protected]://www.aydinlik.com.trOFSET HAZIRLIK VE DAITIM ORGANZASYON :Toros Yaynclk Yapmclk Matbaaclk Reklamclk ve TurizmOrganizasyon Sanayi ve Ticaret Ltd. ti. Tel ve Faks : (0212) 251 51 22stiklal Caddesi, Deva Çkmaz 7/3 Beyolu- stanbulAnkara: Tel: (0312) 229 52 52 Faks: (0312) 229 15 20zmir: Tel: (0232) 445 27 26 Faks: (0232) 445 46 64Mersin: Kuvayi Milliye Cad. Akel merkezi K.4 No: 63 03243364550Adana: Fevzi Çnar Tel: (0532) 467 43 27Almanya: Eylem Demirel Boral - Frankenallee 39, 60327-Frankfurt/MTel: 0049-69736253 Faks: 0049-6975009310Cep: 0049-1788547974 e-posta: [email protected]: Musa Ballkaya

Tel: 0044 2085213525 Faks: 0044 2085093069 Cep: 0044 7961953300Azerbeycan: Agil Alesger Tel : 0099 412 409 66 65Basld Yer: Rotamat Basn Yayn Limited irketiTurgut Özal Cad. No: 117/B Çelik-Yenal Endüstri Merkezikitelli / STANBUL

DAITIM: Turkuvaz Datm Pazarlama A

ABONE KOULLARI

Yurtd abone:

Almanya; A.Aslandoan, Postbank Essen 837 839 437, BLZ: 36010043Hollanda; Av. Mahir Önel

Tel: 0031640184484

sviçre; Gülay Snac Tel: 0041 32 724 58 54

Cep Tel: 0041 76 302 39 51

e-posta: [email protected], [email protected]

Banque cantonale neuchâteloise, compte no 1003.00.73.3

ABONE BEDEL:

6 Aylk Yllk

TÜRKYE 90 180 TL

AVRUPA 70 125 Euro

SVÇRE 120 230 Fr.

ABD VE UZAKDOU 75 150 Euro

AVRUPA SATI FYATI: Avrupa 2.5 Euro, sviçre 5 Fr.

Aydnlk’ta yaymlanan yazlarn iktibas hakk sakldr.ISSN 1301-6579 Ayd›nl›k Ba s›n Meslek ‹lkelerine uymay› taahhüt eder

letiim/Abone Tel-faks: (0212) 251 51 22 e-posta: [email protected]

KAPAK

TÜRKYE

EKONOM / EMEK

ORG. BABU’UN CEMAATLER GÜNDEMGüneydou’daki Fethullah 4FORUM/ Mehmet Bedri Gültekin

Orgeneral Babu’un konumasnda artlar, eksiler! 8

YAZILARIYLA

DOU PERNÇEK 2 . SÜHA BAYKAL 31

HÜSEYN MACT YUSUF 32 . A. BAER KAFAOLU 48

YILDIRIM KOÇ 49 . FKRET OTYAM 58

MECT ÜNAL 60 .ULE PERNÇEK 62

ÇZGLERYLE / ÖNEY OLCAYTU 63

KÜLTÜR SANAT

ERGENEKON TERTBNDE 12. DALGAHedef, üniversiteleri toplumsal mücadelenin dna itmek 10SORGULANAN TGB ÜYELER:Atatürk’ün gençlie verdii görevi yerine getireceiz.Korkmuyoruz! 12SANATÇI, YAZAR,BLM NSANLARI YURTSEVER AYDINLAR ÇN BRARAYA GELD‘Ergenekon tertibine kar alanlara inmeliyiz’ 14NHAT GENÇ’LE BR SORU BR CEVAPTürkan hanm almayn da…imdiye kadar aldklarnzn suçu? 17SON OPERASYONA YURT ÇAPINDA TEPK‘Mücadeleye biz de varz!’ 18ZMR BAROSU BAKAN VEKL AV. ÖZDEMR SÖKMEN:“Kritik günlerden geçiyoruz… kar durmann tam zaman” 21SON ERGENEKON OPERASYONUNDA ARAMA KARARIYLA ORTAYAÇIKAN HUKUK SKANDALI!Dou Perinçek: Bu dava bitmitir 22SON GÖZALTILARDA DA, PERNÇEK VETALAT PAA KOMTES SORULDUSavcdan itiraf: Sorular ben hazrlamadm! 25

TUNCAY GÜNEY GÖZALTINA ALINMASININTERTP OLDUUNU TRAF EDYOR“Ben olmasam belgeleri anlamazdnz” 26ASSTANLAR 5 LDE YÖK YÖNETCLERN UYARDIYÖK Bakanvekili zzet Özgenç’tenstanbul Üniversitesi’ne tehdit 28AZERBAYCAN HEYET ANKARA’DAYDIAzeri vekil Guliyev: AKP’nin bizimle görütüü yalan 33

AZER MLLETVEKL AHMEDOVA, AYDINLIK’A ANLATTIBizim için imtihan devritek devlet gibi davranmalyz 34OBAMA’NIN ‘TARHNZLE YÜZLEN’ SÖZÜNE YANITKaynak Yaynlar Obama’ya 8 kitap gönderdi! 36

NATO’DA 3,5 YIL GÖREV YAPAN E. HAVA KORG. MÜJDEC:NATO’dan çkmaktan korkmayn! Türkiye seçeneksiz deil! 38FORUM/ Oktay YldrmABD, sözde milliyetçi iktidar hedefliyor 40

ÜRETM-TCARET DURDU, VERG GELRLER AZALDI,HAZNE BOALIYORHazine IMF’ye teslim, içiye “sfr zam” 44HAFTANIN NOTLARIFethullah’n tela imdi anlald 50

EFK HÜSNÜ’NÜN 50. ÖLÜM YILINDA PANELYeni Sevr’e kar Kemalist-Sosyalist ittifak zorunlu 56OKKIRLARIN KALEMNDEN ‘ERGENEKON’ GERÇEBelgesel niteliinde bir roman: “Cinayeti Gördük” 57OTYAMLAR ANADOLU’YU STANBUL’A TAIDIDokuma ve resim ortakl 58

SPOR / PERDE ARKASI

Vicdanlar rahatlad m? 61

Page 3: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 3/65

2 G Ayd›nl›kG 19 NSAN 2009

DARBENİN SİVİLİ OLMAZ

Bir “sivil darbe” sözüdür, gidiyor.

“Sivil darbe” olur mu?Her şeyin “sivili” olur, ama darbe-

nin sivili olmaz.Çünkü darbe, devlet iktidarının,

yine devlet içindeki bir azınlıkça tertipyoluyla ve zor kullanarak ele geçiril-mesidir.

ABD ORDUSU TÜRKİYE SINIRINDA

12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 örnekleri belleklere yer-leşmiş; Türkiye’de darbe denince akla elbette Amerikancı ge-neraller geliyor.

Oysa 1991 sonrası süreçte, Türk Ordusu’nun komuta ka-demesi cephesini adım adım ABD’ye çevirdi. ABD Ordusu’nunIrak’ı işgali ve kuzeyde bir Kukla Devlet oluşturması bir dönümnoktası. Bu cepheleşme süreci o kadar ciddidir ki, ABD Ordu-su, 24 Temmuz’dan 15 Ağustos 2002’ye kadar 22 gün sürenTürkiye’yi işgal tatbikatı yaptı. Adı da çok iddialı: “BinyılınMeydan Okuması” (Millenium Challenge2002).

AKP’nin bir dizi tertiple iktidara getiril-mesi de aynı tarihlerde sahnelenmiştir. Böy-lece Türk Ordusu’nun hem dış cepheden,hem de içerde hükümet mevzilerindenkuşatılması süreci başlamıştır.

Türk Ordusu’nun bu durumuna bakan-lar, AKP iktidarının Ergenekon tertibinde as-keri güç göremeyince, “sivil darbe” kavra-mını ürettiler: AKP, kendi derin devletini ku-ruyordu ve Ordu’yu da hedef alan bir “sivildarbe” gerçekleştiriyordu!

Peki nasıl oluyordu da dünyanın enbüyük ordularından biri olduğu sık sık belir-tilen TSK, orgeneralleri ve teğmenleri götü-rülürken böyle çaresiz bir görüntü veriyor-du? Kemalist Devrim’in bütün kaleleri yıkılır-ken tam siper durumundaydı?

İşte bu sorulara gerçekçi bir cevap veremeyenler, “sivildarbe” gibi hayatla bağlantısı kurulamayacak bir kavram bul-dular.

AKP İKTİDARININ ORDUSU

Doğru, AKP’nin Türkiye sınırları içinde ordusu yoktur; birazpolisi vardır. Ancak polisle darbe, Türkiye’de olmaz. LatinAmerika başka, orada ordu da polistir.

Peki, silahlı gücü olmayan bir iktidar olabilir mi?AKP iktidarının yaptırım gücü nerede?Onun da ordusu var; ABD ordusu!AKP iktidarının yaptırım gücü, Irak’ı işgal etmiş olan ve Tür-

kiye’yi işgal tatbikatları yapan ABD ordusudur.

Kaldı ki; ABD ordusunun Türkiye içinde kullandığı ve hare-kete geçirebileceği silahlı güçler de var.

İşte Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül darbesinin silahlı gücübudur. O nedenle bir “sivil darbe”den söz etmek, hemyaşananları açıklamaz; hem de çok yanıltıcıdır.

2002’DEKİ HİLMİ ÖZKÖK DARBESİ

Ergenekon tertibi, yalnız son iki yılıyla değil, başından beri,

yani 2001’den bu yana bir Amerikan darbesidir.ABD Ordusu’nun Irak’taki varlığı, Türk Ordusu’nun Org.

Hilmi Özkök gibi Pentagon geleneğine bağlı unsurlarını da kul-lanarak bugünkü manzarayı yaratmıştır.

AKP darbesi, bütün Amerikancı askeri darbeler gibi, 2002yılında Türk Ordusu’nun 1 numarası ele geçirilerek sahnelendi.Bu açıdan 2002 darbesinin, 1971 ve 1980 darbelerinden birfarkı yoktur.

Ergenekon tertibinin en önemli adımı, 2002 yılında Genel-kurmay Başkanlığına Org. Hilmi Özkök’ün atanmasıdır.

DÖRT DÖRTLÜK GLADYO OPERASYONU

Ergenekon Şeması’nda Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu niçin “1nolu terörist” konumuna yerleştirilmiştir, iyi düşünelim.

Niçin MİT Müsteşarı bugün “saçma sapan” dediği oŞema’yı el altından “servis” etmiştir; iyi anlayalım.

“Sivil Darbe” denen olay, 2002 yılında Hilmi Özkök darbe-siyle başlamıştır. Türkiye, o darbeyle erken seçime sürüklenmiş

ve ABD’nin Irak saldırısı öncesinde, Türkiye’deistenen düzen kurulmuştur. Org. Hilmi Öz-kök’ün, Tayip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisiyle“şiir gibi uyumlu” bir yönetim oluşturması,dört dörtlük bir Gladyo operasyonudur; birAmerikan darbesidir.

Herkesin dikkatini çekiyor; Org. Hilmi

Özkök fotoğraflarda, Org. İsmail Hakkı Kara-dayı, Org. Kıvrıkoğlu ve Org. Büyükanıt’ın ya-nında görünemiyor.

KOMUTANLAR TAM SİPER

Türk Ordusu’nun milli devlete bağlı komu-tanları, 2002 sonrasında etkisiz hale getiril-miştir. Cumhuriyet kurumlarının dışardan veiçerden kuşatılmasına direnmek isteyen ko-mutanlar, Ergenekon tertibi sürecinde tutuk-lanmış, liboş-Fethullahçı psikolojik savaşın yay-

lım ateşi karşısında tam siper konumuna girmişlerdir.Gözaltına alınan ve tutuklanan generaller ve subaylarla bit-

miyor olay. ABD’nin asıl gözaltına aldıkları, görev başındaolanlardır. 2008 yılında AKP’nin kapatılmasını önleyen an-laşma yapılmış ve bu arada komuta kademesinin eli kolubağlanmıştır. Bağlayan güç, ABD Ordusu’dur.

Görüldüğü gibi, yaşadığımız olay, bir “sivil darbe” değil,ABD Ordusu’nun tehdidine dayanan silahlı bir darbedir.

TÜRK ORDUSU’NA DARBE!

Bu darbe de, tıpkı 12 Mart ve 12 Eylül’deki gibi aynı za-manda Türk Ordusu’na darbedir. 12 Mart ve 12 Eylül’de top-lam 3500 subay ve askeri öğrenci Ordu’dan atıldı. Türk Ordu-su’nun Kemalist Devrimci birikimi ezilmek istendi. Bu Ameri-

kancı darbelerin en önemli işlevi, Türk Ordusu üzerindeki ABDdenetiminin sıkılaştırılması olmuştur.

AKP’NİN TAMAMLANAN MİSYONU

İşte Obama, ABD Ordusu’na dayanarak ve Türk Ordusutam sipere sokularak gerçekleştirilen son silahlı darbenin üze-

“Sivil Darbe” olur mu?

BAŞYAZI

DOĞU PERİNÇEK

M Darbenin sivili olmaz.

AKP’nin de ordusu var:

Irak’ igal eden ve

Türkiye’yi igal

tatbikatlar yapan ABD

Ordusu! Türk Ordusu tam

siperdedir ve bugün

yaanan darbeyi

uygulatan güç, ABD

Ordusu’dur. L

Page 4: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 4/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›kG 3

rine Türkiye’ye gelmiştir.ABD’nin 2001’den bu yana ne yapmak istediğini çok iyi anlayalım.

Washington yönetimi, Ortadoğu ve Orta Asya’daki hedeflerine AKP ileulaşamaz. Çünkü AKP, Türk Ordusu’na kumanda edemiyor. Türk Or-dusu, ancak kendi komutanlarıyla istenen hedeflere yöneltilebilir.Bunun şartı ise, “laiklik” oluyor.

ABD’nin 2001’den bu yana, AKP iktidarıyla yaptığı iş, son kertedeTürk Ordusu’nu köşeye sıkıştırma, teslim alma ve stratejik görevleresürme amacına bağlıdır.

Türk Ordusu, bu süreçte dış cephede Kuzey Irak’tan, Kıbrıs’tan,Ege’den ve Gürcistan-Ermenistan üzerinden kuşatılmıştır. NATO içinde

bu kuşatmayı yarma şansı yoktur. Rusya’nın Kafkaslardaki son atağıKafkas cephesinde gedikler açmıştır.

Türk Ordusu, iç cephede ise, bölücü terörle, cemaatler ve tarikat-larla, Batı işbirlikçisi mafya ve tefeci zümresiyle kuşatılmıştır.

“KURTAR BİZİ OBAMA”

Obama, bu kuşatmadan yararlanarak planlarını masaya koydu.ABD projesinde AKP’nin yerini almak isteyenler, zaten mevcut. Bunla-rın Anıtkabir merdivenlerine mendil sererek Obama’yı beklemeleri yenibir olay değildir. TÜSİAD eksenli sözde laik güçler, Washington’a yıl-lardan beri ‘AKP’yi bırak, işlerini bizimle yürüt’ diyorlar. Bu işbirlikçisözde Atatürkçülerin Ordu içindeki benzerleri NATO’ya bağlandığımız-dan beri vardır.

Türkiye’yi bölme tasarımını, “Kürt azınlığı”, “Ermeni soykırımı”,Kıbrıs ve Fener Patrikhanesi dayatmalarıyla Meclis kürsüsünden ilaneden Obama, iktidar ve muhalefetiyle hararetle alkışlandı. Obama,aynı dayatmaları Çankaya’dan da ilan etti. Muhatabı hayran hayranTürkiye’yi bölecek projeleri dinledi.

Şimdi sözde laikler, ABD’nin “Ilımlı İslam”ından kurtulmak için,ABD’ye sarılıyorlar. Obama, Atatürk’ü irticanın ellerinde boğulmaktankurtaracak!

Ne var ki, Abdullah Gül de Obamacı, sözde laiklerimiz de Obamacı!Obama, Ilımlı İslamcılar ile sözde laikleri ne güzel birleştiriyor!

ABD’NİN SON UMUTSUZ HAMLELERİ

Plan ne olursa olsun, kimler bu plana teslim olursa olsun, Türkiyeve Türk Ordusu bu plana teslim olmayacaktır. İstedikleri kadar abart-sınlar, o NATO yıllarının zamanı dolmaktadır. Bu yaşananlar, baş aşağıgiden ABD’nin son umutsuz hamleleridir.

ABD iniştedir.Emperyalizmin hızla derinleşen krizi, hem dünyada, hem Türkiye’de

bir devrim etkenidir.Asya yükseliştedir.Türkiye’nin Rusya, İran ve Çin’le bağlarının güçlenmesi sürecinin

önünde kimse duramaz.Bu dinamikler, Obama’yı “laiklik kahramanı” olarak sunan planları

bozacak gücü barındırıyorlar.Türkiye, 2002 yılında İslamiyet kullanılarak, milyonlarca Müslü-

man’ı katleden senaryolara teslim alındı. Ama sözde “laiklik” kullanı-larak, milli devleti yıkma planlarına teslim alınamayacaktır.

ABD’nin gücü, ABD emellerinin çok gerisindedir.Obama hayranlığındaki dizginsizlik, bu gerçeği değiştirmiyor.G

www.doguperincek.com.trwww.doguperincek.info

ABD projesinde, AKP’nin yerini almak isteyenler,

zaten mevcut. TUSAD eksenli sözde laik güçler,

Washington’a yllardan beri ‘AKP’yi brak,

ilerini bizimle yürüt’ diyorlar.

Köy enstitülerinden,tarikat okullarına

Köy enstitüleri, Anadolu’nun aydınlanması, Cum-huriyet devrimlerinin köylere yayılması, ağalık ve şeyh-liğin ortadan kalkması, köy çocuklarının eğitimli bireryurttaş olarak yetişmeleri ve öğretmen olduktan sonra

diğer köy çocuklarını eğitmeleri amacıyla kuruldu. 17Nisan 1940 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali

Yücel döneminde, genç Cumhuriyetin eğitim sefer-berliği başlatılmıştı. Enstitüler, yüzde 80’i köylerdeyaşayan halka her koşulda ve her alanda eğitim gö-türmeyi, ayrıca Cumhuriyet devrimlerini toplumun herkesimine nüfuz ettirmeyi amaçlıyordu. Köy enstitü-sünde eğitildikten sonra öğretmen olan köy çocukla-rı, geldikleri köylere donanımlı birer öğretmen olarakgönderiliyor ve köyündeki çocukları eğitmenin yanısıra köylünün her türlü sorununda yanı başındaki kişioluyorlardı. Ancak karşı devrim sürecinin ilk iktidarpartisinin öncelikli hedefi köy enstitüleriydi. İktidarköy enstitülerini önce işlevsiz hale getirdi, programla-rını değiştirdi 28 Ocak 1954 yılında kapatıldı. Türki-

ye’ye özgü bir sistemle kurulan köy enstitüleri69’uncu yılını kutluyor.

***Yazarımız Fikret Otyam İstanbul’da Çırağan Sarayı

Kempinski Sanat Galerisi’ndeki sergisi ve rahatsızlığınedeniyle bu hafta yazısını gönderemedi. Yazarımızageçmiş olsun diyoruz.

***Geçen hafta koşuşturmada Hikmet Çiçek’in hazır-

ladığı Haftanın Notları köşesinde iki önemli hata yap-tık. “‘Milli Şehit’ Kemal Bey’i anmak 70 yıl sonra ‘suç’oldu!” başlığındaki “70 yıl” ifadesi yanlış. Zira Boğaz-

layan Kaymakamı Kemal Bey 90 yıl önce 10 Nisan1919’da idam edildi. Dizgide yaptığımız bir diğer hatada Güzel Türkçemiz başlığı altında. Dostumuz Hüse-yin Movit’in adı Hüseyin Macit olarak geçiyor. HüseyinMovit’ten ve okurlarımızdan özür diliyoruz.

Aydınlık bir hafta dileğiyle...

AYDINLIKTAN

Page 5: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 5/65

4 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

Genelkurmay Bakanı Orge-neral lker Babu’un14Nisan’da Harp Akademi-

leri’nde yaptıı 2 saatlik konu-masındaki en önemli vurgu, ce-maatler ve Güneydou’daki ge-limelerle ilgili mesajlarıydı. Ce-maatler gündemindeki konuma-sının en çarpıcı bölümünü u ifa-deler oluturdu: “Bugün bazı ce-maatler ekonomik güç olmayagidiyor. Sorun dini duygularınınkendi amaçları için alet olarakkullanılmasıdır. Kendilerini de-mokratik güç olarak takdim et-mekte ve güç olarak göstermek-

tedirler. Hedeflerine ulamadakendileri için en büyük engel ola-rak Türk Silahlı Kuvvetleri’nigörmektedir. Bunun için her fır-sattan istifade ederek, destekleyi-cilerinin de yardımıyla Türk Si-

lahlı Kuvvetleri aleyhine faaliyet-lerde bulunmaktadırlar. Türk Si-lahlı Kuvvetleri bu yapılanlara

karı, hukuk devleti kapsamındasessiz ve etkisiz kalmayacaktır”Org. lker Babu’un konu-

masındaki cemaatlerden kastedi-lenin Fethullah Gülen tarikatı ol-duu genel bir görü olarak gün-lerce gazetelerde tartııldı. Aslın-da TSK’nın Fethullah Gülen’ekarı tavrı yeni deildi. 28 ubatsürecinde tarikatlara karı açık-tan yürütülen mücadele ve bazıyasal düzenlemelerin ardından1999’da ABD’ye giden Gülen bir

daha Türkiye’ye dönemedi.

“TSK BAŞKA BİR AKTÖRÜN DEVREDE

OLMASINI İSTEMİYOR”

Fethullah tarikatının Kürt so-rununda da kendini bir taraf ola-

rak ortaya koyduu görülüyor.Emre Aköz 15 Nisan’da Sa-bah’taki köesinde öyle yazdı.“Cemaat, sadece Güneydou’da-ki deil, Kuzey Irak Kürdis-tan’ındaki faaliyetleriyle de Kürtmeselesinin çözümünde bir aktörolarak ortaya çıkıyor…

“TSK imdi de bundan rahat-sız: müzakere sürecinde devletinresmi kurumlarından baka biraktörün (hele bir cemaatin!) dev-rede olmasını (rol çalmasını) iste-miyor.”

DİYARBAKIR’DA 100’ÜN ÜZERİNDE

İRTİCAİ DERNEK KURULDU.

AKP iktidarı ile birlikte Gü-neydouda tarikatların çalıma-ları younlatı. Sadece Diyarba-kır’ın Balar ilçesinde ve ehitliksemtinde 100’ün üzerinde irticaidernek kuruldu. Hizbullah ola-rak bilinen Mustazaflar Dernei

öncülüünde oluturulan “Pey-gamber Severler Platformu” ta-rafından 8 Mart 2009 günü is-tasyon alanında düzenlenen mi-tinge 40 bin kii katıldı. Miting-de ayrıca Kürtçe Mevlit de oku-

ORG. BABU’UN CEMAATLER GÜNDEM

Güneydoğu’daki FethullahAKP iktidar ile birlikte Güneydouda tarikatlarn çalmalaryounlat. Sadece Diyarbakr’n Balar ilçesinde ve ehitlik semtinde100’ün üzerinde irticai dernek kuruldu… “Diyarbakr’daki patlamadansonra iki uçakla TUSKON’a bal 600 Fethullahç iadam Diyarbakr’agötürüldü ve bölgede tonlarca gda maddesi dattlar. Cemaatin birkolejinde yaplan bu yardm toplantlarna Diyarbakr Valisi de katld”

KAPAK

Page 6: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 6/65

8 Mart 2009

günü Diyarbakristasyon alanndadüzenlenenmitingde KürtçeMevlit okutuldu.

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 5

tuldu.Yine bölgede Fethullah Gülen

cemaatine balı ilköretimden li-seye kadar çok sayıda okul vedersane açıldı. Nil Koleji ve SurDersaneleri bunlardan bazıları.Kermes ve yardım organizasyon-

ları alanında etkinliklerini yo-unlatırıyorlar. Hüseyin Güler-ce’ye göre de Gülen cemaatininöncelii Güneydou. Gülerce,“Camia”nın gücünün önemli bö-lümünü artık Güneydou soru-nuna yönlendirdiini söylüyor veekliyor: “Güneydou`da eitimfaaliyetlerine Gülen camiası ön-cülük ediyor. Bata Van ve Di-yarbakır olmak üzere Güneydo-u`nun her yerinde kolejleri, üni-

versite hazırlık dershaneleri veokuma salonları var.” ( Zaman,13 Kasım 2007)

Geçmi yıllarda FethullahçıIık sigortanın acenteliiniyapan, aynı zamanda avukatolan Muhammet Akar misyoner-

lik faaliyetlerinin içinde de yeraldı. eyh Sait’in kardei olan vestiklal Mahkemesi tarafındanidam edilen eyh Tahir’in torun-larından Muhammet Akar halenAKP Diyarbakır il bakanı yar-dımcılıı görevinde bulunuyor.Muhammet Akar’a göre eyh Sa-it’in en büyük rahatsızlıı Ana-dolu halkının slam’dan uzakla-tırılmaya çalıılmasıydı.

KENDİ SİTESİNDEN AÇIKLADI

“Gülen’den Kürt Sorunu Açı-lımı” balııyla tr.fgulen.com si-tesinde yer alan 2007 tarihli yazı-da, “PKK’nın Dalıca baskının-dan sonra artan toplumsal geri-lim üzerine, Türklerle Kürtlerarasındaki ilikilerin güçlendiril-mesi mesajı yayınlanan FethullahGülen’in çarısı cemaati de hare-kete geçirdi” deniyor. FethullahGülen sadece doudakiler deiltüm Türkiye’deki Kürtleri örgüt-

lemekten bahsediyor: “Güneydo-u insanına hamasi destanlarlayaklamak, televizyon, radyo vegazetelerde hepimiz kardeizdemek kolaydır. Her ey gibiMüslümanlıın da lafı ve nazari-

si çok kolaydır. Ama esas olannazari Müslümanlıı ameli Müs-lümanlıa çevirmektir. Anado-lu’nun yiit insanları, Dou veGüneydou’da mahrumiyetleriçinde yaayan kardelerini nekadar sevdiklerine inandıracak-lar. Gitmek suretiyle gelmelerinisalayacak, arada yıkılmayansalam köprüler kuracaklar. Buvesileyle onların hallerini göre-

cekler. O bölgenin insanı çok ci-vanmerttir. Sadece Dou’ya git-mek meselesi de deil, imdi s-tanbul, Mersin, Antep gibi yerlerGüneydou’dan gelen insanlarladolu. Belki önce buralara da açıl-

“Gülen’den Kürt Sorunu

Açlm” balyla

tr.fgulen.com sitesinde yer

alan 2007 tarihli yazdan:

“Sadece Dou’ya gitmek

meselesi de deil, imdi

stanbul, Mersin, Antep gibi

yerler Güneydou’dan gelen

insanlarla dolu. Belki önce

buralara da açlmak

gerekir.”

Page 7: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 7/65

mak gerekir.”

GÜLEN’İN MESAJI CEMAATİ

HAREKETE GEÇİRİYOR

Gülen cemaatinin 20 yıldır

Dou ve Güneydou’da kolej vedersanelere sahip olduunu amaözellikle son iki yıldır bölgedegönüllü öretmenler tarafındanücretsiz okuma salonları ve etütmerkezleri kurulduunu söyle-yen Gülerce’nin aynı yazıda ver-dii bilgilere göre sadece Diyar-

bakır’da bu etüt merkezlerindeücretsiz eitim destei verilen ö-renci sayısı 140 bin. Dier yan-dan Fethullah Gülen’in talimatıüzerine birçok ilden iadamıkendi aralarında örgütlenip kur-

banlarını Güneydou’ya giderekkesip daıttı. Ziyaret edecekleriillerdeki ailelere ve çocuklarınahediye paketleri daıttı.

Tüm bu çalımalar aynı za-manda 2009 Yerel Seçimleri’neyönelik en büyük yatırım olarakda görülmütü.

SEÇİMLER CEMAATİN

BEKLENTİLERİNİ KARŞILAMADI

Aslında yerel seçimler bir an-lamda Kürt sorunu ekseninde ya-pıldı. Cemaat, bölgede etkinliiniartırarak, PKK’ya tek alternatif olduunu ve Türkiye’nin bölün-memesinin ancak cemaat üzerin-den salayabileceklerini göster-mek istiyordu. Emniyet içindebüyük güç kazanan ve özellikleistihbarat bölümüne tamamenhakim olan cemaat, bu yollaTSK ile de ilikiye girmi olacak

Fethullahçgazeteler DTPoperasyonunadestek verdi.

6 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

Cemaat’in seçim

sonuçlarna tepkisi, bir

DTP operasyonu oldu.

Emniyet içindeki güçlerine

dayanarak operasyonu

yaptlar. Cemaat buoperasyonla u mesaj

vermek istiyor: Kürt

sorununda muhatap benim.

Page 8: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 8/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 7

ve etkisini imdiye kadar sızama-dıı ordu içinde de yaymı ola-caktı.

Ancak seçim sonuçları bütünTürkiye’de olduu gibi, Dou-Güneydou’da da hem AKP’ninhem de cemaatin beklentilerine

cevap vermedi. Bölge halkı, Bar-zani ve Talabani ile ibirliiyapan Gülen Cemaatini deilçou yerde DTP’yi seçti.

CEMAAT’İN SEÇİM SONUÇLARINA

TEPKİSİ, DTP OPERASYONU OLDU

Ergenekon tertibi kapsamın-da 13 Nisan’da balatılan gözaltıdalgasının hemen ardındanDTP’ye yönelik Diyarbakır mer-kezli bir operasyon yapıldı. kiyıldır devam eden teknik takiple,DTP’nin yerel seçimlerdeki aday-

larının adayların Öcalan tarafın-dan belirlendii, PKK’dan doru-dan talimat aldıkları iddiasıylagözaltına alınan sanıklar hakkın-da ileme geçilmesi için neden bukadar uzun beklendii soru iare-tine neden oldu. Adaylar madem

Öcalan tarafından belirlenmiti,neden engellenmediler?

Bu operasyonun öne çıkan ikiyönü olduu görülüyor. BirincisiErgenekon operasyonuyla top-lumda oluan “Hükümet, elinde-ki polis ve savcıları kullanarakAtatürkçüleri içeri atıyor” tepki-sini dengelemek için “Bakın Hü-kümet teröre karı kararlı birmücadele yürütüyor” görüntüsüyaratmaktı. Bu operasyonun

ikinci yönü Cemaat’in seçim so-nuçlarına tepkisiydi. Emniyetiçindeki güçlerine dayanarakoperasyonu yaptılar. Cemaat’inbu operasyonla “Kürt sorunundaben bir tarafım ve muhatapbenim” mesajı vermeye çalıtııdeerlendiriliyor.

Genelkurmay Bakanı Org.Babu’un açıklamalarında yeralan ve birbiri ile ilgisiz gibi gö-rünen iki konu, bu gelimeler ıı-ında deerlendirilirse durum

netlik kazanıyor. Kürt sorunu veCemaat’in büyüyüp güçlenerekkendini güçlü görmesi sadece“çada yaamı” tehdit ettii içindeil, Kürt sorununda da kendinimuhatap görmesinde. Org. Ba-bu, öyle görünüyor ki, Cemaa-tin bu konuda inisiyatif sahibi ol-masını da ciddi bir tehdit olarakdeerlendiriyor.G

‘Cemaat, Kürt sorunundaaktör olmak istiyor’

Cumhuriyet Gazetesiyazarı Mehmet Faraç, Ay-dınlık’a Güneydou’dakiFethullah örgütlenmesinianlattı: “Fethullah Gülengrubu 2003’ten bu yanaKuzey Irak’ta, 2000 yılı-nın balarından itibarende Güneydou’da ciddibir faaliyet gösteriyor.Son dönemde cemaatinfaaliyetlerinin youn-laması ve Kürt sorunun-da bir aktör haline gelme-ye çalıması Ordu’nun da

tepkisini çekiyor. Çünküburadaki Cemaat’in Kuzey Irak’taki faaliyetlerinebakılırsa 13 tane koleji var. Yine cemaatin bazıkolları ihaleler alıyor. Barzanicilerle ciddi diyalog-ları var. Ortak konferanslardan biri Diyarbakır’dayapılacaktı. Tehdit üzerine yapamadılar. PKK veHizbulah, Fethullahçılara karı ortak hareket et-meye baladılar. Cemaat orada Said-i Nursi’nindini yapısını öne çıkarıyor. Buna karılık PKK özel-likle DTP mitinglerinde etnik yapısını öne çıkara-rak posterlerini taımaya baladılar. Burada Said-iNursi bölüülemeyen bir güç halini geldi.

Cemaatin hem devletin hem de Ordu’nun içinesızma çabası geçmiten bu yana biliniyor vePaa’nın tepkisi de bu kapsamda örgütlenmeninarttıı bir döneme denk geliyor. Kuzey Irak’ta gi-derek younlaan diplomasi çabalarını da gözönünde bulundurursak tepkinin dıa vurma döne-mi, bu 12. dalgaya rastlamıtır.

Uur Mumcu güneydou için “karanlık birkuyu” derdi. Hakikaten bu hale geldi. DTP operas-yonunun da bu gelimelerle alakalı olmaması müm-kün deil. Göz altına alınanların bir bölümü dahaönce örgütün da kadrosunda faaliyet göstermikiiler. öyle bir gerçek var artık ortada PKK’nın

dadaki 5-6 bin kiilik kadrosundan çok ehirlerde-ki milis yapılanması çok ciddi bir tehlike halinegeldi. Bu noktada DTP’nin milletvekilleri cemaatihiç olmadıı kadar hedef almaya baladı. Bu ope-rasyonu da Emniyet’in yaptıı düünülürse kimlerinönünün açılmak istendii ortaya çıkıyor. Çünkü Ce-maat Emniyet’in içinde oldukça kuvvetli. Güney-dou’da yoksul kentlerdekiler Barzaniciliin etkisiy-le Fethullahın okullarına götürülüyor. Cemaat’inKürt sorununda aktör olmaya balaması Abant top-lantılarıyla baladı. Daha önce bunun ekonomik vesiyasal alt yapısı oluturuldu. 2008’in ocak ayında

Diyarbakır’daki patlamadan sonra iki uçakla TUS-KOM’a balı 600 Fehtullahçı iadamı Diyarbakır’agötürüldü ve tonlarca gıda maddesi daıttılar bölge-de. Cemaatin bir kolejinde yapılan bu yardım top-lantılarına Diyarbakır Valisi de katıldı.”

Bölgede Fethullah Gülen

cemaatine bal

ilköretimden liseye kadar

çok sayda okul ve dersane

açld. Nil Koleji ve Sur

Dersaneleri bunlardan

bazlar. Kermes ve yardmorganizasyonlar alannda

etkinliklerini

younlatryorlar. Hüseyin

Gülerce’ye göre de Gülen

cemaatinin öncelii

Güneydou. “Cemaat”in,

gücünün önemli bölümünü

artk Güneydou sorununayönlendirdiini söylüyor.

M Diyarbakr’da cemaate bal etütmerkezlerinde ücretsiz eitim desteiverilen örenci says 140 bin.

Page 9: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 9/65

8 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

MEHMET BEDR GÜLTEKN

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlkerBaşbuğ’un 14 Nisan Günü Harp Akade-milerinde yaptığı konuşma değişik çev-reler tarafından oldukça farklı bir şekildedeğerlendirildi. Atatürk’ün millet tanı-mında yer alan “Türkiye halkı” ifadesi-nin, sayın Başbuğ’un konuşmasında

geçmesi üzerine koparılan fırtına ibretverici oldu.

Fırtına’yı koparanlar cahilliklerini deortaya koydular. TSK 1997 yılından iti-baren Atatürk’ün bu tanımını kullan-maktaydı. Daha da ötesi, birçok kışlamı-zın girişinde Atatürk’ün bu cümlesi ko-caman harflerle yazılıdır.

Ama üç kesim Başbuğ’un konuşma-sını doğru anladı ve daha ilk gündenbaşlayarak görüşlerini ortaya koydu.

1. Amerika’nın Ergenekon Operasyo-

nu için özel olarak çıkardığı Taraf gaze-tesinden Yasemin Çongar, Başbuğ’unkonuşmasının demokrat, çağdaş ve tu-tarlı olarak kabul edilemeyeceğini yazdı.Çongar’a göre Başbuğ “ılımlı vesayet re- jimi”ni savundu.

2. Zaman gazetesi “Demokratik ül-kelerde Genelkurmay Başkanı bu kadarilgi görmez” diye yazdıktan sonra Baş-buğ’un “cemaatler” konusunda yazdık-larından duyduğu rahatsızlığı açıkçayazdı.

3. DTP milletvekili Fatma Kurtulan iseBaşbuğ’un; “Türk Milleti,” “PKK” ve“Kürt sorunu” konusunda şimdiyekadar söylediklerinden farklı bir şey söy-lemediğini belirtti.

Yani sayın Başbuğun konuşmasında

verdiği mesajların asıl muhatabı olan ke-simler; anlaşılması gerekeni oldukçadoğru bir şekilde anladılar.

CEMAATLERİN, YANILTICI OLAN

“GÜÇ İMAJI VE ALGISI”

Kanımızca Sayın Başbuğun konuş-masındaki en önemli nokta “bazı cema-atlerin” faaliyetleri konusunda yaptığıtespitlerdir.

Genelkurmay Başkanı, bu cemaatle-rin “dini ve dini duyguları kendi amaçla-rı için alet ve araç olarak kullandıklarına”işaret ederek, bunların kendilerini çokgüçlü bir konumda gördüklerini belirt-mektedir.

Bunun bir “yanlış algı” olduğunu be-lirten sayın Başbuğ devamla, bu cemaat-lerin TSK’ni, önlerindeki en büyük engelolarak görüp saldırdıklarını, ama Türk Si-lahlı Kuvvetlerinin bu saldırılar karşısında“tepkisiz ve etkisiz” kalacağını düşün-menin en büyük yanılgı olacağını söyle-

di.Bu sözlerin muhatapları verilen me-

sajı hemen algıladılar. Onlar açısındanelbette bir sürpriz söz konusu değildi.TSK’ni hedef alan yayınlarını, Başbuğ’unkonuşmasından sonra da sürdürmeyedevam ettiler.

TÜRK MİLLETİ TANIMI

Orgeneral Başbuğ’un konuşmasındaAtatürk’ten alıntılayarak yaptığı TürkMilleti tanımı ilk defa yapılmıyor. Ertesi

gün manşetlerden bu konuşmayı “tarihiaçılım” olarak yayınlayanlar, aslında sa-dece kendi niyetlerini duyurdular. Üste-lik Başbuğ’un sözlerini çarpıtarak…

Orgeneral Başbuğ konuşmasında üs-tüne basa basa Atatürk’ün “TürkiyeCumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkınaTürk Milleti denir” sözünü kullandı. Bucümleden “Başbuğ; ‘Türk milleti’ yerine‘Türkiye halkı’ ifadesini kullandı” sonu-cunu çıkaranların hangi mantıktan hare-ket ettikleri açıktır.

Bazıları daha da ileri gitti. BaşbakanErdoğan’ın “Türk milleti” yerine “Türki-yeli” üst kimliğini önermesi ile Baş-buğ’un konuşmasının aynı olduğunuiddia ettiler. Zaman gazetesi ise Orgene-ral Başbuğ’un Türk milleti üst kimliğini

ret eden Prof. İbrahim Kaboğlu’nun gö-rüşlerini tekrarladığını yazdı.

Böyle yazanlar aslında kendi özlemle-rini ifade etmekten başka bir şey yap-madılar. İlker Başbuğ konuşmasının ilgilibölümünde, döne döne, Türkiye Cum-huriyeti sınırları içinde yaşayan bütünhalkın üst kimliğinin neden “Türk Mille-ti” olduğunu açıklamaktadır. Türk Mille-ti üst kimliğini reddedenlerin bu özlem-lerine ve görüşlerine Başbuğ’un konuş-masından dayanak aramaları ise en hafifdeyimi ile cahilliktir. Gerçekte ise ortadabir cahillik yoktur. Kasıtlı bir çarpıtmavardır.

Gelelim “Başbuğ’dan tarihi açılım”iddialarına: Bu da gerçeği yansıtmıyor.Atatürk’ün tamamen bilimsel olan, yanimilletin oluşumunu, tarih içinde siyasalve toplumsal bir eylemle açıklayan yakla-şımı, 1990’lı yıllarda ilk önce İşçi PartisiGenel Başkanı Doğu Perinçek tarafındanortaya çıkarıldı. Sayın Perinçek 1995 yı-lında Cumhurbaşkanlığına sunduğu“Kürt Sorununa Acil Kardeşlik Çözümü”başlıklı program önerisinde, Atatürk’ünbu millet tanımına değindi. Aynı yıllardaAydınlık ve Teori dergilerindeki çeşitli ya-yınlarla da bu konu işlendi.

Orgeneral Başbuğ’un

konuşmasında artılar, eksiler

Org. lker Babu

konumasnn ilgili bölümünde,

döne döne,

Türkiye Cumhuriyeti snrlar

içinde yaayan

bütün halkn üst kimliinin

neden “Türk Milleti” olduunu

açklamaktadr.

Türk Milleti üst kimliini

reddedenlerin, bu özlemlerine ve

görülerine Babu’un

konumasndan dayanak

aramalar ise en hafif deyimi ilecahilliktir. Gerçekte ise ortada

bir cahillik yoktur. Kastl bir

çarptma vardr.

FORUM

Page 10: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 10/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 9

Doğu Perinçek’in Kemalist Devrim di-zisi içinde çıkan “Kurtuluş SavaşındaKürt Politikası” adlı kitabında konu; çoketraflı olarak ele alınmıştır.

TSK ise 28 Şubat sonrasında DoğuPerinçek tarafından ortaya çıkarılan Ata-türk’ün millet tanımını kullanmaya baş-

ladı. Hatta birçok kışlada söz konusucümle büyük harflerle duvarlara yazıldı.

Yani Sayın Başbuğ TSK’nın 1997sonrasında kurum olarak defalarca dil-lendirdiği ve kışlalarına büyük harflerleyazdığı bir anlayışı dillendirmiştir. ElbetteSayın Başbuğ Atatürk’ten yaptığı bu“Türk Milleti” tanımını sadece bir cümleolarak tekrarlamamış, etraflı olarak veson derece doğru bir kavrayışla anlat-mıştır.

ETNİK KİMLİĞİN SİYASALLAŞTIRILMASI

Orgeneral Başbuğun etnik kimliğinsiyasallaştırılması konusunda yazdıklarıise Türkiye’nin yüz yüze olduğu bir tehli-kenin altının çizilmesi bakımından sonderece önemlidir.

“Etnik kimliğin siyasallaştırılması,başka bir ifadeyle siyasal temsil aracı ol-ması, toplumsal siyasal kimlik unsuru ha-line getirilmesi ise, devletle olan siyasetilişkisinin etnik kimlik üzerinden yapıl-ması demektir. Bu durum ise üst/ortakkimliğin tartışmaya açılması anlamına

gelmektedir. Lübnan, Irak ve Balkanlar-da hüküm süren istikrarsızlık ve şiddetsarmalı, etnik kimliğin siyasallaştırılması-nın ve bir ortak kimlik yaratılamamasınınsonucunda yaşanabilecekler için birörnek teşkil etmektedir.”

Genelkurmay Başkanı bu tespitleri ileTürkiye’nin yüz yüze olduğu bir tehlike-ye doğru bir şekilde ve doğru örneklervererek işaret etmektedir. Son seçimle-rin, etnik ayrışmanın siyasi temelde gide-rek derinleştiğini ortaya koyması, Sayın

Başbuğ’un bu uyarısının önemini artır-maktadır.

HUNTİNGTON KİMİN REFERANSI?

Orgeneral Başbuğ’un konuşmasındabaşka olumlu vurgulardan da bahsede-bilir. Ama olumlu vurguları burada bıra-kalım ve bu olumluluklarla pek de bağ-daşmayan bazı diğer noktalar üzerindeduralım:

Bunlardan birincisi; Sayın Başbuğ’unkonuşmasında başta Samuel Hunting-ton olarak başvurduğu referans kaynak-

larıdır. Diğer referans kaynakları daAmerikalı veya Batılıdır.

Samuel Huntington, son kırk yıldayeniden hortlayan vahşi kapitalizmin enönde gelen neo liberal teorisyenlerin-

dendir. Hatta birinci sıradaki simge teo-risyenidir de diyebiliriz. En önemli Teori-si meşhur “Medeniyetler Çatışması”dır.

Son dönemde Türkiye’mizi de hedefalan saldırgan emperyalizmin bu öndegelen Teorisyenini, yüz yüze olduğumuzsorunları anlamak için referans olarak

almak doğru mudur? Sayın Başbuğ’unaynı şekilde sivil asker ilişkilerinden bah-sederken Kennedy’yi, millet olgusundanbahsederken de Obama’yı referans ola-rak göstermesi de doğru değildir.

Sivil asker ilişkilerini Türkiye 20. yüz-yılın o çalkantılı ilk yarım yüzyılında olan-ca yoğunluğu ile yaşadı. Bu konudadoğruları ve yanlışları; belki de hiçbir ül-kenin tarihinde olmayan bir zenginliktegördü. Atatürk, kendisi bir asker olarakbu sürecin en başından beri içindeydi.

Daha sonra da bir “sivil” cumhurbaşka-nı olarak gerekli sonuçları çıkardı, çö-zümlere ulaştı ve sivil asker ilişkilerini biz-zat düzenledi.

Böyle bir “referans” dururken Ken-nedy de kim oluyor?

Kaldı ki biz bir ezilen Dünya ülkesiyiz,Amerika ise emperyalist bir ülke. Bütünpratiklerimiz farklıdır, birbirinin zıddıdır.Hiçbir neoliberal teorisyen veya emper-yalist siyaset adamı, Türkiye’nin gerçek-lerini anlamamızda referans olamaz.

Aynı şekilde, etnik ve dini farklılıklar

temelinde Türk milletinin ayrışması ge-rektiğini Türkiye’nin önüne koyan Oba-ma’yı, millet tanımını yaparken referansolarak göstermek de acı bir yanılgıdır.

ABD VE TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALAN TERÖR

Sayın Başbuğ’un, Türkiye’yi hedefalan terörün Kuzey Irak’tan üslendiğigerçeği ile Bölücü örgütün Avrupa’dakiparasal kaynaklarına ilişkin tespitleri deiyimserdir ve gerçekleri yansıtmaktanuzaktır.

Şu gerçekleri bir kez daha saptaya-lım:Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra

Amerika’nın Çekiç Güç’ü sayesindeIrak’ın Kuzeyinde üslenen Bölücülük,ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra daharahat hareket olanaklarına kavuşmuş,para, silah ve eğitim açısından bizzatABD tarafından desteklenmiş ve ABDpolitikalarının bir parçası olarak 2003 yı-lından sonra ara verdiği silahlı eylemleri-ne yeniden başlamıştır.

ABD, 2003 yılından bu yana Türki-ye’yi, Bölücülüğe karşı etkin askeri ön-lemler almak noktasında hep engelle-miştir.

Türkiye, “Aman bu gerçekleri belirte-rek ABD’yi açıkça hedef almayalım. O

zaman ABD doğrudan karşımıza geçerve daha çok zararlı çıkarız” anlayışıylahareket etti. 30 yıllık pratik göstermiştirki bu politika her geçen gün Türkiye’nindaha çok kaybetmesinden başka birsonuç vermemiştir.

Hiçbir şey DTP Eşbaşkanı Ahmet

Türk’ün Obama’ya, Kürt sorununun çö-zümü için geniş özerklik isteyen birdosya sunmasından daha uyarıcı ola-maz.

Avrupa Birliği’nin PKK’nın para kay-nakları konusunda da kendimizi aldat-maya devam ediyoruz. AB’nin hedefiaynı ABD gibi, Türkiye’nin etnik ve mez-hepsel temelde yeniden yapılandırılması-dır. Bütün politikaları bu temel hedefehizmet etmektedir.

KORUCULUK, ABD, IRAK, AFGANİSTAN

Orgeneral Başbuğun Türkiye’deki ko-ruculuk uygulamasından bahsederkenbunun doğru bir uygulama olduğunuABD’nin Irak ve Afganistan’da benzeruygulamalara girmesini örnek vererekanlatması da vahim bir anlayışın ürünü-dür.

ABD Irak ve Afganistan’da emperya-list bir işgalci olarak bulunmaktadır. Irak-lılar ve Afganistanlılar işgalci Amerika’yakarşı bir kurtuluş savaşı vermektedirler.

Biz ise kendi vatanımızda emperyaliz-

min desteklediği bir bölücü terör ile sa-vaşıyoruz.

Dolaysıyla Amerika’nın Irak ve Afga-nistan’daki uygulamaları ile Türkiye’ninDoğu ve Güneydoğu’daki tedbirleri ara-sında hiçbir benzerlik kurulamaz.G

Atatürk’ün millettanımı, çi Partisiprogramında var

Org. İlker Başbuğ’un konuşmasıylagündeme gelen Atatürk’ün millet ta-nımı, İşçi Partisi’nin Milli HükümetProgramı’nda aynen yer alıyor. Prog-ramın 4. maddesi şöyle:

“‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranTürkiye halkına Türk milleti denir’.Türkiye halkı, Kurtuluş Savaşı’nıbaşarıya ulaştırarak ve Cumhuriyet’ikurarak, Türk milletini devrimleoluşturmuştur. Cumhuriyeti kurmairadesine ve eylemine, eşit yurttaşlıkbağına, ortak milli kültüre ve birlikteyaşama arzusuna dayanan milli bir-liğimizi pekiştirmek ve kaynaşma süre-cini ilerletmek, özgürleşmenin ge-reğidir ve Milli Hükümetin görevidir.”

Page 11: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 11/65

10 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

ÖNDER ÖZTÜRK

13 Nisan günü Ergenekontertibinin 12. dalgası, üniversiterektörlerine ve Çada YaamıDestekleme Dernei (ÇYDD)’nekarı gerçekletirildi. Gözaltınaalınanlar arasında Prof. Dr. ErolManisalı, Bakent ÜniversitesiRektörü Prof. Mehmet Haberalile Giresun Üniversitesi Rektörü

Osman Metin Öztürk, eski rek-törler Prof. Dr. Mustafa Yurtku-ran, Prof. Dr. Ferit Bernay veProf. Dr. Fatih Hilmiolu,ÇYDD üyesi Prof. Dr. Aye Yük-sel, Doan Yayın Holding cra

Kurulu üyesi Tijen Mergen,ÇYDD 2. Bakanı Prof. Dr. FilizMeriçli, 68’liler Birlii VakfıGenel Sekreteri Namık KemalBoya ve TGB üyesi dört üniversi-te örencisi bulunuyordu.

Operasyonun ertesinde gaze-telerin çou “Çadalıa Darbe”(Cumhuriyet), “Bu kez hedef Çada Yaam” (Milliyet),“Çada Yaama Baskın”(Vatan) gibi manetlerle çıktı.

Yanda medya ise üniversiteleriiaret etti: Yeni afak, Habertürkve Sabah “Akademik Dalga”manetini atarken Zaman “Sondalga rektörleri aldı”, Star “Sarı-

kız’ın rektörleri”, Taraf “Postallıhocalar gözaltında” ve Bugün“Profesörleri dalga vurdu” ba-lıklarını kullandı.

SAVCILARIN SORULARI

Son operasyonda gözaltınaalınanların sorguları da dikkatçekici. Bata rektörler olmaküzere dier tüm üphelilere çiPartisi ve Dou Perinçek ya daTalat Paa Komitesi ile ilgili so-rular soruldu. Polis de, savcılarda “Talat Paa Komitesi’ni bili-yor musunuz?”, “Komite hak-kındaki fikriniz nedir?”, “Komi-te ne yapar?”, “Dou Perinçek’letanııyor musunuz?” vb. sorularüzerinde durdu.

Gözaltına alınan Prof. Dr.Mehmet Haberal, Prof. Dr. ErolManisalı, Prof. Dr. Ferit Bernayve Prof. Dr. Mustafa Yurtku-ran’ın da aralarında bulunduu 8

Cumhuriyete SaygYürüyüü, Ankara,25 Ekim 2003.

ERGENEKON TERTBNDE 12. DALGA

Hedef, üniversiteleritoplumsal mücadelenin dışına itmek12. dalga operasyonunda gözaltna alnanlarn sorgular dikkat çekici.Bata rektörler olmak üzere dier tüm üphelilere çi Partisi ve DouPerinçek ya da Talat Paa Komitesi ile ilgili sorular soruldu. Polis de,savclar da “Komite hakkndaki fikriniz nedir?”, “Komite ne yapar?”,“Dou Perinçek’le tanyor musunuz?” vb. sorular üzerinde durdu.

Page 12: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 12/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 11

kii tutuklandı. Sorguları ta-mamlanan 31 kii ise serbest bı-rakıldı

OPERASYONUN ŞİFRESİ

Üniversiteler cumhuriyetinkalesi olarak baından beri AKP

iktidarı tarafından hedef tahtası-na kodu. 3 Kasım 2002’de ikti-dar koltuklarına oturur oturmazgerici YÖK Yasa Tasarısı’nı gün-deme getirmiti. Ancak bu tasarı,büyük bir muhalefeti de berabe-rinde getirmi ve 25 Ekim2003’te Ankara’da bir arayagelen yüz bin kii AKP’yi uyar-mıtı. Yürüyüe cübbeleriyle ka-tılan öretim üyeleri ve rektörler,örencilerle el ele Cumhuriyetüniversitelerine sahip çıktılar.

Söz konusu yürüyü Atatürk-çü Düünce Dernei (ADD) veAnkara Üniversitesi’nin önderli-inde gerçekleti.

ÜNİVERSİTELER CUMHURİYETİN

KALESİ

Üniversitelerin tepkileri 25Ekim yürüyüüyle sınırlı kalma-dı. 2007’de gerçekleen Cumhu-riyet Mitingleri’ne gençlerin katı-lımı dikkat çekiciydi. Uluda

Üniversitesi Senatosu, eski rektörMustafa Yurtkuran döneminde,toprakların yabancılara satıla-mayacaını, üniversitelere tür-banla girilemeyeceini bildirenaçıklamalar yaptı. Ermeni soykı-rımını kabul eden yasayı meclis-lerinden geçiren Fransa protestoedildi, Uluda Üniversitesi’ninFransa’daki öretim üyeleri geriçarıldı.

Yurtkuran, ADD Genel Yö-

netim Kurulu üyesiyken emekliOrg. ener Eruygur’un tutuklan-masından sonra ADD Genel Ba-kanvekillii’ne seçildi. En songözaltına alınmadan iki gün önceyaptıı açıklamada, YÖK’ününiversiteleri bölme giriiminekarı çıkmıtı.

YEREL MİTİNGLERE ÖNDERLİK

Prof. Dr. Fatih Hilmiolu, ge-rici ve etnik yapılamaya, AKPhükümetinin özellikle dı politi-

kadaki uygulamalarına karıtavır aldı. KKTC’nin kurucuCumhurbakanı Rauf Denkta’ınkatılımı ile 2004 Nisan’ında ya-pılan etkinlik, Kıbrıs’a sahip

çıkma mitingine dönütü. Dierüniversitelerden de örencilerinkatılımı ile 10 bine yakın gençMalatya’da bir araya geldi.

Prof. Dr. Ferit Bernay’ın rek-törlüü döneminde OndokuzMayıs Üniversitesi’nde öretim

üyeleri ve örenciler Ankara veSamsun’da yapılan Cumhuriyetmitinglerine katıldılar. ADD’ninKaradeniz Bölge Koordinatörüolan Bernay, dernein bölge top-lantılarına da bakanlık etti.

EN AĞIR SUÇ

11-12-13 Nisan 2005 tarihle-rinde, nönü Üniversitesi’nde “1.Ulusal Atatürkçü Düünce Top-lulukları Çalıtayı” gerçekletiril-di. Üç üniversitenin rektörü deörenci topluluklarının birarayagelmesi için çaba harcadı. kinciçalıtay 3-4-5 Mayıs 2006’daUluda Üniversitesi’nde yapıldıve 19 Mayıs 2006 günü AnkaraÜniversitesi’nin ev sahipliindegerçekleen kurultayda gençler,Türkiye Gençlik Birlii (TGB)’nikurdular.

Yani rektörlerin suçları çokbüyük! Çünkü TGB, Atatürkçügençliin en örgütlü gücü haline

geldi. Dolayısıyla TGB’li gençlerde tertibin hedefi oldu. 13 Nisangünü yapılan son operasyondaTGB’den dört genç gözaltınaalındılar. Gençler, 16 Nisan ak-amı serbest bırakıldılar.

“OFİSİMDE ATATÜRK’ÜN İDAM

FERMANI ASILI”

12. dalgada gözaltına alınanBakent Üniversitesi RektörüProf. Dr. Mehmet Haberal’ı An-kara’dan 9. Cumhurbakanı Sü-leyman Demirel uurladı. UçaktaHaberal’ın önündeki koltuktaoturan gazeteci Can Dündar,Haberal ile yaptıkları sohbettenu cümleleri aktardı: “Uzun birkonumaydı ama aklımda kalan-lar içinde unu dedi: “Benim ça-lıma ofisime gelirseniz görürsü-

nüz, Atatürk’ün idam fermanıasılıdır. Böyle dönemler olur, dö-nemler geçer. Bazen ite idamfermanı imzalanır hakkınızda,bazen kahraman olursunuz. Bun-lar gelir geçer, biz hep buradayızmesajını verdi.”G

Aydınlık dergisi 2 Kasım 2003 tarihlisayısında, Gladyo’nun “Ordu Göreve”pankartıyla ilgili tertibini u ifadelerleaçıa çıkarmıtı:

“Elebaılıını Gökçe Fırat Çulhao-lu’nun yaptıı ADKF adlı küçük grubunsöz konusu pankartı açması, yürüyüe vemitinge yönelik bir provokasyondu. Pro-vokasyonun amacı, bir gün sonra rahat-lıkla anlaıldı. Kimse yürüyüün ve mitin-gin sloganlarından, cokusundan, younkatılımından bahsetmiyordu. Yürüyüe

en ön safta katılan rektörler darbeciliklesuçlanmaya balandı.

“Bu kıkırtma eyleminin amacı, ka-muoyunda da görüldüü gibi dört nokta-da özetlenebilir:

“1.Cumhuriyeti savunan üniversite vekitle hareketine karı üpheler yaratmak, buhareketi gözden düürmek ve baltalamak.

“2.Ordu’ya karı üpheler uyandır-mak ve Ordu’nun geni halk yıınlarıiçindeki saygınlıını zayıflatmak.

“3.Ordu içinde bölünmeler kıkırt-mak.

“4.Ordu’yu, Anayasa’da belirlenmi‘ülke güvenliini ve cumhuriyeti savunma’görevlerinde zaafa uratmak.

“Önümüzdeki dönem, yeni kıkırtma

eylemleri tertiplenebileceini bilmeliyiz.Halk hareketinin her türlü baıbozuk un-surlardan ve kıkırtıcıdan arındırılması vemerkezi bir disiplin içinde yürütülmesibaarı için arttır.”

25 Ekim mitinginden sonra

Aydınlık uyardı

L MehmetHaberal,

Tandoan mitingi,14 nisan 2007.

Page 13: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 13/65

12 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

Yirmili yalardaki dört gençkızın gözaltına alınmasıyoun tepkilere neden

oldu. Güne Gazetesi Rıza Zel-yut Ergenekon operasyonunu yü-rüten savcı Zekeriya Öz’e köe-sinden seslendi “Gençleri gözaltı-na aldırtmısınız. Bu kızlar ulu-salcı, yurtsever, cumhuriyetçi,antiemperyalisttir. Suçları Türki-ye Gençlik Birlii’ne üye olmala-rı mı? Bu üniversiteli örencileribile hükümeti devirmeye çalıansilahlı terör örgütü üyesi yapmagiriiminizi kamu vicdanına nasılkabul ettireceksiniz” diyen Zel-

yut milyonlarca ana babanın fer-yadını haykırıyordu. Vatan Ga-zetesi köe yazarı Can Ataklı vePosta Gazatesi köe yazarı Yaz-gülü Aldoan da köelerindengençlere olan desteklerini ilan et-tiler. Can Ataklı köesinde “Sor-dum, bu çocuklar TGB üyesiy-miler. Bu dernek Atatürkçü dü-ünceyi yayma amacıyla çeitli

etkinlikler yapıyor. Demek kibalantı buradan kurulmu” di-yerek tertibin gençlii neden

hedef aldıını açıklıyordu. Türki-ye Gençlik Birlii üyesi Aye EzgiDilek, Sibel Kanneci, Ceren Er-türk ve Melis Yalçın tertibin 12.dalgasında gözaltına alınıp sor-gulandıktan sonra Perembegünü saat 22.00’de savcılıktanserbest bırakıldı.

“TERTİPÇİLERİ TELAŞA DÜŞÜREN

ATATÜRK GENÇLİĞİNİN

GÜÇLENMESİ”

Son yıllarda Amerikan karıt-

lıının Türk gençlii içinde yüzdedoksanlara ulatıı dünyacakabul edilen bir gerçek. Fakatbelli çevreleri rahatsız eden esaskonuyu TGB Genel Bakan Yar-dımcısı Mehmet Bozkurt öyleifade etti “Ergenekon diye birörgüt olmadıına göre, Türkgençliinin politiklemesindenrahatsız olanlar vardır. Bunun

merkezi Amerika’dır. Gençlikiçinde Amerikan karıtlıı Oba-ma’ya ramen yüzde doksanlaraulamıken, Atatürk gibi olmakfikri de gençlik içinde yükselenfikirdir. te bu durum Ergene-kon tertipçilerini telaa düür-mektedir.”

TGB üyesi gençler adliyedençıktıklarında ilk söyledikleri u

oldu “Türk gençliinin birleme-sinden korkuyorlar. Biz Atatürkgenciyiz, Büyük Önderimizinbize verdii görevi yerine getir-meye devam edeceiz. Korkmu-yoruz! Bu kararlılık Türkiye’ningençlerinden bekledii kararlılıkve bunu sergileyen örgütün yöne-ticileri, üyeleri tertibin hedefin-de.”

“BU GENÇ KIZLAR

TÜRK GENÇLİĞİ’NE ÖRNEKTİR”

TGB üyeleri, arkadaları gün-lerce gözaltındayken, onlarıbiran olsun yalnız bırakmadı.Adliye önünde arkadalarınıbekleyen TGB üyelerine neler dü-ündüklerini sorduk. TGB’li Ra-

SORGULANAN TGB ÜYELER:

Atatürk’ün gençliğe verdiği görevi

yerine getireceğizErgenekon tertibinin hedefinde üniversiteleri savunma kararllnda enönde olan gençlerde yer alyor. TGB üyesi gençler adliyedençktklarnda ilk söyledikleri u oldu “Türk gençliinin birlemesindenkorkuyorlar. Biz Atatürk genciyiz, Büyük Önderimizin bize verdiigörevi yerine getirmeye devam edeceiz. Korkmuyoruz!”

“Bizler Cumhuriyet’in

deerleriyle yetimi,

derslerinde baarl,

Türkiye’nin uygarlk

seviyesinin yükselmesi için

çaba içinde olan

Cumhuriyet kzlaryz. Kara

Fatmalar, Nene Hatunlar,

Sabiha Gökçenleri örnek

alyoruz. Ergenekon

operasyonuyla gençliin

Cumhuriyet deerlerinden

uzak durmashedeflenmektedir.

Arkadalarmz bu yüzden

gözaltndadr.”

Page 14: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 14/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 13

mazan Kandöken arkadalarıiçin unları söyledi “Arkadaları-mızın 13 Nisan Pazartesi günüsabah saatlerinden sınava gide-cekleri vakit evleri basılmı, göz-altına alınmılardır. Bu arkada-larımızın ortak özellikleri Türki-

ye Gençlik Birlii (TGB) üyesi ol-malarıdır. Arkadalarımız DenizFeneri gibi bir davadan harampara yemediler, örenim görmekiçin burs aldılar, baarılı bir e-kilde örenim görüyorlar, gururduysunlar. Bu genç kızlar TürkGençlii’ne örnektir.” dedi.

“DENİZ FENERİ’NDEN

HARAM PARA YEMEDİK

OKUMAK İÇİN BURS ALDIK”

Pınar Akkoç ise “Bizler Cum-huriyet’in deerleriyle yetimi,derslerinde baarılı, Türkiye’ninuygarlık seviyesinin yükselmesiiçin çaba içinde olan Cumhuriyetkızlarıyız. Kara Fatmaları, NeneHatunları, Sabiha Gökçenleriörnek alıyoruz. Ergenekon ope-rasyonuyla gençliin Cumhuriyetdeerlerinden uzak durması he-deflenmektedir. Arkadalarımız

bu yüzden gözaltındadır.” dedi.Gün boyunca adliye önünde

arkadalarını bekleyen TGB üye-lerinin taıdıkları pankart ise ol-dukça ilgi çekti. “Deniz Fene-ri’nden haram para yemedik.Okumak için burs aldık” pan-kartı taıyan gençlere yoldangeçen vatandaların ilgisi haylifazlaydı. Kimi aracının kornası-na çalarak elik etti, kimi degençlerin yanına gelerek destek-

lerini belirtti.

AİLELER DE DESTEK VERDİ

Adliyedeki destee ailelerdekatılmıtı. Melis Yalçın’ın anneve babası gün boyu TGB üyele-riyle yan yana durarak kızınaolan desteini sürdürdü. Ezgi Di-lek’in annesi ise adliye çıkıındakızının yaptıı açıklamada dim-dik durarak Atatürk genci yeti-tirmenin gururu içindeydi.G

Page 15: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 15/65

14 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

Edebiyatçı, air, tiyatrocu,fotoraf sanatçıları, sinemasanatçıları, her kesimden

yazarlar ve bilim insanları Erge-

nekon tertibine karı seslerinidaha gür duyurmak için toplan-dı.

Sümerolog Muazzez lmiyeÇı, ressam ve gazeteci FikretOtyam, sinema oyuncusu TarıkAkan, tiyatro oyuncusu ve yönet-meni Ferhan ensoy, ressam b-rahim Balaban, yazar ve çevir-men Bertan Onaran, P GenelBakan Yardımcısı Avukat Cey-han Mumcu, yazar Meriç Velide-

deolu, stanbul Kadın Kurulu-ları Birlii Koordinatörü NazanMorolu, Prof. Dr. AhmetErcan, fotoraf sanatçısı ve yazarsa Çelik, sanatçı Ekrem Kahra-man, ressam Muzaffer Akyol,

yazar Erol Toy, Sinema Yapımcı-sı Arif Keskiner’in de arasındaolduu sayıda aydın DemirtaCeyhun, Müjdat Gezen ve Esin

Afar’ın yönetiminde bir arayageldi.

Bulumanın ilk adımı 30Ekim 2008’de Silivri Cezaeviönünde balatılan “YurtseverAydınlar Serbest Bırakılsın”kampanyasıyla atılmıtı. Kam-panyaya 400’e yakın yazar, sa-natçı ve bilim insanı imza attı.

15 Nisan 2009 Çaramba sa-bahı, Taksim The MarmaraOtel’de, kahvaltıyla balayan bu

yeni bulumada aydınlarımızdaha kaygılı, fakat daha karar-lıydı. Bu kararlılık aralarındakisohbetlere de yansıyordu: GünCumhuriyeti savunma günüdür,gün ülkemizin aydınlarının birlik

ve görev günüdür.

“BİR DEVLET TERÖRÜ”

Muazzez lmiye Çı, salonahaykırıyor: “Bir devrimin içinde-yiz. Bir Rönesans yaptık, bir eko-nomi devrimi yaptık, bunları ta-mamlayacaız. Bizim devrimimi-zin yanında Fransız devrimi çokküçük kalır. O bile yüz yılda ta-

mamlanmıtır. imdi bir karı-devrim var. Bu bir devlet terörü-dür. Bunu da aacaız.”

Müjdat Gezen, konumasınabalarken, uygarlık tarihindeeine az rastlanır türden yaadı-ımız hukuksuzluu, öyle dilegetiriyor: “Aksi ispat edilinceyekadar herkes suçludur!” Tiyatro-muzun büyük ustası bu tanımla-masıyla, Yargıtay Onursal Ba-savcısı Vural Sava’ın Ergenekon

tertibi için söyledii “Faizmötesi bir durum bu! Çünkü faiz-min de kanunları vardır.” sözle-riyle aynı noktada buluuyor.

Esin Afar, 12 Eylül’den

L Toplantnnyöneticileri MüjdatGezen, DemirtaCeyhun, Esin AfarSümerologMuazzez lmiyeÇ’la birlikte.

(Fotolar:Alpay Tulu)

SANATÇI, YAZAR, BLM NSANLARI YURTSEVER AYDINLAR ÇN BRARAYA GELD

‘Ergenekon tertibine karşı

alanlara inmeliyiz’Meriç Velidedeolu’nun “Alanlara inip eyleme geçmeliyiz. Yasalar bize buhakk tanyor!” sözleri salonda yanklanyor, alk tufan kopuyor. Belli kiaydnlar Cumhuriyet mitinglerini daha büyük katlmlarla gerçekletirmeyecan atyor. Art arda kürsüde ortak tavr dile getiriyorlar: Ergenekon tertibi birABD projesidir. Hedefinde Türk Milleti vardr.

Page 16: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 16/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 15

sonra, Aziz Nesin’in öncülüün-de hazırlanan “Aydınlar Dilekçe-si”nin nasıl hazırlandıını ve su-nulduunu anlatıyor. O günlerlebu günleri kıyaslıyor ve diyor ki:“Türkan Saylan gibi insanlarüzerinden soruturma yapılıyor.

Cumhuriyetimize yakımadıbütün bunlar.”

“HEDEFTE ATATÜRK”

Edebiyatımızın usta kalemiDemirta Ceyhun, 12 Mart ve12 Eylül’ü gölgede bırakan birdarbeyle karı karıya olduu-muzu vurguluyor: “Bu bir ikti-dar deil, rejim mücadelesidir.Türkiye’de bir operasyon yapılı-yor, Kurtulu Savaı ile kurdu-umuz Cumhuriyetin rövanıalınıyor. Atatürk hedef tahta-sında. Cumhuriyetin en temel il-kesi olan ‘ulusalcılık’ terör kap-samına alınmı, Cumhuriyetinbütün deerleri ayaklar altındaçineniyor.”

Tarık Akan ise canı yanarakunları söylüyor: “ÇYDD’nin ye-titirmi olduu 20 bin çocuk‘Iık Evleri’ne gidene dek bunlarböyle uraacaklar mı? Banagöre uraacaklar. Bu ülkede bi-

razcık olsun hareket etmek iste-

yen insanları nasıl hareketlendi-receiz? Yatıp kalkıp bunu dü-ünmek lazım.”

68’liler Birlii Vakfı BakanıSönmez Targan’ın yüzünde biraydın öfkesi. Diyor ki: “ABD, ic-raatlarına ses çıkartacakları tu-tukluyor. Emir Amerika’dan ge-liyor.” Prof. Tolga Yarman alı-yor sözü: “ABD, bölgemizdekiyeni saldırılar için Türkiye’yi de-netim altında tutmak, muhalifle-ri susturmak istiyor.”

Salondan sesler yükseliyor:“Bu devlet terörüdür. Devletkendi varlıını ortadan kaldır-mak mı istiyor?”

çi Partisi Genel Bakan yar-dımcısı Avukat Ceyhan Mumcu

konuuyor. Ergenekon tertibiyle

ehit edilen Prof. Dr. UçkunGeray hocamıza selam yolluyor.Ardından bu dava temelindençökmülüüne vurgu yapıyor.“Savcılar hatalarını kabul vebeyan etmilerdir,” diyor.

Ceyhan Mumcu sözlerinin so-nunda salona bir çarıda bulunu-yor: “çi Partisi Genel BakanıDou Perinçek, önemli açıklama-lar yapacaı 21 Nisan, Salıgünkü durumaya aydınlarımızıdavet ediyor. Hepimiz orada ola-caız.”

“ALANLARA ÇIKALIM”

Mikrofonda Meriç Velidede-olu görünüyor: “Alanlara inipeyleme geçmeliyiz. Yasalar bize

bu hakkı tanıyor!” sözleri salon-

MUAZZEZ LMYE ÇI (Sümerolog)

El ele yeneceizEl ele verirsek, nasıl ki Kurtulu Sa-

vaı’nda millet el ele verdi, bunu da ye-neceimizi zannediyorum.

Dou Perinçek’i çok selamlıyorum.nallah bu durumdan hayırlısıyla kur-tulur diyorum.

Kalbim hep onunla.Bir an önce serbest bırakılmaları

art. Onlar orada durdukça benimiçim gidiyor.

FKRET OTYAM (Gazeteci-Ressam)

Silivri’de yeni bir üniversitekuruluyor rektörü Perinçek

ktidara sahip olanlar okumayı veokutmayı çok seviyorlar. Silivri yer-lekesinde yeni bir üniversite kuruyor-lar: Gül-Tay üniversitesi. Ve buraya

hoca lazım. Ötekiler görev baında,emeklileri topladılar ama bunun rektö-rü kim olacak. Ben rektör adayı olarakDou Perinçek’i öneriyorum. Çünküen eski mahpushaneci o orada.

MERÇ VELDEDEOLU (Yazar)

Sahalara inmeliyizBurada konuulanları hep biliyo-

ruz. Hep bunların bilincindeyiz, helebiz aydınlar. Pekiyi ne yapacaız? Yanisadece konuacaız, bildiriler ortayakoyacaız, basın açıklamaları yapıl-

makla mı geçireceiz? Ondan sonraduracak mıyız? Hayır. Bütün örgütler,isterse 3 kiilik dernekler olsun, bütündernekler bir araya gelmeli ve sahalarainmeliyiz. Kanunların bize gösterdii,

Page 17: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 17/65

16 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

yasaların bize gösterdii yönde bir-leerek sahalara inmeliyiz.

MÜJDAT GEZEN(Oyuncusu-Yönetmen)

Sıkıysa beni de alsınlarSavcıları, bu hâkimleri kimlere ikâyet

edeceimiz konusunda kukularım var.Tuz kokarsa ne yapacaız? Geçenlerde

oyun oynuyordum sahnede, MusatafamKemalim oyununda seyircinin biri baırdı,benim söylemlerim üzerine. Ergenekon’aalırlar seni dedi, sıkıysa alsınlar dedim ben

de. Sıkıysa alsınlar, ne yapalım.

TARIK AKAN (Sinema Oyuncusu)

Nasıl hareket edeceiz?Amerika bakanı geldi. Bütün gazete-

lerde ay ne güzel BOP kalktı da, ılımlıslam artık konuulmuyor da gibi gibi laf-lar. Pekiyi 1980’den bugüne kadar bizimüzerimize yüklemi oldukları faturayı, bu

ülke nasıl ödeyecek. Biz bu ülkede biraz-cık olsun hareket etmek isteyen insanları,nasıl hareketlendireceiz? Yatıp kalkıpbunu düünmek lazım.

BRAHM BALABAN (Ressam)

Yaasın hürriyet,yaasın Cumhuriyet

Ergenekon denilen bir kapan kur-mular… Duyduk duymadık demeyin.Burada ben varım. Burada Balaban var.60 yıldan beri resim yapan Balaban var.

Hiç kimsenin umurunda deildi. Evetalmılardı. Ne zaman? Bundan otuz seneevvel. Yaasın hürriyet, yaasın Cumhuri-yet, Atatürk’ün izine devam edilecektir,devam ediyoruz.

da yankılanıyor. Ve ardından alkıtufanı kopuyor. Belli ki aydınlarCumhuriyet mitinglerini dahabüyük katılımlarla gerçekletirme-ye can atıyor.

Yazarlarımız art arda kürsüyegeliyor ve aynı ortak tavrı dile ge-

tiriyorlar:Ergenekon tertibi bir ABD pro-

jesidir. Hedefinde Türk Milletivardır, Atatürk vardır.

KAMPANYA SÜRECEK

“Yurtsever Aydınlar Serbest Bı-rakılsın” kampanyasının sözcüsüair Hüseyin Haydar Aydınlık’averdii demecinde aydınlarımızau mesajı iletiyor: “Listemizde im-zası bulunan Prof. Dr. Uçkun Ge-

ray’ı 2 ubat 2009 günü Ergene-kon Tertibine ehit verdik. mzacıaydınlarımızdan Prof. Dr. ErolManisalı hocamız ise 12. Terördalgasıyla tutuklu bulunmaktadır.Kampanyamız yurtsever aydınları-mız serbest bırakılana kadar süre-cektir. Yazar, sanatçı ve bilimcile-rimizi kampanyamıza katılmayaçaırıyorum. Bunun için: [email protected] adresi-ne bir ileti göndermeleri yeterli-dir.”G

Cüneyt Akalın Doç. Dr.,Tarık Akan SinemaOyuncusu, Nuriye Akev,Hasan Basri Akgiray E.

Milletvekili-Yazar, SevdaAktolga Sinema Oyuncu-su – Yönetmen, MuzafferAkyol Ressam, M. CanAkyolcu Prof. Dr., Zey-nep Aliye Yazar, M.Canan Arın Avukat , EsinAfar Aral Sanatçı, smetArslan Yayıncı, BelkısAy, brahim Balaban Res-sam, Deniz BanoluYazar, Erkan Bayraktar

Dr. , Bedri Baykam Res-sam , Zekeriya BeyazProf. Dr., Zafer BilginSanat Eletirmeni, Musta-fa Bilgin Karikatürist,ehnaz Bolkent, RozerinBolluk Yayıncı, Melis Bo-yacı, Bengi Bugay Prof.Dr., Servet Cömert E.General, Tuncer Cüce-nolu Tiyatro Yazarı, Ser-pil Çaın, Muazzez lmi-

ye Çı Sümerolog, Haluk

Dural E. Devlet PlanlamaUzm. Aratırmacı Yazar,Rütü Erata Sunucu, Safi-ye Mine Erbudak, Ahmet

Ercan Prof. Dr., YücelErdener E. Milletvekili,Aye Erel, Mualla Erkut,Yıldıray Eer, A. HakanGanimgil Yayıncı, BahriGenç Ressam, MüjdatGezen Tiyatro Oyuncusu – Yönetmen, CemalettinGöbelez Prof. Dr. -Mü-zisyen, M. Gül Göbelez,Firdevs GümüoluYazar, Nihal Güres Res-

sam, Hüseyin Haydarair, Ekrem KahramanRessam, Ahmet Kalkan,Saliha Karakuzulu Avu-kat, Ufuk Karali SinemaOyuncusu, Caner KaravitDoç. Ressam, Yalçın Ka-rayaız Prof. Dr. Sanatçı,Arif Keskiner Yapımcı,Ceyhan Mumcu Avukat,Seyit Nezir air, rfanOkan Ressam, Eren

Omay Prof. Dr., Bertan

Onaran Yazar, TülinOnat Prof.Dr. Ressam,Fikret Otyam Gazeteci-Ressam, Turan Özlü Ulu-

sal Kanal Gen. Yay.Yönt., Sarper ÖzsanProf.Dr. Müzisyen, Zer-rin Öztürk Avukat, ulePerinçek ATABE Genel Yayın Yönetmeni, Mu-harrem Pire Ressam,Nurperi Sancak Avukat,Ahmet Sarıkamı, TahsinSevindik, Osman ahinYazar, Sönmez Targan68'liler Birlii Genel Ba-kanı, Canan Tekin Altı-nel, Erol Toy Yazar,Alpay Tulu Fotoraf Sa-natçısı, Aydeniz TuskanUSTKB Genel Bakanı,Mehmet Ulusoy Aratır-macı Yazar, Atıf UralProf. Dr., Sadık Usta Ya-yıncı, Meriç VelidedeoluYazar, H. Hüseyin Yal-vaç air, Tolga Yarman

Prof. Dr.

Katılımcılar

Page 18: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 18/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›kG 17

Ergenekon’da 12. dalganın aydın 

ve yazarlar üzerinde etkisi nasıl oldu? Ergenekon tutuklamaların temelsebebi, ülkeyi muhalefetsiz bırakarak,muhalif yazarları içeride tutmaktı. Dik-kat ederseniz Azerbaycan’la ilişkileriAmerika için bozuyorlar. Yine bir gizlianlaşma çıkıyor, Türkiye bu kadar tep-kiliyken Dışişleri’nden de bir açıklamayok tahmin ediyorum kapı aralarından

bir şeyler söylemişler. Yüzyılların kardeşliğini Amerikan çıkarla-rına tercih ettiler. İşte Ergenekon’u bunun için yaptılar. Türki-ye’yi tepkisiz bırakmak…

Ergenekon’un 12 dalgasında Türkiye’nin yüz akı diyeceği-

miz ÇYDD yöneticilerinin alınması, diğerlerinden daha büyükinfial yarattı. Türkiye’nin güzelliklerini sayarsak, özellikle eğiti-me dönük sivil çabalar hepimizin hazinesi niteliğinde. Hepimiziçin çok değerlidir. Hayatını cüzamla savaşa adamış ve şimdikanser hastası olan birinin evinde bu tür aramalar ise herkesiderinden etkiledi. Bu kadar gelişmişliğimize rağmen, medya-iletişim ortadayken hasta bir kadına yapılan zulüm ve gaddar-lık çok net bir şekilde ortada.

İMTİYAZLI BİR TAKIM KONUŞMALAR BAŞLADI

Ancak tuhaf şeylerde var. Bazı yazarlar ağız değiştirmeyebaşladılar. Ergenekon Davası’nı savunur gibiydiler şimdi ne olu-

yor demeye başladılar. İmtiyazlı bir takım konuşmalar başladı.Türkan hanımı niye aldınız diye yazdılar, sanki daha öncekilerinbir suçu varmış gibi. Hatta daha ileri gedenler oldu. “Şimdiyekadar aldıklarınız normaldi Türkan hanımı almayın da öbürlerinedevam edin” gibi imalarla konuşma ve yazılar ortaya çıktı. Bunuben şöyle karşıladım ve kendi kendime şöyle düşündüm: ‘de-mekki Türkan hanım sosyetenin Kemalisti, Doğu Perinçek veTuncay Özkan varoşların Kemalisti.’ Birileri hak ediyor. Öbürühak etmiyor gibi bir saçmalık dolaşıyor ortalıkta. Oysa adalet veeşitlik isteyen herkesin haksızlıklar karşısında tavrı aynı olmalıdır.Burada aydınlarımızın ne kadar zaaflı ve kompleksli oldukları or-taya çıktı. Doğu Perinçek’in, Tuncay Özkan’ın yada NihatGenç’in fikirlerini beğenmiyor olabilirsiniz. Ama hukuk karşısın-

da ona ayrı buna ayrı davranamazsınız. Aydın dediğin, Türki-ye’de hangi mesleği yapıyor olursa olsun haksızlığa uğrayan her-kese sahip çıkmalıdır. Türkiye’de demek ki eşitlik ve adalet fikriaydınlarda hiç oturmamış. Daha önce alınanların bir suç isnadıvar mı? Ortaya çıkan bu tablo Türk aydınının karakterini ortayaçıkartması bakımından acıtıcı bir nokta…

ŞİMDİ BAŞKA YERLER ARANMALI

Ergenekon süreci şoklarla başlamıştı. Fakat iddianameler zaman-la ‘ithamname’ye dönüşmüş durumda. Sonra ikinci fasılda bir hayalkırıklığı oldu. Çünkü kuyuları kazıyolar. Yok. Evleri toplayıp bilgisa-yarları götürüyorlar. Yine yok. Bütün muhalif kanalların işini bitirme-ye çalıştılar. Kanal Biz’in sahibini aldılar, ART’nin sahibini aldılar, Ulu-

sal Kanal’ın başındaki, en değerli insanları aldılar ve evraklarını topla-dılar ama ellerinde hiçbir suç delili bulamıyorlar. Demek ki yanlış yer-leri arıyorlar. Şimdi başka yerler aranmalı. Cemaati ve ona yakın pol-isleri arasınlar. Kendileri için tahmin edilemeyecek yerlere baksınlarburadan bir şeyler çıkartacaklarını düşünüyorum.

İddianame bir görünmeyeni ortaya çıkarma teziyle geldi. Yani Er-

genekon diye görünmeyen bir örgüt var. Bu örgüt bazı işler yapmış.Ama üç dört yıldır elinde çok büyük imkanlar olmasına rağmen. Sav-cılar, polisler gece alma, gündüz alma, her şey ellerinde olmasına rağ-men bu görünmez örgüte yönelik delil oluşturacak hiçbir şey önü-müze koyamadı.

Bu soruşturma 70’lerden başlayan ama asıl 80’lerde gelişen siya-sal İslam’ın son çırpınışları. Vuruşa vuruya çekilmek istiyorlar kendile-rince. Ve giderayak memleketi altını üstüne getirmek istiyorlar. Bütündeğerlere saldırmak istiyorlar. Çünkü bunların yazarlarına bakıyoruz,hiçbirinin iddiası kalmadı enteresandır demokrasi kelebeği gibi ko-nuşmaya başladılar. Ama sadece bu dava sürecinde konuşuyorlar. Ki-taplarına ve yazılarına bakıyoruz siyasal İslam’ın beyni tam anlamıyladurdu. Kalp atışları da iki üç yılda duracak. Can çekişiyorlar. Ve birdaha gelmemek üzere bu topraklardan çekip gitme hazırlıklarını ya-

pıyor. Giderken de ne Cumhuriyet değeri varsa, demokrasi gibi altınıüstüne getirmeye çalışıyorlar. Tüyler ürpertecek iddialarla şok şokprogramı yapan televizyonların nasıl rezil, kepazelik ve hile içinde ol-duklarını Türkiye halkı gördü. Buradaki sevindirici gelişmede budur.Gerçek yüzleri göründü.

HALKA ÇOK PİS KOKULARI DA HAZMETMEYİ ÖĞRETİYORLAR

Orta Anadolu’da çok küçük bir kasabada mitinge katıldım. Bele-diyeye ait tek hizmet binası bir tuvaletti, içeriye pislikten bir adım bileatılmıyordu. AKP yönetiyor burayı, insanlar herhalde burayı görür vebunlara oy vermezler diye düşündüm. Sonra miting oldu geri dön-dük. Sonuçlarına baktık yine AKP kazanmış. Bu pisliğe rağmen nasılkazanıyor bunlar. Hırsızlığa, pisliğe ve cehalete karşı susturulmuş, sin-

dirilmiş ve makul gören bir kitleye işbirlikçi ve yandaş medya bunlarıöğretiyor. Halka çok pis kokuları da hazmetmeyi öğretiyor. Onu mi-desi kaldırsın istiyor.

İNSANLIK SUÇU İŞLEYENLER

Halkımız bu davanın adını koydu. 99 yanlış 1 doğru. Tabi ki her-kes merak ediyor Cumhuriyet’e bombaları kim koydu. Uğur Mum-cuları kim öldürdü. Ama bu tabi ki buradan çıkmayacak. Tersindenbir süreçle bir doğruyu 99 doğru yapınca çıkacak. İkinci iddianameaçıklanınca mesela Mehmet Ali Birand gibiler çok sevindi. ‘Hah niha-yet buldunuz odağını. Darbeden hareket edin öbürleri o kadarönemli değil’ dediler. Bir nevi iddianame de tenzilat yaptılar. Bu id-dianameden onlarca insan içerde. Çok kötü koşullarda içeride yatı-yorlar. Sesleri çıkmıyor, dilekçeleri gelmiyor. Medya buralarda değil.Sözde hukuka saygı diye bilim adamları düşünürleri tam anlamıylakodeste tutuyorlar. Ama Ergenekon denmesi yasaklandığı halde,bunun yalan olduğunu herkes kabul ettiği halde, bu sürecin hala sü-rüyor olması hükümet için artık bir çıldırma noktasıdır. Süper savcılariçinde bu geçerli.

Ama onların değil bizim iddialarımız halk tarafından kabul edi-liyor. Karşı iddianameler yazıldı bile. Bizde bununla iktidara gelece-ğiz. Ben ömrüm boyunca siyaset yapmayacağım diyordum, amaartık bu soruşturmadan sonra milletvekilliği yapmaya karar verdim.Ve ilk yapacağım iş insanlık suçu işledikleri için, parlamento içindeseri soruşturmalar açmak olacak. Ama asıl yapacak iş, Amerika

2003’te Irak’a girerken yüzlerce yazar destek verdi. Bu gün o tel-evizyonlarda yüzünü gördüğümüz liberal yazarlar bizatihi Ameri-kan ordusuna destek verdiler. Savaşı kışkırttılar. Ve bunların hepsibir buçuk milyon insanın ölümünden de sorumludur. O soruşturmakapsamındalar. Bu günkü savcılar gibi kazmaya gerek yok arşivler-de duruyor. Haftaya bu konuya devam edeceğim…G

Türkan hanımı almayın da…Şimdiye kadar aldıklarınızın suçu?

BİR SORU BİR CEVAP

NİHAT GENÇ

Page 19: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 19/65

18 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

Çada Yaamı DesteklemeDernei (ÇYDD) BakanıTürkan Saylan’ın evi ara-

nırken, komuları ellerinde Türkbayrakları ve Atatürk posterle-riyle evin önünde toplanıp, slo-

ganlarla Saylan’a destek verdiler.Emniyet görevlileri, aramadansonra yuh sesleri arasında “uur-landılar”.

TGB üyeleri, haberi duyarduymaz ÇYDD Genel Merkeziönüne gelip tertibi protesto etti-ler. Son operasyonda 4 üyesi göz-altına alınan TGB’liler, dahasonra Beikta Adliyesi önünde“Deniz Fenerinden Haram Ye-medik, Okumak çin Burs Aldık”pankartı açtılar.

“DAHA DA GÜÇLENEREK ÇIKACAĞIZ”

Çada Yaamı DesteklemeDernei’nden yapılan açıklama-da u satırlara yer verildi:

“Derneimiz hak etmedii bu

uygulamadan 93 ubesi 17 binüyesi, eitimine destek verdiibinlerce örenci ve çok sayıdasaygın destekçisiyle çok dahagüçlenerek çıkacak. Ve ülkemizgerçek bir hukuk devleti olunca-

ya dek var gücüyle çalıacaktır.”“ECZACILARIZ, ÜZERİMİZE DÜŞENİ

YAPACAĞIZ”

Eczacılar Odası stanbul Üni-versitesi Eczacılık Fakültesiönünde basın açıklaması düzen-ledi. Oda Bakanı Semih Güngör“Türkiye’nin demokratik, laik,sosyal bir hukuk devleti olmak-tan her geçen gün bir adım dahauzaklamasını durdurmak üzere,biz bu ülkenin eczacıları olarak

üzerimize düeni yapacaımızıbir kez daha bildiriyoruz” dedi.

stanbul Üniversitesi ÖretimÜyeleri Dernei, Tüm ÖretimElemanları Dernei stanbul u-besi, CUMOK, Eitim- ve TBG

14 Nisan’da yaptıkları basın

açıklamasında “Operasyonlarınasıl hedefi Türkiye Cumhuriyeti”dediler. Açıklama sonrasındaCUMOK adına Pervin Öztabak,TÜMOD stanbul ube BakanıCüneyt Akalın, Eitim- 1 Noluube Bakanı Ali Saraç ve TGBGenel Bakan Yardımcısı Meh-met Bozkurt söz alarak tepkileri-ni dile getirdiler.

RİZELİ HEMŞEHRİLER…

Bakent Üniversitesi RektörüProf. Dr. Mehmet Haberal’a Ri-zeli hemerilerinden de destekgeldi. Pazar’da bir araya gelenSubaı köylüleri “Tayyip aır-ma, sabrımızı taırma”, “Seniniçin Davos, bizim için sen bittin”sloganlarıyla, kaymakamlıa yü-rüdüler.

ZONGULDAK, ADANA…

Zonguldak’ta DemokrasiPlatformu’nun yaptıı eylemeCHP, SHP, çi Partisi ve Türki-ye Gençlik Birlii de katıldı.Açıklamayı Çada Yaamı Des-tekleme Dernei Zonguldakube Bakanı Gülderen Ar yaptı.

CHP Adana l Bakanlıı ta-

12. DALGAYA YURT ÇAPINDA TEPK

‘Biz de mücadeleye varız!’Ergenekon tertibinde akademisyen ve eitimcileri hedef alan sonoperasyon, stanbul’dan Rize’ye, zmir’den Adana’ya, yurttalarn katldbasn açklamalaryla protesto edildi. Hacettepe ve Bakent üniversitelerininsenatolar ve kitle örgütleri yönetimleri, yazl açklamalar yaptlar.Ankara’dan iki sanayici örgütü de, tertibe birlikte tepki gösterdiler.

Page 20: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 20/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 19

rafından düzenlenen eylemde, lBakanı Serdar Seyhan, AKP kar-ıtı her türlü oluumun Ergene-kon kapsamına çekildiini söyle-di.

İZMİR BUCA…

zmir’de CHP, DSP, SHP, P,BCP, HYP, ADD, Eitim-, Tür-kiye Emekli Astsubaylar Derne-i, Cumhuriyet Kadınları Derne-i, TGB’nin yer aldıı Buca Cum-huriyetçiler Birlii, 15 Nisan’daortak basın açıklaması düzenle-diler. ADD Yönetim KuruluÜyesi Ahmet Hamdi Altınba,Ergenekon savcılarının kullandı-ı yöntemlerin ancak sıkıyönetimdönemlerinde uygulanacaını be-lirtti.

MUĞLA

çi Partisi Mula l BakanıAv. Yüksel Sarı ve parti üyeleri,önce ADD Mula ubesi’ne des-tek ziyaretinde bulundular. Ziya-retin ardından parti binasındayaptıı basın açıklamasında Av.Sarı öyle konutu: “AKP iktida-rı en koyu faist yönetimlerdebile görülmeyen bir azgınlıklamilletimizin üzerine saldırıyor.

Nerede demokrasi, nerede insanhakları, hukuk nerede?”

Hacettepe ve Bakent üniver-sitelerinin senatoları, kitle örgüt-leri yönetimleri, operasyonu kı-nayan, mücadele çarısı yapanaçıklamalar yaptılar:

HACETTEPE ÜNVERSTESSENATOSU:

Üniversiteleredayanması kaygı verici

Ergenekon Soruturması ne-deniyle yaananlar, tanık olunan

durumlar ve medyaya yansıyanhaberler, soruturma sürecindekiher ‘dalga’nın ülke gündeminideitirmeye yönelik olduu izle-nimini vermektedir. Mevcut or-tamın demokratik yapısına gide-rek zarar veren bu tutumun son

olaylarla üniversitelerimizekadar dayanması kaygılarımızıdaha da arttırmaktadır.

BAKENT ÜNVERSTESSENATOSU:

Rektörümüzün

arkasındayızÜlkemizde bir süredir planlı

bir biçimde sürdürülen gözaltılarve tutuklamalar, sadece kaçmasıönlenmek istenen zanlılara yöne-lik deildir. Düünebilen ve üre-tebilen beyinler tutuklanmaktave gözaltına alınmaktadır. Ba-kent Üniversitesi Senatosu olarakülkemizde hukuk devletinin vehukukun üstünlüü ilkesinin ge-çerli olduu inancını koruyarak,

yapılan hukuk dıı uygulamalarınefretle kınıyor, Rektörümüzünarkasında olduumuzu ve onuneserlerine sonuna kadar sahip çı-kacaımızı kamuoyuna saygıyladuyuruyoruz.

TÜRK TABPLER BRL:

Kaygı duyuyoruzÜlkenin yükseköretimine

büyük özveri ile hizmet sunanla-

rın savcılıa davet edilerek bilgi-lerine bavurulması yerine, evlerive çalıma yerleri basılarak göz-altına alınmalarının gerekçelerinive eklini anlamakta güçlük çeki-yoruz. Deiik üniversitelerde

Page 21: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 21/65

görev yapan ve temel amaçlarıbu ülke için nitelikli insan gücüyetitirmek ve hizmet etmek olanbu akademisyenlere yönelik yak-laımdan kaygı duyduumuzukamuoyu ile paylaıyoruz.

ULUSAL HEKM BRL

Omuz omuzamücadele edeceiz

Cumhuriyetimizin temel de-erlerinin, ulusal baımsızlık vebütünlüümüzün yılmaz savunu-cuları, bata deerli meslektala-rımız olmak üzere, tüm yurtseverve Kemalist bilim insanı ve ay-dınlarımız üstünde estirilenhukuk dıı baskıları iddetle kını-yoruz. Ulusal Hekim Birlii ola-

rak onlarla dayanıma içinde ol-duumuzun ve bundan sonrakimücadelelerinde de omuz omuzaolacaımızın bilinmesini isteriz.

K SANAY ÖRGÜTÜNDEN

ORTAK AÇIKLAMA:

Yargısal süreç gereksiz

hale getiriliyor(ç Anadolu Sanayici ve a-

damları Dernekleri Federasyonuile OSTM Sanayici ve adamla-rı Dernei’nin ortak açıklamasın-dan.)

Bugüne kadar topluma, ulusave devlete hizmet veren insanla-rın, demokratik kitle örgütlerininve basın kurulularının birdenbi-

re devleti yıkmaya çalııyormuizlenimi yaratacak ekilde adli i-lemlere konu edilmesi düündü-rücüdür. Suçluluu kanıtlanınca-ya kadar herkesin masum olduugerçei bir yana bırakılarak, hak-kında soruturma yapılan kii ve

kuruluların suçlu olduuna dairkanaat oluturacak ekilde dav-ranılması, bu ekilde soruturmayürütülmesi, bir anlamda yargı-sal sürecin kendisini de gereksizhale getirmektedir.

ATATÜRKÇÜ DÜÜNCEDERNE:

hanetlerininkaranlıındaboulacaklar

Atatürk Devrim ve ilkelerinikorumak ve gelitirmek amacıylakurulmu olan derneimizin Ku-rucu Bakanı Sayın Prof. Dr.Muammer Aksoy bata olmaküzere pek çok yöneticimiz ve ku-rucumuz bu yolda ehit olmu-lardır. Bugünkü Genel Bakanı-mız Sayın ener Eruygur, hukukdıı uygulamalar sonucunda sa-

lıını kaybetmitir. Son olarak daGenel Bakan Vekilimiz SayınProf. Dr. Mustafa Yurtkurangözaltına alınmıtır. Sonuçta birnumaranın, yani yüce Ata-türk’ün ebedi istirahatgâhındada arama yapma hayaliyle yanıptutuanlar bulunabilir. Onlar bil-melidirler ki kendi kinlerinin veihanetlerinin karanlıında bou-lacaklardır. G

20 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

Page 22: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 22/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 21

BELMA YÜCEL / ZMR

Ergenekon tertibinin son dal-gası zmir’de onlarca mes-lek örgütü ve siyasi partiyi

bir araya getirdi. Tertibin son

dalgasını protesto etmek içinzmir barosu öncülüünde dü-zenlenen kitlesel basın açıklama-sına binlerce zmirli katıldı, açık-lama mitinge dönütü.

zmir Barosu Bakan VekiliAv. Özdemir Sökmen öyle ko-nutu: “Türk ulusunun ve Türki-ye Cumhuriyeti’nin, ABD’nin ba-ını çektii uluslararası emperya-lizmin aır saldırısı altında geçir-dii bu kritik günlerde, yaanan

haksızlıklara ve hukuksuzluklarakarı durmanın, eilmemenin,susmamanın tam zamanı olduu-nu; ulusal ve yurtsever duruu-muzu sürdürmeye hukuksuzluk-lara karı durmaya kararlı oldu-

umuzu büyük bir gururla ka-muoyuna duyuruyoruz.”

Açıklama sırasında “Ergene-kon yalanı, Amerikan oyunu”,“Ne ABD ne AB tam baımsızTürkiye” , “Hükümet istifa Tay-

yip yüce divana” sloganları atıl-dı.

zmir Tabip Odası, Çada

Yaamı Destekleme Dernei,TGB, CUMOK, CKD, Eitim-i,Türk Kadınlar Birlii, EGÖDER,ADD zmir ubeleri gibi 35 kuru-lutan oluan Cumhuriyet çinGüçbirlii Platformu, basın açık-lamasına katılarak destek verdi.Meslek örgütlerinin yanı sıraCHP, DSP, P, Yeni Parti, BCP,HYP üyeleri de mitingte yaraldı.G

L Tertibe karzmir’dedüzenlenen basnaçklamasnabinlerce kii katld.

Açklamay, zmirBarosu BakanVekili Av. ÖzdemirSökmen yapt.

ZMR BAROSU BAKAN VEKL AV. ÖZDEMR SÖKMEN:

‘Kritik günlerden geçiyoruz…Karşı durmanın tam zamanı’“Türk ulusunun ve Türkiye Cumhuriyeti’nin, ABD’nin ban çektiiuluslararas emperyalizmin ar saldrs altnda geçirdii bu kritikgünlerde, yaanan hakszlklara ve hukuksuzluklara kar durmann,eilmemenin, susmamann tam zaman olduunu; ulusal ve yurtseverduruumuzu sürdürmeye, hukuksuzluklara kar durmaya kararlolduumuzu büyük bir gururla kamuoyuna duyuruyoruz.”

Page 23: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 23/65

22 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

P Genel Bakanı Dou Perin-çek, 14 Nisan 2009 tarihinde Si-livri’deki durumada son Ergene-kon operasyonunu deerlendirdi.Perinçek konumasında unlarısöyledi:

“Konuurken burada VictorHugo’nun 1793 isimli romanıaklıma geldi. Roman, FransızDevrimi’ni anlatır. Romandauzunca tasvir edilen bir sahnevar: Bir sava gemisinde o büyük,aır toplar dalgaların etkisiylezincirlerini kopartır ve geminin

bir o yanına bir bu yanına çarp-maya balar, önüne geleni ezer,anari yaratır... Kuralların kop-tuu koullar! Dün gerçekletiri-

len operasyondaki aramalardakiolaylar topların zincirlerini kırıpsaa sola çarpması gibi kuralla-rın kopmasının sonucudur. Ku-rallar koptuu vakit, kopantopun altında kalan fareler gibioluruz. Artık bizim savunacaı-mız bir ulusal devletimiz büyükölçüde kalmamı. Ulusal devletkalmazsa savcısı da fare olur, ha-kimi de fareler gibi olur. O topukoparan olay bu durumalardada oldu. Bir yanda kovuturmadava burada devam ediyor, öte

yanda da soruturma sürdürülü-yor. Soruturma ve kovuturmabirleirse, soruturmanın ucuaçık olursa kural kalmaz... Bu, iç

savaa kadar gider. Kemalist

Devrim’i altımızdan çekince bunoktaya geliriz. Bir Genelkur-may Bakanı her konumasında‘Milli Devletimiz’ diyorsa, oradabir ey vardır.

“Biz buradan dün gözaltınaalınan aydınlarımızı selamlıyo-ruz. Onlarla dayanıma halinde-yiz. sterseniz siz onları tutukla-maya devam edin... Biz de onlarıtutuklayanları mahkûm ediyo-ruz!

“Burada ‘benim ilgim yok,senin ilgin yok’ deniyor. OysaTürkiye’nin ilgisi var!

“Sayın Bakan, sizleri her kal-kıp konuanlar gibi korkutacakdeilim. Lütfen görevlerinizi ya-pınız. Gelin bu oturum gizliolsun. Kendi aramızda konua-lım. Burada bir örgüt var mı?Ben darbeci miyim? Gladyomuyum? Sysiphos efsanesindekigibi, adam kayayı daın zirvesineçıkarıyor, kaya aaıya yuvarla-

nıyor. Tekrar çıkarıyor, tekraryuvarlanıyor. Tekrar, tekrardevam ediyor... Hepsini ispatettik. imdi kinci iddianamede

Çizim:Baak Bugay

SON ERGENEKON OPERASYONUNDA ARAMA KARARIYLA ORTAYA ÇIKAN HUKUK SKANDALI!

Doğu Perinçek: Bu dava bitmiştir“Burada bir örgüt var m? Ben darbeci miyim? Gladyo muyum?

Sysiphos efsanesindeki gibi, adam kayay dan zirvesine çkaryor,kaya aaya yuvarlanyor. Tekrar çkaryor, tekrar yuvarlanyor...Hepsini ispat ettik. imdi kinci iddianamede yine var! Bu iin içindennasl çklacak? Döne döne ayn eyleri tekrar konuup, tekrar mkantlayacaz? “Bu dava bitmitir. Ankara Cumhuriyet Basavcl,enkal Atasagun hakknda soruturma istedii gün bitmitir. Biz hâlâTuncay Güney’in içinde çrpnmaya devam ediyoruz… Sayn Bakan,lütfen görevlerinizi yapnz... Cesur ve kararl olunuz!”

Page 24: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 24/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 23

yine var! Bu iin içinden nasıl çı-kılacak? Döne döne aynı eyleritekrar konuup, tekrar mı kanıt-layacaız? Örnein Ergenekonbelgesini Sabah gazetesinden AslıAydıntaba’tan aldım dedim.

Bendeki örnekle Sabah gazetesin-den gelen örnein tıpa tıp aynıolduunu anlattım, kanıtladım.Ben belgeleri saklarım. Yazıdankorkmam. Ben namuslu ve cesurbir aydınım! Ben Namık Kemal-lerin soyundan geliyorum! Kork-mam! Belgeden mi korkacaım.

“Bu dava bitmitir. AnkaraCumhuriyet Basavcılıı, enkalAtasagun hakkında soruturma is-tedii gün bitmitir. Biz hâlâ Tun-cay Güney’in içinde çırpınmayadevam ediyoruz. Lütfen ayıklaya-lım. Aynı yerde durmayalım.

“Amerika çöküyor. Afganis-tan’da Mehmetçiin kanı dökü-lemez. Buna Amerika’nın gücüyetmez. Bunun içinden çıkalım.Savcısı, mahkeme heyeti ile çıka-lım. Sizlere hiçbir ey olmaz.Neden Rauf Denkta gibi birTürk kahramanı suçlu durumadüürülsün? Erol Manisalı, rek-törlerimiz neden yerde sürüklen-

sin? Türkiye, aydınlarını eze ezenereye gidecek?

“Sizden talebim; cesur olma-nız, kararlı olmanız! Cesur ve ka-rarlı olunuz!”

HUKUK SKANDALI

13 Nisan 2009 günü yapılanErgenekon operasyonunun sondalgasında büyük bir hukukskandalı yaandı. Arama ve göz-altılar için karar veren stanbul13. Aır Ceza Mahkemesi hâ-

kimlerinden Ömer Diken’in,hukuk uygulamasında örneinerastlanmamı biçimde bir kararyazdıı ortaya çıktı. Arama vegözaltlıların muhatabı olan tümkiiler için aynı ablonun uygu-landıı Hâkim kararında, stan-bul 13. Aır Ceza Mahkeme-si’nde devam eden ve 20 Tem-muz’da balanacak her iki davada sonuçlanmı, üpheliler mah-kûm edilmi ve mahkûmiyet ka-

rarları kesinlemi gibi bir dilkullanıldı. Hukuk dünyasındabenzeri olmayan arama ve gözal-tı kararı 14 Nisan günü Silivri’deyapılan durumada gündeme ge-tirildi.

HÂKİM HÜKMÜNÜ VERMİŞ:

İŞLENEN FİİLLER!

Durumada söz alan Av.Hasan Basri Özbey, sözlerine umetni okuyarak baladı.

“ ... Toplanan delillere göreiki ayrı iddianame ile kamu da-vası açılmı olup bu soruturma-larda aaıdaki fiillerin ilendiide anlaılmıtır:

“- 5 Mayıs 2006, 10.05.2006,11.05.2006 tarihlerinde Cumhu-riyet gazetesine bombaların atıl-dıı,

“- 17.05.2006 tarihinde Da-nıtay’a yönelik gerçekletirilensilahlı saldırı sonucu YüksekHakim Mustafa Yücel Özbil-

 gin’in öldürüldüü, iki yüksekhakimin yaralandıı,

“- üphelilerde gizli belgelerbulunduu, Yargıtay mensupları-na yönelik suikast planlarının ele geçirildii, Babakan, birçok ga-zeteci ve yazara karı ok sui-kastların planlandıı,

“- Bahsedilen eylemlerin Er- genekon terör örgütü tarafından gerçekletirildiinin tespit edildi- i, Emniyet Genel Müdürlüü-

nün mütalaası ile Ergenekon ya- pılanmasının terör örgütü olaraknitelendirildii,

“- Ermeni ve Alevi Cemaatiönderlerine karı suikast planla-rının ele geçirildii,

“- Babakan R. Tayip Erdo- an’a yönelik uçaının inie geç-tii sırada yapılacak saldırıdakullanılmak üzere saklananuçaksavar mermisi ele geçirildii,

“- Örgütün darbe teebbüsü-ne giritiinin açıkça anlaıldıı,

“- Darbenin gerçekletirilme-si için örgütün kendine balı aka-demisyenler ve STK’larındakiuzantılarından açıkça faydalan-dıı...”

MAHKEME BAŞKANI ŞAŞKINLIĞINI

GİZLEYEMEDİ

Özbey, Mahkeme heyetine bumetnin ne olabileceini; “Metniniçeriine göre F tip medya haberiolabilir mi? Veya Tuncay Gü-ney’in iftiraları mı?” diye sordu.Özbey’in bu sorularına Mahke-me Bakanı engün, “Öyle olma-dıı anlaılıyor” cevabını verdi.Bunun üzerine Özbey, okuduumetnin stanbul 13. Aır CezaMahkemesi’nin son operasyon-daki arama kararı olduunu vemahkemenin üyelerinden YargıçÖmer Diken’in imzasını taıdıı-nı söylediinde; akınlıını giz-leme gerei duymayan engün,“O burada deil Beikta’ta”

dedi.Mahkeme Bakanı engün ile

Av. Özbey arasındaki diyalogöyle devam etti;

Özbey- “Mahkemenizin birüyesi ve sizin bakanlıınızdagörev yapıyor”

Bakan- “Yerini belirtmek is-temitim”

Özbey- “ Dünkü arama ve

“Victor Hugo’nun 1793

isimli romannda bir sahne

var: Bir sava gemisinde

o büyük, ar toplar

dalgalarn etkisiyle

zincirlerini kopartr ve

geminin bir o yanna bir bu

yanna çarpmaya balar,

önüne geleni ezer, anari

yaratr... Dün

gerçekletirilen

operasyondaki

aramalardaki olaylar

toplarn zincirlerini krpsaa sola çarpmas gibi

kurallarn kopmasnn

sonucudur. “

“Kurallar koptuu vakit,

kopan topun altnda kalanfareler gibi oluruz. Artk

bizim savunacamz bir

ulusal devletimiz büyük

ölçüde kalmam. Ulusal

devlet kalmazsa savcs da

fare olur, hakimi de fareler

gibi olur... Soruturma ve

kovuturma birleirse,soruturmann ucu açk

olursa kural kalmaz... Bu,

iç savaa kadar gider.”

Page 25: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 25/65

gözaltılara izin veren bu karar-dan haberiniz var mı Sayın Ba-kan?”

Bakan- “ Yok efendim, heye-timizin de haberi yok. Tarihinedir kararın?”

Özbey- “12 Nisan 2009,

Pazar!”Bakan- “Yeni haberimiz

oldu, imdi örenmi olduk”(Özbey’in karar örneini vermesiüzerine okuyup) “Bir de bu yazı-nın dayanaının gelii var”.

Özbey- “Evet var! Polisten

gelii var! Bir de bu arama kara-rının ardından emniyete yazılanyazı var: Yazıda mahkeme kara-rının numarası nokta nokta ola-rak gösterilmi. Nokta noktadiye bir rakam var mıdır?”

Bakan- “Olur mu öyle ey?”Özbey- “Olmu efendim”Bakan- “Kimler yazmı?”Özbey- “Savcılar Zekeriya

Öz ve ekibi...”

“İDDİALARIN DAYANAKSIZLIĞI

KESİNLEŞTİ”

çi Partisi avukatlarındanHasan Basri Özbey, Mahke-me’ye hitaben konumasını öylesürdürdü:

“Efendim bu kararla dünkügözaltılar oldu. Arama ve gözalt-lıların muhatabı olan tüm kiileriçin aynı ablonun uygulandııbu kararda, mahkemenizdedevam eden ve 20 Temmuz’dabalanacak her iki dava da so-

nuçlanmı, üpheliler mahkûmedilmi ve mahkûmiyet kararlarıkesinlemi... Bu bir hukuk skan-dalıdır. Rezalettir!

“Ergenekon davası kovutur-

masını yürüten stanbul 13. AırCeza Mahkemesi hâkimlerindenbiri devam eden yargılamaya al-dırmadan, temel hukuk kuralla-rını hiçe sayarak kendisini mah-keme yerine koymu ve mahkû-miyet kararı yazmı! Bir tek ceza

süreleri eksik! u had bilmezliebakın; sanki suçlamalar sabitolmu, karar yazılmı, mahkûmi-yet verilmi… Masumiyet kari-nesiymi, kesinlemi mahkemekararı bulunmadan kimse suçluilan edilemezmi, yargılamadevam ediyormu, savunmalaryapılıyormu, deliller tartıılaa-cakmı, delillerin yasal olup ol-madıkları deerlendirilecekmi…Biz 20 Ekimden bu yana burada

yargılama yapıldıını sanıyor-duk. Oysa bunların hepsi akaimi. Bu temel ilkeler aka halinegelmi, yargılama ise komedi ti-yatrosuna dönümütür!”

Av. Mehmet Cengiz de, Erge-nekon tertibi ve son aylardakigelimeleri deerlendirerek,bütün bunlar karısında iddianınhaksız ve dayanaksızlıının ke-sinletiini, tutukluluk halinederhal son verilmesi gerektiinisöyledi.

Cengiz, sözlerini öyle ta-mamladı: “Türkiye, karanlıklar-da boulmak isteniyor. alter busalondadır, elinizin altındadır.Cesur olunuz, alteri açınız!”.G

24 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

Aydınlık’a konuan üstdüzey bir savcı, 13. Aır Ceza

Mahkemesi hakimi Ömer Di-ken’in verdii arama ve elekoyma kararının “ihsası rey” ol-duunu söyledi. Üst düzey savcı,kararı veren savcının bir dahaaynı davaya bakmaması, mah-keme heyetinde bulunmamasıgerektiini kaydetti.

Aydınlık’a konuan bir Ada-let Bakanlıı yetkilisi de haki-min yargılama yapmadan kara-rını önceden vererek oyunu belliettiini (ihsası rey), görevini kö-tüye kullandıını, yaptıı ilerveya davranılarıyla görevinidoru ve tarafsız yapamayacaıkanısını uyandırdıını, dolayı-sıyla Hakimler ve Savcılar Ka-

nunu’nun 68’inci maddesinegöre görev yerinin deitirilmesi

gerektiini ifade etti.Üst düzey savcı da, aramakararında yer alan eylemlerin,iddianamede sadece iddia edildi-ine dikkat çekti. Savcı öyle ko-nutu: “Mahkeme, ‘ilendii an-laılmıtır’ diyorsa soruturmave yargılama niçin yapılmakta-dır? Yani burada söz konusumahkeme yargılama yapmadankararını vermi gibi bir ifadekullanmıtır ki, buna hukuktaaçıkça ihsası rey (oyunu önce-den belli etme) denir. Sakıncala-rı da hukuku bilen herkes tara-fından çok iyi bilinmektedir.Eer bu ibareyi mahkeme, tümzanlılar için de kullanmısa olay

daha da vahimdir.”Üst düzey Savcı, Ergenekon

davasının dayandırıldıı “delil-lerin” delil olmaktan çıktıınada dikkat çekti:

“Haham Tuncay Güney’inifadeleri baskı altında verdii,Cizre’de açılan kuyulardaki ke-miklerin hayvan kemii olduu,bu soruturma kapsamında çe-itli yerlerde çıkartılan ve örgüttarafından gömüldüü iddia edi-len silahların MKE yapısı ve birkısmının devlet kurumlarına aitolduu anlaılmıtır. Bununla il-gili devlet kurumlarınca yapıldı-ı belirtilen sayım sonucununhalen açıklanmamı olması dazihinlerde kuku yaratmakta-dır.”

ÜST DÜZEY SAVCI VE BAKANLIK YETKLS AYNI YORUMU YAPTILAR:

‘Hakim Ömer Diken, artık bu davaya bakamaz!’

Av. Özbey- Dünkü arama ve

gözaltlara izin veren bu

karardan haberiniz var m

Sayn Bakan?

Bakan- imdi örenmi

olduk... Bir de bu yaznn

dayanann gelii var.

Av. Özbey- Evet!

Emniyet’ten gelen yazda

mahkeme kararnn

numaras nokta nokta

olarak gösterilmi. Nokta

nokta diye bir rakam var

mdr?

Bakan- Olur mu öyle ey?

Av. Özbey- Olmu efendim

Bakan- Kimler yazm?

Av. Özbey- Savclar Zekeriya

Öz ve ekibi...

Page 26: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 26/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 25

E

rgenekon tertibinin 12. dal-gasında, Ergenekon savcısı,

“üphelilere” sorulan soru-ları kendilerinin hazırlamadıınıitiraf etti. Mahkemenin serbestbıraktıı 68’liler Birlii VakfıGenel Sekreteri Namık KemalBoya’nın sorgusunu yapan savcıile avukat Osman Aydın ahinarasındaki konumalar tertibi birkez daha ortaya çıkardı.

Savcı, Namık Kemal Boya’yaDou Perinçek’ten elde edilen“Devletin Yeniden Yapılanması”dokümanını sordu. Boya bu do-

kümanlardan bilgisi olmadıınıbelirtti. Avukat ahin soruya iti-raz etti:

ERGENEKON SAVCISI:

10 YANLIŞ’IN DÜZELTİLDİĞİNİ

BİLMİYORDUM

“Ben çi Partisi (P) merkezyöneticisiyim. Aynı zamanda PGenel Bakanı Dou Perinçek’inde müdafisiyim. Perinçek, ‘Dev-letin Yeniden Yapılanması’ do-

kümanının Ergenekon davasınabakan mahkemede parti organıolan ‘Bakanlık Kurulu’ kararıolduunu açıkladı. Anayasal gü-vence altından olan bir siyasipartinin kararıdır. Perinçek, 10yanlı tespit etti ve yanlılar ara-sında ‘Devletin Yeniden Yapılan-

ması’ dokümanı da var. Mahke-me savcılardan cevap istedi. Sav-

cılar da 4 sayfalık bir yazı ilehata yapıldıını kabul etti.”Savcı, bu açıklamaya “bilmi-

yordum” diyerek yanıtladı.Bunun üzerine savcı ve avukatAydın ahin arasında u diyalogyaandı:

Av. ahin- “Bilmediinizegöre bu soruları siz hazırlamadı-nız sayın savcım?”

Ergenekon Savcısı- “Evet.”Av. ahin- “Anlaılan bu so-

rular polisin hazırladıı sorular!”

Ergenekon Savcısı, ahin’insözleri karısında baını sallaya-rak onay verdi.

TALAT PAŞA KOMİTESİ DIŞINDA

BÜTÜN SORULAR İPTAL

Ergenekon savcısı bu diyalogüzerine “üpheli” Namık KemalBoya’ya biri dıında dier sorula-rı yöneltmedi. O soru da TalatPaa Komitesi’yle ilgiliydi. Boya,Komite’yi gazetelerden örendi-

ini, Ermeni soykırımı iddiaları-na karı mücadele eden bir kuru-lu olduunu söyledi. AvukatOsman Aydın ahin bir kez dahaitiraz etti:

Av. ahin- “Ben Talat PaaKomitesi’nin üyesiyim. Size ko-mite hakkında daha ayrıntılı

bilgi verebilirim. Talat Paa Ko-mitesi ABD kaynaklı Ermeni soy-kırımı yalanına karı uluslararasıdüzlemde mücadele yürüten veAvrupa Parlamentosu’nun (AP)AKP’ye ‘daıtın’ dedii bir komi-tedir. Soykırım yalanına karımücadele eden Talat Paa Komi-tesi’nin ‘terör örgütü’ sorutur-masına konu edilmesi utanç veri-cidir. AP’nin ‘daıtın’ talimatınıverdii bir komite hakkındaCumhuriyet’in savcısının sorusorması utanç vericidir.”

Ergenekon Savcısı- “Ben igalkuvvetleri savcısı deilim. BenDou Perinçek’in Lozan dönüü-nü anlatan 3-4 sayı AydınlıkDergisi’ni de okudum. Perin-çek’in mücadelesinden de mutlu-luk duydum.”G

M stanbulCumhuriyetBasavc VekiliTuran Çolakkad(ortada). 12.OperasyonuÇolakkad’nnyönettii açkland.

SON GÖZALTILARDA DA, PERNÇEK VE TALAT PAA KOMTES SORULDU

Savcıdan itiraf:

Soruları ben hazırlamadım!Savc, Namk Kemal Boya’ya Dou Perinçek’ten elde edilen “DevletinYeniden Yaplanmas” dokümann sordu. Av. ahin soruya itiraz ederek bubelgenin delil olmadnn kantlandn anlatt… Savc: “Bilmiyordum.”Av. ahin: “Bilmediinize göre bu sorular siz hazrlamadnz saynsavcm?” Savc: “Evet.” Av. ahin: “Anlalan bu sorular polisin hazrladsorular.” Savc ban sallayarak onay verdi.

Adalet Bakanlıı, stanbul ve Anka-

ra’da görev yapan hakim ve savcıları Er-genekon tertibine dahil etmek için giriimbalattı. Adalet Bakanlıı müfettilerininstanbul ve Ankara adliyelerinde hakimve savcıların ifadelerini almaya baladıı

belirtildi. Görevdeki birçok yargı mensu-

bunun telefonlarının dinlendii, müfetti-lerin düzenleyecekleri raporlara göre so-ruturma da açılabilecei kaydedildi.Yargı mensuplarına ilikin tertibin ilk uy-gulaması ise Yargıçlar ve Savcılar Birlii

Bakanı Ömer Faruk Eminaaolu’na yö-

nelik oldu. 16 Nisan günü Adalet BakanıMehmet Ali ahin’in talimatıyla, YAR-SAV Bakanı Eminaaolu hakkındameslekten ihraç istemiyle inceleme bala-tıldı.

AKP, Yargı mensuplarına operasyon balattı

Page 27: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 27/65

26 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

ADNAN AKFIRAT

Tuncay Güney’in yeni ortayaçıkan ses kaydında, Ergene-kon’un bir tertip olduunun

itirafı var. Hem de Tuncay Güney’inazından. Kendi sesinden, gözaltınaalınmasının mizansen olduunu an-latıyor.

BİRİNCİ SES DOSYASI ÇÖZÜMÜNÜN

DOKUZUNCU SAYFASI

stanbul 13. Aır Ceza Mahke-mesi tarafından çözdürülen “Tun-cay Güney 5 numaralı CD”deki 2

adet ses dosyasının birincisinde yeralıyor bu itiraf. Dava dosyasınakonan “Wawe 1 Yazılı Ses Dosya-sı le lgili Bilirkii Raporu”nun 9.sayfasından aktarıyoruz:

Tuncay Güney, sorguculara,evinde ve bilgisayarda bulunan“Ergenekon dokümanları”nı an-latmaya çalııyor. Güney; Ergene-kon ddianamesi’nin en önemli da-yanaı olan “Ergenekon YenidenYapılanma” ve “Lobi” belgelerini

evinde sakladıı yerden polislereveriyor. Dokümanların arasında“Aksiyon” ve “Reaksiyon” davar. Sorgucu bilgisayarda VeliKüçük ile ilgili bir dosyayı soru-yor. Tuncay Güney telalanıp, Er-genekon tertibi için hazırlanan bel-gelerle ilgili üç önemli bilgiyi a-zından kaçırıyor.

Birinci ve çok önemli bilgi“Ben olmasam bu belgelerin Erge-nekon’la baını anlayamazsınız”itirafı. Tuncay Güney’in Türkçesioldukça bozuk. Heyecanla, kesikkesik konutuu için cümlesiaynen yukarıdaki deil. Söz öyle:“imdi ben olduktan sonra…Zaten siz normal literatürde onları

okusaydınız siz onları çok da iyianlayamayabilirsiniz…”

Tuncay Güney, ddianame’de

Ergenekon örgütünün varlıınınkanıtı olarak gösterilen belgelerinancak kendisi olduunda anlaıla-bileceini söylüyor. Bu itiraf, Tun-cay Güney’in gözaltına alınması-nın bir mizansen olduunun dakanıtı.

ANLAŞMALI GÖZALTI

Tuncay Güney, gözaltına alın-masının hikayesini Mülakat’ta ay-rıntılarıyla anlatıyor. 24 Kasım

2000 tarihinden itibaren teknik ta-kipte. Fethullahçıların denetimin-deki stanbul stihbarat ube tara-fından izleniyor. zlendiini, tele-fonlarının dinlendiini biliyor.Operasyonlar için malzeme üreti-yor.

Tuncay Güney, bu koullarda,Türkiye’ye kaçak olarak sokul-mu, bakasına ait arabayı iki ayrıkiiye satıyor. Her iki alıcı da ika-yetçi olunca stanbul Asayi ube-si Dolandırıcılık Bürosu’ndanTuncay Güney’i uyarıyorlar. 1Mart 2001 günü Levent’te iri-bom lokantasında iki polisle bulu-up yemek yiyorlar. 2 Mart günüsabah Tuncay Güney telefon ede-cek ve ardından gidip teslim ola-cak. Polisler, “Biz senin büronaTaksim’e geleceiz” diyorlar. Tun-cay Güney son derece rahat. Polis-ler gelip oturuyorlar, birlikte öleyemei yiyorlar. Sonra bürodaarama yapılıyor. Tuncay Güney

Asayi ube’ye götürülüyor. Göz-altına alınma gerekçesi dolandırı-cılık. Güya gözaltına alan da Do-landırıcılık Bürosu.

Ancak, Asayi ube’ye stihba-rat ube’den Emniyet Amiri

Hakan Ünsal Yalçın ve ekibi geli-yor. Tuncay Güney, 2 Mart günüsabaha kadar istihbaratçılarla ko-nuuyor. Durumu kendisinin söz-leriyle aktaralım: “stihbarat’tangeldi adamlar bir sürü soru soru-yorlar. Baktım adamlar zaten tanı-yorlar biliyorlar, saklamaya gerekyok. Ben de akır akır söyledim…O zaman zarfında sigaramı içtimkeyfime diyecek yoktu. Paketimtamamdı. Zaten adamlar tanıyor-lar akır akır sen usun, sen unuyapmısın.” (Mülakat, s. 76)

“200 MİLYONA ÇALIŞMAK

İSTEMEDİĞİM İÇİN BU ÇARKTAYIM”

Tuncay Güney, Mülakat’ın 76.sayfasında, Ergenekon tertibinde

rol almasının “akır akır konu-masının” gerekçesini de polislereanlatıyor: “Niye bu çarkta varım?ki yüz milyon maala çalımak is-temediimden dolayı… Babamlaaynı kaderi paylamak istemedi-

TUNCAY GÜNEY GÖZALTINA ALINMASININ TERTP OLDUUNU TRAF EDYOR

‘Ben olmasam belgeleri

anlamazdınız’Yeni sorgu kaytlarnda Tuncay Güney, tertibe ilikin üç ö nemli bilgiyiitiraf ediyor. Gözaltna alnma mizansen, Lobi belgesinde TSK ile balantyok. Tuncay Güney’in görevi tertip belgelerini datmak ve emniyetteezberletilenleri söylemek. ki ses dosyas farkl günlerde kaydedilmi.kence seslerinin olduu kayt 4 Mart 2001 günü yaplm.

Page 28: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 28/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 27

imden bu yoldayım.”

ŞEMAYI İSTİHBARATÇILAR ÇİZDİRDİ

2 Mart gecesi Tuncay Güney’esöyleyecekleri dikte ettiriliyor.Daha sonra MT’in ünlü Ergene-kon emasının dayanaı olan el ya-

zısı emayı hazırlatıyorlar.3 Mart 2001 günü evinde

arama yapılıyor, büro bir kez dahaaranıyor. O gün akam Kaçakçılıkve Organize ube ile stihbaratube birlikte sorgu yapıyor. Busorgunun bir kısmı gizlice teybekaydediliyor. “1 nolu ses dosyası”diye adlandırılan da bu sorgu.KOM ube Müdür YardımcısıAhmet htiyarolu’nun mahkeme-ye verdii dilekçeye göre bu sorgu6 saatten fazla sürüyor. lk 34 da-kikası kayıt altına alınıyor. Birincises dosyasında, bu sorguda ikenceyapıldıına ilikin bulgu yok.

İKİNCİ BİLGİ: “LOBİ’DE TSK İLE

BAĞLANTI YOK”

Birinci ses dosyası çözümünün9. sayfasındaki ikinci bilgi, TuncayGüney’in gözaltına alınma mizan-senine neden bavurulduunu or-taya koyuyor: “Sadece Ergene-kon’da Türk Silahlı Kuvvetleri

içinde yapılanma yazıyor. Lobi’de,Aksiyon’da, Reaksiyon’da TürkSilahlı Kuvvetleri’ndeki Kürt Türkbölücülerini ayıklamak, kendimizeçekmek gibi cümleler çok net söy-lenmiyordu.”

Tuncay Güney kendisi belgele-rin Ergenekon belgesi olduuna ta-nıklık etmese, bunların örgütlebalantısının kurulamayacaınıböyle anlatıyor.

ADNAN AKFIRAT SAVUNMASINDA

ORTAYA ÇIKARDIYENİ KAYITLA KANITLANDI

Adnan Akfırat, 9 ubat 2009günü Silivri’deki durumada, davadosyasında farklı iki “Lobi” belge-si olduunu, Tuncay Güney’denelde edilen “Lobi” belgesindeTürk Silahlı Kuvvetleri ile balantıkurulmadıını ortaya çıkardı.kinci belgedeyse sonradan “TürkSilahlı Kuvvetleri bünyesinde faali-yet yürüten” ifadesi, metnin dört

ayrı yerine eklenmiti. Akfırat’ınsavunmasının bu bölümü, 22ubat 2009 tarihli Aydınlık’ta“Ergenekon tertibinin temeli du-rumada çökertildi / Lobi belgesini

Fethullahçıların yazdıı kanıtlan-dı” balııyla yayımlanmıtı.

Tuncay Güney’in yeni ortayaçıkarılan ön sorgu kaydı, Akfı-rat’ın bulgusunu kanıtladı. Erge-nekon dalgalarının ana dayanaıgösterilen “Lobi” belgesi daha

sonra imal edilerek, dava dosyası-na konuldu. malatı yapan merkezde belli. Dava dosyasına üzerine“çok gizli” yazılarak konan“Lobi” belgesi ilk 12 Mayıs 2001tarihinde Aksiyon dergisinde günyüzüne çıktı. Tuncay Güney,ABD’ye gittikten sonra Aksiyondergisi tarafından TSK ile balantıeklenerek tam metim yayımlandı.Dikkat çekici nokta, Tuncay Gü-ney’den elde edilen belgede örgüt-

lenme eması bulunmuyorken, Ak-siyon’da “Departmanlar” tek tekyazılıyordu.

Tuncay Güney’in “Lobi belge-sinde TSK ile balantı yok” sözle-ri Ergenekon yargılamalarının ba-tan itibaren tertip olduunu kanıt-lıyor. 2001’de polis fezlekesine ge-çirilen tertip, 2008’de operasyonadönütürülürken, bu sözlerin ter-tipçilerin ayaına dolaacaını ön-görememiler.

ÜÇÜNCÜ BİLGİ:“BİZE SÖYLENEN ŞUYDU”

Birinci ses dosyasının bilirkiitarafından yapılan çözümünün do-kuzuncu sayfasına dönelim. Terti-bi açıa çıkaran üçüncü bilgi deburada, Tuncay Güney “Ergene-kon dokümanı” denilen belgelerikendinin hazırlamadıını, görevi-nin yalnızca bunları daıtmak ol-duunu azından kaçırıyor. öylediyor: “Olmaması lazım bilgisa-

yarda. mha etmesi gerekiyor.Normalde bize söylenen uydu,onları CD’ye…” Kritik sözcükler“bize söylenen”. Tuncay Güney,tertip merkezinin talimatlarınagöre, tertip için üretilen belgeler-den çıkı alıp General Veli Kü-çük’e götürecek. Veli Küçük’e gö-türdüü her belgeden bir kopyaalıp evinde arivleyecek. Bu itiraf,“Ergenekon dokümanlarının VeliKüçük tarafından hazırlandıı”yalanını da çürütüyor.

İŞKENCELİ SORGU

4 MART GÜNÜ YAPILDI

“Tuncay Güney 5” CD’sindeiki ses dosyası bulunuyor. Birinci

35 dakika, ikinci 58 dakika. kincises dosyasında, baskı yapıldıınailikin sesler var. Geçen haftakiAydınlık’ta bu ses kayıtlarının 3Mart 2001 günü yapılan ön sorgu-da gizlice teybe alındıı yazılmıtı.kinci ses dosyasının çözümünün

8. sayfasında Tuncay Güney’in“ben iki gecedir uyumuyorum,dün biraz uyumuum yerde saba-ha karı” sözleri, bu sorgunun 4Mart 2001 günü yapıldıını göste-riyor.

Tuncay Güney 2 Mart gecesiAsayi ube’de sabahlıyor. Oradakeyfinin yerinde olduunu anlatı-yor. 3 Mart gecesi Ahmet htiya-rolu tarafından ön sorgusu yapılı-yor. 5 Mart günüyse, videoya

kayıt yapılıyor. kence bulguları-nın olduu kaydın, videoya alınansorgudan önce yapıldıı anlaılı-yor. kinci ses dosyasının çözü-münde S1, S2, S3 diye kodlanankiilerin sesleri de, birinci ses dos-yasındakilerle farklı. Sorguda i-kence yapan polislerin kimlikleri-nin saptanması için soruturmaaçılmasının geciktirilmemesi gere-kiyor. G

Asayi ube’de devideoya kayıt yapıldı

Tuncay Güney gözaltında iken, 2 Mart geceside videoya anlatımlarda bulundu. Videoya kaydıstihbarat ube Emniyet Amiri Hakan Ünsal Yal-çın yaptırdı. imdi Eyüp lçe Emniyet Müdürüolan Hakan Ünsal Yalçın, Emniyet içindeki Fet-hullahçı örgütlenmenin önde gelen isimlerinden.Hakan Ünsal Yalçın’ın Tuncay Güney’in anlatım-larının bulunduu kasetleri ne yaptıı bilinmiyor.

Page 29: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 29/65

28 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

GZEM ERTURUL KOÇ

Asistanlara ‘koçbaı’ diyenYÖK Bakanvekili Prof.Dr. zzet Özgenç, stanbul

Üniversitesi Rektörlüü’nü teh-dit etti.

Asistanların kadro sorunu ne-deniyle 5 Mart’ta yaptıı eyleminardından, stanbul ÜniversitesiRektörlüü, doktorası biten 14asistanı daha önceki uygulamadaolduu gibi 33/a maddesine ge-çirmiti.

Bunun üzerine YÖK Bakan-vekili Prof. Dr. zzet Özgenç, ÜRektörlüü’ne yazı göndererekilemin geri alınmasını istedi.Prof. Özgenç, 2 Nisan 2009 ta-rihli yazısında, ilemin geri alın-maması halinde Üniversite’yekadro tahsis edilmeyeceini,

aratırma görevlisi, yardımcı do-çent, doçent ve profesör atamala-rının yapılmayacaını bildirdi.

stanbul Üniversitesi Rektör-lüü’ne 16 Nisan günü, yazılıolarak, Prof. Dr. zzet Özgençimzasıyla Ü’ye bu içerikte biryazı gönderilip gönderilmediini,Ü’nün YÖK’ün bu istei karı-sında tavrının ne olacaını sor-duk. Dergimiz baskıya girenekadar, sorularımıza yanıt gelme-di.

5 İLDE EŞZAMANLI EYLEMLER

Öte yandan 17 Nisan günü,stanbul Üniversitesi, stanbulTeknik Üniversitesi, Yıldız Tek-nik Üniversitesi, Marmara Üni-versitesi, Kocaeli Üniversitesi,Uluda Üniversitesi, Dokuz EylülÜniversitesi, Ege Üniversitesi,

Boaziçi Üniversitesi, AnkaraÜniversitesi, Hacettepe Üniversi-tesi ve ODTÜ’de görev yapanasistanlar eylemdeydi. Aratırmagörevlileri, 5 ilde e zamanlı yap-tıkları eylemlerde, üniversitelerinözerkliini ve i güvencesinihedef haline getiren YÖK yöneti-mini protesto ettiler.

Öle saatlerinde stanbul Üni-versitesi Rektörlük bahçesindeAtatürk heykelinin önünde top-lanan aratırma görevlileri, anakapıya kadar sloganlar eliindeyürüdüler. En önde “Asistan kı-yımına son” yazılı pankart, bazı-larının ellerinde de ‘FermanYÖK’ün, Üniversiteler Bizimdir”yazan dövizler vardı.

YÖK’E UYARI: ÜNİVERSİTELERLE

İNATLAŞMAYIN!

Ana kapı önündeki basınaçıklamasını, asistanlar adınaCemil Ozansü yaptı. Bazı YÖKyöneticilerinin, aratırma görev-lilerinin doktoralarını tamamla-dıklarında isiz kalmalarınasebep olan hukuk dıı uygulama-

Asistanlar, zmir’dede 9 Eylül

Üniversitesi’ndebaz YÖKyöneticilerininkadro güvencesinihedef almasnprotesto ettiler.

ASSTANLAR 5 LDE YÖK YÖNETCLERN UYARDI

YÖK Başkanvekili Özgenç’ten

İstanbul Üniversitesi’ne tehditYÖK Bakanvekili Prof. Dr. zzet Özgenç, 14 asistana kadro verdikleriiçin stanbul Üniversitesi Rektörlüü’ne tehdit yazs gönderdi.Aratrma görevlileri de, 17 Nisan günü 5 ilde, i güvencesini hedefhaline getiren YÖK yönetimini protesto ettiler. YÖK’ün birçokprojesinde ba çeken Özgenç’in, geçmii de önemli ipuçlar veriyor.

Page 30: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 30/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 29

dan geri adım atmamakta diren-diini belirten Ozansü, öyle ko-nutu:

“Buradan YÖK yöneticileriniuyarıyoruz: Üniversitelerle inat-lamayınız! Hukuk devletine say-gılı, kiilerin haklı beklentilerini

gözeten üniversite yöneticilerini,bu kararlarından ötürü hiçbirkadro taleplerinin dikkate alın-mayacaı eklinde, hukuka aykı-rı müdahalelerle kuatma altınaalmayınız! Üniversiteler ülkeningeleceidir, ülkenin aklıdır.

“Biz aratırma görevlilerinion aydır bilimsel çalımalardankoparan ve gelecek kaygısınahapseden sorun yaratıcıların, so-runları çözmek niyetlerinin sami-

miyetinden üphe ediyoruz: Ül-keyi üniversitesiz, üniversiteyiasistansız, asistanı isiz bırakma-

ya azmeden bir zihniyetin belirle-yecei çözüm, ‘çözüm’ deil,oyalama olacaktır. YÖK idaresi-

stanbul Üniversitesi’ne tehdit yazısıgönderen, asistanlara “belli kesimlerinkoçbaılıını yapıyorlar” diyen, üniversi-

telerin bölünmesi projesini yürüten YÖKBakanvekili Prof. Dr. zzet Özgenç’ingeçmii de önemli ipuçları taıyor.

mam hatip mezunu Özgenç, 1983-1984 eitim-öretim döneminde asistanolarak göreve baladıı stanbul Üniversi-tesi Hukuk Fakültesi Ceza Kürsüsü’nden1985 yılında atılıyor. Süreci bilenler, atıl-masında ‘irticai faaliyetlerinin’ etkili oldu-unu söylüyorlar. Özgenç daha sonraKonya Selçuk Üniversitesi’ne gidiyor. Do-çent unvanını Selçuk Üniversitesi’ndegörev yaparken alıyor. Yalçın Bayer, 1

Nisan 2005 tarihli Hürriyet’teki köesin-de, Özgenç’in doçentlik sınavında 3 kezbaarısız olduunu, bu unvanı dare Mah-kemesi kararıyla alabildiini aktarıyor.

zzet Özgenç, Tayyip Erdoan’ın stan-bul Büyükehir Belediye Bakanlıı döne-minde Erdoan’ın Hukuk Bamüavirliiniyapıyor. O dönemde, belediyeye ait irket-lerde yönetim kurulu üyesi olduu için so-ruturma geçiriyor. Üsküdar CumhuriyetSavcılıı’ndan takipsizlik kararı alıyor.

Özgenç, 1994 yılında stanbul Büyük-

ehir Belediyesi’nin düzenledii ‘nsanHakları’ konulu sempozyumda, hukukunkaynaının ‘ilahi’ olduunu söylüyor.

Özgenç 22 Kasım 2004 tarihinde Ba-bakanlık nsan Hakları Danıma Kurulu

üyeliine getiriliyor. Meclis’teki yeni TCKtartımalarında öne çıkan isimlerden biri.Mahmut Övür’ün Sabah gazetesinde 2

Temmuz 2005 tarihli köesinde aktardıı-na göre, AKP iktidarı döneminde yapılantüm ceza hukuku düzenlemelerinin altın-da imzası var. Türban tartımalarında“eitim hakkının engellenmesi” ve “kamuhizmetlerinden yararlanmanın engellen-mesi” hükümlerinde ince deiiklikler ya-pılması, türbanlıları okullara ve kamu ku-rulularına almayanlara hapis cezası veril-mesi maddesinin TCK’ya alınması içinura veriyor, ancak tepkiler nedeniylekabul ettiremiyor.

Yalçın Bayer’in aktardıına göre, Öz-

genç Albayraklar davasında da sanık ola-rak sorgulanmı.

26 Mart 2006 tarihli Aydınlık da,emdinli iddianamesini asıl hazırlayan ki-inin zzet Özgenç olduunun iddia edil-diini yazmıtı:

“Ferhat Sarıkaya’yı tanıyanlar, iddia-namenin altında sadece imzasının olabile-ceini söylüyor. ddia u: ddianameyi ha-zırlayan aynı ekipten, fakat baka bir hu-kukçu. Hem de babakanın gayrı resmihukuk danımanı olarak tanınan bir isim.

Doç. Dr. zzet Özgenç.”Türkan Saylan 2007 yılında ya had-dinden YÖK üyeliinden ayrılınca, yerineBakanlar Kurulu kontenjanından zzetÖzgenç atanıyor.

Prof. Özgenç, Erdoan’ın gayrı resmi danımanı

YÖK Bakanvekili

Prof. Dr. zzet Özgenç,

stanbul Üniversitesi

Rektörlüü’ne yaz

göndererek ilemin geri

alnmasn istedi.

Prof. Özgenç,

2 Nisan 2009 tarihliyazsnda, ilemin geri

alnmamas halinde

Üniversite’ye kadro tahsis

edilmeyeceini bildirdi.

Page 31: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 31/65

nin derhal bu zihniyetten kurtul-ması gerekir.”

Ozansü’nün konuması, sıksık atılan ‘YÖK gitsin, biz kalı-yoruz’, “Doktoralı isiz olmaya-caız!” sloganlarıyla desteklendi.

ÖZGENÇ İSTİFA!

Cemil Ozansü, YÖK Bakan-vekili Prof. Dr. zzet Özgenç’inaratırma görevlilerini ‘koçbaı’

olarak nitelemesine de deindi.“Özgenç, bizlerin de kendisi gibiüniversite mensubu olduunuunutmutur” diyen Ozansü, söz-lerini öyle sürdürdü:

“Bu küçümseyici üslubu, anı-lan zihniyet sahibine iade ediyorve tekrar ediyoruz: Bizler,YÖK’ün Anayasa’yı hiçe saya-

rak, kanun tanımaz bir biçimdeüniversite özerkliine ve i gü-vencesine hücum eden uygula-malarının karısındayız! Üniver-siteler kıla deildir, özgür bilimkurumlarıdır.”

Yine hep bir aızdan atılansloganlar duyuldu: “Özgenç sti-fa!”, “Özgenç stifa!” BeyazıtMeydanı’ndaki yurttalar daasistanların etrafında toplanmı-

tı.“50/D MADDESİ UYGULANMASINA

SON VERİLSİN”

Asistanlar, eylemlerini talep-lerini yeniden açıklayarak nokta-ladılar.

“Aratırma görevlilerini piya-sa üzerinden pazarlayacak olan

yeni uygulamadan derhal vazge-çilsin! Anayasaya ve kanuna ay-kırı bir biçimde hazırlanan 31Temmuz 2008 tarihli Yönetme-lik ve 26 Kasım 2008 tarihliYÖK Yürütme Kurulu kararı ölüdomu belgelerdir, bunları uy-gulatma çabalarına derhal sonverilsin! Üniversiteyi, üniversiteorganlarının yönetmesi ilkesinesaygı gösterilsin ve üniversite

özerkliine bir takım üst kurulyöneticilerin hukuk tanımaz bi-çimlerde müdahale etmesi engel-lensin. Cumhuriyet üniversitele-ri, ahıs iletmeleri deil, kamu-nun özerk kurumlarıdır. Hertürlü siyasi emelden vareste tutu-larak, aratırma görevlilerinin igüvencesi yeniden teminat altınaalınsın ve 50/d maddesi uygula-masına derhal son verilsin!”

33/A - 50/D MADDELERİNİN FARKI

YÖK, 31 Temmuz 2008 ta-rihli yönetmelik deiikliiyle,doktorasını bitiren aratırma gö-revlilerinin, Yüksek Öretim Ka-nunu’nun 33/a maddesine geçi-lerini durdurdu. 33/a maddesi,aratırma görevlilerine daimikadro güvencesi veriyor. 50/d’li-ler ise, aratırma görevlisi olma-larına ramen burslu örenci sta-tüsüne indirgenmeye çalıılıyor.Doktorası devam eden aratırma

görevlilerinin sözlemeleri hersene yenileniyor. Doktoralarınıbitirdikleri zamansa, yeni yönet-melie göre 33/a’ya geçirilmedik-leri için ilerine son veriliyor. G

L stanbulÜniversitesiAratrma GörevlisiCemil Ozansü,“Özgenç, bizlerinde kendisi gibiüniversitemensubu olduunuunutmutur” dedi.Ozansü’nünkonumas ‘Özgençistifa’ sloganlaryladesteklendi.

30 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

Ankara Üniversitesi’ndeaçklamay Siyasal Bilgiler

Fakültesi Aratrma GörevlisiZafer Ylmaz yapt.

Page 32: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 32/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›kG 31

Her bahar geldiğinde: İstanbul’u özle-rim. İstanbullu yıllarımda, Haziran ayları-

nın, ilk haftalarına ertelenmiş Nisan yağ-murları; omuzlarıma... sessiz karıncalar..gibi yağardı? Yağmur, her ara veripgüneş açtığında; o zaman bile.. “saçak-ların yağmurları”.. sizi, kapı eşiklerindekarşılardı?

Sizin köyün baharları, çuvala mıgirdi? Sizin köye hâlâ, bahar gelmedi mi

diye sormaya, hakkınız var? Köye bahar gelmesine geldi de.. Bura-lara baharın gelmesiyle, gitmesi bir oluyor. Bir de bakıyorsunuz,karpuz denize düşmüş?

Dün sabah, bahçedeki çiçekler arasında koşturarak.. “elim

ucu” sende oynayan.. kelebekleri görünce.. özgürlükleri kelepçe-lenmiş ulusum aydınları. içimi bir kez daha yaktı.Türkiye üstüne oynanan senaryoları, vizyona, öylesine art arda

sokuyorlar ki? Amaç belli; vatandaşın kafası karışsın.. geçim derdi-ni, işsizliği bir an unutsun? Böylece geçiştirip, zaman kazanabilirmiyiz, diyorlar.

Omlet yapacağız diye mutfağa girenlerin; asıl amaçlarının..omlet yapmak değil.. sadece yumurta kırmak olduğunu.anlamakiçin.. ille de yumurta sepetinin dibinin görünmesi mi lazım?

İktidar omlet yapacağım diye, halkı avuturken, muhalefet neyapıyor diye sakın ola sormayın? Sormayın çünkü, onlar meşgul?Defter kaplama kâğıtlarıyla boyanmış, paskalya yumurtalarını to-kuşturarak; birbirlerini ütmeye(!) çalışıyorlar.

İşbirlikçi yandaş basın ve akraba gazete ve televizyon kanallarımalum. Ergenekon sözde iddiasını, kamuoyunda haklı çıkarmakiçin.. gazete yazıyorsa doğrudur imajını.. gazete yazıyorsa.. şüpheet.. bunun altında, mutlaka birilerinin çıkarı vardır.. inancına in-dirgediler.

Bütün manşetler kasıtlı? Profesör Haberal’a reva görülen utan-cı yıpratmak için.. emniyet amiri kökenli DSP milletvekili.. neredey-se Ecevit’in ölümünden, Başkent Hastanesi, sorumlu diyecek?

ECEVİT, ABD’NİN TEKERİNE TAŞ KOYUCA…

Bu ne saldırıdır? Ecevit’e asıl karşı olanlar ve iktidarı yıkmak is-teyenlerin, asıl kimler olduğunu, gözden kaçırmak istiyorlar.

Gülen’e Rusya kapılarını açarken, Ecevit iyidir!Saddam’a sahip çıkmaya kalkınca, Ecevit kötüdür!.Öyleyse Ecevit’in önünün kesilmesi lazımdır?Bunun gereğinin

yapılmasını diye, emredenlerin imzaları.. Özal’ın, Orta Asya’dakiTürk Cumhuriyetleri gezisi sonrasındaki.. ölüm raporundaki paraf-larda saklıdır! Bunu okuyabilirseniz, bölgedeki ABD, İsrail ve İngil-tere çıkarlarının takipçilerini, daha yakından tanıyabilirsiniz.

Özal’ın Türk-i Cumhuriyetleriyle yeni bir dünya yaratmak içinkolları sıvaması.. İngiltere ve Amerikanın bölgedeki çıkarlarının te-kerine taş koymak olarak algılarsanız.. bulmacayı çözmeye başladı-nız demektir.

Bulmacanın ikinci ayağı Ecevit’in.. (şayet başına bir şeyler gel-

diyse).. Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmasından gelmiştir. Ecevitde; İngiltere- ABD’nin tekerine taş koymak üzereyken, tıpkı Özalgibi hâl edilmiştir.

Bu aşamalarda, ABD- İngiltere’nin, Orta Doğu.. Asya.. Rusyaüçgenindeki genişleme projesinin ilk atılımları, Fethullah Gülen’lesağlanmıştır

Nitekim; ayni Fethullah Hoca.. Gülen.cemaat okullarıyla..ABD’nin Afrika açılımında, satranç tahtasındaki figürdür..

MÜLKİYE’DEN EXETER’E…

Fethullah Gülen, Asya ve Afrika ana kıtalarındaki İslam Ülkele-rinde ABD sempatisini artırmak için, Sam Amca adına “EMPATİ”başrol oyunculuğu, “Dinler Ardası Diyalog” müziği eşliğinde, sah-neye konmuştur.

Gülen’in, İngilizlerle ilişkilerini irdelerseniz.. güç ve petrolün ol-duğu her yerde; ABD ve İngiltere’nin, “tavuk yumurta” ilişkisini veonların Müslümanlar arası girişimlerde, vazgeçilmez kimliği olan;Hoca efendiyi görebilirsiniz.

İngiltere’de Kraliçe’nin rahle-i tedrisinden kimler geçmiş?.Devlet Bakanı Şimşek, Anadolu’dan keşfedilmiştir. Bu orta halli

aile çocuğu önce Mülkiye sonra İngiltere’de burslu, üst eğitim al-mıştır.Mülkiye kökenli İngiltere yolcuları kervanında Abdullah Gül ön

sıradadır. “Exeter Üniversitesi” Gül’ün üst eğitim gördüğü okuldur.Fehmi Koru ve Gülen cemaatinin, Abdullah Gül bağlılığı, önce

Mülkiye’de başlamış; Exeter’de, pekişmiştir.Bu arada, Erdoğan da ihmal edilmemiştir. Türkiye-İngiltere

“Stratejik Ortaklık Belgesi” iki başbakanın, baş başa yaptıkları uzunbir görüşmenin ardından, 23 Ekim’de imzalanmıştır.

Bu imzadan iki gün sonra Londra’da.. üstelik Parlamento bina-sında.. 3 gün süren.. “ Değişen İslam Dünyasında Fethullah GülenHareketinin Katkıları”.. toplantısı, Afganistan ve Irak’a askeriNATO desteğine lobi yapması için, cemaatin ağzına bal çalmaktır.

Ekim 1991 yılı seçimlerinde, Refah Partisi ve Türkeş’in MilliyetçiÇalışma Partisi ile ittifak girişimine, Kürtleri küstürürüz diye karşıçıkan Recep Bey’in “Kürt Raporunu” hatırlamakta yarar vardır.

Erdoğan’ın üst kimlik, alt kimlik birikimlerinin temeli ile… Kürtkimliğine; İslam-i motivasyonu enjekte edilmesi öngörüleri.. danış-manı M. Metiner’e hazırlattığı, 18 Aralık 1991 tarihindeki “KürtRaporundan” mirastır..

ORG. BAŞBUĞ’UN YAKLAŞIMI

Bu arada; Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ’un, Atatürk’tenalıntı “Türkiye Halkları” yaklaşımı ile… Türkiye’de “Etnik çatışmaolmaz” sözleri, açıklığa kavuşturulmalıdır.

Başbuğ bir yanda “olmaz” derken.. ertesi gün.. Öcalan vePKK’nın yandaş ve TBMM sözcüleri “Altında kalırsınız” tehditleri,yanıt beklemektedir?

Başbuğ’un, Atatürk’ten alıntı sözlerinin özünü çarpıtarak..Recep Beyin, alt kimlik üst kimlik raporuyla bağdaştıran AKP yan-daşları.. göklere zıplamışlardır.

Elbette biz Türkiye vatandaşlarıyız. Atatürk’ün sözünü ettiği“Halk” vatandaş, “Halklar” ise; vatandaşın çoğul hali, vatandaşlar-dır.

Ne mutlu Türküm sözü, Atatürk’ün değil midir? Buradaki“Türk” vatandaşlar arasında, bir öncelik tanımak için değildir.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını, (halkı olmayı) içine sindirmişhalklar, yani herkes, Türk kimliğini alır.

Türküm, diyemiyorsa.. Onlardan, Türkiye halkı da halkları daolmaz. Onlardan ancak, emperyalizm emrindeki, Kürdiye yandaş-ları olur.

SON SÖZ: Yağmurun, kirleri yıkamasını bekleyen, kaybe-der.G

Adrese teslim Türkiye modelininmimar ve taşeronları

AKLIN SESİ

SÜHA BAYKAL

Page 33: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 33/65

32 G Ayd›nl›kG 19 NSAN 2009

KKTC’de Milletvekili Genel Seçimlerisiz Aydınlık’ı okurken yapılmış olacak.Kıbrıs Türk halkı, Cumhuriyet Meclisi’nin

50 yeni üyesini belirleyecek. 20 Şubat2005’te yapılan son genel seçimlerin ar-dından yeniden sandık başına gidilecek-tir. KKTC’de, 161 bin 373 seçmen bu-lunmaktadır. Seçmenlerden oy almakiçin ise, 7 partiden 345, bağımsız olarakda 8 aday yarışacak. Kıbrıs sorununa an-laşma ile çözüm bulmak amacıyla sür-

dürülmekte olan müzakere süreci bugün yapılacak seçimin so-nuçlarından etkilenebilecektir. Seçimin önemi buradadır.

Kıbrıs sorununa tek egemenlik, tek vatandaşlık, tek temsiliye-te dayalı federal bir çözüm öngörenler ile, iki devlete dayalı-KKTC’nin egemenliğini, Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garan-tisini öngören, konfederal bir çözüme inanlar seçimde yarışacak-lar. Demokrasi sınavında bugüne kadar başarılı bir karneye sahipolan Kıbrıs Türkünün vereceği karara şimdiden saygı duyulması-nın da önemi büyüktür. Unutulmamalıdır ki, halka rağmen yürü-tülen siyasetler başarılı olamamış, inatçı ve dediğim dedik diyensiyasiler ise yok olup gitmişlerdir.

KIBRIS TÜRKÜNÜN AYDINLIK G ELECEĞİ

Seçimin diğer bir önemli tarafı ise Annan Planı döneminde ‘evet-çi-hayırcı’ diye emperyalist güçler tarafından kamplara bölünen Kıb-rıs Türkünün seçim sonuçları sonrasında büyük bir olgunluk içerisin-de özlenen ‘toplumsal uzlaşmaya’ varmayı başarabilmesi için doğa-

cak fırsattır. Seçimi ben kazandım, benim dediğim dediktir yaklaşımıKıbrıs Türküne zarar verecektir. 19 Nisan seçimlerinden sonra, çokimrendiğim Rumlar gibi, Ulusal bir Konsey kurulmalı ve bu Kon-sey’de alınacak kararlar Anavatan Türkiye ile istişare edilerek nokta-sına-virgülüne dokunmadan yürürlüğe konmalıdır. Ulusal Konseykararlarından ise hiçbir şartta milim sapılmamalı ve Kıbrıs Türkününaydınlık geleceği bu ‘Milli Siyasete’ göre yürütülmelidir. AnavatanTürkiye’deki AKP hükümetine de bu bağlamda bugüne kadar yü-rüttüğü Kıbrıs siyasetini yeniden gözden geçirme görevi düşmekte-dir. Emperyalizmin emir ve dayatmalarına göre değil, Kıbrıs Türkü-nün, Anavatan Türkiye’nin yüksek menfaatlerini her zaman ön plan-da tutarak belirleyeceği, ‘Milli Siyasetine’ saygı gösterilmelidir. Ana-vatan Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan’ın geçmişte yaptığı gibi Kıb-rıs Türkünü tehdit ve şantajla karar almaya zorlamaması gereklidir.Tarihimizde ilk kez bir Anavatan Türkiye Başbakanı ile ters düşme ta-lihsizliğinin verdiği rahatsızlıktan kurtulmak istemekteyiz. Erdoğan’ınemperyalizmin insafsız pençesinden kurtulabilmesinde Kıbrıs büyükbir fırsattır. Erdoğan bu fırsatı kaçırmamalıdır. Geçmiş uygulamaları-na bakılırsa bu konuda ben pek iyimser değilim. Bekleyip göreceğiz.Anavatandaki kardeşlerimiz bilmelidirler ki karşımızda kim olursaolsun KKTC’yi yıktırmayacağız. Türk bayrağını, Türk Ordusunun san-cağını ilelebet dalgalandırmak ve ezan sesinin dinmemesi için kanı-mızın son damlasına kadar mücadelemize devam edeceğiz. TMTruhu yaşamaktadır. Devletimizin kurucusu Rauf Denktaş her zaman-kinden zinde ve dimdik bizlere yol göstermektedir ve gösterecektir.

Conilere ve onların işbirlikçilerine yenilmeyeceğiz. Yedi düvele mey-dan okumuş Anadolu’daki kardeşlerimize layık olduğumuzu göste-receğimizden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

HRİSTO-FİYASKO’NUN KIBRIS TEZLERİ

Bu köşeyi okuyan kardeşlerim, sürdürülmekte olan müzakere

sürecinden kesinlikle sonuç alınamayacağına defalarca vurguyaptığımı bilmektedirler. Falcı değilim; ama Rum-Yunan ikilisiniçok iyi tanımakta ve yazıp-söylediklerini çok yakından takip et-

mekteyim. Kilise destekli Rum-Yunan ikilisi Kıbrıs’ın Yunan adasıolduğuna kendilerini inandırmış, hayal dünyasında yaşamaktadır.Megali İdea ülküsünden, Enosis’ten ve biz Müslüman TürkleriHristiyanlaştırıp adayı Elenleştirmek hedeflerinden zerre kadarsapmadıklarını ve sapmayacaklarını da çok iyi bilmekteyim.

Rum tarafının Kıbrıs sorunu ile ilgili öngörülerini tekrarlamak-ta fayda görmekteyim. Rum’a göre:

1. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ esastır ve devam edecektir.’Bakir do-ğum’ yani yeni bir devletin kurulması mümkün değildir.

2. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin’, ‘Üniter’ yapısı korunacaktır. Kıb-rıs’ta tek halk vardır. Bu halk Rumlardan, Türklerden, Maronit, Er-meni ve Latin’lerden oluşmaktadır. Kıbrıs halkı tüm Kıbrıs’ın teksahibidir.

3. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ tek halka dayanan,’tek vatan’ üzerin-de ‘eşit’ vatandaşlardan oluşmaktadır. Kıbrıs Türküne 1960’takihakları, yani toplum olarak eşit-ortaklık haklarının verilmesi müm-kün değildir.

4. Egemenlik tektir ve bölünemez.5. Kıbrıs sorunu bir işgal sorunudur.6. Sorunun çözümü Türk askerinin adadan gitmesiyle müm-

kündür.7. Adanın askersizleştirilmesi temel hedefimizdir.8. Adanın askersizleştirilmesi için muhatabımız Türkiye’dir.9. Çözüm Türkiye’nin iyi niyetine ve atacağı adımlara bağlıdır.10. Kıbrıs sorunu BM kararları ve AB normlarına göre çözüle-

cektir.11. Kıbrıs Türkünün ‘self determinasyon-kendi geleceğini be-

lirleme- hakkı yoktur. Buna bağlı olarak Kıbrıs Türkünün ‘anlaş-mama ve ayrılma hakkı’ yoktur.

12. İki devlete dayalı çözüm kesinlikle söz konusu olamaz.13. KKTC ayrılıkçıdır ve ortadan kaldırılmalıdır.14. Garanti anlaşması lağvedilecektir.15. İki bölgeli federasyon etnik olarak tamamen temiz olma-

yacaktır. Rum ve Türklerin serbest dolaşım, mülk edinme ve yer-leşme hakkı korunacaktır.

16. Çözüm için bozulan demografik yapı düzeltilmelidir. Tür-kiye’den gelen ‘yerleşikler’ geri dönecektir.

17. Rum göçmenler eski mallarına geri dönecektir.18. Türkiye gecikmeden ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni’ tanımalı ve ilişki-lerini normalleştirmelidir.

Rum Yönetimi Başkanı Hristo-fiyasko’nun ve diğer Rum siya-silerin Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla öne sürdükleri builkelerin kabul edilmesi mümkün değildir. Genel anlamda Hristo-fiyasko’nun, kendisinden önceki diğer Rum liderler gibi yürüttüğüsiyaseti anlaşmayı engellemektedir.

KIBRIS TÜRKÜNÜN MİLLİ HEDEFİ

İşte bu zihniyetteki Rum’la anlaşma yapmak isteyen parti veadaylara itibar edilmemelidir. Rum’un değişmeyen katı siyasetiancak Kıbrıs Türkünün toplumsal uzlaşması, birlik, beraberlik ve

dayanışması ile yenilecektir. Binbir zorlukla kurduğumuz devleti-miz KKTC’nin ilelebet yaşaması ve yaşatılması esastır. Ve ‘Milli He-def’ budur. Kıbrıs Türkünün özgür iradesine müdahale eden em-peryalist zavallılara ve onların içimizdeki işbirlikçilerine gerekencevabı verelim. Önümüz aydınlıktır, yeter ki devletimize güvene-lim ve O’nu savunanları destekleyelim.G

KKTC seçimleri ve toplumsal uzlaşmanın zarureti…

ULUSAL GÖRÜŞ

HÜSEYİN MACİT YUSUF

Page 34: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 34/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 33

MURAT ARISOY

Azerbaycan, AKP’nin Türki-ye-Ermenistan sınırını aç-maya yönelik hazırlıkları-

na tepkili. Azerbaycan MilliMeclisi’nden bir heyet, Türki-ye’nin nabzını yoklamak ve Er-menistan’ın Karaba igalini an-latmak üzere Türkiye’ye geldi.Azeri milletvekilleri, 15-16 Ni-san’da Ankara’da Abdullah Gül,TBMM Bakanı Köksal Toptan,

Dıileri Bakanı Ali Babacan,CHP Genel Bakanı Deniz Bay-kal ve MHP Genel Bakanı Dev-let Bahçeli ile görümeler yaptı.Tayyip Erdoan ise randevu ver-medi.

AZERBAYCAN BİLGİLENDİRİLMEDİ

Azerbaycan Milli Meclisi he-yetinden önce Azerbaycan Mil-letvekili Azay Guliyev de Türki-ye’deydi. 11 Nisan’da TÜRK-

SAM’ın düzenledii panele katı-lan Guliyev, AKP’nin “Biz Azer-baycan’la Ermenistan konusunugörüüyoruz” propagandasınıöyle çürüttü:

“Türkiye’de, ‘Biz Azerbay-

can’la görüüyoruz’ diyorlar.

Bizim bundan haberimiz yok.Bizle görüseler, Karaba’dakiigal bitmeden ‘Sınır kapısınıaçın’ der miyiz?”

AZERİ VEKİLLER, “TÜRKLERE

BOYKOT” HABERLERİNİ YALANLADI

15- 16 Nisan’da Ankara’daolan Azerbaycan heyeti, Türki-ye’deki temaslarına CHP ile ba-ladı. CHP Genel Bakanı DenizBaykal’ı ziyaret eden Azeri mil-letvekilleri, görümeden önce ga-

zetecilerin sorularını yanıtladılar.Heyet adına açıklama yapan Ga-nire Paayeva, “lk adımı Erme-nistan atmalı. Karaba igali bit-meden Türkiye, Ermenistan sını-rını açmamalı” dedi.

Azerbaycan Milli Meclisi mil-letvekillerinin ikinci duraıMHP’ydi. Burada Devlet Bahçeliile bir araya gelen Azeri vekiller,MHP zmir Milletvekili enolBal ile birlikte basın toplantısı

düzenledi. Milletvekilleri,MHP’deki basın toplantısın-da,“Azerbaycan’la ilikilerkoptu” haberlerini yalanladılar.Azeri milletvekilleri, “Biz Türki-ye ile ilikilerimizin iyi olmasını

istiyoruz. Ne Türk iadamlarınayönelik bir baskı var, ne de Ha-dise’ye boykot. Türkiye, bizimkardeimiz. Biz, Karaba’daki i-galin bitmesini istiyoruz” dedi-ler.

“1 MİLYON KİŞİ,

TÜRK BAYRAĞINA DİZ ÇÖKTÜ”

Azerbaycan Milli Meclisi he-yetindekiler, aynı gün KöksalToptan’la görütü, 16 Nisan’dada basın toplantısı düzenledi.Basın toplantısının en dikkat çe-kici konumasını Azeri-Türk Ka-dınları Birlii Bakanı TenzileRüstemhanlı yaptı. Rüstemhanlı,Azerbaycan’daki Türkiye sevgisi-ni u cümlelerle anlattı:

“1990’da, bugün Azatlık

Meydanı denilen yerde 1 milyonkii toplandı. Baımsızlık istiyor-duk. Bir baba, çocuunu omzunaçıkardı. Çocuun elinde ay-yıl-dızlı Türk bayraı vardı. nanırmısınız, o meydandaki bir mil-yon kii o bayraa diz çöktü.‘Türkiye bizi destekliyor’ deyipsevindik.”

Öte yandan Dıileri BakanıAli Babacan, 16 Nisan’da Kara-deniz Ekonomik birlii toplan-

tısı için Ermenistan’a gitti. Eri-van’da Ermenistan Cumhurba-kanı Sarkisyan ve Dıileri Baka-nı Nalbantyan’la görüen Baba-can’ın sınırın açılması koullarınıgörütüü belirtiliyor. G

AZERBAYCAN HEYET ANKARA’DAYDI

Azeri vekil Guliyev:

AKP’nin bizimle görüştüğü yalanAmerikan Bakan Obama, TBMM’de konutu, yanks Azerbaycan’danduyuldu. Azeriler, Obama’nn “Ermeni snr açlsn” basksnaTürkiye’nin boyun emeyeceini düünüyor. Azerbaycan MilliMeclisi’nden bir heyet, Türkiye’ye “Snr, bu koullarda açlmasn”demek için geldi. Tayyip Erdoan heyete randevu vermedi.

L Canan Artman(CHP zmir

Milletvekili),Tenzile

Rüstemhanl, Lale

Abbasova, GanirePaayeva, enolBal (MHP zmir

Milletvekili),Güler Ahmedova,

Aynur Guliyeva,Rena Mirzazade

(soldan saa)

Page 35: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 35/65

34 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

A

zerbaycan Milli Mecli-si’nden Türkiye’ye gelen

heyet içindekilerden biri,Azerbaycan-Türkiye DostlukGrubu Bakanı Güler Ahmedo-va’ydı. Ahmedova, ABD’nin bas-kısıyla Ermenistan sınırının açıl-ması konusunu Aydınlık AnkaraTemsilcisi Fikret Akfırat’a deer-lendirdi.

“TÜRKİYE, KENDİ ÜLKEMİZ GİBİDİR”

AYDINLIK- Türkiye’de çeitliparti temsilcileri ve kitle örgütle-ri ile görütünüz. Temaslarınızda

ne gibi konuları gündeme getirdi-niz ve nasıl sonuçlar aldınız?

GÜLER AHMEDOVA- Türki-ye’yi doduumuzdan beri kendiülkemiz gibi saydık. Yegane ko-numuz, Azerbaycan-Türkiye-Er-menistan arasında son günlerdegündeme gelen ve heyecan dou-ran sınırların açılması konusuy-du. Sınırların açılmasıyla ne ka-zanırız, ne kaybederiz, sınırlarınaçılmasının zamanı mı? Bu sınır-

lar neden balandı, neye göreaçılıyor? Bu konuda önemli gö-rümeler yaptık.

AYDINLIK- Ermeni sınırınınaçılması Türkiye’de de çokyoun tartıılıyor. Azerbaycan,baından bu yana Karaba soru-nu çözülmeden sınırların açılma-sına karı. Karaba’da ne olmu-tu?

AHMEDOVA- Sovyetlerdenbu yana bu sorunlar devam edi-yor. Azerbaycan, komünizmikurmayı, insanlara daha yeni vedaha ho bir dünyayı sunmayıtartıırken, Ermeni din adamlarıBüyük Ermenistan’ı hayal edi-yordu. Daha sonra Dalık Kara-

ba’da muhtariyet ortaya çıktı.Orada üniversiteler açıldı. Erme-

nilerin refahı korundu. Sovyetlerdaıldıktan sonra bu imkanlar,suistimal edildi. Ermenistan Par-lamentosu’nda, Dalık Kara-ba’ın Ermenistan’la birletiril-mesi kararı alındı. Ardından Ho-calı katliamı geldi. Ermenistan,Karaba’ı igal etti. O zamankarde Türkiye, Ermenistan’atepki gösterdi ve sınırı kapattı.Türkiye yine de hava sahasınıaçtı, ho tavırlar sergiledi. Biz,sözde Ermeni Soykırımı konu-

sunda kendimizi kenarda sayma-dık. Biz Türkiye ile bir millet ikidevletiz. Ama tarih öyle zaman-lara getirdi ki bizi, bazen tek dev-let gibi hareket ettik. Çanakka-le’de geldik, biz savatık.1918’de Nuri Paa, geldi Azer-baycan’da savatı. O dönemlerdetek devlet gibi davrandık. Bugün,bizim için bir imtihan devridir.Yine tek devlet gibi hareket et-meliyiz.

“TÜRKİYE ÇOK GÜÇLÜ, AMA

İÇERİDEN BUNU GÖREMİYOR”

AYDINLIK- Ne yapmalı Tür-kiye? Ermenistan Cumhurbaka-nı, “Türkiye, sınırın açılması ko-nusunda herhangi bir art önesüremez” dedi. Neye güvenerekbunu söylüyor?

AHMEDOVA- Güvendii yer-ler üphesiz ki var. Türkiye’nindünya çapında dört sorunu var:PKK, sözde Ermeni soykırımı,AB’ye dahil olma konusu ve Kıb-rıs. Batı, Türkiye’nin bu dört so-rununu pazarlık aracı haline geti-rip Türkiye’den bir eyler kopar-mak istiyor. Türkiye’nin büyük-

lüü, Türkiye’nin içinden görül-müyor. Türkiye, dünyayı nekadar etkileyebileceini göremi-yor. Yüce dalar, yakından gö-rünmezmi.

Obama, Amerikan Bakanlı-ı’na seçilmeden önce ErmeniSoykırımı”nı tanıyacaını söyle-di. Bu, Türkiye’yi etkileyecek bir-ey deil. Bu, büyük bir devi,küçük bir oyuncakla korkutma-

AZER MLLETVEKL AHMEDOVA, AYDINLIK’A ANLATTI

‘Bizim için imtihan devri

tek devlet gibi davranmalıyız’AKP’nin Türkiye-Ermenistan snrn açmaya hazrlanmas, kardeAzerbaycan’da büyük tepkiye neden oldu. Azerbaycan Milli MeclisiDilikiler Komisyonu Üyesi, Bakü Milletvekili Güler Ahmedova,Bat’nn Türkiye’yi alt etmek için sorunlar yarattna inanyor, “Biz,Türkiye’nin gücünün farkna varacan umuyoruz” diyor.

Page 36: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 36/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 35

ya benziyor. Ermeniler, Osmanlızamanında hiçbir zaman kul ol-madılar. 35 deil 70 devlet sözdesoykırımı tanımaya urasa, Tür-kiye’yi etkilemez.

Azerbaycan, hiçbir zaman budavadan geri çekilmeyecek.

Çünkü bu dava, erefimizin da-vasıdır.

AYDINLIK- Bazı görümeleroluyor, Ermenistan-Azerbaycanarasında...

AHMEDOVA- Çok komikeyler oldu bu görümelerde.Herkes bilir ki Ermenistan kendibaına Azerbaycan’a kafa tuta-maz. Karaba ve Hocalı’da Rusaskeri birliklerinden istifade ettiErmenistan. Ter Petrosyan, tam

uzlaacakken görevden uzakla-tırıldı. Koçaryan masada oturup

meseleleri çözerken birden bire“Yakın bir arkadaımın annesiölmü. Gitmeliyim” dedi, toplan-tıyı terk etti. Bu noktada Türki-ye’nin bize destek vermesi çokönemli. Türkiye ile aramızıaçmak için fırsat arıyorlar. nan-

mıyorum ki baarıya ulasınlar.“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’İN KARARI

UYGULANMALI”

AYDINLIK- Sınırın açılması,hangi koullara balı olabilir?Karaba sorunu nasıl çözülür?

AHMEDOVA- Birlemi Mil-letler’in, Avrupa Konseyi’nin Er-menistan igalinin son bulmasınailikin kararı var. Bunların uygu-lanması gerekir. Sınırlar, igaldendolayı kapalı. Sınırlar, Karaba,igali bittii zaman açılmalıdır.Azerbaycan’daki herkes, barıiçinde yaamak istiyor. Topraı-mızın yüzde 20’si igaldeyse, her8 kiiden biri göçmense, bu soru-nun bir sonu olmalıdır. Bir nesil,Karabasız büyüdü.

Türkiye, koskoca bir devletolarak, bölgede yumruunu ma-saya vurmalı. Türkiye bu bölgedesöz sahibidir. Bu gücünün arka-sında durmayı becermelidir.

Türk’e yaraan bir adım atmalı-dır.

“TÜRKİYE’NİN GÜCÜNÜ

BÖLMEK İSTİYORLAR”

AYDINLIK- Peki Türkiye,Rusya, Azerbaycan, Ermenistanbir araya gelse bu sorun dahakolay çözülebilir mi?

AHMEDOVA- Bu da denene-bilir. Bütün imkanlar gözden ge-çirilmelidir. Bence Türkiye’nin

baında dolaan PKK sorunu,Kıbrıs sorunu, bunun için kulla-nıldı. Sonunda da AB’ye dahilolmak gibi bence gereksiz bireyle uratırdılar. Türkiye’ninbölgedeki nüfuzunu düünmeyeimkanı bile olmadı. Bugün bun-ları artık pazarlıa çevirdiler. Busorunları Türkiye için yarattılar.

Bugün de “Biz Türkiye’ninsorunlarını çözeriz” dediler. Kar-ılıında da Türkiye’nin kendi çı-karlarından vazgeçmesini, gücü-nü unutmasını istediler.

Haritada bölmeseler bile, top-raını bölmeseler bile gücünübölmek istiyorlar. Dahili ve hari-ci sorunlar çıkarıp Türkiye’yi

doru bildii yoldan çevirmek is-tiyorlar. Ben, Türkiye’den bu im-tihandan yüzünün akıyla çıkaca-ını düünüyorum. Karaba ol-masaydı, baka bir sorun çıkara-caklardı. 21’nci asırda silahlarbile psikolojik silahlardır. Türki-ye’yi hiçbir eye gücünün yetme-yeceine inandırmayı düünüyor-lar. Ama biz inanıyoruz ki Türki-ye’nin gücü yetecek.G

AKP’den Ermenistan’akarayolu yapımı için yasa

Abdullah Gül’ün Dıileri Bakanlıı dönemindeimzaladıı ve yasalatırılması için TBMM’ye gön-derdii “Karadeniz Çevre Karayolunun KoordineliOlarak Gelitirilmesine Dair Mutabakat Zaptı” ileTürkiye’den Ermenistan’a karayolu yapımı ça-lıması balattıı ortaya çıktı.

19 Nisan 2007’de Belgrad’ta Karadeniz Ekono-mik birlii ülkeleriyle imzalanan anlama, Ba-kanlar Kurulu kararıyla TBMM Bakanlıı’na ora-dan da yasa tasarısı olarak 6 Ocak’ta TBMMDıileri Komisyonu’na gönderildi. Tasarıyı 15 Ni-san’da gündeme alan Komisyon rapor aamasında.Yasa tasarısına göre, ina edilecek karayolunun ge-çecei güzergâhta Ermenistan’ın bakenti Erivanda var.

Komisyon üyesi CHP Milletvekili Canan Arıt-man, yapılacak yolların haritasının belli olma-dıını yol yapımının sınır kapılarının açılması içinhazırlık planı olduunu savundu.

Aydınlık’a konuan Arıtman, AKP’nin, Erme-nistan’ın ticari ilikilerini gelitirmek için çaba sarf ettiini belirterek, “AKP, Ermenistan’a yol yap-makla megul” diye konutu. Arıtman komisyondayasaya muhalefet erhi koyacaklarını vurguladı.

Dier yandan Azerbaycan CumhurbakanlııDı likiler Dairesi Bakanı Nevruz Muhamme-dov, Ermenistan’la sorunların eski Cumhur-bakanları Turgut Özal, Süleyman Demirel veAhmet Necdet Sezer’in izledii çizgide çözülmesigerektiini söyledi. Muhammedov’un AbdullahGül’ün adını anmaması dikkat çekti.

Azeri “Yeni Müsavat” gazetesi de, Rusya Dıstihbarat Servisi’nin Türkiye ile Ermenistan ara-sında, iki yıldan beri yürütülen görümelerin ayrın-tıları ve varılan anlama metnini Azerbaycan Cum-hurbakanı lham Aliyev’e sunduunu iddia etti.

Birlemi Milletler’in, Avrupa Konseyi’nin

Ermenistan igalinin son bulmasna ilikin

karar var. Bunlarn uygulanmas gerekir.

Snrlar, igalden dolay kapal. Snrlar,

Karaba, igali bittii zaman açlmaldr.

Page 37: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 37/65

36 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

K

aynak Yayınları, “tarihinizleyüzlein” diyen ABD BakanıBarack Obama’ya “Ermeni Bel-

geleriyle Soykırımı Yalanı Dizisi”

kapsamında yayımladıkları 8 kitabı vebu dizinin ilk üç kitabının ngilizce bas-kılarını Beyolu Postanesi’nden gön-

derdi. Beyaz Saray’a gönderilen pa-kette Obama’ya mektup da vardı.

Kitapları Kaynak Yayınlarıçalıanlarının da katıldıı birbasın açıklamasıyla 14 Nisan’dapostaya veren Yayınevi’ninGenel Müdürü Osman Bilge Ku-ruca, bu kitapların Ermeni veRus arivlerinde yaptıkları 10yıllık çalımanın bir ürünü oldu-unu açıkladı. “Bu sekiz belge id-diaların yalan olduunu kanıtlı-

yor” diyen Kuruca bu belgeler-den en çarpıcısının Ermenistan’ınilk Babakanı Ovanes Kaçaznu-ni’ye ait olduunu söyleyerek ki-taptan pasajlar okudu. Kaynak

Yayınları’nın Obama’ya gönder-dii 8 kitap unlardan oluuyor:O. Kaçaznuni: Tanak Partisi’ninYapacaı Bir ey Yok (1923Parti Konferansı’na Rapor), A.A.Lalayan: Tanak Partisi’nin Kar-ıdevrimci Rolü (1914-1923), n-gilizlerin Mavi Kitabına KarıSovyetlerin Yanıtı- Kızıl Kitap,A. B. Karinyan: Ermeni Milliyet-

çi Akımları, Mehmet Perinçek:B.A. Boryan’ın Gözüyle Türk-Er-meni Çatıması, Karibi: Ermeniddialarına Yanıt-Gürcü Devle-ti’nin Kırmızı Kitabı, S.G. Pirum-yan: Diasporadaki Tanaklar,Çarlık Polis Raporlarında Ta-naklar.

Dier yandan sveç ADD,Kaçaznuni’nin kitabını sveç di-line çevirdi. Sözde Ermeni Soy-kırımı ile ilgili sveç kamuoyu-

nun yanlı yönlendirildiini be-lirten ADD Bakanı MustafaSönmez, kitapları ücretsiz daı-tarak kamuoyunu aydınlatacak-larını söyledi.G

M KaynakYaynlar GenelMüdürü OsmanBilge Kuruca, 8kitabn Ermeni veRus arivlerindeyaptklar 10 yllkçalmann ürünü

olduunu söyledi.

OBAMA’NIN ‘TARHNZLE YÜZLEN’ SÖZÜNE YANIT

Kaynak Yayınları

Obama’ya 8 kitap gönderdi!Yaynevi çalanlar belge niteliindeki 8 kitapla birlikteObama’ya yazdklar mektubu da gönderdiler. Genel MüdürOsman Bilge Kuruca, “Osmanl mparatorluu, savan bandanitibaren her devlet gibi topraklarnn parçalanmasna kar direndi vebirliini savundu” dedi.

Sayın Barack Hussein ObamaABD Bakanı,Türkiye ziyaretinizde ve 6 Nisan

2009 tarihinde TBMM’de yaptıınızkonumalarınızda sözde “Ermeni soy-kırımına yönelik düüncelerinizin de-imediini” ve “Türkiye’nin de ABDgibi tarihiyle yüzlemesi gerektiini”belirttiniz.

1. Dünya Savaı, Osmanlı mpara-torluu’nun topraklarını paylamakiçin çıkmıtı. Osmanlı mparatorluu,savaın baından itibaren her devletgibi topraklarının parçalanmasınakarı direndi ve birliini savundu.

Amerika Birleik Devletleri de,1861-1865 yıllarında, milli birliini vebütünlüünü korumak için acılı, amabüyük bir sava verdi.

Her sava aynı zamanda bir felaketde getirir; bu nedenle 1. Dünya Sava-

ı’nda savaan tarafların her iki cephe-sinde de felaketler yaanmıtır.

1. Dünya Savaı döneminde Os-

manlı topraklarında yaayan ve devle-te karı ayaklanma balatan Ermenile-re yönelik tedbirler zorunluydu ve butedbirler vatan savunmasının bir gere-iydi.

1915’te yaanan olaylara ilikin tarih-sel deerlendirmelerin en güvenilir olanıkukusuz Ermenistan’ın ilk Babakanıolan Ovanes Kaçaznuni’ye aittir.

Kaynak Yayınları, 10 yıldan buyana Ermenistan ve Rus kütüphanele-rinde çalıma yürüterek, 1915 dönemi-ne ilikin bu tarihsel belgeyi ve dierle-rini kütüphanelerin tozlu raflarındanindirerek, tarihin aydınlanmasınaönemli bir katkı yapıyor.

Ermenistan’ın ilk Babakanı Kaçaz-nuni, “Tanak Partisi’nin Yapacaı Bir

ey Yok” balıklı 1923 tarihli rapo-runda, 1915 yılında Osmanlı Devle-ti’nin Ermenilere yönelik tedbirlerini

öyle deerlendirmektedir:“1914 sonbaharında, Ermeni Ta-naksutyun Partisi, Ermeni gönüllü bir-liklerinin Türkiye’ye karı gerçekletir-dikleri askeri operasyonlara aktif bi-çimde katıldı....”

“Türkler (Tehcir konusunda) neyaptıklarını biliyorlardı ve bugün pi-manlık duyacakları bir husus bulun-mamaktadır...”

Bugüne kadar yapılan ariv çalı-maları sonucunda 8 belge yayımlan-mıtır.

Dikkatinize sunuyoruz.SaygılarımızlaOsman Bilge KurucaKaynak YayınlarıGenel Müdürü

OBAMA’YA MEKTUP

Ermenilere yönelik tedbirler vatan savunmasının gereiydi

Page 38: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 38/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 37

Page 39: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 39/65

38 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

TEOMAN ALVER

Türkiye’nin NATO ile yakla-

ık altmı yıllık bir geçmiivar. Bu altmı yıl, tarihimi-

zin bekli de en sancılı süreci. Budöneme iki Amerikancı darbe,binlerce faili meçhul cinayet, bin-lerce yurttaımızı kaybettiimizve milyarlarca dolara mal olanbir terör süreci sıdırdık. Busüreç hâlâ devam ediyor.

Kimi çevreler NATO’yu Türkdı politikasının en vazgeçilmezunsuru; kimileri de baımıza

gelen tüm belaların ba sorumlu-su olarak görüyor. NATO’yu veNATO’nun Türkiye için anlamı-nı NATO’da görev yapmı dene-yimli bir komutana sorduk. çi

Partisi Genel Bakan YardımcısıEmekli Hava Korgeneral YaarMüjdeci…

AYDINLIK- Özellikle Sovyet-ler Birlii’nin daılmasındansonra NATO’nun ilevi tartııl-maya balandı. Bu yeni durumunardından NATO Türkiye içinnasıl bir anlam kazandı?

YAŞAR MÜJDECİ- NATO 4Nisan 1949’da kuruldu. VarovaPaktı da, buna tepki olarak1955’te kuruldu. ABD’nin öncü-lüünde Avrupa ülkelerinin Sov-yet tehdidine karı savunulmasıamacıyla kurulan NATO, Varo-va Paktı’nın daılmasıyla görev-siz kaldı. ABD yeni bir kavramortaya attı: “Uluslararası terör”.Terör tek baına baarılı olabile-cek bir yöntem deil. Durumunözeti u: Özellikle 1991’den iti-baren NATO Türkiye’yi çatımabölgelerinde jandarma olarakkullanmaya çalıan bir kurumhaline gelmitir. unu da görmeklazım, ABD BM’de yaptıı gibiNATO’yu da yönlendirmek ve

tam denetimi altına almak iste-mektedir. ABD u an ciddi askersıkıntısı yaamaktadır. Irak’tançekecei askerleri Afganistan’dakullanmak istiyor. Eer baara-bilirse dier NATO ülkelerini deikna ederek Afganistan’da bu ül-kelerin askerlerini kullanmak is-tiyor. Ancak ben ABD’nin Afga-nistan’da baarabileceini dü-ünmüyorum.

AYDINLIK- Türkiye’nin

NATO ile karı karıya geldiinimi düünüyorsunuz?MÜJDECİ- Aynen öyle. Tür-

kiye artık kendi çıkarlarını esasalan politikalar izlemek duru-mundadır. Çünkü ABD’nin, ör-

nein Türkiye’nin AB süreciyleilgili politikası udur: Türkiye’yiAB kapısında tutmak. ABD Tür-kiye’nin AB’ye girmesini istemi-yor çünkü bu durumda TürkiyeAB ile hareket edecektir. Dıındakalmasını da istemiyor, çünkü budurumda da Türkiye bölge ülke-leriyle farklı alternatifler araya-caktır.

TERTİPLERİN UYGULAYICISI NATO

AYDINLIK- Siz yaklaık 3,5yıl NATO’da görev yaptınız.NATO Türkiye’ye nasıl bakıyor?

MÜJDECİ- Ben NATO’yabinbaı rütbesiyle gittim. Birliktegörev yaptıım subaylar, özellik-le Amerikalılar bana defalarcakaç tane eim olduunu sordular.Dönene kadar Türkiye’de tek e-liliin olduunu onlara anlata-madım. Onların bize bakıı, ula-tıımız maddi güç ve teknolojikdüzeyimize göre ekillenecektir.

AYDINLIK- Son 60 yıl içinde,darbeler, siyasal cinayetler veprovokasyonlar birbirini izledi.Ergenekon operasyonu da bunadahil edilebilir. Bu yaananlardaNATO’nun ne derece parmaıvar?

MÜJDECİ- NATO’nun,ABD’nin parmaı olan her yerdeparmaı olması normaldir.

M zmir haber

müdürümüzTeoman Alver,Emekli KorgeneralYaar Müjdeci ileNATO’yu konutu.

NATO’DA 3,5 YIL GÖREV YAPAN E. HAVA KORG. MÜJDEC:

NATO’dan çıkmaktan korkmayın!

Türkiye seçeneksiz değil!Kimi çevreler NATO’dan çkarsak yalnz kalacamz savunuyor. Bukorkakça bir tutum. Türkiye dünyada en fazla d politika seçenei olanülkedir. Baz Avrupa ülkeleri geçmite NATO’dan ksmen ya da tamamenayrld ve balarna bir ey gelmedi. Bir dönem NATO tesislerine el koyduk.Bizim de bamza bir ey gelmedi. Tersine saygnlmz artt.

“1974’te bize ambargo

koydular biliyorsunuz. Biz

de bunun karlnda

ABD’nin ncirlik dndaki

bütün üs ve tesislerini 1978

ylna kadar kapattk. Bize

de bir ey olmad. Tam

tersine hakkmzaradmz ve dik

durduumuz için daha

kymetli olduk.”

Page 40: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 40/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 39

Çünkü bugün itibariyle NATOdemek ABD demektir. Bahsetti-iniz olaylarda “NATO’nun par-maı vardır” tarifi yetersiz. Bila-kis hazırlayıcısı ve uygulayıcısıNATO’dur.

TÜRKİYE’NİN DERİN DEVLETİ OLMALI

AYDINLIK- Kimi çevrelersözde Ergenekon ile NATO’ nunorganize ettii Kontrgerilla’yı öz-deletiriyor. Bu yaklaıma ne di-yorsunuz?

MÜJDECİ- Bu doru deil.Kontrgerilla, olası Sovyet igali-ne karı NATO’nun organize et-tii bir örgüttü. Bu örgüt yerelkuvvetleri ve halkı “Geride kal”taktiiyle bu igale karı örgütle-yecekti. Bakın bugün Türki-ye’nin bir derin devleti yoktur.Halbuki her devletin bir derindevleti vardır ve olması da nor-maldir. Bu ii bizim adımıza CIAyapıyor. Bugün, Gladyo’nun,CIA’nın iledii faili meçhul ci-nayetler, Ergenekon isimli hayaliörgüte yükleniyor. Çünkü bu e-kilde bir tala iki ku vurulmuoluyor. Hem Türklerin yenidendiriliini simgeleyen o tarihi ger-çee hakaret ediliyor hem de

Türkiye’yi bu karmaık durumdane yaptıını bilemez hale getire-rek bulanık suda balık avlamayaçalııyor.

AYDINLIK- NATO’dançıkma fikri yaygın bir ekilde tar-tıılıyor. Bu konuda sizin fikriniznedir?

MÜJDECİ- “NATO’dan çı-karsak Türkiye yalnız kalır,hedef olur” eklinde düünenler,biraz korkak, mütereddit ve

Türk milletini tanımayan insan-lardır. Türk milleti tarihte 17

devlet kurmu köklü bir uygarlı-a sahiptir. 1966 yılında Fransanükleer silahlara sahip oldu. Busilahların ortak kullanımı günde-me gelince Fransa NATO ile tersdütü ve NATO’dan çıktı. sondönemde Fransa’nın askeri kana-

da tekrar girii tartıılıyor. Okur-larımız yanılmasın. Fransa NA-TO’dan tamamen çıktı. HattaNATO’nun bütün karargâhları,komutanlıkları Fransa’daydı;Onları da kovdu. NATO’yu ül-kesinden kovan Fransa’ya kimsebir ey demedi.

Yunanistan 1974 yılında Tür-kiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi ne-deniyle NATO’nun askeri kana-dından ayrıldı. 1974’te bize am-

bargo koydular biliyorsunuz. Bizde bunun karılıında ABD’ninncirlik dıındaki bütün üs ve tes-islerini 1978 yılına kadar kapat-tık. Bize de bir ey olmadı. Tamtersine hakkımızı aradıımız vedik durduumuz için daha kıy-metli olduk. Biz 74 milyonlukson derece muharip ve genç birnüfusa sahibiz. Bu kadar güçlübir ordumuz var. Buna ramenbiz bir türlü Amerikanın dümensuyundan ayrılamıyoruz.

DERHAL ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ

İLE MÜZAKERELER BAŞLAR

AYDINLIK- Türkiye NA-TO’dan ayrılırsa yalnız mı kalır?

MÜJDECİ- Tabiî ki kalmaz.Böyle bir durumda Türkiye der-hal komularıyla, Rusya’yla,angay birlii Örgütü ile müza-kerelere balayacaktır. Dünyadaen fazla dı politika seçeneinesahip olan ülke Türkiye’dir.

Yeter ki baındaki hükümet dı-arıya angaje olmasın. Onun için

çi Partisi’nin söyledii ‘NeABD Ne AB Tam Baımsız BaıDik Türkiye” politikasına dikkatediniz. Oradaki esas vurgu“Tam Baımsızlık” vurgusudur.Buna ABD de, AB de, Rusya dadahildir.

Obama Türkiye’de idi. “Ruh-ban okulu açılacak” dedi,“Kürtlere özerklik” dedi, “Er-menistan sınırını aç” dedi. Emir-lerini verdi ve gitti. TBMM’dekimilletvekilleri de alkıladı. Bizimkomularımızla ilikilerimiz tabiî ki böyle olmaz. Karılıklı taleple-rimizi söyleriz, müzakereler ya-parız ve daha dengeli ilikileri-miz olur. Ama bu hükümetle buii yapmanın imkânı yoktur.

Çünkü bu hükümet maalesef an-gaje olmutur. G

BAŞSAĞLIĞI

Arkadaşım Av. Fatih Aliyazıcıoğlu’nun kardeşiMimar Hüseyin Aliyazıcıoğlu’nun ablası

Zeliha Aliyazıcıoğlu’nukaybetmenin acısı çok büyük dostlarıma ve ailesine

başsağlığı diliyorum.

İlyas GümrükçüUlusal Kanal Trabzon Temsilcisi

BAŞSAĞLIĞI

Av. Fatih Aliyazıcıoğlu’nun kardeşiMimar Hüseyin Aliyazıcıoğlu’nun ablasıZeliha Aliyazıcıoğlu’nu kaybettik.

Aliyazıcıoğlu ailesinin veyakınlarının başı sağolsun.

Harun Bülbülİşçi Partisi Trabzon İl Başkanı

L YaarMüjdeci’ye göreNATO Türkiye’ninmilli çkarlarnaaykr.

Page 41: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 41/65

40 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

OKTAY YILDIRIM

25 Ocak 2009 tarihli Aydınlık dergi-sinde “Neo-Keynesyen Dönem Ve Deği-şen Paradigmalar” başlıklı yazımızı, baş-lığını “ABD projeyi kime emanet ede-cek” şeklinde değiştirerek yayımlamıştık.

ABD’nin Türkiye üzerindeki “Ilımlıİslâm” projesinin artık tek başına birsonuç vermeyeceğini, yeni projesinin,kontrol edebileceği bir milliyetçilik oldu-ğunu söylemiştik.

Bizzat ABD’nin yetkili ağızları, ABDpolitikalarının Türkiye’deki alkış tutucu-ları ve basından gelen doğrulayıcı be-yanlar ve olaylar, haklılığımızı gün ışığınaçıkardı.

Tehlike açıktır: Milliyetçilik gibi iki ta-rafı keskin bir bıçak, milletinin elindeiken tarih yazabilir ama başka bir gücünelindeyken bir milleti, bir vatanı param-parça edebilir!

ADIM ADIM DEĞİŞİM

Yazımızdan bu yana geçen zaman,değişimin adım adım gerçekleştiğini

gösteriyor. “Zaten hükümetin son bir-kaç aylık süreçte değişen söylemleri debu saptamanın hükümet tarafından dayapıldığı, mevcudun uygun yenilemeler-le ihtiyaca cevap verebileceği mesajı ola-rak algılanmalıdır.”(*)

Mesela Davos’ta sergilenen “Kasım-paşa Diplomasisi”, söz konusu duruş de-ğişikliği örneklerinden biriydi. Her nekadar muhatap olarak oturum yöneticisiseçilmiş de olsa gece yarısı havaalanındayapılan nümayiş, gayreti açığa çıkarıyor-

du. “Türkiye olarak Azerbaycan’ı Kara-bağ konusunda yalnız bırakmayız” açık-laması ise ABD’ye karşı her an rücu edi-lebilecek bir nazlanma niteliğindeydi.Obama’nın gelişiyle birlikte, Ermenistansınırının açılması konusunda verilen söz-ler, Alican Sınır Kapısı’nda başlatılan ça-lışmalarla da öyle olduğu ispatlanmışoldu.

Ancak seçimlerden önce çorbaya ka-tılacak biraz milliyetçilik sosu idealdi. Hil-lary Clinton’un Türkiye’ye gelerek laikanayasa vurgusu yapması “biraz daha

değişin” mesajı gibiydi.Çünkü “Türkiye gibi bir ülkede dine

dayalı gidişin göreceği ulusalcı, milliyetçitepki deneysel bir sonuçla ortadadır”(*)

Bu bizim tespitimizdi. Daha sonra Prof.

Dr. Fuat Keyman “Ilımlı İslam’ın kutup-laşmaya neden olduğunu, bunun yerineartık laiklik vurgusunun öne çıkacağını”(1) söyledi.

Bunu, ABD Ankara Büyükelçisi JamesJefrey’in “Obama ile yeni dönem başla-dı, artık Türkiye’ye ılımlı Müslüman de-miyoruz” açıklamaları izledi.

Biz “Türkiye’de ABD’nin destekleye-ceği yeni modelin hem dini hassasiyetle-re vurgu yapan, hem de milliyetçi duru-şu olan ama bununla beraber Batı ile,özellikle ABD ile aynı çizgide bir model”(*) olacağını yazmıştık. Bay Jefrey ise bizi

doğrularcasına önce Sakarya ŞehitlerAnıtı’nı, arkasından Maltepe Camii’ni zi-yaret etti. Bir büyükelçinin gezi rotasıolarak pek alışılmadık olmakla beraber,yeni modeli tarif bakımından çok anlam-lı ziyaretlerdi.

tatürk’ü İskender ve Napolyon ile kı-yaslayarak, onlardan daha büyük birlider olduğunu söyledi. Oysa, İskenderve Napolyon, Batı’dan gelip Asya’yı istilaeden emperyal liderler olarak birbirlerineoldukça benziyorlardı. Asya her ikisinin

de imparatorluklarının mezarlığı oldu.Türkiye’nin önüne koydukları da budur!Biz “ABD’nin tüm çabalarına rağ-

men, çıkışına engel olamadığı milliyetçidalgayı yönlendirmeye çalışacağını vebunun hasılasından faydalanmak isteye-ceğini”(*) yazmıştık.

CSIC RAPORUNDAKİ HABER

Karşımıza CSIS’in (Stratejik ve Ulusla-rası Etütler Merkezi- ABD’nin en etkilidüşünce kuruluşlarından biri) “Türki-ye’nin evrimleşen dinamikleri: ABD-Tür-

kiye ilişkileri için stratejik tercihler”(2)başlıklı bir raporu çıktı. Zaman gazetesi-nin pek de memnuniyetle karşılamadığırapor, tamamen bizim öngörülerimizidestekler mahiyetteydi.

Özetle “Ankara’da eğer daha milli-yetçi bir sivil ya da askeri yönetim zuhurederse, bunun Türk-Amerikan ittifakınıille de tehdit etmesi gerekmez, sürege-len ortak çıkarlarda ilişkiler sürebilir” (2)diyordu. Aynı raporda; “Bir ‘İslamlı Tür-kiye’ senaryosunda ise ABD’nin Türki-

ye’yle işbirliği çapının ciddi oranda aza-lacağı, bunun özellikle Ortadoğu’dakiABD politikalarına meydan okuyacağı”tezi savunuldu.(2)

Independent gazetesinin, Obama ile

görüşen üniversite öğrencilerinin yer al-dığı fotoğrafının altına yazdığı yorumdikkate değerdi: “Başkan Obama ile ko-nuşan öğrencilerin arasında hiç başörtü-lü öğrenci olmaması ve bazı kısa etekliöğrenciler sizi yanıltmasın, Türkiye’de İs-lamcılık kökleşiyor, laiklik yok oluyor.”Bu, değişen algının gazete sayfalarınayansımasıdır.

Bahsettiğimiz model değişimininkaynağının veya bahanesinin küreselekonomik kriz olduğunu hatırlatarak:“Kaçınılmaz olan yeni ekonomik siste-min ABD’nin en azından soğuk savaş

dönemindeki sınırlarında tutunabilmesiiçin dayattığı model değişimi, küreselleş-meden, milliyetçi müttefiklere ihtiyaçnoktasına evrilmektedir”(*) demiştik.

Yeni yayınlanan CSIS raporunda ise:“Büyük bir ekonomik düşüşün milliyetçiduyguları körükleyebileceği ve demok-rasinin eriyebileceği” öngörüsü yapılı-yordu. Üstelik bu değişim ABD’nin ken-disi için de kaçınılmaz görünüyor.

Bizim Nobel alışını önemsediğimiz veObama’nın Kongre’ye sunduğu krize

çözüm paketinin fikir babası P. Krugmanda: “Krizden çıkışın orta sınıf yaratmak-tan, yani toplumun bir kesiminin harca-nabilir gelirlerini artırmaktan geçtiğini”savunuyor.(3)

Bu, daha da küçülerek, kendi iç dina-miklerine eğilecekleri, daha devlet des-tekli, daha halkçı politikalar izleyeceklerianlamına geliyor. Böyle bir model için“ABD’nin de milliyetçi bir toplumsal ya-pıya gereksinimi vardır.”(*)

ABD, sözde milliyetçi iktidar hedefliyorFORUM

Yeni yaymlanan CSIS raporunda

“Büyük bir ekonomik düüünmilliyetçi duygular

körükleyebilecei ve

demokrasinin eriyebilecei”

öngörüsü yaplyordu. Krugman

da: “Krizden çkn orta snf

yaratmaktan, yani toplumun bir

kesiminin harcanabilir gelirlerini

artrmaktan geçtiini” savunuyor.Böyle bir model için “ABD’nin de

milliyetçi bir toplumsal yapya

gereksinimi vardr.”

Page 42: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 42/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 41

Ukrayna, Moldovya ve Gürcistanüzerindeki nüfuzunu büyük oranda kay-bettiği gözlemlenen ABD’nin Azerbay-can’daki durumunu da “Gel, Ay Ata-türk” manşetleri atan Azeri gazetelerin-den anlamak hiç de zor değil.

Bu noktada, dindarlaşan Türkiye’nin,ABD ile işbirliği çapının azalacağınıyazan CSIS raporunun bu dindarlaşma-ya: “Fethullah Gülen hareketinin etkisi-nin arttığı”(2) tespitini örneklemesi

önemli başka bir noktaya dikkatimizi çe-kiyor.Bu nokta ise ABD’nin değişen bakış

açısının başkaları tarafından da paniklefark edildiği noktasıdır.

ESKİ DOSTLAR PANİKTE

Önder Aytaç-Emre Uslu ikilisi30.03.2009 tarihinde, ulusalcı güçlerin“AKP’ye kapatma davası açabilecek ulu-salcı bir savcının 28 Şubat sürecindekigibi sahte şeyhler bulabileceğini, milli-yetçi muhafazakâr tabanı tahrik edebile-

ceğini, AKP’yi, kısmen MİT’i, bütünüyleemniyeti ve Fethullahçı denilen kesimlerisindirebileceğini” yazdılar.

Eğer bu kehanetler istihbarat kurum-larının koridorlarından sızan fısıltılarınyansıması değilse, muhtemel geleceğibir müsebbibe bağlama gayretiydi.

Elbette bu algı değişiminde MuhsinYazıcıoğlu’nun geçirdiği helikopter ka-zasının etkisini yadsımıyoruz ama esassebep çok daha geniş bir çerçeve gibigörünüyor.

Aradan çok fazla bir zaman geçme-den, Fethullah Gülen’in açıklamaları bazıTV kanalları ve internet sitelerine yansıdı.Fethullah Gülen, irtica gibi bir gündemolmamasına rağmen durup dururken,gelecek ile ilgili kehanetlerde bulundu.

Adını duyduğumuz tüm dinci terörörgütlerine salvo yaptı. Hizbullah için“Hizbul vahşet” dedi. 31 Mart vakasınıilericilerin tertiplediğini ima etti. Vesonra “yakında tahşiyeciler diye birörgüt çıkarılar, elinde çuvaldızı bile ol-mayan adamların eline kalaşnikov verip,

evlerinin duvarlarına da bize yakın insan-ların resimlerini asarlar ve onları teröristdiye ezerler” anlamına gelecek açıkla-malar yaptı. Açıklamada sezilebilen barizbir panik hali vardı.

Seçimlerde DTP’nin AKP politikalarısayesinde aldığı oyu ve yaşanan toplum-sal olayları, geleceğe dair bir işaret fişeğiolması bakımından ciddiye almak gerek-tiğini düşünüyoruz.

İbrahim Karagül de Yeni Şafak gaze-tesinde, Ergenekon davası sürecinin

AKP’ye beklediği desteği getirmediğigibi, batı bölgelerinde tam tersi bir şekil-de algılandığını anlatıyordu.

Bütün bu yaşananlar ışığında, Zbigni-ev Brzezinski’nin CSIS raporunun açık-landığı toplantıda sıraladığı, Türkiye’ninönemine ilişkin saptamalardan bazıları-nı, ABD’nin muhtemel yeni dönem se-naryoları açısından önemsiyoruz;

1.Türkiye, ABD’nin denenmiş ve ger-çek bir müttefikidir.

2.Türkiye, İsrail’in yapıcı bir ortağıdır.3.Türkiye, İran üzerinde olumlu bir

etki unsurudur.4.Türkiye, Türki Cumhuriyetleri’ne

örnektir.

BİRİSİ TERCİHİ DİĞERİ MECBURİYETİ

Tüm bunlardan yola çıktığımızda;1. ABD’nin tercihen reaktif, Batı ile

işbirliğine müsait, toplumsal olaylar çıka-bilecek yapıya sahip, aynı zamanda dinisöylemi de olan bir milliyetçi yönetim is-tediği anlaşılıyor. Ancak bu da olmazsa,B planı var: Bölgesel işbirliklerinden yana

bilinçli ve Batı’ya çok da sıcak bakma-yan, milliyetçi, Atatürkçü, laik bir yöne-tim ihtimalini de değerlendirerek onunlada işbirliğine hazır olduğunu söyleyebili-riz. Bazı mahfillerdeki paniğin esas sebe-bi de bu olsa gerek. Çünkü NATO içinyapılan Genel Sekreter seçimi, İslamcıideolojinin ve bu amaçla kullanılan taşe-ronların gözden çıkarıldığının önemli birgöstergesidir.

2. Fransa’nın gerek Rasmussen’e ver-diği destek ve gerekse Türkiye’nin ABüyeliği konusundaki tavrı, 2050 yılında100 milyonu aşması beklenen nüfusuylaMüslüman bir Türkiye’nin AB üyesi ol-masından duyduğu endişenin yansıma-sıydı. Kendi sınırları içindeki Tunus veCezayir asıllı Müslüman nüfusun yarattı-

ğı iç sorunların, Sarkozy’nin bu tavrınakatkısını da unutmamak gerek.

3. Fethullah Gülen’in Alperen Ocak-ları ile ilgili yaklaşımı, kurgulanmaya çalı-şılan ve bir tarafını kendi istedikleritonda milliyetçi olacak grupların oluştu-racağı toplumsal olaylar ile ilgili yeterin-

ce açık ipuçları vermektedir.4. Esas kaynağını, ekonomik sıkıntıla-

rın oluşturacağı kesin olan toplumsalolayların, ayrışan ideolojik grupların çe-kişmeleri biçiminde kamufle edilmesi,söz konusu krizden çıkış için gerekli olanotoriter yönetim ortamını da fazlasıylasağlayacaktır. Bu aynı zamanda krizinmüsebbibi olan politikacıların uygulayıcı-ları için de bir kamuflaj olacaktır.

BATI TUZAĞI

Daha önce de söylediğimiz gibi: “Er-genekon davası toplumsal bir deneyinparçası mıdır?”(*) Bala yapışan sineklerinakıbeti yapıştıkları balın üzerinde kal-maktır. Bir daha oradan ayrılamazlar.

Bu şartlar altında sorulacak soruşudur:

“Bu doğal bir süreç midir, bir bal tu-zağı mıdır?

“Eğer bu doğal bir süreç değilse tümsineklerin tek tek belirlenmesini sağla-yan bu tuzağı kim kurdu?”

CSIS her iki ihtimali de değerlendir-

mektedir ve cevabı belli olmayan bu so-runun cevabını gelecekte hep beraberöğreneceğiz.

Önümüzdeki dönem gerçek anlamdayurtsever ve Atatürkçü olan milliyetçile-rin, kendilerini AB ve ABD güdümündevatansever rolü yapanlardan ayırmalarıgerekecektir. Bu şartlarda siyaset üret-mek daha zor ve incelikli olacaktır.

Ancak değişmeyen bir tek şey var, oda “ılımlı İslam” uydurmacası ile emper-yalizmin taşeronu olanların, efendileri-

nin gözünde günah keçisi olacakları ger-çeğidir. Panik bu yüzdendir, bir döneminsonu gelmiştir ve korku dağları sarmıştır.

Daha önce söylediğimiz gibi: “Tarih,yine bir yol kavşağındadır ve tarihiniunutan milletler için eski hataları tekrarzamanıdır. Gözler açılmalıdır. Türk ulusugözlerini açmalıdır.”(*)G

Kaynakça:(*) ABD Projeyi Kime Emanet Edecek,

Oktay Yıldırım, Aydınlık, 25 Ocak 2009, Sayı:1123, s. 46

(1) 07.02.2009; Haber Türk TV.

(2) www.csis.org’dan aktaran Zaman ga-zetesi; 01.04.02009 tarihli nüshası

(3) Paul Krugman, “Bir Liberalin Vicda-nı”ndan aktaran, Ruhsar Şenoğlu, AmerikaDünyanın En Eşitsiz Ülkesi, Aydınlık, 5 Nisan2009, Sayı: 1133, s. 48

ABD’nin tercihen reaktif, Bat ile

ibirliine müsait, toplumsal

olaylar çkabilecek yapya sahip,

ayn zamanda dini söylemi de

olan bir milliyetçi yönetim

istedii anlalyor. Ancak bu da

olmazsa, B plan var: Bölgesel

ibirliklerinden yana bilinçli ve

Bat’ya çok da scak bakmayan,

milliyetçi, Atatürkçü, laik bir

yönetim ihtimalini de

deerlendirerek onunla da

ibirliine hazr.

Page 43: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 43/65

42 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

SEYİR DEFTERİ

Mu’ta ‘tütünün ruhunael-fatiha’ eylemi

Mulu tütün üreticileri, Tekel’in 2010’da alımyapıp yapmayacaının belirsiz olmasını protesto etti-ler. Üreticiler, “öldü” dedikleri tütünün ruhuna fati-ha okuttular. Mu ve Civarı Tütün Ekicileri Koope-ratifi Bakanı ehmus Solgun, uygulamanın, sadeceMu’ta 8 bin tütün üreticisini madur ettiini söyle-di. Tütünün, bölgenin can damarlarından olduunusöyleyen Solgun, hiçbir ürünün bölgede tütüne alter-natif olamayacaına dikkat çekti.

AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler, TBMM’ye,

Tekel’in 2010 yılında üreticilerle tütün alım söz-lemesi yapmasını içeren bir kanun teklifi sundu.Türkiye genelinde binlerce tütüncü, ekime balamakiçin Meclis’ten çıkacak kararı bekliyor.Teklif Mec-lis’ten geçerse, üreticiler 2010 yılında Tekel’e vere-cekleri tütünün ekimine balayabilecek.

Tekel, 2009’dan itibaren tütün alımı yapmamakararı almıtı.

Cevat Dani/ Mu

Almanya, Deniz Feneri’nde ikinci davayı açmaya hazırlanıyorAlmanya’da yüzyılın yolsuzluk davası olarak gösterilen

Deniz Feneri davasının ikinci dalgası için Alman makamlarıhazırlıklarını tamamladı. Alman yargısının, Türkiye’deki so-ruturma kapsamında adı geçenleri de kapsayan bir iddia-nameye son eklini verdii belirtiliyor.

çi Partisi, Deniz Feneri yolsuzluunun Türkiye ayaınınaratırılması için suç duyurusunda bulunmu, Ankara Cum-huriyet Basavcılıı soruturma balatmıtı. Türkiye’de davaaçılmasının ardından Almanya’da da dümeye basılacaıvurgulanıyor. Dava kapsamında aralarında Kanal 7 Yöne-tim Kurulu Bakanı Zekeriya Karaman ve RTÜK BakanıZahid Akman’ın da bulunduu 15 kiinin adı geçiyor. Bukiiler arasında siyasetçilerin de olduu iddia ediliyor. Al-manya’daki dava kararında, dernein siyasi ilikilerinevurgu yapılmı “asıl failler”in Türkiye’de olduu belirtil-miti. “Asıl fail” olarak da Zekeriya Karaman ve ZahidAkman gösterilmiti.

Akman, RTÜK kadrolarınındörtte birini deitirdi

RTÜK, AKP yanlısı televizyonları kollamasının yanında AKP

kadrolamasıyla da dikkat çekiyor. Zahit Akman’ın Bakan seçildiiTemmuz 2005’ten bu yana RTÜK kadrosunun 4’te biri deiti.Akman ve ekibi, RTÜK’e 3 buçuk yılda 92 yeni kadro aldı. Kadro-ların bir kısmı, Daire Bakanlıı, RTÜK Genel Sekreterlii, BölgeMüdürlükleri gibi üst düzey makamlar için tahsis edildi.

te o kadrolardan bazıları:-RTÜK Genel Sekreterlii: eref Ataklı. 1998 yılanda Adıyaman

Gölbaı’nda kaymakamken irticai faaliyetleri nedeniyle Ordu Vali-lii’nde idari bir göreve getirildi.

-zleme ve Deerlendirme Dairesi Bakanlıı: Nurullah Öztürk.rticai yayınları nede-niyle kayda alınan

Lalegül FM, Öz-türk’ün göreve gel-mesinden sonra ka-yıttan çıkarıldı.

-Van Bölge Mü-dürlüü: Burhan Öz-türk. Bölge müdür-lükleri için“RTÜK’te 5 yıl ça-lıma artı” olmasınaramen, bu artaranmadı.

-Adana BölgeMüdürlüü: hsanener. 5 yıl artıaranmadı.

-stanbul BölgeMüdürlüü: Ebube-kir Akkaymak.Salık Bakan-lıı’ndan transfer oldu. stanbul’da irticai yayın yapan radyolarınkayda alınmasını önledi.

Page 44: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 44/65

SEYİR DEFTERİ

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 43

‘Natotürkçüdeil

Atatürkçüolalım’çi Partisi Mersin l Ör-

gütü, ‘NATO’dan çıkalım,Gladyo’dan kurtulalım’kampanyası kapsamında 15Nisan’da Atatürk evi önün-de basın açıklaması yaptı.çi Partisi Genel SekreterYardımcısı Bayram Yurtçi-çek unları söyledi: “NA-TO’ya girdik, baımsız-lıımızı kaybettik, en deer-li aydınlarımızı CIA’nınkanlı ellerine teslim ettik, 30bin insanımız iç çatımalar-da katledildi, ekonomimizhalkçı-devleti ekonomidensaptı. Yeter artık! Bu zulümson bulsun! NATO’dan çı-kalım baımsızlıımıza ka-vualım. Natotürkçü deilAtatürkçü olalım”

Yusuf Çelik / Mersin

Nüzhet Kandemir: ‘Ermenilere destek kimileriningeçim kapısı oldu’

Bakent Üniversitesi’nde 16 Nisan’da

düzenlenen “Birinci Dünya Savaı’nınTürkiye’ye Etkileri” panelinde Ermeni id-diaları ve Türkiye’nin politikaları tartııldı.

Panelde Prof. Dr. Mehmet Haberal otu-racaı koltua cübbesi konuldu. Açı ko-numasını yapan Rektör Vekili Prof. Dr.Korkut Ersoy, üniversitenin baskılaraboyun emeden Atatürk devrimlerininııında çalımalarına sürdüreceini söyle-di. Emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir Er-meni iddialarına destek veren sözde aydın-ları eletirdi. Kandemir, “bu iddiaları savunmak oyunbazların geçim kapısı haline geldi” dedi.

Kırıkkale Üniversitesi Öretim Üyesi Prof. Dr. Cemalettin Takıran da, Osmanlı’nın Çanak-kale savaırken Ermenilerin Çarlık Rusyası’ndan destek alarak Türkleri katlettiini vurgula-dı. Doç Dr. Haluk Selvi de, emperyalistlerin amaçlarının deimediini, Osmanlı mparator-luunu parçalamak isteyenlerin; bugün de Türkiye’nin Güneydou ve Dou’sunu parçalaya-rak tampon bir bölge oluturmak istediklerini ifade etti. stanbul Üniversitesi Aratırma Gö-revlisi Mehmet Perinçek ise Rus ve Ermeni arivlerinde bulunan belgelerin esas soykırımın Er-meniler tarafından yapıldıını ortaya koyduunu söyledi. Perinçek, “Ermeniler bu yüzdenarivlerini açmıyor” dedi.

Mehmet Perinçek, Doan Kitap’tan yeni çıkan “11 Aralık 1915 Tarihli Resmî Ermeni Ra-poru” adlı kitabından da örnekler verdi.

Panelde ayrıca E. Büyükelçi Ömer Engin Lütem, Kırıkkale Üniversitesi ktisadi ve dari Bi-limler Fakültesi Uluslararası likiler Bölümü Öretim Üyesi Prof. Dr. Cemalettin Takıran,Doç Dr. Haluk Selvi de birer konuma yaptı.

Page 45: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 45/65

44 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

Babakan Yardımcısı NazımEkren’in Devlet BakanıMehmet imek ve Maliye

Bakanı Kemal Unakıtan ile bir-likte 13 Nisan’da açıkladıı Katı-lım Öncesi Ekonomik Program(KÖEP) bir anlamda vatandaa“kemer sıkmaya hazır ol” mesa-jıydı. Programa göre, 2009-2011döneminde vergi ve kamu maapolitikaları ile KT fiyatları, “he-deflerle uyumlu ekilde” uygula-nacak. Vergi yükünü ücretlilere

ve dar gelirlilere yıkan dolaylıvergilere zam gelecek, maalaraIMF ayarı yapılacak. Kamudatoplusözleme dönemine girenyaklaık 300 bin içi de, zam ha-yalini rafa kaldıracak. Zira AKP

hükümeti, kamuda “sıfır zam”hazırlıı yapıyor.Türk- ise 2009 yılı için

yüzde 20, 2010 yılı için ise he-deflenen enflasyon oranının 4puan üstünde zam istiyor.

YASAL DÜZENLEMEYE

BAĞLANACAK!

Avrupa Birlii (AB) ile Katı-lım Öncesi Programın, IMF ileyapılacak olası bir anlamanında dayanaı olacaı belirtiliyor.

Programın, “Kredi GarantiFonu” ve “Mali Kural” olmaküzere iki önemli artı içereceibelirtiliyor. Plana göre, “malikural” için en kısa zamandayasal düzenleme yapılacak, orta

vadeli mali hedeflerle bunlarınuygulanması ve izlenmesi bellikurallara balanacak. Mali ku-ralla ilgili uygulamaları da, “ba-ımsız bir birim” takip edecek.En ufak bir sapmaya izin veril-meyecek. Mali hedeflerdensapma, yaptırıma balanacak!Bütün bu düzenlemerden sonra,

yeni stand-by anlaması Mayısayı ortasında yürürlüe gidecek.TÜSAD üyesi büyük patronlar,IMF’den gelecek 25-45 milyardolarla rahatlayacaklar, dövizborçlarını ödemekte zorlanma-yacaklar. Patronlar rahatlarken,halkın “ümüü daha fazla sıkıla-cak”. Kamu ve özel sektörün dıborcu 2008 yılı sonu itibariyle276 milyar doları bulurken, bun-ların ödenmesinin garanti altınaalınması için, kriz ortamındaiyice boalmaya balayan hazineIMF’ye teslim edilecek.

AKP Hükümeti, “Kredi Ga-ranti Fonu” ve “Mali Kural”aitiraz etmedi, ama “nereden bul-dun” yasasının çıkarılması istei-

ÜRETM-TCARET DURDU, VERG GELRLER AZALDI, HAZNE BOALIYOR

Hazine IMF’ye teslim

işçiye ‘sıfır zam’Düne kadar IMF’ye kafa tutan AKP iktidar, ekonominin yönetimini veHazine’yi tamamen IMF’ye brakmaya hazrlanyor. Plana göre, ortavadeli mali hedeflerle bunlarn uygulanmas ve izlenmesi bellikurallara balanacak, hatta bu kurallarla ilgili uygulamalar da,“bamsz bir birim” takip edecek! Mali hedeflerden sapma, yaptrmabalanacak… lk uygulama: Kamu içilerine “sfr zam” yaplacak!

EKONOMİ / EMEK

AKP Hükümeti,

“Kredi Garanti Fonu” ve

“Mali Kural”a

itiraz etmedi, ama “nereden

buldun” yasasnn

çkarlmas isteine “isyan

etti”. AKP iktidaryla

birlikte balayan

sermayenin el deitirmesi

sürecinde kimlerin servet

edindii, kimlerin

“gemicikler” edindii gözönüne alnnca, “nereden

buldun isyan” da anlam

kazanyor.

Babakan Yardmcs Nazm Ekren’in Devlet Bakan Mehmet imek ve Maliye Bakan Kemal Unaktan ilebirlikte açklad AB Katlm Öncesi Ekonomik Program, IMF anlamasnn temelini tekil ediyor.

Page 46: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 46/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 45

ne “isyan etti”. AKP iktidarıylabirlikte balayan sermayenin eldeitirmesi sürecinde kimlerinservet edindii, kimlerin “gemi-cikler” edindii göz önüne alı-nınca, “nereden buldun isyanı”net bir biçimde anlaılıyor.

VERGİ GELİRLERİ CİDDİ BOYUTTA

DÜŞECEK

Maliye Bakanlıı’nın yayınla-dıı istatistiklere göre, 2008 yılı-nın ilk iki ayında 496 milyon TLfazla veren bütçe, 2009 yılının ilkiki ayında 10 milyar 359 milyonTL açık verdi. Bu dönemde bütçeharcamaları yüzde 35,5 arttı,bütçe gelirlerindeki artı yüzde2,5’te kaldı.

Bütçe gelirlerinin yüzde81’ini oluturan vergi gelirle-rinde bu yılın ilk iki ayında,2008’in aynı dönemine göreyüzde 5,8 azalma oldu. Vergikalemleri ve düü oranları:Kurumlar vergisi yüzde 4,9,KDV yüzde 3,8, ÖTV yüzde8,7. Vergi gelirlerindeki enbüyük azalma, yüzde 32 ile it-halattan alınan KDV gelirinde ya-andı. Artık resmen de açıklananküçülme tahmini nedeniyle 2009

yılı vergi gelirlerinde çok ciddi bo-yutta düü olması bekleniyor.Ocak-ubat’ta yüzde 7,8 artı gös-teren tek vergi kalemi olan gelirvergisinin de, ekonomideki daral-ma nedeniyle düüe geçeceinekesin gözüyle bakılıyor.

EKONOMİ KÜÇÜLÜRKEN,

İŞSİZLİK AZALACAKMIŞ!

Tükiye statistik KurumuTÜK, kara haber üzerine karahaber verirken, AKP Hükümetimızraı çuvala sıdırma gayretiylegülünç durumlara düüyor. Baba-

kan Yardımcısı Nazım Erken, 13Nisan’daki açıklamasında 2009

sonu isizlik oranını yüzde 13,5olarak öngördüklerini söyledi.

2008 sonu itibariyle resmi isiz-lik oranı zaten yüzde 13,6. AynıNazım Erken, 2009’da ekonominin3,6 küçüleceini öngörüyor.

2009’un daha ilk ayında yüzde15,5’a çıkan isizlik oranı, ekonomiküçülürken nasıl 13,5’e çekilecek?Nüfus artıını sıfırlayacaksınız, oda yetmez iten çıkarmaları yasak-layacaksınız, o da yetmez Ocakayında iten çıkarılanları ie yerle-tireceksiniz…

Yüzde 4 büyüme hedefini üçay sonra (yüzde 7,6’lık bir yanıl-mayla) yüzde 3,6 küçülmeyle de-itiren AKP yönetiminin bu yeni

hedefinin ne ölçüde “gerçekçi”olduu da tartıılıyor. Nazım Ek-ren’in öngörüsüne göre sanayideyüzde 10’a yakın küçülme bekle-niyor, buna karılık ticaret, taı-macılık gibi sanayiye balı sök-

törlerde küçülmenin yüzde 1 do-layında kalacaı söyleniyor!

Ekonomistler, küçülmenin eniyi ihtimalle AKP’nin öngörüsü-nün iki katı olacaını tahmin edi-yorlar.

TÜİK’İN İSTATİSTİK OYUNU

Öte yandan, Türkiye statis-tik Kurumu TÜK’in, ekonomi-deki daralmanın gerçek boyutu-nu yansıtıp yansıtmadıına ili-kin güven sarsıcı uygulamalar-dan biri daha açıa çıktı.

TÜK’in “sanayi, inaat vehizmetler sektöründeki istihda-mın geliimini ve deiimini izle-mek” amacıyla oluturduu is-tihdam endeksi ve 2005 bazlı sa-nayi üretim endeksinde, sanayisektöründe 20 ve daha fazla çalı-anla faaliyet gösteren iletmelerinceleniyor.

Örnein, 22 kiiyle faaliyetgösteren bir irket, 2008 Ey-

lül’ünde be içi çıkardıysa, otarihten sonraki TÜK ista-

tistiklerinde hesaba katıl-mıyor. Böylece, 2008

Eylül ayına kadaristihdam, kap-

asite kullanım

ve üretimölçümlerin-de bir aktörolan irket,artık kap-

sam dıına çı-karılıp, yok sayılıyor. Örnei-mizdeki irket, diyelim ki kriz de-rinletikçe bir 5 kiiyi daha çıka-rıyor, bu gelime de TÜK ra-kamlarına yansımıyor.

KOB’lerin aırlıkta olduu

Türkiye’de 20’den az içi çalıtı-ran irketlerin istatistiklerde dik-kate alınmaması, ekonomistlerce“abes” olarak yorumlanıyor.

TÜRK-İŞ: İŞSİZLİK YÜZDE 27

Türk-, i bulma ümidi kalma-yanlar ile mevsimlik çalıanlarınisizlere eklenmesiyle isizlik ora-nının yüzde 26.9’a yükseldiinibildirdi. Türk- yönetiminin açık-lamasında isiz sayısı hesaplanır-ken, i bulma ümidi kalmayan, bunedenle i aramayan, ancak i bu-lursa çalımaya hazır olan 2 mil-yon 394 bin kii ile mevsimlik ça-lıan 290 bin kiinin bu hesaba ka-tılmaması eletirildi.G

Bütçe gelirlerinin yüzde

81’ini oluturan vergi

gelirlerinde bu yln ilk iki

aynda, 2008’in ayn

dönemine göre yüzde 5,8

azalma oldu. Vergi

gelirlerindeki en büyük

azalma, yüzde 32 ile

ithalattan alnan KDV

gelirinde yaand. Artk

resmen de açklanan

küçülme tahmini nedeniyle2009 yl vergi gelirlerinde

çok ciddi boyutta düü

olmas bekleniyor.

Page 47: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 47/65

46 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

VARDİYA

Grevciden direnie destekMersin’de 7 Nisan’da

greve balayan Toros Tarımiçileri, 100 gündür dire-nite olan liman içilerinedayanıma ziyaretinde bu-lundular. Ellerinde güllerle“Akansel içisi yalnız deil-dir” sloganı atarak limanayürüyen Toros içilerini,liman içileri alkılarlakarıladılar. Eylemde ko-nuan Tümtis SendikasıGenel Sekreteri Gürel Yıl-maz, Petrol- Sendika-sı’nın, direniin baındanberi kendilerine destek ol-

duunu belirtti.

YUSUF ÇELK/ MERSN

crayla gelen isizlikBartın Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyete gösteren

Vural Giyim’in makinelerine icra el koyunca firma ça-lıanı 200 içi iinden oldu. Bir hafta önce süresiz izine çı-karılan içiler, durumu örenince firma önünde topla-nandılar. çiler iveren Hüseyin Vural’dan içerideki ikiaylık alacakları ile kıdem tazminatlarının ödenmesini is-tediler.

NAZIM AYAROLU/ ZONGULDAK

STANBUL TABP ODASI VE SES:

‘Hükümet doktoru hedef yaptı’stanbul’da Vakıf Gureba Eitim ve Aratırma Hastanesi Or-

topedi ve Travmatoloji Klinii’nde görevli Doç. Dr. KahramanÖztürk bir hastanın saldırısına urayarak yaralandı. stanbulTabip Odası ve Salık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası,

14 Nisan’da Bahekimlik önünde yaptıı açıklamayla saldırılarıprotesto etti. Ortak açıklamayı yapan SES Aksaray ube Baka-nı Songül Beydilli, AKP hükümetinin doktorları hedef haline ge-tirdiini anlattı: “Salıkta Dönüüm Programı ile halkın salıkhakkını, salık hizmetlerine eriebilme güvencesini ortadan kal-dıran Hükümet, bir yandan halka daha iyi salık hizmeti verile-cei umudunu yayarken, dier yandan özelletirme hazırlıklarıyaptıı kamu hastanelerine kaynak ayırmıyor, yeterli personelvermiyor, hastaneleri ilemez hale getiriyor.”

Sosyal Güvenlik Kurumudedektiflie soyundu

Sosyal Güvenlik Kurumu dedektif gibi çalıarak hasta-ları, doktorları, eczaneleri, hastaneleri yakından izleyecek.Örnein, gerektiinden fazla tomografi görüntülendiitespit edilirse, hastalar masraflarını cepten ödeyecek. Özelkuruluların ortalama hasta baı maliyeti belirlenecek. Bumiktarı geçen hastane ve tıp merkezlerinin Sosyal Güven-lik Kurumu’yla anlaması gözden geçirilecek.

stanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demir-dizen, “Salık hizmetlerine ulaım, bu uygulamayla dahada zorlaacaktır” dedi.

1 Mayıs tatiliGenel Kurul’a geliyor

1 Mayıs’ın tatil ilan edilmesini öngören, ulusal bay-ram ve genel tatiller yasasında deiiklik yapacak olan ta-sarı 16 Nisan’da Meclis çileri Komisyonu’ndan geçerekGenel Kurul’a sevk edildi. Türk- 3. Bölge Temsilcisi

Mustafa Kundakçı, zmir’de 1 Mayıs mitingini Gün-dodu meydanında yapacaklarını açıkladı.

Page 48: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 48/65

VARDİYA

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 47

Büro emekçileri i bıraktıBüro Emekçileri Sendikası 14 Nisan günü ülke çapında 2 saati bırakma eylemi yaptı. zmir’deki eylem sırasında basın açıkla-ması yapan BES üyeleri Kemeraltı’ndan, zmir Vergi Dairesi’nekadar yürüdüler. BES zmir ube Bakanı Ramis Salam AKP hü-kümetinin Türkiye’yi sömürgeleme sürecine soktuunu söyledi.

AdanaNumune’den

166 içiçıkarıldıAdana Numune

Eitim ve AratırmaHastanesi’ne balıFatma-Kemal TimuçinKalp Merkezi ve SeyhanUygulama Merkezi’ndetaeron bir firmaya balıolarak görev yapan 516içiden 166’sının iineson verildi. Kararı öre-nen içiler, iten çıkarıl-dıklarının duyurulduulisteleri yırtıp attılar.

ERKAN MEK /ADANA

Page 49: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 49/65

48G Ayd›nl›kG 19 NSAN 2009

Hükûmet Başkanı ülkenin ve hal-kın içinde bulunduğu perişan durum-

dan kendine hiçbir kusur, sorumlulukçıkarmıyor. “Efendim bütün dünyadakriz var. En iyisi yine biziz” diyor.Oysa bunalımın ekonomilerde açtığıen büyük rahne bizde. Şu satırlarıyazarken, 14 Nisan günü işsizlik ileilgili 2009 Ocak ayı TUİK verileri ilanedildi. 2008 yılı Aralık yüzde 13,6olan işsizlik, Ocak ayında 2 puanayakın artarak yüzde 15,5 oranında

yükselmiş. Bir ayda işsiz sayısı 300 bin-den fazla artmış. Ülkede çalışan insansayısı 20 milyonun altına inmiş, bir yıldır

işsiz sayısı 1 milyon 59 bin artmış. Buveriler genel işsiz sayısana ait. Genç in-sanlarda işsizlik dört kişiden bir kişiyiaşmış ve yüzde 28’i bulmuş. Bakanlarhâlâ yüzleri kızarmadan, “Biz krizi enhafif atlatan ülkeyiz” diyor.

Uluslararası istatistiklere bakıyorum.The Economist’in “ekonomik ve finan-sal göstergeler” tablosunda bizdenfazla işsiz Şubat ayında İspanya’dayüzde 15,5 görünüyor. Biz, Ocak ayın-da ona yetişmişiz. Başbakanımıza ve Ba-

kanlarımıza maşallah.SANAYİ ÜRETİMİNDE BÜYÜK DÜŞÜŞ

Sanayideki üretim rakamlarımıza ba-kalım bir de. Sanayi üretimi, geçen yılınaynı aylarına göre, Aralık ayında yüzde17, Ocak’ta yüzde 21 ve Şubat’ta yüzde23 azalmış.

Ocak’ta üretim düşmesi Japonya, Macaristan, Tayland veVenezuela’dan sonra 5’inci yüksek rakam. Krizin başladığıABD’de düşüş yüzde 11,8, yani bizdekinin aşağı yukarı ya-rısı. AB’de yüzde 17,3, “Battı-gitti” denilen İngiltere’de bileyüzde 13. Bakanlarımızın övünmesi sadece ağızda kalsa

yine de iyi. Övündüklerine kendileri de inanıp ekonomiyeona göre şekil verip ülkenin canına okuyorlar.

ÜÇ AYDAKİ BÜTÇE AÇIĞI GEÇEN YILA GÖRE YÜZDE 333

Bütçeye son şekil, biliyorsunuz Aralık’ta verilir. Aralıkayında Türkiye’nin 2009 yılı milli gelirinin önemli ölçüde da-ralacağı belliydi. Gerek Meclis’te, gerekse basında yapılanuyarılara karşın AKP Hükûmeti, 2009’da ülke milli gelirininyüzde 4 büyüyeceğini düşünerek 2009 bütçesini tezgâhla-dı. Oy hesabıyla, gelire bakmadan bol bol harcama yaptı.Sonuçta üç ayın bütçe açığı geçen yılın 12 ayını geçti. Birtek bu bile Türkiye’de krizin bütün dünyadan hızlı geçmesi-

ne yeter bir faktördür.Bütçe açığında üç aylık yükselme geçen yıla göre yüzde333’tür. Nasıl olduysa, bütçenin dördüncü ayında bütçeyegöre oluşan rakamları, ortaya çıkan yeni verilere göre revizeetme gayretine girdiler. Bu revize edilen yeni rakamları 12Nisan’da ilan ettiler. Ancak bunda da samimi değiller. Bu re-

vizenin geçerli ve inandırıcı olması için önce yüzde 4 büyü-meye göre yapılmış bütçeyi Meclis’e getirip bütünüyle dü-

zeltmek gerek. Ama iktidar bunu hiç düşünmedi. Şimdi oeski hayali bütçe ile daha az hacimli bir harcama yapacak-lar. Bu olacak şey değil. Peki niye böyle yaptılar? Çünkü re-vizede de eski yanlışlarını tekrarladılar. Onun açık bütçe gö-rüşmelerinde açığa çıkmasından korktular.

İLK ÇEYREKTE İŞSİZ SAYISI YÜZDE 10 ARTTI

Yaptıkları düzeltmede eski aşırı iyimserlikleri sürüyor. Ör-neğin 2009 yılında küçülmeyi sadece yüzde 3,3 olarak revi-ze etmişler. Bütçeyi yüzde 4 büyümeye göre yapmışlardı.Ancak ülke ekonomisinin yıl içinde sadece yüzde 3,3 ora-

nında küçüleceğini tahmin aşırı iyimser-lik. Şöyle ki: yılın ilk iki ayında ekonomi-

nin en belirleyici unsuru olan sanayiüretimi yüzde 21 ve yüzde 23 küçül-müş. Ekonominin yapılanmasında enönemli sektör sanayi sektörüdür. Martayında da, sanayi üretiminde yüzde 20(en az) küçülme tahmin ediliyor.

İşsizlikte yukarda değindiğimiz yük-sek orandaki artış da dikkate alınırsa,yılın ilk çeyreğinde üretim küçülmesi enaz yüzde 10 olarak tahmin edilebilir.Yılın ilk çeyreği böyle çıkınca diğer çey-reklerde sadece yüzde 3 daralma olma-

lı ki yıl ortalaması yüzde 3,3 ortalamayagelsin. Bu da bütçenin ve dolayısıylakamu harcamalarının azaltıldığı bir dö-nemde olmayacak bir gelişmedir. Nite-kim uluslararası tahminciler 2009 yılın-da Türkiye’ye yüzde 6 küçülme tahminiyapıyorlar.

Büyüme oranından sonraki en önemli gösterge işsizlik veçalışan işçi sayısıdır. Revizyonda işsizlik rakamı yüzde 13,5gösteriliyor. Halbuki Ocak ayı itibariyle işsizlik şimdiden burakamın çok üstüne çıkmıştır. Görüldüğü gibi Hükûmet ak-lını hala başına toplamamış….G

Hataya ayak direme

EMEK DÜNYASI

ARSLAN BAŞERKAFAOĞLU

M

Krizin baladABD’de düü yüzde 11,8,

yani bizdekinin aa yukar

yars. AB’de yüzde 17,3,

“Batt-gitti” denilen

ngiltere’de bile yüzde 13.

Bakanlarmzn övünmesi

sadece azda kalsa iyi.

Övündüklerine

kendileri de inanp ekonomiye

ona göre ekil verip ülkenin

canna okuyorlar.L

BAŞSAĞLIĞI

İl Yönetim Kurulu üyemizKaya Çetecioğlu’nun amcası

Dursun Çetecioğlu hayatını kaybetti.Arkadaşımızın acısını paylaşır,

ailesine vetüm yakınlarına

başsağlığı ve sabır dileriz.

İşçi PartisiAnkara İl Başkanlığı

Page 50: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 50/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›kG 49

Türkiye’de bugün sivil bir darbe yaşıyo-ruz. Türkiye’nin bağımsızlığını, ulusun ege-menliğini, kulluk yerine vatandaşlığı ve de-

mokrasiyi savunanlar sistemli bir biçimdesaldırı altında. Bu saldırının ana hedefi de,işçi sınıfı.

Yaşanan ekonomik kriz en fazla işçi sı-nıfını (işçileri, memurları, sözleşmeli perso-neli, işsizleri ve işçi-memur emeklilerini) et-kiliyor. Yerel seçimlerden yaralanmış ola-rak çıkan AKP, daha da derinleşen kriz ve

artan bütçe açıkları karşısında, öncelikle işçi sınıfına yönelik saldırıla-rını daha da yoğunlaştıracak. Bu koşullarda, 1 Mayıs’ın işçi sınıfınınbirleşik gücünün gövde gösterisi haline getirilmesi gerekir.

TAVUKLARI TİLKİYE EMANET ETMEK

Bunun en önemli aracı, işçi sınıfının laik cumhuriyetten yana tümkesimlerini 1 Mayıs’ta bir araya getirmektir. TÜRK-İŞ, DİSK, KESK bukonuda birlikte hareket etmelidir. Bunun ve 1 Mayıs’a en geniş katı-lımı sağlamanın yolu, 1 Mayıs’ın olay çıkmayacağı bilinen bir me-kanda kutlanmasıdır.

DİSK’in Taksim konusundaki ısrarı anlamsızdır. DİSK’in kendi ba-şına büyük bir kitle gücü yoktur. 1 Mayıs genel tatil ilan edilse bile,DİSK’in 1 Mayıs kutlamalarına getirebileceği insan sayısı sınırlıdır.

Bir de olay çıkacağı korkusu hakim olursa, katılımcıların sayısıiyice azalacaktır.

O takdirde 1 Mayıs, işçi sınıfının gövde gösterisi değil, güçsüzlükgösterisine dönüşecektir.

Avrupa’dan geleceği ifade edilen bazı sendikacılar ve Türkiyedüşmanlığıyla bilinen Avrupa Parlamentosu’ndan bazı üyeler de budurumu kurtaramaz.

Türkiye’nin demokratikleşmesinde Avrupa Parlamentosu’ndanmedet ummak kadar akıldışı bir yaklaşım olamaz. Türkiye’de de-mokrasi ve laiklik düşmanı akımları güçlendiren emperyalist AvrupaBirliği’nden, Türkiye’nin bağımsızlığını ayaklar altına almaya ve Türki-ye’yi parçalamaya çalışan Avrupa Birliği’nden demokratikleşme içinyardım beklemek, tavukları tilkiye emanet etmektir. Avrupalı emper-yalistler ve ortakları (Avrupa sermayedarlarının “sosyal ortağı” olanAvrupalı sendikacılar) 1 Mayıs’ta Türkiye’ye gelirlerse, amaçları, Tür-kiye işçi sınıfı ve sendikacılık hareketini Taksim’e zorlayarak zayıflat-

mak olacaktır.1 MAYIS CİNLİKLERİ

DİSK’in Taksim ısrarı aklıma geçmişte yaşanan bir olayı getirdi.1977 yılı Aralık ayında DİSK’in yönetimine önemli bir siyasal des-

teği olmayan Abdullah Baştürk-Fehmi Işıklar ekibi geldi.1 Mayıs 1978, Taksim’de, DİSK’in düzenlediği ve ancak DİSK’in

değil, Türkiye Komünist Partisi’nin, Devrimci Yol Hareketi’nin, Kurtu-luş Hareketi’nin, Halkın Kurtuluşu Hareketi’nin ve diğer komünist ör-gütlenmelerin gövde gösterisi olan bir mitingle kutlandı.

1978 yılı Aralık ayındaki Kahramanmaraş Katliamı sonrasında İstan-bul dahil çeşitli illerde sıkıyönetim ilan edildi. Sıkıyönetim Komutanlığı daİstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarına izin vermeyeceğini ilan etti.

Abdullah Baştürk ekibi, bir cinlik yaparak, davulun kendi omuz-larında, tokmağın başkalarının elinde olacağı bir 1 Mayıs kutlama-sından kurtulmak için İstanbul’da ısrar etti. Buna karşılık, TKP’lilerindenetimindeki Maden-İş Sendikası, 1979 yılı 1 Mayıs’ını İzmir’de kut-lamak için bazı girişimlerde bulundu. Abdullah Baştürk ise, 1 Mayıs’ıİstanbul’da kutlamamanın ihanet olduğunu ileri sürdü; ancak diğer

taraftan, 1 Mayıs’ta İzmit’te miting için Valiliğe başvurdu. İzmir’dekitertip komitesi, “DİSK’in 1 Mayıs’ı İzmir’de kutlaması halinde tümyetkilerini DİSK’e devretmeye, DİSK’in talimatlarına önkoşulsuz uy-

maya hazır olduğunu” DİSK Genel Merkezi’ne bildirdi. Baştürk buöneriyi kabul etmedi. Bunun üzerine, Oleyis, Lastik-İş, Tümka-İş, Pet-kim-İş, Devrimci Toprak-İş, ASİS, Tekges-İş, Aster-İş ve Yeni Haber-İşSendikaları, DİSK yönetiminin 1 Mayıs politikasına karşı çıktılar. Diğerbazı örgütler de İzmir’e yöneldi. Böylece İzmir’de yaklaşık 300 bin ki-şinin katıldığı bir kutlama yapıldı.

DİSK’İN TAKSİM ISRARI

DİSK 26 Mart 1979 günü İstanbul Valiliği’ne başvurarak Tak-sim’de 1 Mayıs kutlamasına izin verilmesini istedi. Ancak İstanbul Va-liliği, kutlama yapılacak alanlar arasında Taksim’in bulunmadığını be-lirten bir yanıt gönderdi. DİSK Genel Sekreteri Fehmi Işıklar, bu yanı-ta karşı gönderdiği uzun yazıda, gerekçelerini sıraladıktan sonra, “1Mayıs, 1979 yılında da DİSK’in geleneğine uygun olarak Taksim Ala-nında mutlaka kutlanacaktır,” dedi ve yazısını, “Taksim Alanı’nın 1Mayıs kutlaması için ayrılmasını dilerim,” diyerek bitirdi.

DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk, 14 Nisan 1979 günü yap-tığı açıklamada, “DİSK, 1 Mayıs 1979’u yalnızca İstanbul’da 1 MayısAlanı’nda kutlayacaktır; Türkiye’de başka hiç bir yerde DİSK 1 Mayıskutlaması yapmayacaktır,” dedi.

DİSK Genel Sekreteri Fehmi Işıklar’da 16 Nisan 1979 günü yaptı-ğı konuşmada şunları söyledi: “Şili’de Pinochet rejiminde bile Şili işçisınıfının 1 Mayıs’ı kutlayacağını öğrendik. Türk işçi sınıfı ne Şili işçi sı-nıfından, ne de ‘ben eşimle birlikte Taksim’e giderek konuşmamı ya-pacağım’ diyen Başbakan’dan korkaktır. 100 binlerce kişi cezaevine

girse de 1 Mayıs 1979, bizim 1 Mayıs Alanı, onların Taksim Alanı de-diği yerde kutlanacaktır.”

DİSK Başkanlar Konseyi, 17 Nisan 1979 günü yaptığı toplantısonrasında, 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili olarak 18 Nisan 1979 günüşu açıklamayı yaptı: “1 Mayıs 1979’u yine 1 Mayıs Alanı’nda kutla-mayı kararlaştıran DİSK BAŞKANLAR KONSEYİ, ülkemizin içinde bu-lunduğu somut koşullarda ekonomik-demokratik hak ve özgürlükle-rimizi kullanma hakkından ödün vermeksizin, 1 Mayıs’ın İstanbul’dave 1 Mayıs Alanı’nda kutlanmasının tarihsel ve sınıfsal bir görev ol-duğunu kabul eder ve DİSK dışındaki örgütlerce İstanbul dışında ya-pılacak kutlama girişim ve eylemlerinin teslimiyetçilik olduğunu vur-gular.”

DİSK Yürütme Kurulu adına 23 Nisan 1979 günü yapılan açıkla-mada da, “DİSK yönetimi, 1 Mayıs günü 1 Mayıs Alanı’nda olacak-tır; 1 Mayıs’ın işçi sınıfımızın hakları, özgürlükleri ve varlığı ile eş an-lamda olduğunu bilen ve kabul eden tüm işçileri ve emekçileri 1Mayıs Alanı’nda 1 Mayıs törenine bekleyecektir” denildi.

BUGÜNÜN GÖREVLERİ

DİSK’in bu tavrı, kararlı bir mücadele çizgisinin ürünü değildi;sendikacı cinliğiydi. Ancak bu cinlik işçi sınıfı ve sendikacılık hareketi-ne yarar getirmedi; zarar verdi. Taksim’de de, İstanbul’da da 1 Mayıskutlanamadı.

Ben 1976, 1977 ve 1978 yıllarında 1 Mayıs kutlamalarında Tak-sim’deydim. Aradan geçen 30 yılı aşkın süreden sonra Taksim’de 1

Mayıs’ı kutlamak son derece keyifli olur. Ancak bugünün şartları, bu-günün görevleri farklıdır.

Bugünün görevi, sivil darbeye karşı işçi sınıfının birleşik cephesinioluşturmak ve 1 Mayıs’ı bir gövde gösterisi halinde kutlamaktır.Bunun için de, Abdullah Baştürk ekibinin 1 Mayıs 1979 cinliğininfarklı bir türünden vazgeçmek zorunludur.G

Sivil darbeye karşı 1 Mayıs’ta gövde gösterisi

SINIF GÖZLÜĞÜ

YILDIRIM KOÇ

Page 51: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 51/65

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Harp Akademileri’nde yaptığı ko-

nuşmada, bazı cemaatlerin “demokratlık kisvesi” altında TSK’ya karşı sürekli muhale-fet yapmalarına dikkat çekti. Orgeneral Başbuğ, “bu yapılanlara karşı, hukuk devletikapsamında TSK’nın tepkisiz ve etkisiz kalacağını düşünmek ise büyük yanılgıdır” diyekonuştu.

Medya mesajı hemen anladı: Genelkurmay’ın hedefindeki “cemaat” FethullahGülen örgütü!

Fethullahçı medyada son haftalarda yükselen “provokasyon geliyor” çığlıklarınınnedeni şimdi daha iyi anlaşılıyor.

Fethullahçı Gladyo’nun iki polis yazarı Önder Aytaç ile Emre (Emrullah) Uslu’nun 30Mart 2009 günlü Taraf’taki yazıları bunun ilk sinyaliydi.

Aytaç ve Uslu, AKP’ye, Fethullahçılara ve “Taraf gibi demokratlara” karşı bir “sindirme, yıldırma ve intikam al-maya” yönelik bir dalganın geldiğine işaret ettiler.

Ardından Fethullah Gülen, 9 Nisan günü internet siteleri herkul.org ve STV’de konuştu. Gülen’in bu konuşmasını izleyenler, “Hoca-

efendi”nin kocaman bir koltukta bir o yana, bir bu yana kıpırdayarak, hayli tedirgin olduğunu gördüler. Gülen, “28 Şubat benzeri birirtica yaygarası, yeni aktörlerle başlayabilir” diyor.

Cemaatin önemli isimlerinden Hüseyin Gülerce, 10 Nisan 2009 günlü Zaman’da “Gülen, neden uyardı?” başlıklı yazısında konuyusürdürdü. Gülerce, “Muhterem Fethullah Gülen’in, yeni bir irtica kampanyası açılabileceği konusundaki uyarısı, geniş bir çevrede merakuyandırdı” diye başlayan yazısı, “milletçe uyanık olmalıyız” cümlesiyle bitiyordu.

Bir gün sonra gene Zaman’dan Mehmet Kamış da “Sakal ve cübbeye bürünmüş terör” başlıklı yazısında 28 Şubat günlerini hatırla-tıyor. Gülen’in Türkiye’yi, “İslami kılıflı bir terör örgütüyle istikrarsızlaştırma” girişimine karşı uyardığını iddia ediyor.

Can Dündar da, ortalıkta “tuhaf bir şeyler” olduğuna dikkat çekti. Dündar’ın Milliyet’teki 13 Nisan 2009 günlü “Müsaadenizle” baş-lıklı yazısı, “Tuhaf bir şeyler oluyor… Belki son bir hesaplaşma, belki yeni bir tezgah… Uyanık olmakta yarar var” diye bitiyor.

Kamber’siz düğün olmaz.Taha Kıvanç’ın bu gelişmelere pek inanası gelmiyor. Ama gene de “uyanık olalım” çağrısını yapıyor, 14 Nisan 2009 günlü Yeni Şa-

fak’ta.

Konuyu Adalet Bakanı, Mehmet Ali Şahin’in bir zamanlar söylediğiyle bitirelim:“Sürprizlere hazır olun!”

50 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

HAFTANIN NOTLARI

HİKMET ÇİÇEK

Fethullah’ın telaşı şimdi anlaşıldı

‘Bize yurt fedaisi derler’Tam 40 yıl önce. Türk Silahlı Kuvvetleri içinde o dö-

nemdeki çok sayıda örgütlenmelerden biri “AkademiGrubu”dur.

Bu grup, İstanbul’da Harp Akademileri Komutan-lığı’nda görev yapan öğretmen kurmay subaylardanoluşmaktadır. “Akademi Grubu”nun en etkin üyelerin-den biri de Kurmay Albay Cemalettin Korkut’tur!

“Akademi Grubu”, Doğan Avcıoğlu-Cemal Mada-noğlu ekibi ile ilişkiye geçer. Bir dizi toplantı yaparlar.Ancak grup açığa çıkar. Ankara’dan gelen talimatla Harp Akademileri’ndeöğretmenlik yapan 30 civarında kurmay albay, değişik illere gönderilerek dağıtı-lır.

Dağıtılana kadar “Akademi Grubu”, Avcıoğlu-Madanoğlu ekibinin enetkin, en dinamik unsurları olurlar. Bu grup hakkında daha ayrıntılı bilgi, Mu-zaffer Ayhan Kara’nın değerli çalışması “Yön’ün Devrimi, Devrim’in Yönü” adlıkitabında bulunmaktadır. Kurmay Albay Cemalettin Korkut, 12 Mart 1971Amerikancı askeri müdahaleden sonra Madanoğlu Davası’nda diğer sanıklarlabirlikte “Anayasa’yı ihlal”den idamla yargılanır. Sonunda beraat eder.

“Bize yurt fedaisi derler” diyor Cemalettin Korkut, Silivri’ye Doğu Perinçek’egönderdiği bir şiirinde.

Yedi yaşında simit, on bir yaşında su satarak öğrenim masraflarını karşılayanve subay çıkan, Türk aydınının fedai geleneğinin temsilcisidir Cemalettin Kor-kut.

İşçi Partisi üyesi ve Genel Başkan Danışmanı olan Cemalettin Korkut ağabe-ye uzun ömür diliyorum.

Prof. Dr Erol ManisalıUlusal Kanal’daki tadına doyulmaz sohbetlerini

yedi yıldır sürdürüyor, Manisalı Hoca.33 yıldır profesör. Kitaplarını saymaya yerimiz

yetmez. Atatürk Devrimi’nin kararlı savunucusu.Kısa zamanda özgür olması dileğiyle hocamızın, 13Nisan 2009 günlü Cumhuriyet’teki “Batı Atatürk’üyargılıyor” başlıklı son yazısını özetleyelim:

“En büyük suçlu Atatürk: Çürümüş, emperya-lizmin arka bahçesi ve oyuncağı olmuş, fiilen işgaledilmiş Osmanlı’dan, bağımsız bir ulus ve Cumhu-riyet yaratmış, Avrupalı müstevlilere karşı.

“(…) Sömürgeciler onu hiç sevmediler ve sev-miyorlar. Bundan dolayı Atatürk’ü yargılıyorlar, yer-mek istiyorlar. Yenideno kaosa, Sevr’i kabul et-tirdikleri Osmanlı’yadönmek istiyorlar. (…)

“Emperyalizm Mus-tafa Kemal’i, Cumhuri-

yet’i, bağımsızlığımızı,kurtuluşumuzu yargılı-yor… Sevr’i ve Osman-lı’yı işbirlikçileriyle birlik-te geri getirmek istiyor-lar.”

Page 52: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 52/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 51

HAFTANIN NOTLARI

CHP’nin oylarını Ergenekon artırmı!“Seçim sonucundan dehşete düştüm” diye atmış Neşe Düzel, Nabi Yağcı ile yaptığı söy-

leşinin başlığını.Nabi Yağcı, Sovyet işbirlikçisi eski TKP’nin son Genel Sekreteri. Diğer adıyla “Haydar Kutlu.”

Kutlu, Türkiye’ye döndükten sonra ve kısa bir TBKP serüveninden sonra “bu işleri” bıraktı.“Duvar”ın altında kalanlardan. Sıkı Amerikancı ama Düzel onu “Türkiye’nin önde gelen solcu-larından” diye tanıtıyor.

Seçim sonuçlarını, “Marksist bir açıdan” 13 Nisan 2009 günlü Taraf’ta şöyle yorumluyor,Nabi Yağcı:

“CHP’nin oyları öyle söylenildiği gibi teşkilatların iyi çalışmasından çok Ergenekon örgütü-nün beş yıldır iyi çalışması sonucunda arttı ve kemikleşti. Görülüyor ki, Ergenekon gerçekten çokiyi çalışmış ve bu oyu kemikleştirmiş. Ergenekon’la ilgili gerçekler ikinci iddianameyle ortaya çık-tığı halde bu tabanın Ergenekon’a hâlâ ‘acaba’ dememesi ve Ergenekon’un avukatı olduğunuiddia edene oy vermesi düşündürücü. Burada kemikleşmiş, taraf olmuş bir taban var.”

SusmayanlarBu iktidar Türkiye’yi yönetemez. Anayasa Mahkemesi’nin, “irticai faaliyetlerin merkezi” olduğuna karar verdiği bir yönetim

orada oturamaz…Dün “12’nci dalga” dediler… Zor şartlarda laik cumhuriyeti cesaretle savunan Kanal B, ADD, ÇYDD, ÇEV, 68’liler Birliği

Vakfı gibi kurumlar, birer terörist yatağıymış gibi gün boyu arandı…Hâlâ soracak mısınız; hedef kim?Ya da hâlâ inanacak mısınız; darbe yapmak isteyen silahlı bir örgütün peşinde olduklarına.Yine de olsun…“İrticai faaliyetlerin merkezi” olduğu mahkeme kararı ile kesinleşmiş bir iktidar Türkiye’nin tepesine

oturmuş olsa bile Atatürk cumhuriyetine ve devrimlerine sahip çıkmak isteyenler hapishanelere doldurul-sa dahi…Türkiye’yi sevenler susmayacaklar…O ses hiç dinmeyecek.Kulak verin… Duyacaksınız.(Bekir Coşkun, Hürriyet, 14 Nisan 2009)

‘Türkiye halkı’İnsanın inanası gelmiyor!Medyanın anlı şanlı isimleri bu kadar mı cahil!Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, Atatürk’ün

“millet” tanımını hatırlatması olay oldu. Köşe yazarları bunu yazıyor,tv’lerde bu konuşuluyor.

Orgeneral Başbuğ konuşmasında, Atatürk’ün “Türkiye Cumhuri-yeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” tanımını tekrarladı.

Bunun, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir ilk” (Mehmet Barlas, Sabah, 15 Nisan 2009), “bir arkeolog gibi tarayıp gündeme çıkarması”(Serdar Akinan, Akşam, 15 Nisan 2009) ve hatta “küçük çaplı bir devrim” (Ruşen Çakır, Vatan, 15 Nisan 2009) olduğunu yazanlar bileçıktı.

Doğu Perinçek’e soruyorum, Atatürk’ün millet tarifiyle ne zaman karşılaştığını:

“Sanırım 30-35 yıl oluyor. Birçok kitabımda yazdım. Bozkurt Efsaneleri ve Gerçek, Kurtuluş Savaşı’nda Kürt Politikası, Anayasa ve Par-tiler Rejimi, Orta Asya Uygarlığı ve 6 Ok kitaplarında vardır.”

Perinçek, en az 30 kez “Kürtçülük” iddiasıyla açılan davalarda mahkeme önüne çıktı. Savunmalarında bu tanımı hatırlattı.1999 ya da 2000 yılı. Kara Kuvvetleri komutanlığı’ndan İşçi Partisi Genel Merkezi’ni arayan bir Albay, Perinçek’in bu tanımı, hangi

kaynaklara dayanarak kullandığını sordu. Albay’a istediği kaynaklar gönderildi. Ki, o zamanlar devletin cicili bicili resmi kitaplarında “TürkMilleti” tanımlanırken Atatürk’ün sözleri “Türkiye halkı” değil fakat “Türk halkı” olarak yazılıyor, Atatürk’ün fikirleri resmen gizleniyor-du.

15 Nisan akşamı Ulusal Kanal’ın ana haber bülteninde Filiz Öntaş’ın konuğu Atatürk’ün Bütün Eserleri Genel Yayın Yönetmeni ŞulePerinçek’ti. Şule Perinçek, Afet İnan’ın Medeni Bilgiler kitabının 1929 Kasım’ında yazılmaya başlandığını, kitabın bazı bölümlerini de Ata-türk’ün kendisinin yazdığını belirtiyor.

Afet İnan’ın “Vatandaş için Medeni Bilgiler” kitabı, 1932 yılında ortaokullarda ders olarak okutuluyor. (Devlet Matbaası, 1932)Hadi yazarlarımızın bunlardan haberi yok diyelim. Eski Genelkurmay Başkanları Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hilmi Özkök ve Yaşar Büyüka-

nıt’ın da aynı tanımı yaptıklarını nasıl unuturlar. Pes!

Page 53: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 53/65

52 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

EĞRİYE EĞRİ / DOĞRUYA DOĞRU

Oral Çalışlar

KKTCSeçimlere bir hafta kala patlayan Ergenekon belge-

leri havayı değiştirmiş gibi görünüyor.

Radikal, 12 Nisan 2009

Yasin Aktay

Değişen dünyaDerisinin rengine rağmen Obama’yı kendilerine baş-

kan yapabilen Amerikalıların gerçekten büyük bir dev-rim yaşamış olduklarını görmek lazım.

Yeni Şafak, 11 Nisan 2009

M. Nedim Hazar

İşkence mi yapılmış?“Adımızı işkenceyle eklettiler” diyerek sıyırmaya kal-

kışanlara kötü haber de var: Tuncay Güney hâlâ yaşıyorve işkence altında olmadan başka şeyler de anlatıyor.

 Zaman, 11 Nisan 2009

Hamdullah Öztürk

Asmaya yetecek delil var!Birilerini kırk kere asmaya yetecek deliller, onların

aleyhine olunca ne ilginç yorumlara uğratılıyor.

 Zaman, 12 Nisan 2009

Mümtaz’er Türköne

31 Mart Vak’ası31 Mart, Ergenekon’un atası olan örgütlenmelerin

ilk operasyonlarından biridir.

 Zaman, 13 Nisan 2009

Emre Aköz

12. dalgaMedyadaki üst düzey Ergenekonculara ve dostlarına

daha dokunulmadı.

Sabah, 14 Nisan 2009

Okay Gönensin

Sulandırma!Ergenekon davasını sulandıranlar, demokrasiye Er-genekoncular kadar zarar vermiş olacaklardır.

Vatan, 14 Nisan 2009

Nazlı Ilıcak

Laiklik!Din ve vicdan özgürlüğü anlamına da gelen laiklik,

dini cemaatleri yasaklamaz.

Sabah, 15 Nisan 2009

Ahmet Altan

Asıl sorunAsıl sorun, bir genelkurmay başkanının konuşması-nın bilmem kaç televizyon tarafından canlı olarak yayın-landığı bir ülke olmamız.

Taraf, 15 Nisan 2009

Cüneyt Arcayürek

KKTC’de son oyunSiyasal amaçlar uğruna içerde kişileri ve kurumları karalamak

yetmiyormuş gibi, aynı yöntemi KKTC’de uygulamaya başladılar.

Cumhuriyet, 11 Nisan 2009

İlhan Selçuk

Polis balosunda bir savcıZekeriya Öz balonun gürültüsü patırtısı içinde gazetecilere diyor ki:“Yarın bizi kapının önüne koyarlar.”Eh, insan hali… Ruh hali…

Cumhuriyet, 12 Nisan 2009

Deniz Kavukçuoğlu

Yeni bir savaşçıObama yeni bir savaşçıdır. Henüz bilenme aşamasındadır.

Cumhuriyet, 12 Nisan 2009

Erdal Atabek

ObamaniTürkiye, Atatürk’ün çizdiği yolda mı ilerleyecektir? Amerika’nın

gösterdiği yolda mı?Türkiye’nin karar vermesi gereken asıl konu budur.

Cumhuriyet, 13 Nisan 2009

Dilek Önder

22 olsa ne olur?

12 olsa ne olur, 22 olsa ne olur? Kimi sindirecekler? Kim sinecekki? Bu ülkede kimse sinmez.

Vatan, 14 Nisan 2009

Güngör Mengi

Seçilmiş hedefToplumun her geçen gün genişleyen bir kesimi Prof. Dr. Meh-

met Haberal’ın da dahil bulunduğu gözaltıların “seçilmiş hedef” ol-duklarına inanmaktadır.

Vatan, 14 Nisan 2009

Oktay Ekşi

Atatürk’ü yargılamakMüjdeler olsun, çünkü artık sanıkları değil, Atatürk’ü yargılıyo-ruz.

Hürriyet, 14 Nisan 2009

Mehmet Y. Yılmaz

Neden sakladı?MİT işkence altında alındığını bildiği bu ifadeleri neden bugüne

kadar sakladı?

Hürriyet, 15 Nisan 2009

Mehmet Ali Kışlalı

Sorun yaratmadan konuşmakHarp Akademileri asker için en üst fikir düzeyinin sergilendiğiyerdir… Askerin görüşlerini öğrenmek isteyenler için konuşmabüyük ve ciddi kaynak oluşturuyor.

Radikal, 15 Nisan 2009

Page 54: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 54/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 53

EMEKÇİNİN KRİZE CEVABIAÇIKOTURUM

YÖNETEN:

Mehmet Zeyrekİstanbul Eğitimciler Derneği Başkanı

KONUŞMACILAR:

Mustafa TürkelTürk-İş Genel Sekreteri

Hasan KütükBirleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı

Prof. Dr. İzzettin Önderİstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi

DÜZENLEYİCİ KURULUŞLAR

İstanbul Eğitimciler Derneği Eğitim-İş İstanbul Şubesi

Tarih: 25 Nisan 2009, Cumartesi

Saat: 14:30Yer: İstanbul Eğitimciler Derneği Tiyatro SalonuAdres: Gureba Hüseyin Ağa Mah. (Aksaray Mah.)Vezir Çeşmesi Sok. No:3 (Pertevniyal Lisesi arkası) Aksarayİletişim: (0212) 525 13 00Gsm: (0546) 241 35 82 - (0506) 533 68 08

Page 55: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 55/65

54 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

BEŞ KITADAN

Hollanda’da gençleretnik kökene göre fileniyor

Hollanda’da Rotterdam Belediyesi ‘suç ileme potansi-

yeli yüksek’ olan 24 yaına kadarki gençleri kayıt altınaalıyor. Baka belediyelerin yaptıı fileme yöntemi ile ya-pılan kayıtta gençlerin ileyebilecekleri potansiyel suçlarınyanında, etnik kökenleri de yazılıyor. Hollanda bu ça-lıma ile suç ileme oranlarını ‘kültürel kökene’ göre tespitedip, o kültürel gruplara yönelik ‘özel çalımalar’ yapma-yı planladıını iddia ediyor. Ancak Kiisel Bilgileri Koru-ma Kurumu(CBP) bu uygulamanın hiçbir yasal dayanaıolmadıını vurguluyor. Yeiller Partisi(Groen Links) söz-cüsü Verwijs ise “kinci Dünya Savaı’ndan beri insanlarıetnik kökenleri üzerinden filemenin yasak” olduunu be-lirtiyor.

Hollanda Hükümet ortaı Hıristiyan Demokrat Parti-si (CDA) sözcüsü ve etnik kayıt konusunda yetkili olanLionel Martijn Hollanda Dünya Radyosu’na(RNW)öylekonutu:

“O grupları doru bir ekilde yönlendirebilmek için,insanların belli sınırlar çerçevesinde kültürel kökenlerinisoruyoruz. Verdikleri bu bilgilerin belli kurumlar tarafın-dan faydalı bir yönde kullanıldıını da onlara iletiyoruz(...) Belediye /valilik (Hollanda’da Belediye aynı zamandavalilik oluyor) bize, hedef amaçlı para hibe ediyor. Bura-daki amaç o insanların etnik kökenini örenmek deil, ri-ziko gruplarını tespit etmektir. Sorunlu olma eilimi gös-teren ve sorunlu olan, yani polislik ve mahkemelik olmuolan gençlerin kaydı da tabii ki poliste bulunuyor.”

AB’nin genilemesiRoman dümanlıını tırmanıyorAvrupa Konseyi ve dört insan hakları örgütünün yayımladıı

rapora göre Avrupa’da, ekonomik krizden nedeniyle Romankarıtlıı arttı. 8 Nisan Uluslararası Roman günü çerçevesinde ya-pılan çalımalarda yayınlanan raporda, Avrupa’nın adeta 2.DünyaSavaı öncesi durumu hatırlattıı vurgulanıyor. Rapora göre DouAvrupa ülkelerinin AB’ye katılmasıyla, ucuz i gücü Orta ve BatıAvrupa’ya akın etmeye baladı. Ekonomik krizin kendisini hisset-tirmesiyle birlikte AB ülkelerinde “iimizi elimizden alıyorlar” ge-rekçesiyle Romanlar günah keçisi ilan edilmi durumunda. Rapor-

da, özellikle Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’da aırı sa gruplarınRoman’lara karı iddet olaylarına giritikleri vurgulandı. NRCgazetesi yaptıı haberde Macaristan’ın Romanlara yönelik saldırı-lara karı kırsal kesimde daha fazla polis gücü seferber edeceiniyazdı.

Castro: ‘ABD’den sadaka deil,ablukayı kaldırmasını istiyoruz’

ABD’nin Küba’ya yönelik ilaç ve seyahat bata olmak üzere birtakım kısıtlamaları kaldırma giriimini deerlendiren Küba’nın ta-rihi lideri Fidel Castro ABD’den sadaka vermesini deil, ablukayıkaldırmasını istediklerini belirtti. Küba’nın Resmi internet site-si’nde bir yazı kaleme alan Castro,ABD’nin yaklaık yarım asırdır Kü-ba’ya abluka uyguladıını ifade ede-rek, yıllardır ABD’ye karı direndikle-rini bundan sonra da direnmeyedevam edeceklerini vurguladı. Sadakaiçin el açmayacaklarını kaydeden Cas-tro Latin Amerika ülkeleriyle ibirliiyaparak ayakta kalacaklarını belirtti.Önceki Amerikan hükümetlerinin acı-

masızlıklarından Obama’yı sorumlututmayacaklarını da belirten Castro,Obama’nın samimiyetinden ve ABD’yideitirme isteinden üphe etmedikle-rini açıkladı.

Macarlar AB’den sonrasiyasete güvenmiyor

De Volkskrant gazetesinin 16 Nisan tarihli Keke-met’te yaptıı aratırmasına ve haberine göre MacaristanAB üyesi olduktan ve ekonomik krize girdikten sonrabüyük bir toplumsal bunalımın içine girdi. Macaristan’dahalkın yüzde 60’a yakını bugün seçim olsa hiçbir partiyeoy vermeyeceini söylüyor. Bu oran Macar tarihinde hiçbu kadar yüksek olmamı. Sosyalizm yıkıldıktan sonraülke sosyal haklar konusunda giderek geriye gitmi. Ma-caristan ayrıca AB içinde IMF’ye 20 milyar Avro ile enborçlu ülke konumunda ve iflas noktasında. Macarlaragöre sebep siyasi bölünmülük. Macarların deyiiyle sos-yalizmden sonra,”iki Macar on siyasi parti kurmayayeter”.

Page 56: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 56/65

BEŞ KITADAN

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 55

Morales’e suikast giriimietkisiz hale getirildiBolivya Babakanı Álvaro García

Linera 16 Nisan günü Bolivya’nınbakenti La Paz’da yaptıı basın top-lantısında Bolivya güvenlik güçleri-nin 15 Nisan günü Santa Cruz ken-tindeki bir hotelde operasyon yapa-rak, Bolivya Bakanı Evo Morales’eve kendisine karı giriilen bir suikas-tı önlediklerini açıkladı. Babakanın

açıklamasına göre operasyonda üçkii, teslim olmadıkları gerekçesiyle,yarım saat süren bir çatıma sonucu öldürülmü, iki kii de yakala-nıp tutuklanmı. Bolivya’nın dousunda bulunan ve ticaret merkeziolan Santa Cruz kenti, Morales’e muhaliflii ve ABD’ye sempatisiile tanınıyor.

Evo Morales Chavez ile görümelerde bulunduu Venezuella’nınBakenti Karakas’ta sözkonusu kiiler ile ilgili, “yönetimimi devir-meyi amaçlayan yabancı uyruklu paralı askerler” dedi. Bolivyaçileri Bakanlıı ise operasyonda çok sayıda patlayıcı, yüksek ka-libreli silah ve Morales’in konvoyunun geçecei güzergaha ilikinbilgilerin ele geçirildiini açıkladı. Söz konusu suikat giriiminin ar-dından CIA parmaı olup olmadıı ise aratırıldıı bildirildi.

Brockmann: Yeni ekonomik modeltasarrufu ön plana almalı

BM Genel Kurul Bakanı Miguel D’escoto Brockmann G-20Zirvesi’nin baarısız olduunu belirtti. BM’nin 1-3 Haziran tarihle-ri arasında 192 ülkenin katılımıyla yeni bir Zirve düzenleyeceinisöyleyen Brockmann bu zirvenin BM Genel Kurul tarihinin enönemli toplantısı olacaını kaydetti

Dünyanın1929’daki “Büyük Bunalım”dan sonra en büyük eko-nomik krizi yaadıını belirten Brockmann yeni bir ekonomik mo-

dele ihtiyaç olduunu vurguladı. Brockmann yaanmakta olan eko-nomik krizde ABD bata olmak üzere ürettiinden fazlasını tüketenülkelerin ve tüketime dayalı mevcut ekonomik sistemin büyük payıolduunu kaydetti. Brockmann, yeni ekonomik modelin tasarrufuön plana alan bir yaklaım olması gerektiini savunuyor.

• Cep telefonu üreticisi Nokia, bu yılın ilk üç ayında

kârının yüzde 90 oranında dütüünü duyurdu.• BBC Kanalı Üst Kurulu, Orta Dou muhabiri Je-remy Bowen’in haberlerinde Filistin yanlısı bir tutumsergilendii, doru olmayan bilgiler içerdii ve do-ruluk ve tarafsızlık ilkelerini ihlal ettiine kararverdi. Independent gazetesinin Orta Dou editörüRobert Fisk, “BBC Üst Kurulu, srail lobisine teslimolmutur. BBC bu raporuyla çirkin ve korkak birtavır sergilemitir” yorumunu yaptı.

• ABD Bakanı Barack Obama CIA yetkililerinin,kullandıkları sorgu tekniklerinin kendilerine verilen

hukuki tavsiyeler dorultusunda olması durumundacezai soruturmaya tabi tutulamayacaını söyledi.

• Guantanamo tutukevinde bulunan bir tutsak olanÇadlı Garani’nin, El Cezire televizyon kanalına tele-fon ederek, cop ile dövüldüünü, diinin kırıldıınıve üzerine göz yaartıcı gaz sıkıldıını söyledii bil-dirildi. Tutukevi yetkililerinden Yüzbaı Brook De-Walt, Miami Herald gazetesine verdii demeçte, Ga-rani’nin büyük ihtimalle, haftalık telefon hakkını ai-lesini aramak yerine El Cezire’yi aramak için kullan-dıını söyledi.

• Rusya Dıileri Bakanı Sergey Lavrov Hazar Deni-zi’nin statüsü ile ilgili komu ülkelerin (Rusya, Azer-baycan, ran, Kazakistan ve Türkmenistan) anlama-ya yakın olduklarını açıkladı.

• Amerikalı Komutan Albay Gary Volesky, ABD Sa-vunma Bakanlıı’nda gazetecilere yaptıı açıklama-da, “Irak hükümetinin kendilerinden talep etmesihalinde, askerlerinin Musul ve civar ehirlerde kala-bileceini” söyledi.

• ran Cumhurbakanı Mahmud Ahmedinecad 14Nisan’da Tahran’da düzenledii basın toplantısında

uzaya daha büyük uydular göndermeye hazırlandık-larını açıkladı. Batılı ülkelerin ran’ın füze teknoloji-siyle ilgili haberleri “maceracılık” olarak deerlen-dirdiini belirten, Ahmedinejad, “Ama, 700 ile 1500kilometre menzilli ran yapımı füzelerle daha büyükuyduları uzaya göndereceimizden onların haberiyok’’ dedi.

• Reuters’in 15 Nisan tarihli haberine göre, sraillibir hükümet yetkilisi, Gazze’de ilenen sava suçlarıile ilgili soruturmada, Birlemi Milletler ile uzla-mayı düünmediklerini belirtti.

• ABD Bakanı Barack Obama Temsilciler Meclisi’nebir mektup göndererek sava harcamaları için Kon-gre’den 83 milyar 400 milyon dolarlık ek ödenek iste-di. Bu taleple, Washington’un savalara bu yıl içindeayırdıı para 142 milyar dolara çıkmı oldu.

DEVR-İ ALEM

Page 57: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 57/65

56 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

Türkiye Sosyalist hareketinin ön-derlerinden Doktor efikHüsnü Demer anısına 13 Ni-

san’da Ankara Çada Sanatlar Mer-kezi’nde düzenlenen panelde güncelsorunlar balamında Kemalist ve sos-yalistler arasındaki iliki tartııldı. Pa-nelde konuan çi Partisi MerkezKarar Kurulu Üyesi Turhan çli, 1925’ekadar Kemalistlerin sosyalistlerle ittifakarayılarını sürdürdüklerini ama 1925tarihli Takrir-i Sükun kanunuyla sos-

yalistler üzerinde yasaklama getirildi-ini belirtti. Bu yasaı, Kemalistlerintarihsel bir hatası olarak niteleyenTurhan çli; Kemalistler ve sosyalistlerarasında ittifak kurulamaması sonucu,1940’lı ve 50’li yıllardan itibaren ba-layan karı devrim sürecinde, Kema-listlerin sosyalistler gibi kararlı direni

unsurlarından yoksun kaldıklarını vur-guladı. Kemalistlerin bu hatasına kar-ın sosyalistlerin de hataları olduunadikkat çeken Turhan çli öyle konutu:“Sosyalistler Ulusal Kurtulu Savaı’nıtabii ki desteklediler. Onun içinde yeralmaya çalıtılar. Ama efik Hüsnüdahil olmak üzere, stanbul’un içimerkezlerinde kendilerini hapsettiler.Tabii ki çeitli çetelerle, düman garni-zonlarının basılması ve silahlarınAnadolu’ya gönderilmesiyle ilgili çe-

itli görevler yerine getirildi. Ancakbunun sosyalist kurmay merkezleriyleAnadolu’ya geçilerek taçlandırılmasıgerekiyordu”.

KEMALİSTLER SOĞUK SAVAŞIN

ETKİLERİNİ AŞMALI

ODTÜ Öretim Üyesi Yıldı-

rım Koç, 1923-1938 yılları ara-sında Sovyetler Birlii ile Kema-list Türkiye arasında dostane ili-kiler kurulmasına karın, aynıilikinin Türkiye’de Kemalistlerile komünistler arasında kurula-madıına dikkat çekti. Bugünküdurum açısından tehdidin tıpkı1919’daki gibi emperyalizmden

kaynaklandıını belirten Yıldı-rım Koç konumasına öyledevam etti: “Buna karın Kema-list unsurlar büyük bir kafa karı-ıklıı içinde. Hala souk savaınetkilerini aabilmi deiller. Ke-malistlerin bu koullarda içi sı-nıfı programları son derece zayıf.Krizin derinletii, emperyalistsömürünün younlatıı koul-larda içi sınıfına en uygun gelenprogram sosyalistlerin ve komü-

nistlerin programıdır. BugünTürkiye’nin geleceinin baım-sızlık temelinde, sömürüsüz birdünyaya doru olmasını istiyor-sak, doru çizgi Kemalistler vesosyalistlerin el ele vermesidir”.

TUNCAY ÇELEN: “CUMHURİYETİMİZİN

TARİHSEL DEĞERLERİNE SAHİP

ÇIKANLARI DESTEKLEYELİM”

Yurtsever Cephe Yönetim Ku-rulu Üyesi Tuncay Çelen de konu-masında, 1917 Ekim Devrimi veTürk Kurtulu Savaı’nın, emper-yalizmin bölgemizdeki dorudanegemenlik arayıını durduran ikitarihsel eylem olduunu belirtti.Türkiyeli devrimcilerin Kemalizm’ianti-emperyalist bir olgu olarakgördüklerini kaydeden TuncayÇelen, konumasında Ergenekontertibine de deindi. Çelen unlarıkaydetti: “CIA güdümlü, muhalefe-ti bastırma hareketinin hangi gecekime saldıracaı belirsiz. Ama

unutmayalım ki her gecenin bir sa-bahı var. Öyleyse susmayalım,oturmayalım ve Cumhuriyetimizintarihsel deerlerine sahip çıkanlarıdestekleyelim”.G

M Panele ODTÜÖretim ÜyesiYldrm Koç, çiPartisi MKK ÜyesiTurhan çli veYurtsever CepheYK Üyesi TuncayÇelen katld.

EFK HÜSNÜ’NÜN 50. ÖLÜM YILINDA PANEL

Yeni Sevr’e karşı

Kemalist-Sosyalist ittifakı zorunluTeori dergisi, Sosyalist önder efik Hüsnü Demer’in 50’inci ölüm ylnda“Kemalist Devrim ve Sosyalistler” balyla bir panel düzenledi. ODTÜÖretim Üyesi Yldrm Koç, çi Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi AvukatTurhan çli ve Yurtsever Cephe Yönetim Kurulu Üyesi Tuncay Çelen’inkonumac olarak katldklar panelde, Sosyalistler ile Kemalistler arasndakitarihsel ilikiler ve bu ilikilerin günümüzde nasl ekillendiideerlendirildi.

TOPLUM

Page 58: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 58/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 57

SADIK USTA

Ergenekon davasına ilikin bir-çok kitap yazıldı. Tertibi ör-gütleyenlerin yazdıkları kitap-

lar, bunların baında gelir. Tertibinmuhatapları da davaya ilikin kitap-lar yazdılar ve iddiaları çürüten açık-lamalarda bulundular.

Siyasi açıdan Türkiye’nin dev-rimci ve ulusal hareketine büyükzararlar veren bu dava, ahsi açı-dan, en çok Okkır ailesine zararverdi.

13 aylık tutukluluk halindensonra, ölümüne be gün kala ceza-evinden tahliye edilen KuddusiOkkır’ın ei Sabriye Okkır’ın ha-zırladıı “Cinayeti Gördük” adlıkitap, medya tarafından da des-teklenen sürek avının bir aileyinasıl darmadaın edeceini gözlerönüne seriyor.

Hem bir tutuklunun hem deonun en yakınındaki insanın göz-lemlerini ortaya koyan kitap üç

bölümden oluuyor. Birinci bö-lümde merhum Kuddusi Okkır’ıngözaltı gecesinden itibaren bütünyaadıklarını okuyoruz. kinci bö-lümde ise Kuddusi Okkır’ın eiSabriye Okkır’a yaatılan dayanıl-maz ve insanı isyan ettirecek acı-lardan haberdar oluyoruz. Üçüncübölüm ise Kuddusi Okkır’ın iirle-riyle dile geliyor.

YURTTAŞIN ÇİĞNENEN ONURU

Cinayeti Gördük adlı anı-kita-bı okurken aklımıza hemen ünlüAlman edebiyatçı Heinrich Böll’ünKatherina Blüm’ün ÇinenenOnuru adlı romanı geldi. Bu enfeskitabında Böll, polis tekilatıyla iç

içe çalıan Springer medyasının sı-radan bir kadın yurttaı nasıl azılı

bir terörist göstererek, onun bütünsaygınlıını yok ettiini anlatır.Medyanın tam bir sürek avına dö-nüen habercilii, Katherina’yı çi-leden çıkarır ve onun onurunu ko-rumak için haberi yapan gazeteci-yi öldürmesine neden olur.

Cinayeti Gördük adlı kitabıokuyunca da aynı duygulara kapı-lıyor insan.

Yazarların da kitapta ifade et-tikleri gibi Ergenekon tutukluları

bir senaryonun kurbanları olarakseçilmilerdir. Her ey batan belli-dir, sanıklara ise sadece senaryoyuoynamak kalmaktadır. Oynamayıreddettiiniz noktada da medyadevreye girmekte ve size hayatınızızindan etmektedir.

Ei, ‘Ergenekon’un gizli kasası’ilan edilen Sabriye Okkır, einintutuklanmasıyla birlikte geçim sı-kıntısı çeker ve ucu ucuna geçine-bilmek için stanbul’dan Yalo-

va’ya taınır. Haftada en az bir kezYalova’dan Tekirda’a saatlerceyol teperek ulatıında ise çeitligerekçelerle eiyle görüemez. Ha-pishane yöneticileri ve savcılık ku-rumları tam bir duvar olutururlarkarısında.

Ciddi bir muayeneden geçiril-medii için kocasının hastalıınayanlı tehis konur ve kanserinaırı derecede ilerlemesine yol açı-lır.

HUKUK SAVAŞI DEVAM EDİYOR

Sabriye Okkır, einin ölü-münden sonra da hukuk savaı-na devam ediyor. Hastane vesavcılar hakkında açılan davalar,

stanbul ve Tekirda valilikleritarafından reddedilmitir. Böyle-ce hem tutukluluk haline kararveren savcı ve hâkimlerin hem dehastalıı fark edemeyerek onunaırlamasına neden olan hekim-lerin ihmalleri ortaya çıkarılama-maktadır. Bu duruma isyan edenSabriye Okkır, davayı AHM’egötüreceini belirtiyor.

Bu kitabı tutukluluk kararınıveren hâkimlerin, tutuklamayıtalep eden savcıların; hastalıı,karılarında bir mahkûm olduuiçin dikkate almayan hekimlerinve en çok da Ergenekon tutuklu-ları hakkında fütursuzca kalemoynatan gazeteci tayfasının mut-

laka okuması gerekir. Eer bu ki-tabı okuduktan sonra da herhangi bir yürek sızısı hissetmi-yorlarsa, artık onları kapkaraolmu vicdanlarıyla “Allah bileıslah edemez”.G

OKKIR’LARIN KALEMNDEN ‘ERGENEKON’ GERÇE

Belgesel niteliğinde bir roman:

‘Cinayeti Gördük’“Cinayeti Gördük”, sürek avnn bir aileyi nasl darmadan edeceinigözler önüne seriyor. Kitab hâkimlerin, savclarn; hastal,karlarnda bir mahkûm olduu için dikkate almayan hekimlerin ve ençok da Ergenekon tutuklular hakknda fütursuzca kalem oynatangazeteci tayfasnn okumas gerek.

KİTAP

Page 59: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 59/65

58 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

stanbul’da son kez 2007 yılındaToprak Sanat Galerisi’nde izlemefırsatı bulduumuz Fikret ve Filiz

Otyam çiftinin eserlerini, iki yıl aradan

sonra bu kez Çıraan Sarayı Kempins-ki Sanat Galerisi’nde izliyoruz. Eserle-rini, farklı disiplinlerde, farklı görselanlayıta fakat aynı dünya gözüyle üre-ten sanatçılar, bu ortaklıı yıllardır sü-regelen sergileriyle pekitiriyorlar.

Resim sanatında 65. yılını ta-mamlayan Fikret Otyam, ondagörmeye alıık olduumuz DouAnadolu temasını betimliyor yine.“Anadolu”, “Anadolu insanı” te-maları; yerel motifler, giysiler; üre-

ten insanın doayla ilikisi... Bir deelbette hayvanlar; keçiler, develer,eekler... Alabildiine umutlu verenkli bir dünya…

GENÇ KUŞAKTA “ANADOLU” KAYGISI

YİTİYOR

“Anadolu”, Fikret Otyam gibiCumhuriyet kuaı sanatçıların

sıkça kullandıı, kimi zaman sanat-çıların estetik anlayıını bütünüylebelirleyen öelerdendir. Bu anlayııCumhuriyet kuaından teslim alıpilerletmek bir yana, “Anadolu”kaygısının genç kuak sanatçılardatamamen yittiini söyleyebiliriz.

“HALKA DOĞRU” İLKESİNİN SON

TEMSİLCİLERİNDEN

“(...) kendinden önceki kuak-larla yeterli balantıyı kuramamıveya bundan kaçınan bir sanatçınında, yaratma özgürlüünü verimliçalımalarla yönlendirmesi olası de-ildir.” diyor Mehmet Ergüven.Burada kendinden önceki kuaklar-

la balantı, ilkeler dorultusundada ele alınmalı. Elbette FikretOtyam gibi sanatçılar, ilhamlarınıCumhuriyet’in “halka doru” fel-sefesinden alıyor.

Eserlerinde Dou Anadolu insa-nını, özellikle de kadın ve çocuk fi-gürlerini betimleyen Otyam, onla-rın en çarpıcı özelliklerine vurguyapıyor; “65 yıldır, bana yaamakıvancının yanı sıra, hüzün deveren ve en iyi bildiim öelerin re-

simlerini yapıyorum. Bıkmadan,usanmadan.” diyor. Fikret Otyam,resim yüzeyinde farklı dokusalalanlar, karıt renkler kullanarakbelki ortaya koymak istedii duy-gusal atmosferi yakalamak istiyor.

Akademide eitim görmü ol-masına karın resimlerinde naif biryaklaım sergileyen, Batı resim ö-retisinin klasik kompozisyon, renk,ıık anlayıını reddeden Otyam, be-tileri yüzeyde, izleyiciye yakıntutar.

DÜNYANIN EN GÜZEL ÜÇ GÖZÜ

Fikret Otyam, 1945 yılındaDevlet Güzel Sanatlar Akademi-si’nde resim eitimine balayarak

M Fikret ve FilizOtyam’n sergisi

Ataol Behramolu(solda) ve HalukÇetin’in iirdinletisiyle açld.

OTYAMLAR ANADOLU’YU STANBUL’A TAIDI

Dokuma ve resim ortaklığıEserlerinde Dou Anadolu insann, özellikle de kadn ve çocuubetimleyen Fikret Otyam, onlarn en çarpc özelliklerine vurgu yapyor.Otyam “65 yldr, bana yaama kvancnn yan sra, hüzün de veren veen iyi bildiim öelerin resimlerini yapyorum” diyor. Filiz Otyam ise,30 yldr çulhalk tezgâhnda dokuduu eserlerinde farkl kompozisyonve malzeme arayna giriyor.

KÜLTÜR / SANAT

Resim yüzeyinde farkl dokular

Page 60: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 60/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 59

Bedri Rahmi Eyübolu’nun ören-cisi olur. Örencilik yıllarında gaze-tecilik, sanat – edebiyat yazarlıınabalayan Otyam, merakı ve ısrarıüzerine Dou ve Güneydou Ana-dolu’ya yol alır. Buraların halkı ileyaptıı röportajları konu alan gaze-te yazıları hazırlamı, daha sonrabunları “Topraksızlar”, “GideGide”, “Ha Bu Diyar”, “Harran veIrıp”, “Ey Samanda Samanda”isimleriyle kitaplatırmıtır. Ot-

yam’ın Dou, Güneydou Anado-lu’da gerçekletirdii bu çalımalarresimlerine de konu olmutur.

te bu gezilerde “dünyanın üçgüzel gözü” dedii, Dou Anadolukadını, eek sıpası ve ceylan gözle-rini yakından tanıdıı muhakkak...

FARKLI MALZEMELER,

FARKLI DOKULAR

Fikret Otyam ile 1977 yılında

evlenen Filiz Otyam, 1979 yılındanberi yaadıkları Antalya’da sanatçalımalarını sürdürüyor. Ameri-ka’da iç mimarlık eitimi görenFiliz Otyam, 30 yıldır çulhalık tez-gâhında dokuduu eserlerindefarklı kompozisyon ve malzemearayıına giriyor. Sergide çada,soyut kompozisyonları ele aldıı 6dokumasını keçeyle birletiren fo-toraf ve dokuma ustası FilizOtyam, Fikret Otyam’ın aksine

renkçi bir yaklaımı tercih etmiyor.Dokumaları yere serilmekten çokduvara asılıp, incitmeden izlenmeyihak eden Otyam’ın eserleri tabloniteliinde.

Fikret ve Filiz Otyam’ın ortakaçtıı sergiler bugüne dek Köln,Münih, Kopenhag, Levekusen, Ber-gisch, Galdbach, Eslingen, Nün-berg gibi yurtdıı kentlerinde de yerbuldu. Filiz Otyam, 1992 yılındaçarılı olarak bulunduu PolonyaLodz Uluslararası Tekstil Trien-nal’de “Toros Çitlembikler” adlıçalımasını sergiledi ve böyleceTürkiye ilk kez bu platformda tem-sil edilmi oldu. Gazipaa’da köylükadınlarla kurduu atölyede 25 yılçeitli kurululara yönelik üretimdebulundu. 1978 yılında AFSADkurslarıyla fotoraf sanatına bala-yan Filiz Otyam, 30 yıl boyuncaeiyle birlikte Anadolu’yu gezerek,bu gezileri belgeledi.

Otyamlar’ın farklı biçem,

ortak dünya görüünün bulutu-u son sergileri 12 Mayıs’a dekÇıraan Sarayı Kempinski SanatGalerisi’nde 7 gün 24 saat izlene-bilir.G

“Keçe ve dokumann bulutuu soyut kompozisyonlar”“Keçiler... Yan balarndaki hayvanlar eserlerinin en sadk modelleri”

Page 61: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 61/65

60 G Ayd›nl›kG 19 NSAN 2009

Tarih rastlantılarla ilerlemez.13 Nisan, yakın tarihimizde rûmi takvi-

me göre 31 Mart 1909’da gerçekleşen ge-

rici ayaklanmanın başladığı gündür. Geçen13 Nisan günü bu ayaklanmanın yüzüncüyılıydı. Ergenekon Soruşturması’nda “12.Dalga” işte bugüne rast getirilerek gerçek-leştirildi. Anlamlıdır. Anlamlıdır çünkü, er-tesi güne denk gelen 14 Nisan’da (2007),Ankara’da Tandoğan Meydanı’nda ilkbüyük Cumhuriyet Mitingi düzenlenmişti.

“12. Dalga”nın Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen, açık ve aktif bi-çimde destekleyenleri hedef alması dahada anlamlı olmaktadır. “12. Dalga”, hükü-metin tasarrufunda iki yıl sonra alınmış birintikam gibi görünmekte bu nedenle. Kim-

senin burnunun kanamadığı 14 Nisan Tan-doğan Mitingi’nde ayrıca yaklaşık 250- 300bin kişi Anıtkabir’i ziyaret ederek bir rekorada imza attı…

“DEMİRDAĞI ERİTMENİN DÜŞÜNCESİ”

“Ergenekon”da “12. Dalga”, baharlabirlikte korkunun yerini silkinişin aldığı 29Mart seçimlerinin hemen ardından düzen-leniyor aynı zamanda. “12. Dalga”yakadar, “Ergenekon” adı verilen soruştur-mada ne olduğu belirsiz “bağımsız yargı”

lafzının arkasına sığınarak biçimsel eleştiri-ler getirenler, soruşturmaya başından beribelli bir “ihtiyat”la, “kuşku”yla ve önyar-gıyla bakan, yayılmak istenen toplumsalkorku ve paranoyaya kapılanlar artık bun-dan sıyrılmaktadırlar. Bunun ilk ipucu 29Mart seçimlerinin sonuçlarıdır. İkinci ipucu ise, Genelkurmay Başka-nı’nın Harp Akademileri’ndeki yıllık konuşmasıydı. Eski ve halen gö-revde bulunan rektörlerin, profesörlerin toplandığı günün ertesindeİlker Başbuğ, özellikle seçilmiş bir üslupla akademik ve teorik zemin-de kalmayı tercih ederek konuştu. Seçim sonuçları gibi bu konuş-manın etkisi de zamanla ortaya çıkacak. Eklenecek bir başka şey deGenco Erkal’ın ödül töreninde yaptığı konuşma. Bunlara halk arasın-da konuşulanları da eklemek gerek.

Bugünden görünen şudur; demirdağın eteğine odunlar yığıl-maktadır! Öyleyse…

“Geniş Asyalarda dar günlerimiz ne tezmiş meğer.Uma kuşu sır veriyor: Demir dağı eritmesi zordur,Ama, daha da zordur, demirdağı eritmenin düşüncesi.Uma kuşu çırpınıyor: Ergenekon! Er gene!” (Hüseyin Haydar,

Doğu Tabletleri, Ellinci Tablet Ergenekon).

“HER ŞEY KENDİ ZIDDINA DÖNÜŞÜR”

“12. Dalga”ya ulaşan soruşturmada operasyonların hedef aldığısözümona terör örgütüne takılan adın Ergenekon olması da hiçbir

biçimde rastlantıyla açıklanamaz. Yüzlerce yurtseveri töhmet altındabırakan soruşturmaya bu adı seçen kimse ya da kimseler, salt bugü-nü veya dünüyle değil, bir ulusun tüm tarihi geçmişiyle hesaplaş-maktadırlar. Bir ulusun tüm varlığıyla bağlı olduğu köklere yapılanher saldırı o ulusun tüm varlığına yapılan top yekûn bir saldırıdır. Tümipuçları, aynı zamanda ideolojik bir saldırı olan bu seçimin dış kay-

naklı olduğunu da ortaya koyuyor. Akıllıca gibi görünen bu ad seçi-minin ahmakça olduğu, bugün dünden daha iyi anlaşılmaktadır.

“12. Dalga”yla vardığımız aşama tüm Türkiye’nin Ergenekonlaş-

tırılmasıdır. Tüm Türkiye’nin Natolaştırılmasındansa Ergenekonlaştı-rılması çok daha hayırlıdır elbette. Her şey kendi zıddını da içinde ba-rındırır çünkü. Türkiye’nin Ergenekonlaştırılması, bir çıkışın da var ol-ması demek.

TÜRK TARİHİNİN İLK DEVRİMİ

Bu adı seçen kimse ya da kimselerin ahmaklığı da burada işte!Bütün tarihleri birkaç yüzyılı geçmeyen, tarihlerinde hiçbir destan, ef-sane, mitoloji bulunmayan toplama ulusların efsanelerin gücünü an-lamaları imkânsızdır. Ergenekon Türk tarihinin ilk devrimidir. Aynı za-

manda demir devrimidir! Destanın, içerdi-ği hikâyenin çok ötesine varan anlamlarıbulunmaktadır. Ergenekon aynı zamanda

en zor koşullardan bir yol bulup çıkmakdemektir. Bunun yakın ve uzak tarihimiz-de pek çok örneği vardır. Çıkış yolu varsaErgenekon da vardır. Ergenekon varsaçıkış yolu vardır!

Bunu somut olarak Başkan Doğu, id-diaları tek tek ele alıp birer birer çürütüpyerle bir ederek gösterdi. Başkan Do-ğu’nun savunması, tarihe geçen savunma-lardan biridir ve gelecekte hep şu müthişbaşlangıç cümlesiyle anılacak:

“Kahramanları intihar eden uluslar var

olamazlar!”“ERGENEKON! ER GENE!”

“Geniş Anadolularda dar günlerimizne tezmiş meğer. Ne de kolay aldattılareğri giden kardeşi,

Çakal hesabına bozkurt kanı dökene, “Ergenekon” dediler.Ant içtiler ve Asena’nın en yiğitlerini biçtiler.Adları Uğur’du, Doğan’dı, Taner’di, Turan’dı, Muammer’di,Adları Bahriye’ydi, Bedrettin’di, Eşref’ti, Necip’ti…Daha acı olacak kiralık katil toplayanların akibeti de.Uma kuşu çırpınıyor: Ergenekon! Er gene!Düşman planını bozan yiğitler gladyo zincirinde,

Gladyonun gırtlağı yiğidin pençesinde!Ağır zincir şakırdıyor: Gel gene, demir dağı del gene,Yedi kat yürek, yedi kat öfke, yedi kat bilim…Yel kıbleden esiyor, bebeğimizi göğe kaldır sevgilim!”Böylece, geldik nicedir yazmayı düşünüp de bir türlü ele almadı-

ğım son yılların en iyi, en etkili şiirlerine. Hüseyin Haydar’ın içinde ya-şadığımız günlere hem içinde yaşayarak hem de dışından, uzaktan,tarihin ve efsanelerin içinden bakarak yazdığı Ulusal Kanal’da klipolarak Mesut Mertcan’ın yorumuyla yayınlanan son şiirleri, kitap ola-rak basılmayı bekliyor. “Zor Günlerin Şiirleri” ile “Doğu Tabletleri”başlıklı iki dosya oluşturan bu şiirler, kendi içine kapanmış, kendikendisiyle boğuşan şiirimiz için de bir çıkış yolu niteliği taşıyor. Bu açı-

dan da mutlaka kitap olarak yayımlanmasını arzuladığım her ikidosya, gerçekten de zor günlerin şiirleri ve bağıra bağıra bağıra oku-nacak şiirlerden…

“Acı Türkücü”, “Kara Şarkılar”, “Yıldız Tutulması” ve “Zor Gün-lerin Şiirleri” ile “Doğu Tabletleri” bağlamında Hüseyin Haydar’ın şi-irlerine haftaya daha yakından bakacağız.G

‘12. Dalga’ ve ‘Ellinci Tablet’

İNSAN YAŞADIĞI YERE BENZER

MECİT ÜNAL

M “12. Dalga”yla vardmz aama

tüm Türkiye’ninErgenekonlatrlmasdr. Tüm

Türkiye’nin Natolatrlmasndansa

Ergenekonlatrlmas çok daha

hayrldr elbette. Her ey kendi

zddn da içinde barndrr çünkü.

Türkiye’nin Ergenekonlatrlmas,

bir çkn da var olmas demek.

Bugünden görünen udur;demirdan eteine odunlar

ylmakta! L

Page 62: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 62/65

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 61

Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Galatasaray-Fener-bahçe maçından sonra yaşanan olaylar için “Kamuoyunun vicdanını

rahatlatacak cezalar verilecek” dedi. Cuma günü cezalar açıklandı vebeklendiği gibi çıktı. Ama ortada önemli bir sorun var. Birçok değergibi, sporda da değerler öyle çabuk ve hoyratça tüketiliyor ki. MilliTakım futbolcularının yaptıklarına şöyle bir bakınca üzülüyor insaniçten içe… Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamandaahlaklısın severim” sözünün ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor!Ama malum sistem onları da bir suç makinesi haline getirdi. Biri millimaç sırasında, pazısından kolunu yukarı kaldırarak basın mensuplarınıselamlıyor, diğeri mizah konusu olacak bir açıklamayla kasıklarınıneden iki eliyle avuçladığını anlatıyor, bir başkası maçta yaşanan olayıanlatırken, “… sonra ben bir kez daha yumruk attım” diyor. Nasıl sporve sporcu bunlar diyor insan kendi kendime. Tüm bu olanların ardın-dan Milli Takım hocası sinkaflı küfürleri ve hareketleri ile meşhur EmreBelözoğlu’nu takım kaptanı yapıyor, kulüp yöneticileri bu rezilliğin mimarlarını korumak ve kollamak için bir biri ardına saçmasapan açıklama yapıyorlar. Yok bizi “tezgaha” getirdiler, yok oyuncumuzun kasık problemi vardı o yüzden iki eliyle kasıkları-nı bu yüzden avuçladı. Bu milleti aptal yerine koyan açıklamalar. Eğer vicdanlar rahat ettirilmek isteniyorsa bu oyuncuların ba-zılarına milli takım kapıları bir süreliğine, bazılarına tamamen kapatılmalı. Kime bir süre, kime tamamen diyorsanız varın yoru-munu siz yapın ya da vicdanınıza sorun rahat mı diye.

Vicdanlar rahatladı mı?PERDE ARKASI Hazrlayan: Frat Kayra

Sivas neden baırıyor!Önce Sivasspor Basın Sözcüsü sonra Sivasspor

Başkanı “Bizi şampiyon yapmayacaklar” dedi. İki açık-lama arasındaki zaman farkından bir gün sonra haber-dar olduğumda aklıma gelen ilk şey ‘Bu planlı bir açık-

lama’ oldu. Detayları biraz araştırınca haklı çıktım. Buiki isimden birinin (ismi vermemenin nedeni, ko-nuşulanların aramızda kalmasını rica ettiği için) söyle-diklerini aktarıyorum. “Evet bu planlı ve bilinçli bir açık-lamaydı. Son haftalara gelirken bu açıklama şarttı.Geçen yıl sustuk üçüncülüğümüzü elimizden alıp bizidördüncü yaptılar. Analdık ki Türkiye’de bağırmayanameme vermiyorlar. Ne ceza gelir bilmiyorum ama buaçıklamaların arkasında olacağız. Kazandıkça bağıra-cağız, farkımız bu kaybedince değil.”

Babakan’a pres yapan “çakallar!”Şu sıralar çok gündeme gelmeyen ama spor teşkilatında olan bir dal-gadan bahsedelim. İstanbul İl Gençlik Spor Genel Müdürü, Bursa’ya, Bursagenel müdürü İstanbul’a atandı. Spordan sorumlu Devlet Bakanı MuratBaşesgioğlu, çok rahatsız olduğu ve teşkilatı deyim yerindeyse kadrolaştır-ma faaliyetleri kapsamında ikiye bölüğü için ve ayrıca Çin’de büyük birbaşarısızlığa imza attırdığı için GSGM Müdürü Mehmet Atalay’ın istifasın-da büyük rol oynadı. Atalay gitti ama değişen olmadı çünkü vekâletenonun yerine yardımcısı Yunus Akgül bakıyor. Özetle Atalay teşkilatı el al-tından yürütüyor. Bu durum Bakan Murat Başesgioğlu’nu rahatsız ediyorve Akgül’ün göreve devam etmesi konusundaki rahatsızlığı biliniyor. Gü-venilir kaynakların verdiği bilgiler ışığında Başbakan’a yapılan baskıya ge-

çelim.Başbakan’ın etrafındaki bazı “çakallar” baskı yapıyorlarmış “MuratBaşesgoğlu’nu bakanlıktan alın” diye. Eğer Başesgioğlu giderse teşkilatıiyiden iyiye ele geçirecekler. Ya da büyük pastayı kapmak isteyenler derin bir oh çekecek. Atalay’ın Başbakan’a yakınlığı aklımageldikçe içime düşen kuşku olası bir kabine revizyonunda ilk gidecek isimlerden birinin Murat Başesgioğlu’nun olacağı…

Page 63: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 63/65

yi ne, kötü ne? Yer mi deitirdi?Televizyonda bazı dizilere bakıyorum. Toplumun deer yargı-larının nasıl alt üst oluunu öyle açık dıa vuruyorlar ki...Hani eskiden “kötü adam” tipleri vardı filmlerde.Daha ilk sahnede çıkar çıkmaz anlardınız. te katil bu! te

hırsız bu! Yapsa yapsa bu yapmıtır! Tipinden belli olurdu.Genellikle Amerikan filmlerinde Asyalı ya da siyahlar.Türk filmlerinde iri yarı, kaba saba; ya da ufak tefek sinsi

kiiler.Kendilerine benzemeyenler yani, potansiyel çirkin, potansiyel

suçlu.Çirkin tanımını tartımayı bir

kenara bırakıyorum ama enazından “çirkin”dir kötüadam...

imdi bakıyorumyakııklı, becerikli,duyarlı “jön”, hattapolis kadının aık ol-duu adam hırsız,adam öldürüyor, hertürlü kanunsuz ii yapı-yor. Açık açık hem de.Biz de görüyoruz. Bir-denbire “a aa meerböyleymi, bizi iyi

adamım diye kandır-mı” gibi bir sürprizde çıkmıyor sonun-da.

Yoksa bizimkötü dedikleri-miz artık “iyi veakıllı” oldularda haberimizmi yok?

B a t a nkoktuk da

duymadık mı?Çadıı mı kaldık?

62 G Ayd›nl›k G 19 NSAN 2009

RÜZGARGÜLÜ

ŞULE PERİNÇEK

[email protected]

Alakası olanlar ve olmayanlar“Ne alakası

var?”Hele 12. dalga-

dan sonra bu soruçok soruldu.

Dorudur.Yok.Dı kapının dı

mandalı.Peki, 1-11

arası dalga-lar iç kapı-nın içman-d a l ı

mı?Ya da var mı birkapı ki, iç-dı mandalıolsun?

Sorunu ve tertibi dorugörseler, dalgalar bir yerdeçoktan kesilirdi.

Nazım’ın dili varmıyorama ben rahat rahat gerçeisöyleyeyim.

Akrep gibisin kardeim,korkak bir

k a r a n l ı ki ç i n d e s i nakrep gibi.

Serçe gibisin kardeim,serçenin telaı içindesin.Midye gibisin kardeim,midye gibi kapalı, rahat.Ve sönmü bir yanarda azı gibi korkunçsun, kar-

deim.Bir deil,be deil,yüz milyonlarlasın maalesef.Koyun gibisin kardeim,

gocuklu celep kaldırınca sopasınısürüye katılıverirsin hemenve âdeta marur, koarsın salhaneye.Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,hani u derya içre olupderyayı bilmiyen balıktan da tuhaf.Ve bu dünyada, bu zulümsenin sayende.Ve açsak, yorgunsak, al kan içindeysek eerve hâlâ arabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsakkabahat senin,-demee de dilim varmıyor ama-

kabahatın çou senin, canım kardeim!Bir de bile bile “kabahat” ileyenler var. Gocuklucelep misali sopa kaldıranlar. Belki de sadece celepdenei olanlar. Onlar zaten ne kardeimiz, ne de mecli-simize dahiller… Höt deyince kaçacaklar…

Page 64: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 64/65

RÜZGARGÜLÜ

19 NSAN 2009 G Ayd›nl›k G 63

Olmazsa akln süngüsü, bozulmaz Ortaça’nbüyüsü!

Atatürk, “Asıl düman, insanlarımızı örtenOrtaça karanlııdır. Ve aklımızın süngüleriyleortadan kaldırılacaktır…” demiti. Salt, top,tüfek, süngü ile dümanın ortadan kaldırılama-yacaını bilen Büyük Önder, laiklik uygulamasıile dinsel banazlıın karanlıını yırtarak düün-ce aydınlıında bir devrim yaptı. 60 yıllıkkarıdevrim çalımaları ise, bugün asıl dümanı-mızın kim olduunu belirlemitir…

Geldi Obama, tam bamszl artk dilinedolama…

Azerbaycan, Türk Hükümeti’nin ErmenilerinKaraba igalini görmezlikten geldii için kır-gınmı… Demez… Kendi ülke topraklarınınsessiz igaline göz yuman bir yönetimden nebekliyordunuz yani…

slami yaam, medeniyete oldu hep sataanSon dakika: Çada Yaamı Destekleme Der-

nei’ne, çada yaamı köstekleyiciler tarafın-dan darbe yapıldı…

ÇİVİLEMELER / VURAL AHI

10 kiicik kalacaklarlk tutuklamalar olduu günlerde gazetecilere

Beikta’taki Adliye’nin önünde demitim ki “çokbüyük bir taı yerinden oynattılar. Bu ta ayakları-na deil, sonunda balarına düecek!”

Bu dalgalarla ite o taı büyütüyorlar. 69 mil-yon 890 kiiyi vatanseverlikten, ABD karıtlıın-dan cezaevine koyamayacaklarına göre, i mutlakatersine dönecek. O 10 bin kii içeri girecek, bizözgür olacaız!

Gerçi o zaman hâlâ 10 bin kii olurlar mı bil-

miyorum. Bir bakarlar ki arkalarına, 10 kiicik ka-lakalmılar...

Silivri’den bir Kemaliye ricasıBizden iletmesi. Hikmet Çiçek’in bir ricası var. Çıkınca, diyor, hiç-

bir toplantıda, gecede Kemaliye müzii çalınmasın!Diyeceksiniz ki çok özel müzii olan Kemaliye’den ne istiyor?

Ben sebebini hemen anladım, elbette.Dou Perinçek’le bitiik odalarda kalıyorlar Silivri Cezaevi’nde.Sabah akam, yat kalk Perinçek’ten köyünün türküsünü dinliyor

anlaılan. Bir de adeti vardır Perinçek’in, bir ii yaptı mı, en iyisini yap-mak için azimle uraır.

Hele maharet isteyen, zor yerel bir aız olan “elâ gözlümü” ça-lııyorsa (yıllardır uraıyor çünkü) Hikmet Çiçek belki de haklıdır, nediyeyim...

Hz. Muhammed yaasaydıKutlu Doum Haftası etkinlikleri baladı. AKP her ii olduu gibi bunu

da aaalı bir gösteriye dönütürdü. l ve ilçelerde gerçekletirilen, 2008’de13 bin 268 olan etkinlik sayısı bu yıl 17 bin 761’e yükseldi. Bu yıl ilköre-tim örencilerine ve anaokulu çocuklarına yönelik çok sayıda program daeklenmi. Dini konulu iir ve kompozisyon, Kuran ve ezan okuma, KırkHadis ezberleme, bilgi yarımaları yapılıyor; “badetlerimi Öreniyorum”ve “Dualarımı Öreniyorum” adlı kitapların daıtımı gerçekletiriliyormu.

En fazla etkinliin yapılacaı iller 412 programla stanbul, 393 prog-ramla Konya ve 293 programla zmir olacak.

Diyanet leri Bakanlıı, geçen yıl yapılan etkinlikler kapsamında yurtiçi ve yurt dıında toplam 748 bin 122 gül, 787 bin 436 kitap daıtmı;1886 konferans, 237 panel düzenlenmi, 4 bin 67 vaaz, 4 bin 643 hutbe ve-rilmi, 46 bin 194 hatim-mevlit okunmu, 1158 yarıma, 49 sergi düzen-

lenmi…Bu yıl katlanarak artacaı söyleniyor.Erdoan’ın programının bu hafta için ne olduu belirtilmiyor.Hangi otelin, hangi altın pırıltılı kral dairesinde kalacaı mesela…Acaba Hz. Muhammed yaasaydı ne derdi?

Devletin küçülmesi ve tarikatlarBir dostumuz bir ii nedeniyle 10 gün Idır’da kalmı. Dehet içinde an-

latıyor. Devlet diye bir ey kalmamı buralarda diyor. Devletin küçültül-mesi kapsamında bütün kurumlar kapatılınca memur aileleri de çekilmitoplumsal yaamdan. Ortalık iyice cemaatlere, tarikatlara kalmı. Kadın-

lar gündüz o ev senin, bu ev benim mukabelede toplanıyor; akamları er-kekler eyhin etrafında. Baka hiçbir sosyal faaliyet yok. Üretim desenizkoca Idır Ovası’nda ne ekin kaldı, ne hayvancılık…

Örnein tarım müdürlüklerinin kapatılması yalnızca ekonomik biranlam da taımıyor. Aynı zamanda toplumsal tahribata da yol açıyor.Mutlaka hesapta bu da vardır.

Aylarca Tekirda’a gittikgeldik ama bu tabelaygözümüz görmemi.

(Gönderen okurumuz SeyhanBahar’a teekkürler)

Page 65: 2009 19 Nisan

7/27/2019 2009 19 Nisan

http://slidepdf.com/reader/full/2009-19-nisan 65/65

Ben misyonerleri tanırım.1940’lı yıllarda Adana’da, Hacı

Ömer’in 1949-50’lerde yaptırdığı ErciyesSineması’nın yerindeki o çocuk parkındaAmerikalı misyonerler biz çocuklara şekerdağıtır, dağıtırken de sürekli gülümseye-rek saçlarımızı okşar, yanaklarımızdanmakas alırlardı. Bir de ünlü misyoner Dr.Has vardı. Hastalandığımızda Dr. Has’a

götürülürdük mutlaka. Çünkü bedava bakardı Dr. Has, ilaç bile ve-rirdi.

Misyonerler de yaz gelince biz Yörüklerle birlikte yaylaya çıkar-larmış ki demek, Bürücek’te de bizi Dr. Has iyileştirirdi sanki. Hayalmeyal anımsıyorum, bu misyonerlerden biri Toros dağlarına tırma-

nırken uçuruma yuvarlanmış ölmüştü, Kızılay Kampında düzenle-nen bir törenle Amerika’ya gönderilmişti cenazesi.

Kısacası, ben misyonerleri tanırım.Koyu renk sade giysiler içinde, “bir yanağınıza tokat vururlarsa

ötekini de uzatın” diyen Hazreti İsa pozuyla sürekli iri dişlerini açık-ta bırakacak şekilde gülümseyerek herkesle tokalaşırlar, hiç sinir-lenmezler, herkese mavi boncuk dağıtacak şekilde sözcükleri özel-likle seçerek konuşurlar ve sanki herkesle eşittirler bu misyonerler.

OBAMA M İSYONER OLARAK GELDİ

Bu nedenle Obama da, gördüğüm kadarıyla ayağının tozuylaTürkiye’ye ABD Başkanı olarak değil, bir misyoner olarak gelmişti,hiç kuşkum yok.

Yoksa nerede, kimle konuşursa konuşsun kilisede vaaz veriyor-muş gibi sözlerinin orasına burasına bolca dinsel sözcük sıkıştırmagereğini niçin duysun ki?

Örneğin, gençlerle söyleşirken söze niçin “ezan okununcayakadar konuşacağım” diye başlasın? Biliyorsunuzdur; Napolyon1798’de halka “Müslümanların halifesi Sultan III. Selim Han adınaMüslümanları kurtarmaya geliyorum” diye bildiri dağıttırarak işgaletmiştir Mısır’ı, Alman İmparatoru II. Wilhelm de, Abdülhamit’inkonuğu olarak İstanbul’a gelmeden önce “İmparatorun gizli Müs-lüman olduğuna” dair ustaca dedikodular çıkartılmıştır halk arasın-da. Obama da “ailesinde Müslümanların bulunduğunu” açıklaya-rak söze başlamıştır Meclis’teki konuşmasında.

SÖMÜRG ECİLİKLE MİSYONERLİĞİN TARİHİ ÖZDEŞLEŞİYOR

Galiba emperyalizmin ne menem bir şey olduğunu iyi kavraya-bilmek için, misyonerliğin tarihini de iyi bilmek gerek…

Çünkü gerçekten kapitalizm daha ilk günden, kendilerine yenipazarlar yaratıp hammadde kaynakları bulmaları için misyonerlerleişbirliği yapmıştır, bilindiği gibi.

Hıristiyanlığı yayma görevlerini ikinci plana attırıp birer ticaretataşeleri haline dönüştürdüğü misyonerlere, önce ürünlerini kul-landırtıp tanıtarak oraları yeni pazarlar haline getirtmiş gene onla-

dacılık) diyerek, Wilson Prensipleri gibi aldatmacalarla güya moder-nizmin temel ilkesi insan haklarını savunarak kendisine yeni bir gö-rünüm vermeğe kalkışmamış da değildir.

Bu aşamada yapılan ilk iş de, gördüğümüz kadarıyla kapitalizmile misyonerlik arasındaki bu ilişkiye son vermek olmuştur, ne il-ginçtir ki…

Ancak emperyalist aşamanın bu modernist dönemi pek deuzun sürmemiştir. I. Dünya Savaşı’ndan güya utkuyla çıkmış sö-mürgeci Batı, 1917 Ekim Devrimi karşısında düştüğü şaşkınlığı üs-tünden atar atmaz, ola ki biraz da bu tür büyük yıkımların insanla-rın din duygularını olağanüstü güçlendirmesinin uyarısıyla, yaşamındinselleştirilmesinin sömürü açısından vazgeçilemezliğinin bilincinevarıp, 1930’lu yıllarda yeniden misyonerlere sarılmıştır sanki.

Böylece emperyalizm yaşamın yeniden dinselleştirilmesi demekolan II. Dünya Savaşı’ndan sonraki postmodernist dönemde, ger-çekten de sömürgeleştirmeden önce artık dil ve din silahlarını kul-lanarak toplumsal yaşamları hızla dinselleştirmektedir.

Öyle ki sömürgeleştirilecek halk şayet tek tanrılı değil, animistveya politeist çok tanrılı bir dine inanıyorsa, hemen misyonerlergönderilerek hızla Hıristiyanlaştırılmalarına çalışılmaktadır önce. Ör-neğin Ümit Zileli’nin 9 Nisan 2009 günlü Cumhuriyet’teki yazısın-dan öğrendiğimize göre “1950’lerde tamamı Budist olan GüneyKore halkının bugün neredeyse yarısından fazlası Hıristiyanlaştırıl-mış”tır.

Eski sömürgelere, sömürgeci dilini devletin anadili (resmi dili),dolayısıyla eğitim dili olarak kabul ederlerse, artık ikili anlaşmalarlaaltın tepsiler içinde güya bağımsızlık bile verilmektedir.

Anımsanacağı gibi, 1945’lerden itibaren Türkiye’de de, yaşa-mın yeniden dinselleştirilebilmesi için bir yandan ezan Arapçalaştı-rılır, her mahalleye bir cami yaptırılıp Kuran kursu açılır, İmam Hatipokullarının sayısı hızla artırılırken, öte yandan da İngilizcenin devle-tin resmi dili haline getirilebilmesi için Türkçenin bilim dili olmadığı,Türkçe ile kalkınabilmenin olanaksızlığı konusunda yoğun bir pro-pagandaya girişilmiş ve daha 1955 yılında eğitimin tamamen İngi-lizce yapalacağı bir üniversite, ODTÜ kurdurulmuştur.

SİZE DE SORUYORUM

Gerçekten, ülkeyi kent kent, kasaba kasaba dolaşıp alanlara

toplanmış kalabalıklara Kuran’dan ayetler okuyarak nutuklar atan12 Eylül generalleri, Türk-İslam Sentezi tartışmasını da kendi is-tençleriyle mi toplumsal gündeme getirmişlerdir acaba?

Batılılar niçin 1990’larda Türkiye için bir “ılımlı İslam devleti”modeli çizip bizlere zorla benimsetmeğe çalışmışlardır?

Dinler uygarlıkla değil, kültürle ilgili bir toplumsal olgudur. Bunedenle Postmodern emperyalizmin ideologlarından Samuel Hun-tington da “Medeniyetler Çatışması” yaftası altında dini uygarlıklailgili bir olgu imiş gibi gösterip Hıristiyanlarla Müslümanları karşı

İ

Obama, misyonerlik vepostmodern emperyalizm üzerine…

SİS ÇANI

DEMİRTAŞ CEYHUN